Batı Avrupa’nın merkezinde yer alan Belçika, tarih boyunca Avrupa siyasetinin, sanayileşmenin ve kültürel çeşitliliğin kesişim noktasında bulunmuş olan bir ülkedir. Yüz ölçümü yalnızca 30.688 km² olmasına rağmen, kıta tarihindeki etkisi nüfus ve yüz ölçüm oranına kıyasla büyüktür. Ülke; kuzeyde Hollanda, doğuda Almanya, güneydoğuda Lüksemburg, güney ve batıda Fransa, kuzeybatıda ise Kuzey Denizi ile çevrilidir. Başkenti Brüksel, yalnızca ülkenin değil, aynı zamanda Avrupa Birliği ve NATO’nun de facto diplomatik merkezidir.
Belçika, üç bölgeden (Flandre, Valonya ve Brüksel) ve üç resmî dilden (Flemenkçe, Fransızca ve Almanca) oluşan karmaşık bir federal yapıya sahiptir. Bu çok dilli ve çok kültürlü yapı, onu Avrupa’da hem kültürel zenginlik hem de idari esneklik açısından özgün bir örnek haline getirmiştir. Ülke, yüksek yaşam standartları, güçlü sanayi altyapısı, ileri düzey ulaşım ağı ve uluslararası kuruluşlara ev sahipliği yapmasıyla öne çıkar.
21. yüzyılda Belçika, Avrupa’nın politik merkezlerinden biri olarak işlev görmeye devam ederken; küresel ölçekte diplomasi, insan hakları, yenilenebilir enerji ve barış politikaları alanlarında etkili bir aktör konumundadır.
Milli Marşı
Belçika’nın ulusal marşı “La Brabançonne”’dur. Sözleri Alexandre Dechet (Jenneval) tarafından 1830’daki Belçika Devrimi sırasında yazılmış, müziği François Van Campenhout tarafından bestelenmiştir. Marş; Fransızca, Flemenkçe ve Almanca olmak üzere üç resmî dilde icra edilir. Metin, ülkenin bağımsızlık mücadelesini, özgürlük idealini ve halkın birliğini yüceltir.
“La Brabançonne”, Belçika’nın devrim sonrası kimliğini sembolize eden bir yapıttır. Her ne kadar farklı dil toplulukları kendi versiyonlarını söylese de marşın özündeki temalar (bağımsızlık, barış ve dayanışma) Belçika ulusal bilincinin ortak paydası olmuştur.
Belçika Milli Marşı (Youtube)
Tarih
İlk Topluluklar ve Antik Dönem
Belçika topraklarında insan yerleşimi Taş Çağı’na (yaklaşık M.Ö. 4000) kadar uzanır. Roma öncesi dönemde bölgede yaşayan Kelt kökenli Belgae kabileleri, ülkeye adını vermiştir. Julius Caesar’ın Galya Seferleri (M.Ö. 57–50) sonucunda bu kabileler Roma İmparatorluğu’na bağlanmış ve “Gallia Belgica” eyaleti oluşturulmuştur. Roma dönemi boyunca bölge; askeri yollar, ticaret merkezleri (Tongeren, Tournai, Arlon) ve şehirleşme bakımından gelişmiştir.
Roma İmparatorluğu’nun çöküşüyle 5. yüzyılda Frank kabileleri bölgeye hâkim oldu. Bu süreçte Belçika toprakları, Frank Krallığı’nın Merovenj ve Karolenj Hanedanları döneminde Batı Avrupa’nın ekonomik ve idari merkezlerinden biri haline geldi. Charlemagne’ın (Şarlman) İmparatorluğu döneminde bugünkü Belçika, Aşağı Lorraine olarak adlandırılan bölgeye dahildi.
Orta Çağ ve Feodal Dönem
10. yüzyıldan itibaren Belçika toprakları; Flaman, Brabant, Hainaut ve Namur gibi özerk dükalıklar ve kontluklar halinde bölündü. Bu bölgeler özellikle yün ticareti ve tekstil sanayii sayesinde Avrupa ekonomisinin kalbi haline geldi. Brugge, Ghent ve Ypres kentleri Orta Çağ’da Hanse Birliği’nin önemli limanları arasında yer aldı.
11. yüzyılda Burgonya Hanedanı Flandre ve Brabent’i birleştirerek siyasi bir bütünlük sağladı. 1477’de Burgonya Düşesi Mary of Burgundy’nin ölümüyle bölge Habsburg Hanedanı’na geçti. Bu dönem, sanatta erken Flaman ustalarının yükseldiği bir çağ oldu; Jan van Eyck, Rogier van der Weyden ve Hans Memling gibi ressamlar, Kuzey Rönesansı’nın öncüleriydi.
