logologo
CEM'İYET-i İLMİYE-yi İSLÂMİYE(1908-1912)
fav gif
Kaydet
viki star outline
Avatar
Ana YazarNurettin GEMİCİ18 Nisan 2025 10:23
Mustafa Sabri Efendi, Şehrî Ahmed Efendi, Mehmed Fatin (Gökmen), Küçük Hamdi (Elmalılı Muhammed Hamdi), Hayret (Adanalı), Hâlis Efendi, Mehmed Ârif ve Hüseyin Hâzım tarafından II. Meşrutiyet'ten hemen sonra kurulmuştur. Bu isimler arasında Şeyhülislam Mustafa Sabri daha çok öne çıkmaktadır. Resmî olarak kurucuların adları nizamnamede ve yayın organları Beyânü'l-Hak'ta doğrudan geçmemektedir. Daha çok İslamcılığı referans alması ve müdafaasıyla tanınmıştır (bk. İslamcılık).Neredeyse tamamına yakını klasik medrese tedrisatından geçmiş olan isimlerin oluşturduğu cemiyetin ana umdeleri siyasî, ilmî ve dinî hedefler içerir. Seksen altı maddelik nizamnamenin hemen girişinde, Arapça olarak yer alan paragrafta "cemiyetin emir bi'l-ma'rûf nehiy ani'l-münker yani iyiliği emreden, kötülüğü nehyeden" topluluk olduğu hatırlatılarak âyetlere ve hadîs-i şerife vurgu yapılmıştır. Âyette geçen inananların toplu olarak cihada çıkmayıp bir kısmının dinlerini öğretmekle meşgul olmalarına telmih yapılmaktadır. Cemiyet "merkez-i umûmî, merkez-i ilmî ve encümen-i ilmiye" adlı üç ana organdan oluşuyordu.Cemiyet, üye kaydetmede öncelikle dinî hükümlere ve İslam adabına bağlılık şartıyla birlikte yemin edilerek katılma şartı getirmiştir. Daha sonra üye arttırımını sağlamak için medrese öğrencileri doğal üye sayılmış ve kendilerine cemiyet üyelik kartı dağıtılarak gizliliğe riayet gösterilmesi talep edilmiştir. Zaman içerisinde cemiyete başka mesleklerden de üyeler alınmıştır.Nizamnameye göre cemiyet, devlet yönetiminde meşveret metodunu koruması, dinî noktalarda hassasiyet, hilafet kurumunun bekası, İslam hukukunun muamelat konularında imkân ölçüsünde şeriata bağlı kalınması, İslam terbiyesinin ve İslam adabının muhafazası, dinin gereklerinin halkın farklı sınıflarına kolayca anlatılması, okullarda müslüman çocuklarına din eğitiminin verilmesi, kuşku duyulan veya izaha muhtaç konuların vuzuha kavuşturulması, İstanbul ve taşradaki medreselerin ıslahı gibi konuları hedeflemektedir.Cemiyet, nizamnamesinde belirlediği hedeflere ulaşmak ve kamuoyuna görüşlerini ve fikirlerini anlatmak maksadıyla haftalık Beyânü'l-Hak isminde bir gazete çıkarmaya başlamıştır. Beyânü'l-Hak'ta kendilerini siyasî bir yapılanma olarak tanımlayan cemiyet, katıksız meşrutiyet taraftarı bir çizgiye sahiptir.Önceleri İttihat ve Terakkî Fırkası ile birlikte hareket ederken belli konularda ters düşmeleri sonucu muhalefete geçmiştir. Bu sürecin değişmesindeki en büyük gerekçeleri de İttihat ve Terakkî Fırkası'nın İslamcılık hassasiyetini bırakıp "Türklük" davasına sahip çıkması iddiası ve İttihat Terakkî hükümetinin icraatlarından bazılarına duyulan tepkidir. Siyasî çekişmeler zamanla cemiyetin dağılmasına sebebiyet vermiştir. Cemiyet, faaliyetlerini yürütürken ilmi ve eğitimi öncelemiş ve bu sahada hizmetlerini yoğunlaştırmıştır.Halkın eğitilmesi meselesinde de sorumluluk üstlenen cemiyet, bir yandan müftü ve vaizleri eğitirken öte taraftan, kendi merkezlerinde sohbetler düzenleyip konferanslar tertip ederken camilerde de mensubu olan âlimlere halka dönük vaazlar verdirmiştir. Yayın organları Beyânü'l-Hak'ta da halkın dinî bilgisini arttıracak pek çok dinî ve ilmî makale yayımlanmıştır.Cemiyet, medreselerin ıslahı ve verimliliğini düşüren meselelerin halline dair de gayret ve çaba sarfetmiştir. Sistematik bir biçimde dergide bu konu hakkında yol gösterici yazılar yayımlanmıştır. Bu yazılarda medreselerin müfredatı başta olmak üzere hukukî, malî hususlarda eksikliklerin tespit edilerek neler yapılması gerektiği ortaya konulmuştur. Özellikle 1910 tarihli Medâris-i İlmiye Nizamnamesi'nin ortaya çıkışında cemiyet mensuplarının yazıları ve girişimleri çok etkili olmuştur.Cemiyetin İttihat Terakkî ile ters düşmesinde eğitimle ilgili ve özelde medreselerin ıslahı bağlamında ilerleme kaydedilememesi de etkili olmuştur.Cemiyet, Osmanlı topraklarında "İslam esaslarına dayalı imanlı bir toplum oluşturmak için dinî hayatı önceleyen ve maddi ve manevi araçları da kullanarak millî ve dinî bir terbiyeyi" tesis uğruna çaba ve gayret göstermiştir. Özellikle halkın eğitim düzeyini yükseltmek, eğitimi yaygınlaştırmak hedeflerini Batı'dan gelen yeniliklerle mezcetme konusunda cesur çıkışları vardır.Cemiyetin ağırlıklı olarak programı, İslamî ilimlerle matematik-fen ilimlerini birlikte at başı götürmektir. Bir nevi medreseyi okullaştırırken dinî ilimlerin tahsilini de bırakmamaktır. Yine otorite olarak kabul edilen aynı dönemde yetişmiş ilim erbabına da önem verilerek ortak çalışmalar yürütülmesi gibi faaliyetler cemiyetin popülaritesini arttırmada ve sesini duyurmada etkili olmuştur.Bütün bunlara rağmen cemiyet dönemin icabı siyasî tartışmalarda aktif rol alınması sebebiyle hedeflerinin uzağında kaldığını son tahlilde görmek mümkündür. Üyelerinin bir kısmının başka fırkalara kayması veya siyaset sahnesinde yer almaları kamplaşmalara ve bölünmelere yol açmıştır. Cemiyet, başta koyduğu hedeflere ulaşamadan çözülmesi ve zayıflaması sebebiyle lağvedilerek kapatılmıştır.
badge borderhover badge border
avatar
Türk Maarif Ansiklopedisi Kategorisi
Kurulları tarafından
onaylanmıştır.

