Çelebi Mehmet Medresesi, 15. yüzyıl başlarında Osmanlı padişahı Çelebi Sultan Mehmed tarafından Türkiye'nin Amasya ilinin Merzifon ilçesinde inşa ettirilen, Selçuklu geleneğini sürdüren kare planlı, dört eyvanlı ve açık avlulu bir medresedir. Sultaniye Medresesi adıyla da anılan yapı, erken Osmanlı medrese mimarisinin seçkin ve anıtsal örneklerinden biridir.
Çelebi Mehmet Medresesi (Türkiye Kültür Portalı)
Tarihçe
Medresenin yapımına 817 (1414) yılında başlanmış, 820 (1417) yılında tamamlanmıştır. Kitabesine göre inşası Çelebi Sultan Mehmed’in emriyle başlamış, Ali oğlu Umur Bey tarafından tamamlanmıştır. Yapının mimarı, Şam kökenli bir sanatkâr olan Ebubekir b. Muhammed Hamza’dır. 1418–1419 yıllarında Emin Onur oğlu Ali Bey tarafından onarım görmüştür. İlk müderrisi Ferîdüddîn-i Dîvânî'dir ve medrese uzun yıllar önemli bir ilim merkezi olarak faaliyet göstermiştir.
Mimari Yapı ve Plan Özellikleri
Medrese, Selçuklu medrese plan tipine uygun olarak kare planlı, dört eyvanlı ve açık avlulu şekilde tasarlanmıştır. Yapının ortasında üstü açık büyük bir avlu, avlunun üç tarafında revaklar, hücreler ve ana dershaneler yer alır. Yirmi adet hücre, dershaneler, giriş eyvanı ve iki yan eyvandan oluşan yapı, simetrik ve dengeli bir plan düzenine sahiptir. Dershane kubbeleri baklavalı kuşaklara oturtulmuş; hücreler ocak, niş ve mazgal pencerelerle donatılmıştır.
Taç Kapı ve Eyvan Mimarisi
Medresenin doğusundaki anıtsal taç kapı, kırmızı ve beyaz renkli kesme taşlarla süslenmiş olup yapının en dikkat çekici ögesidir. Taç kapının üzerinde üç parçalı Arapça sülüs hatla yazılmış inşa kitabesi yer alır. Kapının iki yanında sivri kemerli geniş bölmeler bulunur. Eyvanın tavanı sekiz kollu yıldız motifleriyle süslenmiştir. Eyvan cephesi, iki renkte taş örgü ve palmet motifli kabartmalarla zenginleştirilmiştir.
Saat Kulesi
Giriş eyvanının üzerinde yükselen saat kulesi, 1282 (1865) yılında Amasya Valisi Ziyâ Paşa tarafından inşa ettirilmiştir. Minare görünümündeki kule, silindirik tuğla gövdeye, şerefeye benzer seyirlik bir terasa ve dört cepheli saat kadranlarına sahiptir. Saatin çanı, çan sesinin yayılmasını sağlamak amacıyla yuvarlak kemerli açıklıklarla çevrili üst bölmede yer alır. Kule, kubbe ile örtülüdür.
Malzeme ve Süsleme Özellikleri
Yapının dış cephelerinde moloz taş ve tuğla, iç mekânlarda ise kesme taş kullanılmıştır. Revak kemerleri kırmızı-beyaz taşlarla örülmüş, kalın ve kısa pâyelere oturtulmuştur. Giriş kapısının ahşap kanatları oyma tekniğiyle işlenmiş; geometrik motifler, rûmî süslemeler ve hadis metinleriyle bezenmiştir. Bu kapının orijinali bugün Ankara Etnografya Müzesinde sergilenmektedir.
Kullanım ve Koruma Durumu
Medrese, kuruluşunun ardından dönemin önemli âlimlerinin görev yaptığı bir eğitim kurumu olmuştur. 19. yüzyılda müderrislik makamının verasetle devredilmesi üzerine ilmî işlevini kaybetmiş, bir dönem silah deposu olarak kullanılmıştır. Cumhuriyet döneminde Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek çeşitli kültürel etkinlikler için kullanılmaya başlanmıştır. Medreseye bitişik olarak Çelebi Sultan Mehmed Camii yer almaktadır.