Modern Dönem ve Bağımsızlık Mücadelesi
16. yüzyılda İspanyol Habsburgları, bölgeyi Katolik merkez olarak yönetti. Reformasyon’un etkisiyle kuzeyde Protestanlık yayılınca, bugünkü Hollanda ile Belçika arasında dini ve politik ayrışma başladı. 1568’de başlayan Seksen Yıl Savaşı, kuzeydeki Hollanda Cumhuriyeti’nin bağımsızlığıyla sonuçlanırken, güneyde kalan bugünkü Belçika toprakları “İspanyol Hollanda’sı” olarak kaldı.
17. yüzyılda Avusturya Habsburgları yönetimi devraldı. 1794’te Fransız Devrimi Orduları ülkeyi işgal etti; Belçika, 1795’te Fransa’ya katıldı. Napolyon’un yenilgisinin ardından 1815’te Viyana Kongresi, Belçika’yı Hollanda Krallığı ile birleştirerek “Birleşik Hollanda Krallığı”nı kurdu. Ancak dil, din ve ekonomi farkları bu birliği sürdürülemez hale getirdi.

Napolyon'un Son Muharebesi Olan Waterloo Muharebesi, 18 Haziran 1815 (Flickr)
1830 Devrimi ve Modern Belçika Devleti
25 Ağustos 1830’da Brüksel’de başlayan ayaklanma kısa sürede ülke genelinde bağımsızlık hareketine dönüştü. 4 Ekim 1830’da Belçika bağımsızlığını ilan etti; 1831’de I. Leopold tahta çıkarak ülkenin ilk kralı oldu. Yeni anayasa liberal prensiplere dayanıyor, din özgürlüğü ve parlamenter sistem öngörüyordu.
19. yüzyıl boyunca Belçika hızla sanayileşti; kömür, demir ve tekstil üretiminde Avrupa öncülerinden biri haline geldi. Ancak bu büyüme sömürgecilikle de desteklendi: Kral II. Leopold, 1885’te Kongo Özgür Devleti’ni kendi mülkü olarak yönetti; bu dönem insanlık tarihinin en karanlık sömürge uygulamalarından biri olarak kayda geçti.

Brüksel Grande Place Meydanı (Picryl)
20. Yüzyıl ve Günümüz
Belçika, her iki dünya savaşında da işgal edildi. I. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın tarafsız Belçika’yı işgali, İngiltere’nin savaşa girmesine neden oldu. II. Dünya Savaşı’nda (1940–44) ülke yeniden Alman kontrolüne girdi ancak direniş hareketleri güçlüydü.
Savaş sonrası Belçika, Avrupa’nın yeniden inşasında aktif rol oynadı. 1949’da NATO’nun kurucu üyesi, 1951’de Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’nun (bugünkü AB’nin temeli) kurucu devletlerinden biri oldu. Brüksel, bugün Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu’na ev sahipliği yapar.
21. yüzyılda Belçika, federal yapısını derinleştirmiş, bölgesel özerkliğini artırmış, aynı zamanda yüksek yaşam standartları ve gelişmiş sosyal refah modeliyle Avrupa’nın en istikrarlı demokrasilerinden biri hâline gelmiştir.

Brüksel'de Yer Alan Avrupa Birliği Komisyon Binası (Public Domain Pictures)
Coğrafya
Belçika, Batı Avrupa’nın kuzeybatısında, coğrafi olarak küçük fakat stratejik bir konuma sahip bir ülkedir. Toplam yüz ölçümü 30.688 km² olup, bu alanı üç ana bölgeye ayırmak mümkündür: Kıyı Ovası (La Plaine Côtière), Orta Plato (Le Plateau Central) ve Ardennes Yüksekliği (Les Ardennes). Bu üç bölge hem doğal çevre hem de ekonomik faaliyetler bakımından ülkenin karakterini belirler.
Ülkenin kıyı kesimi, Kuzey Denizi boyunca uzanan alçak kumullardan oluşur. Bu bölge, denizle sürekli etkileşim halindedir; setlerle korunan polderler Hollanda’daki benzer örnekler gibi denizden kazanılmış topraklardır. Orta Belçika, başkent Brüksel ve Anvers’i içine alır; verimli topraklar ve yoğun nüfusuyla ülkenin sanayi ve ticaret merkezidir. Güneydeki Ardennes Bölgesi ise yoğun ormanları, granit tepeleri ve vadi yapısıyla ülkenin doğal dengesini sağlar.
