Concorde, 1962 yılında İngiltere’nin British Aircraft Corporation (BAC) ve Fransa’nın Sud Aviation/Aérospatiale şirketleri tarafından, iki ülke hükümetleri arasında imzalanan anlaşma doğrultusunda geliştirilen süpersonik yolcu uçağıdır. Sivil havacılık tarihinde ticari olarak hizmet verebilmiş tek süpersonik yolcu uçağı olarak kabul edilen Concorde, Mach 2.04 hızında ve 60.000 feet irtifada uzun süreli seyir gerçekleştirebilme kapasitesine sahiptir. İlk uçuşunu 1969’da gerçekleştiren uçak, 1976 yılında British Airways ve Air France tarafından ticari operasyonlara alınmış; transatlantik uçuşlarda önemli süre avantajı sağlamıştır. Concorde, yüksek işletme maliyetleri, çevresel düzenlemeler, ekonomik sürdürülebilirlik sorunları ve 2000 yılındaki kazanın etkileri gibi çeşitli faktörler sonucunda 2003 yılında hizmetten çekilmiştir.

Concorde (Jane Carnall)
Proje Geliştirme Süreci, Siyasi ve Finansal Yapılanma
1950’li yılların sonunda havacılık sektörü, jet çağının ardından süpersonik ticari uçuşu yeni bir hedef olarak belirlemiştir. Ancak böyle bir uçağın geliştirilmesi hem çok maliyetli hem de teknik açıdan riskli olduğundan tek bir ülkenin üstlenmesi güçtü. Bu nedenle İngiltere ve Fransa, 29 Kasım 1962’de imzaladıkları antlaşma ile British Aircraft Corporation (BAC) ve Aérospatiale şirketlerini ortak bir tasarım geliştirmek üzere bir araya getirmiştir.
Bu süreçte Amerika Birleşik Devletleri’nde Boeing, değişken geometrili kanat yapısına sahip daha büyük kapasiteli Boeing 2707 projesi üzerinde çalışıyordu. Ancak proje, teknik güçlükler, artan maliyetler ve çevresel kaygılar nedeniyle 1971’de iptal edilmiştir. Concorde ise sabit delta kanat tasarımına odaklanarak geliştirilmiş ve Sovyet yapımı Tupolev Tu-144 ile birlikte sivil havacılıkta sesten hızlı uçuşu gerçekleştiren iki projeden biri olmuştur. Concorde, ticari hizmet süresi ve operasyonel güvenilirliği bakımından bu alanda başarılı model olarak öne çıkmıştır.

Concorde British Airways (Aero Icarus)
Prototip Aşamaları, Testler ve Rekorlar
Concorde’un geliştirme süreci, kapsamlı ve yüksek riskli bir test programını zorunlu kılmıştır. Fransa’da üretilen Concorde 001, ilk uçuşunu 2 Mart 1969’da Toulouse’da gerçekleştirmiş; İngiltere’de üretilen Concorde 002 ise 9 Nisan 1969’da Filton’dan havalanmıştır. Testlerin en kritik aşamalarından biri, Mach 2 hızında ortaya çıkan termal yüklerin yönetilmesiydi. Bu hızlarda gövde yüzeyinde sürtünme kaynaklı sıcaklık 127°C ’ye 【1】 kadar ulaşmakta, uçak yapısında ise 15–25 cm arasında genleşme meydana gelmekteydi.
Bu termal etkileri ve motor-hava alığı performansını değerlendirmek amacıyla geliştirilen Concorde 101 (G-AXDN), test sürecinde önemli bir görev üstlenmiştir. Bu prototip, Mach 2.23 【2】 hıza ulaşarak Concorde programının en yüksek sürat rekorunu kırmıştır. Uçak özellikle değişken geometrili hava alıklarının (intake ramps) iyileştirilmesi için kritik veriler sağlamıştır.
Ayrıca NASA Armstrong Uçuş Araştırma Merkezi, Concorde’u yüksek hızlı uçuş dinamikleri ve termal yüklerin incelenmesi için bir araştırma platformu olarak değerlendirmiştir. Bu çalışmalar, daha sonraki sivil süpersonik uçak projeleri ve High Speed Civil Transport (HSCT) programı için önemli bir bilimsel temel oluşturmuştur.

