Batum’a ilk kez gitmiş olmama rağmen şehir bana hemen sıcak geldi. Sahili, meydanları, heykelleri… Hepsi birbirine yakın olduğu için kısa sürede çok yer gezilebiliyor. Ben de elimdeki zamanla hem şehir atmosferini hissetmeye çalıştım hem de aklımda küçük ama anlamlı anılar biriktirdim. Üstelik her durakta biraz da şehrin tarihine dair ipuçları bulmak mümkün.

1.⁠ ⁠Meryem Ana Katolik Kilisesi – İçini Gezerken Tarihi Hissederek

Kilise 1870’lerde inşa edilmiş ve Batum’un Katolik topluluğu için önemli bir merkezmiş. Yani sadece güzel bir bina değil, şehirdeki farklı kültürlerin izlerini taşıyan bir yapı.

İçeri adım attığımda yüksek tavanlar ve vitraylardan süzülen ışıklar hemen gözüme çarptı. Duvarlardaki motifleri ve sütunları gezerken “burası sadece ibadet yeri değil, bir zaman kapsülü gibi” dedim kendi kendime. Kısa bir gezide bile detayların özenle işlendiğini fark etmek mümkündü.

^{Meryem Ana Kilisesi (Aylin Gülek)}

2.⁠ ⁠Avrupa Meydanı – Hem Tarih Hem Modern Hayat

Avrupa Meydanı, Batum’un en merkezi noktalarından biri ve 19. yüzyılın sonlarından itibaren şehirdeki sosyal yaşamın merkezi olmuş. Meydanın çevresindeki binalar Avrupa mimarisinden izler taşıyor, ama Batum havasını da kaybetmemiş.

Ben bir köşeye oturup etrafı izledim; insanlar yürüyordu, müzik sesi geliyordu, kafelerde sohbetler vardı. “Burası olmasa şehirdeki hareketin yarısı eksik olurdu” dedim kendi kendime. Meydanın hem tarihi dokusu hem de canlı atmosferi çok güzel bir kombinasyon.

^{Avrupa Meydanı (Aylin Gülek)}

3.⁠ ⁠Poseidon Heykeli – Deniz Tanrısı ve Liman Şehri

Poseidon Heykeli, denizlerin tanrısını simgeliyor ve Batum’un liman kenti kimliğine gönderme yapıyor. 1990’larda şehre eklenmiş, yani çok eski değil ama şehrin modern simgelerinden biri olmuş.

Yakından bakınca heykelin altın rengi ve çevresindeki açık alan dikkat çekiyor. Ben etrafında biraz yürüyüp fotoğraf çektim. Burası hem limanın tarihine hem de şehrin turistik yüzüne kısa bir bakış sunuyor.

^{Poseidon Heykeli (Aylin Gülek)}

4.⁠ ⁠Batum Dönme Dolabı – Öğleden Sonra Manzarasıyla Hem Keyif Hem Perspektif

Dönme dolaba öğleden sonra bindim ve şehir tepeden bir anda farklı görünüyordu. Sabah ışıkları farklıdır ama öğleden sonra manzarası da ayrı bir güzel. Sahil boyunca uzanan palmiyeler, Karadeniz’in mavi yüzeyi ve modern binalar birleşince manzara nefes kesiyor.

Dönme dolap, Batum’un modernleşme sürecini ve turistik yüzünü görmek için iyi bir nokta. Üstelik kalabalık olmadığı için yürüyüşten sonra buraya geçmek çok rahat.

^{Dönme Dolap (Aylin Gülek)}

5.⁠ ⁠Ali ve Nino Heykeli – Akşam İzlemek Daha Romantik ve Tarihî Hisli

Ali ve Nino heykeli, Azerbaycanlı Müslüman genç Ali ile Gürcü Hristiyan kız Nino’nun kavuşamayan aşkını anlatıyor. Heykelin hareketli olması ve akşam vakti deniz kenarında izlemek çok etkileyici.

Ben akşam güneşinin batışına yakın izledim; birleşip ayrılmalarını takip etmek, hem romantik hem de şehrin kültürel çeşitliliğini düşündürdü. Batum, tarih boyunca farklı kültürlerin kesişim noktası olmuş ve bu heykel de bunu güzel bir şekilde temsil ediyor.

^{Ali ve Nino Heykeli (Aylin Gülek)}

Batum’da gezdiğim her nokta hem görsel hem de tarihî bir deneyim sundu:

• Kilisenin 19. yüzyıldan kalma mimarisi ve Katolik topluluğuna dair izler,

• Avrupa Meydanı’nın 19. yüzyıldan günümüze kadar sosyal ve kültürel rolü,

• Poseidon Heykeli’nin liman ve modern simge vurgusu,

• Dönme dolapta öğleden sonra manzarası ve şehrin modern yüzü,

• Ali ve Nino heykelinin kültürel ve romantik sembolizmi…

Tüm duraklar birbirine yakın olduğu için yürüyerek rahatça gezmek mümkün. Batum, kısa bir gezi için bile tarih, kültür ve manzarayı bir arada sunan bir şehir.

Okuduğunuz için teşekkürler.