Belçika, Avrupa iklim sistemlerinin kesiştiği bir konumda bulunduğundan ılıman okyanusal iklim özellikleri taşır. Bu durum; nemli kışlar, serin yazlar ve yıl boyunca düzenli yağışlar anlamına gelir. Ortalama sıcaklık kışın 3–5 °C, yazın 17–20 °C arasındadır. Yıllık yağış miktarı ülke genelinde 750–1000 mm arasında değişir.

Belçika Ülke Sınırları (Picryl)
Sınırları ve Komşuları
Belçika’nın kara sınırları toplam 1.297 km’dir.
- Kuzeyde: Hollanda (450 km),
- Doğuda: Almanya (167 km) ve Lüksemburg (148 km),
- Güney ve Batıda: Fransa (620 km),
- Kuzeybatıda: Kuzey Denizi kıyısı (66 km).
Belçika’nın stratejik konumu onu Avrupa’nın ulaşım, enerji ve ticaret ağlarının kavşak noktası haline getirmiştir. Ülkenin doğusundan batısına geçen koridorlar, Amsterdam–Paris ve Köln–Londra hattını birbirine bağlar. Brüksel, bu eksenin siyasi merkezinde yer alır.
Dağlar
Belçika genel olarak alçak rakımlı bir ülkedir; ortalama yükseklik 181 metredir. Ancak güneydoğudaki Ardennes Dağlık Bölgesi, ülkenin en yüksek alanını oluşturur. Burada yükselti 300–700 metre arasında değişir. En yüksek nokta Signal de Botrange olup 694 metredir. Bu bölge, zengin orman örtüsü ve granit arazisiyle ülkenin ekolojik denge alanıdır.
Ardennes, tarih boyunca hem doğal bir sınır hem de askeri savunma hattı olmuştur. I. ve II. Dünya Savaşları’nda bu bölge, stratejik geçiş güzergâhı olarak büyük önem taşımıştır. Bugün ise yürüyüş, bisiklet ve doğa turizmi açısından ülkenin en değerli doğal varlıklarından biridir.
Ovalar ve Vadiler
Belçika’nın kuzey ve orta kesimleri, geniş alüvyal ovalar ve yumuşak eğimli platolardan oluşur. Flaman Ovası, tarım ve sanayi açısından ülkenin en yoğun nüfuslu bölgesidir. Brüksel ve Leuven çevresindeki Orta Belçika Platosu, tarih boyunca tarımsal üretimle birlikte kentleşmenin odağı olmuştur.
Meuse (Maas) ve Sambre vadileri, ülkenin endüstriyel gelişiminin temelini oluşturur. 19. yüzyılda kömür ve çelik endüstrisinin yükselişi bu vadiler boyunca şekillenmiştir. Bugün bu alanlar, enerji üretimi ve lojistik ağlarının merkezidir.
Nehirler ve Göller
Belçika su kaynakları bakımından zengin bir ülkedir. Başlıca nehirler Schelde (Escaut), Meuse (Maas), Sambre ve Yser (Ijzer)’dir.
- Schelde Nehri (350 km): Anvers Limanı’na hayat verir; Avrupa’nın en işlek su yollarından biridir.
- Meuse Nehri (925 km): Fransa’dan doğup Hollanda’ya geçer; Namur ve Liège üzerinden ülkeyi boydan boya geçer.
- Sambre Nehri, Meuse’un önemli koludur ve Valonya sanayi bölgesinin merkezidir.
- Yser Nehri, Flanders’ın kuzeyinde yer alır ve I. Dünya Savaşı’nda savunma hattı olarak tarihi bir öneme sahiptir.
Belçika’da doğal göller azdır; ancak insan yapımı Eupen, Gileppe ve Robertville baraj gölleri su depolama ve enerji üretimi açısından önemlidir.
İklim
Belçika’da ılıman okyanusal iklim hâkimdir. Atlas Okyanusu’ndan gelen hava kütleleri yıl boyunca dengeli sıcaklıklar yaratır. Ortalama yıllık sıcaklık Brüksel’de 10,5 °C civarındadır.
- Kışlar genellikle nemli ve ılımandır; sıcaklık nadiren -5 °C’nin altına düşer.
- Yazlar serin geçer, sıcaklık genellikle 20–25 °C aralığındadır.