CEM'İYET-i İLMİYE-yi İSLÂMİYE(1908-1912)

Board Main İcon
Wiki Card Image
Cem‘iyet-i İlmiye-yi İslâmiye’nin yayın organı Beyânü’l-Hak

Mustafa Sabri Efendi, Şehrî Ahmed Efendi, Mehmed Fatin (Gökmen), Küçük Hamdi (Elmalılı Muhammed Hamdi), Hayret (Adanalı), Hâlis Efendi, Mehmed Ârif ve Hüseyin Hâzım tarafından II. Meşrutiyet'ten hemen sonra kurulmuştur. Bu isimler arasında Şeyhülislam Mustafa Sabri daha çok öne çıkmaktadır. Resmî olarak kurucuların adları nizamnamede ve yayın organları Beyânü'l-Hak'ta doğrudan geçmemektedir. Daha çok İslamcılığı referans alması ve müdafaasıyla tanınmıştır (bk. İslamcılık).



Neredeyse tamamına yakını klasik medrese tedrisatından geçmiş olan isimlerin oluşturduğu cemiyetin ana umdeleri siyasî, ilmî ve dinî hedefler içerir. Seksen altı maddelik nizamnamenin hemen girişinde, Arapça olarak yer alan paragrafta "cemiyetin emir bi'l-ma'rûf nehiy ani'l-münker yani iyiliği emreden, kötülüğü nehyeden" topluluk olduğu hatırlatılarak âyetlere ve hadîs-i şerife vurgu yapılmıştır. Âyette geçen inananların toplu olarak cihada çıkmayıp bir kısmının dinlerini öğretmekle meşgul olmalarına telmih yapılmaktadır. Cemiyet "merkez-i umûmî, merkez-i ilmî ve encümen-i ilmiye" adlı üç ana organdan oluşuyordu.



Cemiyet, üye kaydetmede öncelikle dinî hükümlere ve İslam adabına bağlılık şartıyla birlikte yemin edilerek katılma şartı getirmiştir. Daha sonra üye arttırımını sağlamak için medrese öğrencileri doğal üye sayılmış ve kendilerine cemiyet üyelik kartı dağıtılarak gizliliğe riayet gösterilmesi talep edilmiştir. Zaman içerisinde cemiyete başka mesleklerden de üyeler alınmıştır.



Nizamnameye göre cemiyet, devlet yönetiminde meşveret metodunu koruması, dinî noktalarda hassasiyet, hilafet kurumunun bekası, İslam hukukunun muamelat konularında imkân ölçüsünde şeriata bağlı kalınması, İslam terbiyesinin ve İslam adabının muhafazası, dinin gereklerinin halkın farklı sınıflarına kolayca anlatılması, okullarda müslüman çocuklarına din eğitiminin verilmesi, kuşku duyulan veya izaha muhtaç konuların vuzuha kavuşturulması, İstanbul ve taşradaki medreselerin ıslahı gibi konuları hedeflemektedir.



