Çuha (veya çuka), Osmanlı döneminde askerî ve sivil giyim için kullanılan yünlü bir dokuma türüdür. Dokuma işlemi genellikle mekik yardımıyla yapılır, motifler elle işlenirdi. Dayanıklı, kalın ve kaliteli yapısıyla özellikle kışlık giysi üretiminde tercih edilen bu kumaş, yalnızca gündelik hayatın değil aynı zamanda kurumsal üretimin de önemli bir parçası olmuştur.

Çuha Fabrikası (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Tarihî Gelişimi ve Üretim Merkezleri
Çuha dokuma, Osmanlı'da ilk dönemlerde ithal kumaşlara bağımlı olan tekstil üretiminin yerli unsurlarından biri hâline gelmiştir. Özellikle 16. yüzyıldan itibaren İtalya menşeli çuha ithalatı yerini Selanik'te Yahudi cemaatince üretilen yerli kumaşlara bırakmıştır. 1492 yılında İspanya’dan sürülen Sefarad Yahudilerinin Selanik’e yerleşmeleriyle birlikte şehir, Osmanlı İmparatorluğu'nun önde gelen yünlü dokuma merkezlerinden biri hâline gelmiştir. Devletin askerî teşkilatı olan Yeniçeri Ocağı’nın çuha ihtiyacı büyük oranda Selanik Yahudilerince karşılanmış, dokuma imtiyazı uzun yıllar bu cemaatin elinde kalmıştır.
Çuha üretimi yalnızca Selanik’le sınırlı kalmamıştır. İstanbul, Bursa, Halep, İzmit ve Diyarbakır gibi merkezlerde de çuha üretimi yapılmıştır. Özellikle III. Ahmed döneminde 1708 yılında İstanbul'da kurulan Şehremini Çuha Fabrikası, devlet destekli dokuma sanayisinin kurumsallaşmasına öncülük etmiştir.
Üretim Süreci ve Hammaddesi
Çuha üretimi, teknik olarak üç aşamada gerçekleşir: yün temini ve temizliği, ipliğe dönüştürülme, dokuma ve yoğunlaştırma. Ham yün önce kaliteye göre ayrılır, kötü nitelikli kısımlar ayrıştırılır. Yünün doğal yağ ve tuzdan arındırılması için geleneksel yöntemlerden biri olan "bayat idrarda bekletme" yöntemi uygulanır. Bu yöntem, yünün yumuşamasını ve boyayı emmesini kolaylaştırır. Temizlenen yün, ipliğe çevrilir ve çileler hâlinde tezgâhlara takılır. Dokuma sonrası kumaş, su değirmenlerinde dövülerek (battanlama) daha sağlam hâle getirilir.
Askerî ve Sosyal Kullanım Alanları
Çuha kumaş, Osmanlı askerî sistemi içinde stratejik bir öneme sahipti. Yeniçerilere yılda bir kez dağıtılan zemistânî adlı kışlık kıyafetlerin temel malzemesi çuhaydı. Bu kumaş aynı zamanda saray çevresinde çalışanlar için bir sadakat ve statü göstergesi olarak da işlev görmekteydi. Eski İstanbul konaklarında bayramlarda hizmetkârlara verilen çuha esvaplar, sosyal yardımlaşmanın simgesel bir parçasıydı.
Sanayileşme ve Modernleşme Girişimleri
19. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti, Avrupa sanayileşmesini takip ederek tekstil sektörünü kurumsallaştırmak amacıyla yeni fabrikalar kurmuştur. 1833'te kurulan ve kısa sürede çuka üretimine de başlayan Feshâne-i Âmire, bu bağlamda öne çıkar. İzmit ve İslimye’de de çuka fabrikaları kurulmuş, askerî üretim odaklı bu yapılar devlet kontrolünde işletilmiştir.
Kaliteli yapağı ihtiyacını karşılamak üzere merinos koyunu ithalatı ve yetiştiriciliği teşvik edilmiştir. II. Mahmud döneminde başlatılan bu girişimle birlikte Mihaliç (Karacabey) gibi padişah çiftliklerinde merinos yetiştiriciliği yaygınlaştırılmıştır. Merinos yünleri, diğer yerli yün türlerine göre hem verim hem kalite açısından daha üstündür. Bu nedenle devlet, yerli üreticilere çeşitli vergi muafiyetleri ve teşvikler sunmuştur.
Yassıçal Çuha Dokuması (İhlas Haber Ajansı)
Günümüzdeki Durumu ve Kültürel Miras
Çuha dokuma geleneği, 20. yüzyıl ortalarından itibaren sanayileşme karşısında zayıflamışsa da, yakın dönemde kültürel miras kapsamında yeniden canlandırılmaya çalışılmaktadır. 2019 yılında Amasya’nın Yassıçal köyünde “Bir Usta Bin Usta” adlı sosyal sorumluluk projesi kapsamında çuha dokuma eğitimi verilmiş ve kamu sergileriyle tanıtımı yapılmıştır. Televizyon programları ve moda tasarımcılarının katkısıyla çuha dokuma güncel yorumlarla kültürel ekonomiye yeniden kazandırılmıştır.