- Yağışlar yılın her ayına dağılmıştır; kasım ve temmuz ayları en yağışlı dönemlerdir.
İklim koşulları tarıma elverişli olsa da artan kentleşme ve sanayileşme sonucu hava kalitesi dönemsel olarak düşmektedir. 2020’lerden itibaren Belçika, karbon nötrlüğü hedefi doğrultusunda yenilenebilir enerji kaynaklarını artırmıştır.
Ekonomi
Belçika, yüzölçümüne oranla Avrupa’nın en yoğun ekonomik kapasitesine sahip ülkelerinden biridir. Yüksek katma değerli üretim, ileri teknoloji, lojistik ağlar ve finansal hizmetler üzerine kurulu karma bir ekonomik yapıya sahiptir. 19. yüzyılda sanayi devrimini erken yaşayan Belçika, Avrupa’da İngiltere’den sonra sanayileşen ilk ülke olmuş ve bu dönemde “Avrupa’nın Atölyesi” olarak anılmıştır.
Bugün Belçika ekonomisi, açık pazar yapısı ve dış ticaret bağımlılığı ile tanımlanır. Gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) yaklaşık %85’i ihracat ve ithalat faaliyetlerinden elde edilir. Ülke, Avrupa’nın merkezindeki konumu sayesinde Almanya, Fransa, Hollanda ve Birleşik Krallık arasında bir lojistik köprü işlevi görür. Brüksel, Avrupa finans piyasasının en önemli düzenleyici merkezlerinden biri; Anvers ise dünyanın ikinci büyük limanı ve küresel elmas ticaretinin kalbidir.
Belçika ekonomisi üç ana bölge arasında dengelenmiş bir yapıya sahiptir: Flaman Bölgesi sanayi ve ihracatın motorudur. Valonya Bölgesi ağır sanayi ve enerji üretiminin merkezidir. Brüksel Başkent Bölgesi ise finans, hizmet ve diplomasi sektörlerinin yoğunlaştığı alandır.
2025 yılı itibarıyla Belçika ekonomisi güçlü, istikrarlı ve yüksek gelirli bir yapıya sahiptir. Ülkenin nominal gayrisafi yurt içi hasılası (GSYH) 689,36 milyar ABD doları düzeyindedir. Kişi başına düşen milli gelir 58,256 ABD dolarıyla Avrupa Birliği ortalamasının oldukça üzerindedir. Satın alma gücü paritesine göre GSYH 889.83 milyar dolara ulaşmıştır. Ekonomi, 2024’te küresel resesyon baskılarına rağmen %1,2 oranında reel büyüme göstermiştir.
Enflasyon oranı %3,2 olarak ölçülmüş, bu oran Avrupa genelindeki enerji fiyatlarındaki dalgalanmalara rağmen kontrol altında tutulmuştur. İşsizlik oranı %5,4 seviyesindedir ve işgücü piyasası özellikle hizmet ve teknoloji sektörlerinde dinamiktir. Kamu borcunun GSYH’ye oranı %105 düzeyinde seyretmekte olup, bu oran AB Maastricht kriterlerinin üzerinde olsa da Belçika’nın mali disiplini ve yüksek kredi notu sayesinde sürdürülebilir kabul edilmektedir.
Ülkenin para birimi Euro (EUR)’dur ve Avrupa Merkez Bankası para politikalarına tam uyum içindedir. Dış ticarette en önemli ortaklar Almanya, Fransa, Hollanda, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık’tır. Belçika’nın ekonomik gücü; açık ticaret modeli, gelişmiş finans sistemi ve ihracat odaklı üretim yapısına dayanmaktadır.

Belçika Ekonomisinin Can Damarı Olan Anvers Limanı (Public Domain Images)
Sektörel Dağılım
Sanayi: Belçika; kimya, ilaç, gıda işleme, makine, metalürji ve otomotiv alanlarında Avrupa liderleri arasındadır. Solvay, UCB, Umicore ve AB InBev gibi dev şirketler Belçika merkezlidir. Özellikle Liège ve Charleroi çevresi tarihsel olarak ağır sanayinin beşiği olmuş, 21. yüzyılda ileri malzeme ve enerji teknolojilerine yönelmiştir.
Hizmet sektörü: Finans, lojistik, hukuk ve diplomasi ağırlıklıdır. Brüksel, AB kurumlarının varlığı sayesinde 120.000’den fazla diplomatik ve uluslararası personeli barındırır. Bankacılık sistemi, yüksek denetim standartlarıyla AB’nin en güvenli finans ortamlarından biridir.