Cemiyet, nizamnamesinde belirlediği hedeflere ulaşmak ve kamuoyuna görüşlerini ve fikirlerini anlatmak maksadıyla haftalık Beyânü'l-Hak isminde bir gazete çıkarmaya başlamıştır. Beyânü'l-Hak'ta kendilerini siyasî bir yapılanma olarak tanımlayan cemiyet, katıksız meşrutiyet taraftarı bir çizgiye sahiptir.



Önceleri İttihat ve Terakkî Fırkası ile birlikte hareket ederken belli konularda ters düşmeleri sonucu muhalefete geçmiştir. Bu sürecin değişmesindeki en büyük gerekçeleri de İttihat ve Terakkî Fırkası'nın İslamcılık hassasiyetini bırakıp "Türklük" davasına sahip çıkması iddiası ve İttihat Terakkî hükümetinin icraatlarından bazılarına duyulan tepkidir. Siyasî çekişmeler zamanla cemiyetin dağılmasına sebebiyet vermiştir. Cemiyet, faaliyetlerini yürütürken ilmi ve eğitimi öncelemiş ve bu sahada hizmetlerini yoğunlaştırmıştır.



Halkın eğitilmesi meselesinde de sorumluluk üstlenen cemiyet, bir yandan müftü ve vaizleri eğitirken öte taraftan, kendi merkezlerinde sohbetler düzenleyip konferanslar tertip ederken camilerde de mensubu olan âlimlere halka dönük vaazlar verdirmiştir. Yayın organları Beyânü'l-Hak'ta da halkın dinî bilgisini arttıracak pek çok dinî ve ilmî makale yayımlanmıştır.



Cemiyet, medreselerin ıslahı ve verimliliğini düşüren meselelerin halline dair de gayret ve çaba sarfetmiştir. Sistematik bir biçimde dergide bu konu hakkında yol gösterici yazılar yayımlanmıştır. Bu yazılarda medreselerin müfredatı başta olmak üzere hukukî, malî hususlarda eksikliklerin tespit edilerek neler yapılması gerektiği ortaya konulmuştur. Özellikle 1910 tarihli Medâris-i İlmiye Nizamnamesi'nin ortaya çıkışında cemiyet mensuplarının yazıları ve girişimleri çok etkili olmuştur.



Cemiyetin İttihat Terakkî ile ters düşmesinde eğitimle ilgili ve özelde medreselerin ıslahı bağlamında ilerleme kaydedilememesi de etkili olmuştur.



Cemiyet, Osmanlı topraklarında "İslam esaslarına dayalı imanlı bir toplum oluşturmak için dinî hayatı önceleyen ve maddi ve manevi araçları da kullanarak millî ve dinî bir terbiyeyi" tesis uğruna çaba ve gayret göstermiştir. Özellikle halkın eğitim düzeyini yükseltmek, eğitimi yaygınlaştırmak hedeflerini Batı'dan gelen yeniliklerle mezcetme konusunda cesur çıkışları vardır.



Cemiyetin ağırlıklı olarak programı, İslamî ilimlerle matematik-fen ilimlerini birlikte at başı götürmektir. Bir nevi medreseyi okullaştırırken dinî ilimlerin tahsilini de bırakmamaktır. Yine otorite olarak kabul edilen aynı dönemde yetişmiş ilim erbabına da önem verilerek ortak çalışmalar yürütülmesi gibi faaliyetler cemiyetin popülaritesini arttırmada ve sesini duyurmada etkili olmuştur.



Bütün bunlara rağmen cemiyet dönemin icabı siyasî tartışmalarda aktif rol alınması sebebiyle hedeflerinin uzağında kaldığını son tahlilde görmek mümkündür. Üyelerinin bir kısmının başka fırkalara kayması veya siyaset sahnesinde yer almaları kamplaşmalara ve bölünmelere yol açmıştır. Cemiyet, başta koyduğu hedeflere ulaşamadan çözülmesi ve zayıflaması sebebiyle lağvedilerek kapatılmıştır.

Kaynakça

Ayhan, Halis. “Cem‘iyyet-i İlmiyye-i İslâmiyye”. DİA. 1993, VII, 332-333.
Cem‘iyyet-i İlmiye Nizamnâmesi. İstanbul 1326/1908.
Demir, Mehmet Akif. Amaçları ve Faaliyetleri Doğrultusunda Cemiyet-i İlmiyye-i İslâmiyye. YLT, Marmara Üniversitesi, 1994.
Ergin, Osman [Nuri]. Türkiye Maarif Tarihi. İstanbul 1977, I-II, 121, 292-294.
Nurettin GEMİCİ, "CEM'İYET-i İLMİYE-yi İSLÂMİYE", Türk Maarif Ansiklopedisi, https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/cemiyet-i-ilmiye-yi-islamiye/#yazar-1 (16.04.2025).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor