Cendere Köprüsü, Adıyaman’ın Kahta ilçesine 20 kilometre, Adıyaman kent merkezine ise 55 kilometre uzaklıkta olan Cendere Çayı'nın (antik adıyla Chabinas Nehri) üzerinde yer alan tarihî bir Roma köprüsüdür. Roma Köprüsü veya Septimus Severus Köprüsü olarak da bilinen bu yapı, Türkiye’de bulunan 82 Roma dönemi köprüsünden biridir ve Kommagene bölgesinin en iyi korunan köprüsü olarak dikkat çeker. Köprü, Kahta’dan Nemrut Dağı’na giderken Karakuş Tümülüsü’nü geçtikten yaklaşık 10 kilometre sonra, Sincik-Kocahisar yol ayrımında bulunmaktadır. Büyük bir kanyonun iki yakasını birleştiren köprü, adını bu özelliğinden almıştır.
Cendere Köprüsü (Kültür Portalı)
Tarihçesi
Cendere Köprüsü, MS 2. yüzyılda, Roma İmparatoru Septimus Severus (MS 193-211) döneminde, Samsat’ta (antik Somasata) karargâh kuran XVI. Roma Lejyonu Flavia Firma tarafından inşa edilmiştir. Köprünün yapımı, lejyonun generali Alfenius Senecio komutasındaki Marius Perpetuus tarafından MS 198-200 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Köprü üzerindeki bir tablette, yapının daha eski bir köprünün temelleri üzerine yeniden inşa edildiği belirtilmektedir. İnşaat masrafları, Kommagene bölgesindeki Somasata, Doliche, Perre ve Germanikeia kentlerinden karşılanmıştır.
Köprü, Septimus Severus, eşi Julia Domna ve oğulları Caracalla ile Geta adına yaptırılmıştır. İlk yapıldığında köprünün her iki girişinde, korint düzeninde dört sütun bulunmaktaydı: Güney yönünde Septimus Severus ve Julia Domna, kuzey yönünde ise Caracalla ve Geta adına dikilmiş sütunlar mevcuttu. Ancak Septimus Severus’un ölümünden sonra tahta geçen Caracalla, kardeşi Geta’yı öldürmüş ve onun adına yapılan tüm eserlerin yok edilmesini emretmiştir. Bu nedenle Geta adına dikilen sütun kaldırılmış, köprü üzerindeki tablette Geta’nın adı kazınarak silinmiştir. Günümüzde köprüde yalnızca üç sütun ayakta kalmıştır.
Cendere Köprüsü (Kültür Portalı)
Mimari Özellikler
Cendere Köprüsü, 120 metre uzunluğunda, 7 metre genişliğinde ve 30 metre yüksekliğindedir. Biri ana kemer, diğeri tahliye kemeri olmak üzere iki kemerden oluşan köprü, 92 iri kesme taştan yapılmıştır. Ana kemerin açıklığı 32,20 metre olup bu özellik köprüyü Türkiye’deki Roma dönemi yapıları arasında en sağlamlardan biri yapar. Köprünün en dikkat çekici mimari özelliği, harç kullanılmadan tonlarca ağırlıktaki düzgün kesme taşların üst üste bindirilmesiyle inşa edilmiş olmasıdır. Her iki tarafta rampa biçiminde yükselen köprü, orta kısımda birleşerek hem statik dayanıklılık hem de anıtsal bir görünüm kazanmıştır. Giriş ve çıkışlarda yer alan 9-10 metre yüksekliğindeki sütunlar, korinth başlıklarıyla süslenmiştir.
Yazıtlar
Köprüde bulunan sütunlar ve tablet üzerindeki Latince yazıtlar, yapının kimler adına dikildiğini ve yapım sürecini açıklar:
- Septimus Severus Sütunu: "İmparator Caesar Lucius Septimius Severus Pius Pertinax, Arabicus, Adiabenicus, Parthicus, en merhametli hükümdar, en üst rahip, 12 kez iktidarın hükümdarlığını taşıyıcı, sekiz kez imparator, iki kez konsül, eyalet valisi, Kommagene’nin dört kentinin büyük ve hayırsever imparatoruna."
- Julia Domna Sütunu: "Julia Domna Augusta, Kommagene’nin dört kentinin, askeri konaklama yerinin anası."
- Caracalla Sütunu: "İmparator Caesar Marcus Aurelius Antoninus Augustus, İmparatorun oğlu, eyalet valisi ve üç kez imparator, dört Kommagene kentinden."
- Tablet Yazısı: Köprünün Chabinas Nehri üzerinde temelinden yeniden inşa edildiği, Alfenius Senecio ve Marius Perpetuus tarafından yapıldığı belirtilir. Geta’nın adı silinmiş olsa da orijinal metinde onun da anıldığı anlaşılmaktadır.
Restorasyon ve Günümüz
Cendere Köprüsü, yapıldığı tarihten itibaren Roma döneminde çeşitli onarımlar görmüştür. 1800 yıllık ömrü boyunca ayakta kalmayı başaran köprü, 1997-1998 yıllarında Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından restore edilmiştir. 2004 yılına kadar her türlü araç trafiğine açık olan köprü, 2005 yılında doğu tarafına inşa edilen yeni bir karayolu köprüsünün hizmete girmesiyle araç trafiğine kapatılmıştır. 2007’den itibaren trafik akışı tamamen yeni köprü üzerinden sağlanmaktadır. Günümüzde Cendere Köprüsü, Antik Roma mimarisinin anıtsal bir örneği olarak turistlerin ilgisini çekmektedir.
Cendere Köprüsü, hem mimari özellikleriyle hem de tarihi önemiyle Kommagene bölgesinin en değerli yapılarından biridir ve Roma mühendisliğinin dayanıklılığını gözler önüne seren bir miras olarak varlığını sürdürmektedir.