Tarım: Toplam istihdamın yalnızca %1,1’i tarımdadır. Patates, şeker pancarı, buğday ve süt ürünleri öne çıkar. Flandre bölgesi tarımda yoğun teknoloji ve verimlilik modelini temsil eder.
Dış Ticaret
Belçika, GSYH’sine oranla dünyanın en yüksek dış ticaret hacimlerinden birine sahiptir. 2023’te ihracat 549 milyar dolar, ithalat 520 milyar dolar olarak gerçekleşmiştir.
- Başlıca ihraç ürünleri: Kimyasal ürünler, ilaç, motorlu taşıtlar, makineler, elmas, rafine petrol ürünleri.
- Başlıca ithalat kalemleri: Enerji, ham petrol, elektronik bileşenler, gıda ürünleri.
- Ticaret fazlası: Yaklaşık 29 milyar dolar.
Anvers Limanı, AB içi ticaretin yüzde 15’ini tek başına gerçekleştirir. Ayrıca ülke, Almanya ve Fransa’ya enerji ürünleri ihraç eden sayılı Avrupa devletlerinden biridir.
Yabancı Yatırımlar ve İş Ortamı
Belçika, OECD’nin 2023 İş Yapma Kolaylığı Endeksi’nde Avrupa ortalamasının üzerindedir. Yabancı yatırımcılar için en cazip sektörler ilaç sanayi, biyoteknoloji, kimya ve bilişimdir.
2023 itibarıyla ülke, 45.000’den fazla yabancı sermayeli şirkete ev sahipliği yapmaktadır. Yabancı doğrudan yatırım stoku 595 milyar dolar düzeyindedir.
Belçika hükümeti, özellikle Brussels Invest & Export ve Flanders Investment & Trade ajansları aracılığıyla yatırımcıya teşvik, vergi indirimi ve Ar-Ge desteği sağlamaktadır. Şeffaf yargı sistemi ve güçlü fikri mülkiyet yasaları iş ortamını istikrarlı kılar.
Enerji ve Ulaşım Altyapısı
Belçika’nın enerji altyapısı, AB’nin en entegre sistemlerinden biridir. Ülke, 2023 itibarıyla enerji ihtiyacının yaklaşık %70’ini ithal eder. Nükleer enerji, ulusal elektrik üretiminin %45’ini karşılar; geri kalan kısmı doğal gaz (%30), yenilenebilir enerji (%20) ve kömür dışı kaynaklardan gelir.
2025 yılına kadar Doel ve Tihange nükleer santrallerinin kademeli kapatılması planlanmış, yerine rüzgâr ve açık deniz (offshore) enerji yatırımları hızlandırılmıştır. Kuzey Denizi’nde Belçika’ya ait 2 GW kapasiteli denizüstü rüzgâr tarlaları Avrupa’nın en yoğun enerji koridorlarından biridir.
Ulaşım altyapısı, ülkenin ekonomik gücünün temel dayanaklarındandır. Brüksel Havalimanı, AB’nin diplomatik hava trafiğinde ilk sıradadır. 1500 km otoyol ve 3600 km demiryolu ağı, ülkeyi Almanya, Fransa ve Hollanda’ya doğrudan bağlar. Anvers Limanı dünya konteyner taşımacılığında ilk 20 içinde yer alırken, Zeebrugge limanı sıvılaştırılmış doğalgaz (LNG) transferinde AB’nin en önemli terminalidir.
Demografi, Eğitim ve Kültür
Belçika, 2023 itibarıyla 11,7 milyonluk nüfusuyla Avrupa’nın en yoğun nüfuslu ülkelerinden biridir. Nüfus yoğunluğu kilometrekare başına yaklaşık 385 kişi olup, bu oran Avrupa ortalamasının iki katından fazladır. Ülke nüfusunun yapısı, dil ve bölge temelli kimliklerin etkisiyle oldukça karmaşıktır. Toplam nüfusun yaklaşık %58’i Flaman Bölgesi’nde (kuzey), %32’si Valon Bölgesi’nde (güney) ve %10’u Brüksel Başkent Bölgesi’nde yaşamaktadır.
Belçika, üç resmî dili olan Flemenkçe (Flemish), Fransızca ve Almanca arasında dengelenmiş bir federal dil sistemine sahiptir. Ülkenin kuzeyinde Flemenkçe, güneyinde Fransızca, doğusundaki küçük kantonlarda ise Almanca konuşulur. Bu dilsel bölünme, eğitim sisteminden siyasal temsil biçimlerine kadar toplumsal hayatın her alanında kurumsal düzeyde tanımlanmıştır.