Concorde Olympus 593 Motoru (Hugh Llewelyn)
Uluslararası Ortaklık, Finansal Baskı ve Çekilme Girişimleri
Concorde'un geliştirilmesi, İngiltere ve Fransa'nın bir araya gelerek kaynakları paylaştığı bir hükümetler arası antlaşma ile kurulmuştur. Bu model, tek bir ülkenin karşılayamayacağı maliyetleri bölüşmeyi amaçlamıştır. Ancak, proje tahmin edilen başlangıç bütçesini hızla aşarak devlet bütçeleri üzerinde büyük bir yük oluşturmuştur. İngiliz Hükümeti, 1964-1965 yıllarında, artan maliyetler nedeniyle projeden çekilme girişiminde bulunmuştur. King's College London'daki belgelere göre 【3】 , antlaşmada tek taraflı fesih maddesi bulunmaması nedeniyle bu girişimler başarısız olmuş, bu da projenin siyasi ve finansal bir yük olarak devam etmesine neden olmuştur.
Ticari Pazarın Kısıtlanması ve Başarısız Satış Hedefleri
Projenin ticari başarısı, yüksek maliyetler ve çevresel kısıtlamalar nedeniyle kısıtlı kalmıştır. Başlangıçtaki 150 uçak satış hedefi asla gerçekleşmemiş, sadece 14 adet üretim uçağı hizmete girmiştir. Etonomics analizleri 【4】 , Concorde'un yakıt verimsizliğinin, 1973-74 petrol krizinin ardından bilet fiyatlarını (10.000-12.000 $ seviyelerinde) yükselterek uçağı niş ve lüks bir pazara hapsettiğini belirtmektedir.
Concorde Final Takeoff (Concorde SST)
Tasarım ve Mühendislik
Concorde'un yapısı, Mach 2 hızının getirdiği aşırı aerodinamik ve termal streslere dayanmak üzere geliştirilmiştir.
Aerodinamik Mimari: Ogival Delta Kanat ve Stabilite
- Kanat Konfigürasyonu: Uçak, kuyruksuz (tailless) ogival (kemerli) delta kanat mimarisine sahiptir. Hooper Quinn tarafından belirtildiği gibi bu tasarım, geleneksel uçakların flap veya slat gibi yüksek kaldırma sistemlerine olan ihtiyacını ortadan kaldırmıştır. Düşük hızlarda kalkış ve iniş sırasında stabilite ve kaldırma kuvveti, kanat yüzeyinde oluşan vortex lift (girdap kaldırma) ilkesi sayesinde sağlanmıştır.
- Burun Mekanizması (Droop Nose): Süpersonik hız için zorunlu olan uzun, sivri burun yapısı, kalkış ve inişte pilot görüşünü ciddi ölçüde kısıtlamıştır. Mond Ortiz ve Hydraulics Online detayları, bu sorunun, 5° (seyir öncesi) ve 12.5° (iniş/taksi) açılarında eğilebilen hidrolik kontrollü bir burun mekanizması ve hareketli bir vizör kullanılarak çözüldüğünü belirtmektedir. Burun, arıza durumunda bile 5 derece pozisyonuna serbest düşüş yapabilme özelliğine sahiptir.

Concorde (Peter E)
Yapısal Isı Yönetimi ve Kinetik Isınma Çözümleri
- Termal Stres: Sürekli Mach 2 seyir hızı, sürtünme nedeniyle uçağın gövde yüzeyinin 127°C'ye ulaşan kinetik ısınmaya maruz kalmasına neden olmuştur.
- Malzeme Bilimi: Bu yüksek sıcaklıklara dayanması için ana yapı malzemesi olarak Hiduminium RR58 (Alüminyum 2618A) alaşımı kullanılmıştır. Ancak, Cornerstone (MNSU) 【5】 raporları, bu malzemenin termal yorgunluk çatlaklarına ve darbelere karşı hassasiyetini incelemiştir; bu durum, 2000 yılındaki kazanın ardından güvenlik tartışmalarını derinleştirmiştir. Journal of Aeronautics and Space Technologies da yüksek sıcaklık etkilerini incelemiştir.

Concorde Teknik Çizim (Yapay Zeka tarafından oluşturulmuştur)
Güç Sistemi ve İtki Yönetimi Detayları
Concorde'un dört adet Rolls-Royce/SNECMA Olympus 593 Mk 610 turbojet motoru ve karmaşık hava giriş sistemi, Mach 2 hızının ana itici gücüdür.
Olympus 593 Motoru ve Hava Giriş Sistemi
- Motor Tipi: Olympus 593, düşük bypass oranlı, iki spool'lu turbojet motorudur ve kalkışta art yakıcı (reheat) kullanarak maksimum 38.050 lbf itme gücü sağlamıştır.
- Hava Giriş Yönetimi: Heritage Concorde 【6】 tarafından detaylandırılan değişken geometrili hava giriş rampaları, Mach 2'deki süpersonik hava akımını şok dalgaları sistemiyle yavaşlatıp Mach 0.5 (subsonik) hıza düşürmekle görevliydi. Bu sistemin hassas kontrolü, motorun kompresörünün stall olmasını engellemek için hayati önem taşıyordu. Motor arızası durumunda, sistem fazla havayı tahliye kapaklarından atarak uçağın dengesini korumasına yardımcı olmuştur.
- Gürültü ve Emisyon: Turbojet mimarisi nedeniyle Olympus motorları, kalkışta yüksek gürültü ve duman emisyonu sorunları yaratmış, bu da çevresel düzenlemelere uyum konusunda zorluklara yol açmıştır.

