Kahtânîler’in Ezd kabilesinden olan Huzâa’nın bir koludur. Bârık kabilesinin atası Sa‘d b. Adî b. Hârise, Yemen’de Serât sıradağlarında bulunan Bârık dağına yerleştiği için bu adla meşhur olmuş ve kabileye de adını vermiştir. Hz. Peygamber’e Yemen’den gelen heyetler arasında Bârık kabilesi mensupları da vardı. Hz. Peygamber onları İslâm’a davet edince müslüman olup biat ettiler. Bunun üzerine Resûlullah Ebû Ubeyde b. Cerrâh ile Huzeyfe b. Yemân’ın şahit olduğu mecliste Übey b. Kâ‘b’a şu meâlde bir mektup yazdırdı: “Bu, Allah’ın resulü Muhammed’in Ezd kabilesinden Bârık’a yazdığı ahidnâmedir. Bârık kabilesinin meyve ağaçları kesilmeyecek, kendileri istemedikçe vahalarında hayvan otlatılmayacaktır. Onlar da savaş ve kıtlık zamanlarında yanlarına gelen müslümanları üç gün misafir edeceklerdir. Meyveleri olgunlaştığı zaman yolcular dalından koparmamak ve toplayıp götürmemek şartıyla yere dökülenlerden karınlarını doyurabilirler.”
İbn Sa‘d’ın Yemen’den gelen Bârıklı temsilcilerin müslüman olup Resûlullah’a biat ettiklerini bildirmesine rağmen (eṭ-Ṭabaḳāt, I, 352) onların müşrik olarak kaldıklarını iddia eden Caetani (İslâm Tarihi, VII, 96) yanılmaktadır.
Câhiliye döneminde Benî Nümeyr’in müttefiki olan Bârık kabilesi mensupları İslâmî devirde Kûfe yakınlarına yerleşmişlerdir.