Nüfusun %98’i şehirlerde yaşamakta olup, kentleşme oranı oldukça yüksektir. Brüksel, Anvers, Gent, Liège ve Brugge gibi kentler ülkenin kültürel ve ekonomik çekim merkezleridir. Brüksel’in özel konumu, uluslararası kurumların merkezli yapısı nedeniyle, yerleşik nüfusun yaklaşık üçte birinin yabancı kökenli olmasına yol açmıştır.

Belçika Nüfus Dağılımı (CIA World Factbook)
2025 Yılı Temel Demografik Göstergeler
2025 yılı verilerine göre Belçika’nın nüfus artış hızı %0,5, doğurganlık oranı 1,6 çocuk, ortalama yaşam süresi kadınlarda 83, erkeklerde 79 yıldır. Okuryazarlık oranı %99’un üzerindedir. Göçmen nüfus oranı %17 düzeyindedir; bu oran Avrupa ortalamasının oldukça üstündedir. Göçmenlerin büyük kısmı Fas, İtalya, Fransa, Romanya ve Türkiye kökenlidir.
Nüfus Dağılımı ve Şehirleşme
Nüfusun %97’si kentleşmiş bölgelerde yaşamaktadır. Brüksel Başkent Bölgesi, Avrupa Birliği kurumları, NATO karargâhı ve uluslararası örgütlerle birlikte çok uluslu bir yerleşim alanı oluşturur. Anvers, ülkenin ekonomik motoru; Gent, kültürel merkez; Liège, sanayi ve üniversite kenti olarak öne çıkar. Kırsal alanlarda nüfus yoğunluğu azdır ve bu bölgelerde tarım, ormancılık ve kırsal turizm yaygındır.
Etnik Yapı
Belçika etnik açıdan homojen sayılmamakla birlikte, anayasal olarak etnik tanımlamalardan ziyade dil toplulukları üzerinden ayrım yapılır. Flamanlar (yaklaşık %60) ve Valonlar (%39) ülkenin iki büyük topluluğunu oluşturur; Almanca konuşan küçük bir azınlık da doğu sınırında (%1) yaşar. Son yirmi yılda artan göç akımlarıyla birlikte Kuzey Afrika, Orta Doğu ve Doğu Avrupa kökenli topluluklar ülke nüfusunun önemli bir parçası haline gelmiştir.
Dinî Dağılım
Belçika’da laiklik anayasal güvence altındadır. Resmî din bulunmamakla birlikte, toplumun çoğunluğu tarihsel olarak Katolik Hristiyan kökenlidir. 2023 verilerine göre nüfusun yaklaşık %57’si Katolik, %25’i dinsiz, %7’si Müslüman, geri kalanı ise Protestan, Ortodoks ve diğer inanç gruplarına mensuptur. Brüksel’de Müslüman nüfus oranı %20’lere yaklaşmaktadır.
Eğitim ve Okuryazarlık Oranı
Belçika’nın eğitim sistemi yüksek standartlara sahiptir ve bölgesel düzeyde yönetilir. Eğitim 6–18 yaş arasında zorunludur, devlet tarafından finanse edilir. Ülke, Avrupa’da kişi başına eğitim harcamasında ilk beş içinde yer alır. Üniversite eğitimi özellikle Leuven Katolik Üniversitesi (KU Leuven), Gent Üniversitesi, Brüksel Serbest Üniversitesi (ULB) ve Liège Üniversitesi gibi köklü kurumlar üzerinden dünya çapında tanınır.
Okuryazarlık oranı %99,5 düzeyindedir. Eğitim dili, bölgelere göre değişir. Flandre’de Flemenkçe, Valonya’da Fransızca, doğuda Eupen bölgesinde Almanca eğitim verilir. Brüksel bölgesinde eğitim iki dilde de verilmekte olup, Flemenkçe ve Fransızca arasında seçim hakkı vardır. Eğitimde iki dillilik ve kültürel çeşitlilik, federal yapının temel dayanaklarından biridir.

Belçika'nın En Eski Üniversitesi KU Leuven Kütüphanesi (Flickr)
Göç ve Nüfus Azalması
Doğal nüfus artışı düşük seyretmektedir; bu nedenle Belçika’nın nüfus büyümesi büyük oranda göç akımlarına bağlıdır. 2020 sonrası dönemde Ukrayna, Suriye ve Kuzey Afrika kaynaklı göçmen grupları ülkeye yerleşmiştir. Çalışma çağındaki nüfusun artışı, sosyal güvenlik sisteminin sürdürülebilirliği açısından önem taşımaktadır. Hükûmet, nitelikli iş gücü göçünü teşvik eden politikalar yürütmektedir.