Concorde Rolls-Royce Olympus 593 Mk 610 Motoru (Jaimie Vilson)
Yakıt Trim Yönetimi Sistemi
Uçağın kontrolü için kritik olan yakıt trim sistemi, kuyruk stabilizatörlerinin yol açacağı sürüklenmeyi önlemek amacıyla geliştirilmiştir.
- CoG Kontrolü: CONCORDE SST detayları, bu sistemin yaklaşık 33 ton yakıtı, hızlanma sırasında arka trim tanklarına ve yavaşlama sırasında ön tanklara pompalayarak uçağın ağırlık merkezini (CoG) otomatik olarak yönettiğini belirtmektedir. Bu, uçuş mühendisinin en önemli ve zaman alıcı görevlerinden biriydi.
Uçuş Kontrol, Aviyonik ve Güvenlik Sistemleri
Concorde, güvenliği ve pilot konforunu artırmak için dönemin ileri kontrol sistemlerini kullanmıştır.
- Analog Fly-by-Wire (FBW): Ticari bir uçakta kullanılan ilk analog FBW sistemiydi. Heritage Concorde tarafından açıklandığı gibi, bu sistem üç sinyal kanalı ve yedek mekanik kanal içeriyordu. Pilotun yapısal sınırları aşmasını önlemek için lövye titreşimleri ve otomatik kanatçık nötralizasyonu gibi güvenlik katmanları mevcuttu.
- Eğitim Simülatörü: British Airways'in kullandığı simülatör, 6 eksenli hidrolik hareket sistemi ile donatılmıştı ve pilotlara yüksek gerçekçilikte eğitim veriyordu.
- Hukuki Düzenlemeler: FAA ve kaza soruşturmaları, uçağın yapısal güvenliğini sağlamak amacıyla yakıt tankı bütünlüğüne dair özel düzenlemeler (AD'ler) yayımlanmasına neden olmuştur.

Concorde Kokpit (Scotland By Camera)
Operasyonel Tarihçe, Ticari Sınırlar ve Emeklilik Süreci
Kısıtlı Operasyon ve Ticari Gerçekler
- Sonic Boom Yasakları: Ses patlaması (sonic boom) nedeniyle karalar üzerinde süpersonik uçuş yasağı, Concorde'un pazarını Kuzey Atlantik rotasına hapsetmiş ve finansal zorluklarını derinleştirmiştir.
- İşletme Maliyetleri: Heritage Concorde raporları, uçağın teknolojik karmaşıklığı nedeniyle her uçuş saati için tahmini 65 saatlik yoğun bakım gerektirdiğini, bu durumun yedek parça sertifikasyonu zorluklarıyla birleşince operasyonu sürdürülemez hale getirdiğini belirtmektedir.
2000 Paris Kazası ve Filo Kararı
- Kaza ve Soruşturma: 25 Temmuz 2000'de Air France'a ait bir Concorde, kalkış sırasında pistteki metal şeride çarparak lastiği patlamış ve çıkan yangın uçağın düşmesine neden olmuştur. FAA ve Scribd raporları, kazanın temel nedenlerinin, yakıt tankı yapısının dış darbelere karşı yetersiz korunması ve uçağın maksimum kalkış ağırlığı limitini aşmış olması olduğunu göstermiştir.
- Emeklilik: Kaza sonrası düşen yolcu talebi, artan işletme maliyetleri ve Airbus'ın (üretici konsorsiyumun halefi) 2003 yılında kritik parça desteğini kesme kararı, British Airways ve Air France filolarının ticari ömrünü sonlandırmıştır. BA, son ana kadar kârlı çalıştığı iddiasını sürdürmüş, ancak endüstriyel destek olmadan devam etme kararı imkânsız hale gelmiştir.
Concorde Paris Kazası 2000 (scotty2707)
Teknolojik Miras
Concorde’un ticari hizmeti sona ermiş olsa da süpersonik aerodinamik, yüksek sıcaklığa dayanıklı malzemeler ve gelişmiş uçuş kontrol sistemleri gibi alanlarda modern havacılığa önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Uçak programı boyunca elde edilen teknik veriler, günümüzde geliştirilen sessiz süpersonik uçak projeleri ve yüksek performanslı hava araçları için referans niteliğinde kullanılmaya devam etmektedir. Ayrıca Concorde’un tasarım özellikleri, 20. yüzyıl havacılık tarihinde dikkat çeken bir model olarak değerlendirilmektedir.