Kırsal bölgelerde nüfus yaşlanması belirgindir. Özellikle Valonya’nın doğusunda genç nüfusun kentlere göç etmesi, bölgesel kalkınma farklarını derinleştirmiştir. Buna karşılık Flaman bölgesi, hem yüksek doğurganlık hem de göçmen entegrasyonu sayesinde demografik dinamizmini korumaktadır.
Turizm
Belçika, turizm açısından Avrupa’nın kültürel zenginliğiyle öne çıkan ülkelerinden biridir. Her yıl yaklaşık 10 milyon turist ülkeyi ziyaret eder. Turizm gelirleri 2023 itibarıyla 17 milyar doları aşmıştır. Turizm, ulusal ekonominin %6’sını oluşturur ve doğrudan 200.000 kişiye istihdam sağlar.
Belçika’nın turistik yapısı; tarihî şehir merkezleri, sanat müzeleri, gastronomi ve kültürel festivaller üzerine kuruludur. Brüksel, uluslararası kongreler ve diplomatik organizasyonlarla yıl boyunca yoğun ziyaretçi çeker. Brugge, “Kuzeyin Venedik’i” olarak anılan kanalları ve Orta Çağ mimarisiyle UNESCO Dünya Mirası listesindedir. Gent ve Antwerp ise sanat galerileri, üniversiteleri ve elmas ticaretiyle öne çıkar.
Ülkenin doğu kesimindeki Ardennes Bölgesi, doğa turizmi, yürüyüş parkurları ve kış sporlarıyla tanınır. Ayrıca Spa kenti, Avrupa’daki modern kaplıca kavramının doğduğu yer olarak kabul edilir. Leuven ve Namur şehirleri kültürel miras, Waterloo ise Napolyon savaşlarının simgesel alanıdır.

Belçika'nın En Turistik Bölgelerinden Biri Olan Brugge Ve Kanalları (Pexels)
Dış Politika ve Güvenlik
Belçika, modern uluslararası sistemin merkezinde yer alan, çok taraflı diplomasiye dayalı bir dış politika geleneğine sahiptir. Tarih boyunca Avrupa güçlerinin kesişim noktası olmasının yarattığı stratejik kırılganlık, ülkenin siyasal kültürünü “denge ve diyalog politikası” ekseninde şekillendirmiştir. 20. yüzyıl ortasından itibaren Belçika, “küresel diplomaside küçük ama etkili aktör” olarak tanımlanmıştır.
Dış politika yönelimi, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde Avrupa entegrasyonu ve transatlantik ittifak üzerine kurulmuştur. Belçika, Avrupa Birliği’nin kurucu altı üyesinden biri olarak bütünleşme sürecinin her aşamasında aktif rol oynamıştır. Brüksel, bugün AB’nin fiili başkenti konumundadır; Avrupa Komisyonu, Avrupa Konseyi ve Avrupa Parlamentosu gibi kurumlara ev sahipliği yapar. Bu konum, ülkeye sadece diplomatik prestij değil, aynı zamanda önemli ekonomik ve lojistik kazanımlar da sağlamaktadır.
Belçika; Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü (WTO), OECD, IMF, Avrupa Konseyi ve Uluslararası Ceza Mahkemesi gibi çok taraflı örgütlerde etkin bir üyedir. Dış politika öncelikleri; insan hakları, kalkınma yardımları, çevre politikaları ve barış misyonları olarak özetlenebilir. Afrika kıtasında, özellikle Kongo Demokratik Cumhuriyeti ile tarihsel bağlarını ekonomik ortaklık düzeyine taşımıştır. Aynı zamanda NATO’nun operasyonel planlamasında aktif görevler üstlenmekte ve uluslararası hukuk temelli dış politika çizgisini sürdürmektedir.
Brüksel’in uluslararası başkent kimliği, Belçika’yı AB ve NATO karar alma mekanizmalarının merkezine yerleştirmiştir. Bu durum, ülkenin ulusal güvenliğini büyük ölçüde kolektif savunma sistemlerine dayandırdığı anlamına gelir. Bu sayede Belçika, ulusal güvenlik stratejisini daha çok, çok taraflı güvenlik ağları, istihbarat paylaşımı ve diplomatik arabuluculuk faaliyetleri üzerinden yürütmektedir.

Brüksel'de Bulunan NATO Merkez Karargâhı (Flickr)
Türkiye ile İlişkiler
Belçika–Türkiye ilişkileri, 1838 tarihli Osmanlı–Belçika Dostluk Anlaşması’na kadar uzanır. Soğuk Savaş sonrası dönemde iki ülke ilişkileri özellikle NATO ve AB çerçevesinde kurumsal bir nitelik kazanmıştır. Brüksel, hem NATO karargâhına hem de Türkiye’nin Avrupa’daki en yoğun diplomatik temsil ağlarından birine ev sahipliği yapmaktadır.
2020’lerden itibaren ilişkilerde iki eksen öne çıkmıştır: ekonomik iş birliği ve göç politikaları. Türkiye, Belçika’nın Orta Doğu ve Güney Avrupa enerji koridorlarındaki çıkarları açısından stratejik bir ortaktır. İkili ticaret hacmi 2023 itibarıyla 10 milyar dolar düzeyindedir. Türk şirketleri; özellikle lojistik, tekstil, gıda ve inşaat sektörlerinde Belçika’da güçlü bir varlık göstermektedir.
Ayrıca, Belçika’daki yaklaşık 280.000 kişilik Türk diasporası, iki ülke ilişkilerinin toplumsal zeminini oluşturmaktadır. Brüksel ve Gent şehirlerinde Türk sivil toplum kuruluşları aktif rol oynar; eğitim, kültür ve iş dünyası alanlarında ortak projeler yürütülür. Savunma sanayii düzeyinde doğrudan bir ortak üretim bulunmasa da NATO çerçevesinde teknik bilgi paylaşımı, siber savunma ve tatbikat iş birlikleri devam etmektedir.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Brüksel’de Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel iİle Birlikte (Anadolu Ajansı)
Ordu ve Savunma Sanayii
Belçika Silahlı Kuvvetleri (Belgische Defensie / La Défense belge), profesyonel bir ordu yapısına sahiptir. Zorunlu askerlik 1994 yılında kaldırılmıştır. Ordunun toplam mevcudu 2023 itibarıyla 25.000 aktif personeldir; bunun yaklaşık 14.000’i Kara Kuvvetleri'nde, 2.500’ü Hava Kuvvetleri'nde, 1.500’ü Donanma'da ve 7.000’i lojistik–destek birimlerinde görev yapmaktadır.
Belçika ordusu, NATO’nun entegre komuta sistemine tam bağlı biçimde çalışır. Bu nedenle, ulusal savunma politikası büyük ölçüde ittifakın stratejik öncelikleriyle uyumludur. Ülke, savunma bütçesini 2023 itibarıyla 7,2 milyar euro düzeyine çıkarmış, 2030 yılına kadar GSYH’nin %2’sine ulaşma hedefi belirlemiştir.
Kara Kuvvetleri modernizasyon süreci kapsamında Fransız ve Alman ortak üretimi zırhlı araç sistemleri (Scorpion Programı) ve ABD yapımı F-35A Lightning II savaş uçakları envantere dâhil edilmektedir. Donanma ise Hollanda ile ortak yürütülen firkateyn ve denizaltı yenileme projesi kapsamında modernize edilmektedir.
Savunma sanayii ölçeği küçük olmakla birlikte, Belçika yüksek teknoloji, radar sistemleri, mühimmat, insansız hava sistemleri ve siber güvenlik alanlarında uzmanlaşmıştır. FN Herstal (silah sistemleri), Sonaca (havacılık parça üretimi) ve Sabca (uzay ve uçak teknolojileri) gibi firmalar NATO ve AB projelerinde kritik tedarikçiler arasında yer alır.
Belçika ordusu, uluslararası barışı koruma misyonlarında etkin bir katılımcıdır. Kosova, Mali, Nijer ve Baltık ülkelerinde konuşlanmış birlikleri vardır. Ayrıca NATO’nun doğu kanadı savunmasına katkı sağlayan “Enhanced Forward Presence” görevlerinde aktif rol üstlenmektedir.
Son yıllarda siber savunma ve hibrit tehditlerle mücadele konularına öncelik verilmiş, 2021’de kurulan Cyber Command birimi NATO müttefikleriyle eşgüdümlü çalışmaktadır. Belçika, askeri güç projeksiyonunu sınırlı tutsa da teknolojik donanımı, istihbarat kapasitesi ve uluslararası iş birliği ağları sayesinde orantısız ölçüde etkin bir savunma mimarisi oluşturmuştur.


