logologo
DÂRÜLBEDÂYİ(1914-.)
fav gif
Kaydet
viki star outline
Avatar
Ana YazarEsma İGÜS18 Nisan 2025 10:24
Dârülbedâyi, Osmanlı Devleti'nde tiyatro ve müzik eğitimi gibi sahne sanatları eğitimine dair açılan ilk modern kurumdur. Daha önceden kavuklu, orta oyunu, meddah gibi sahne sanatları var idiyse de sanatçılarını yetiştirecek hususi bir okul yoktu. Dârülbedâyi'den önce tiyatro oyuncuları ve musiki sanatçıları, usta çırak ilişkisinde yetişiyordu. Dârülbedâyi'nin kuruluşu, Türk tiyatrosu ve musikisi için önemli bir merhale kabul edilmiştir.Dârülbedâyi-i Osmânî adı, Fransızca Conservatoire National Ottoman (Osmanlı Ulusal Konservatuvarı) karşılığı olarak tercih edilmiştir. Bu ismi Ali Ekrem (Bolayır) vermiştir (Nutku, 1993: 515). Kurumun ilk talebelerinden gazeteci ve sanatçı Halit Fahri (Ozansoy) ise Dârülbedâyi isminin ilk olarak Hüseyin Cahit'in kardeşi doktor ve şair Hüseyin Suat tarafından kullanıldığını aktarmıştır (Ozansoy, 1964: 8).Osmanlı Devleti'nde tiyatronun -sahne sanatlarının- devlet eliyle desteklenmesi Tanzimat sonrasında başlamış, Sultan Abdülmecid, Dolmabahçe Sarayı Silahhanesi'nde bir tiyatro binası yaptırmıştır. 300 kişi kapasiteli tiyatro salonu, 12 Ocak 1859 tarihinde açıldı. Sahne sanatlarına devlet desteği, II. Abdülhamid döneminde sürdü ve 1908 yılında İstanbul'da "millî tiyatro" kurulması öngörülmüşse de bu proje gerçekleştirilemedi. 1912'de Osmanlı Tiyatro Kulübü kurulmuş ancak bu da kâğıt üzerinde kalmıştır.İstanbul şehreminlerinden (belediye başkanı) Cemil Paşa daha evvel ihtisas için gittiği Paris'te tıp eğitiminin yanı sıra tiyatro ile de ilgilenmişti. Cemil Paşa, İstanbul'da Avrupa'daki çağdaşlarıyla yarışabilecek modern bir tiyatro binasının olmayışından bahsederek böyle bir kurumun açılması için ilk girişimleri başlattı. Dârülbedâyi'nin kâğıt üzerindeki kuruluş süreci tamamlandıktan sonra kurum içinde yer alacak tiyatro binasının yapımı için Sultanahmet Meydanı'nda uygun bir arsa bulundu. Planlanan konservatuvar binasının projesi hazırlandıysa da hayata geçirilemedi.Cemil Paşa, daha sonra Haziran 1914 tarihinde şehremaneti meclisine Dârülbedâyi'nin kurulmasını teklif etti. Sultan Reşad da bunu destekledi. Böylece Dârülbedâyi, tiyatro ve musiki olmak üzere iki bölüm halinde kuruldu. Tiyatro bölümü tek kısımdan müteşekkil iken, musiki bölümü Şark ve Garp olmak üzere iki kısım halinde düzenlendi. Dârülbedâyi'de tiyatro ile musiki eğitiminin bir arada olmasıyla amaçlanan, opera ve operet gibi Batı'ya has branşlarda Türk musikisinden nasıl yararlanılacağı üzerine çalışmak ve Şark ile Garbın sahne sanatlarında birbirlerine nasıl yaklaştırılacağı üzerine çalışmalar ortaya koymaktır. Tiyatro bölümünün müdürlüğüne sanatçı Reşad Rıdvan, musiki bölümü müdürlüğüne de bestekâr Ali Rifat Bey (Çağatay) getirildi.Bu arada, Paris Odeon Tiyatrosu müdürü ve tiyatro sanatçısı A. Antoine, Dârülbedâyi'nin kuruluş ve teşkilatlanmasında genel müdür sıfatıyla yer alması için Cemil Paşa tarafından İstanbul'a davet edildi. Gerekli anlaşmalar yapılıp sözleşme imzalandıktan sonra Antoine 28 Haziran 1914 tarihinde İstanbul'a geldi.Dârülbedâyi için geçici bir mekân olarak Şehzadebaşı'ndaki Serasker Rızâ Paşa'ya ait Letâfet Apartmanı onarıldı ve Dârülbedâyi'ye tahsis edildi. Letâfet Apartmanı tercihi, XIX. yüzyıldan beri İstanbul'un temaşa sanatlarının icra edildiği Direklerarası'nda olması sebebiyle, şehrin hafızası açısından önemli görülmüştür. Letâfet Apartmanı, konservatuvar hizmeti yanında 1914'ten 1917'ye kadar Tatbikat Sahnesi olarak da kullanıldı. Ancak Halit Fahri, Dârülbedâyi'nin musiki şubesinin hiçbir zaman Letâfet Apartmanı'nda eğitim vermediğini, mektep olarak başka bir mekânda yer aldığını ifade etmiştir (Ozansoy, 1964: 16).7 Temmuz 1914 tarihli gazetelere verilen ilanlarda, Dârülbedâyi'de muallim veya talebe olmak isteyenler için seçme sınavı yapılacağı belirtilmiştir. Sekizi kadın toplamda 197 kişi muallim veya talebe olmak için başvurmuştur. Sınav Antoine başkanlığında Dârülbedâyi Hey'et-i Edebiyesi üyeleri tarafından yürütülmüştür. Dönemin ünlü edebiyatçıları Abdülhak Hâmid, Yakup Kadri, Yahya Kemal, Rıza Tevfik, İzzet Melih, Abdullah Cevdet, Müfid Râtib, Emin Bülent, Ahmed Hâşim, Mehmed Rauf, Hüseyin Rahmi, Tahsin Nâhid ve Âsım beyler, Dârülbedâyi'nin bünyesinde tesis edilmiş Hey'et-i Edebiye'de yer almıştır. İlerleyen zamanlarda Abdülhak Hâmid Bey heyetin fahrî reisi, Yahya Kemal Bey fiilî reisi ve Ahmed Hâşim Bey ise kâtibi seçilmiştir.Dârülbedâyi'nin ilk sınavına, Şehremini Cemil Paşa ayrı bir önem vermiş, dönemin Maliye nazırı Cavit Bey'i ve edebiyatçı Tevfik Fikret ile Abdülhak Hâmid beyleri de gözlemci olarak davet etmiştir. Sınava katılanlar arasında erkeklerden, Ali Naci (Karacan), Peyami Safa, Halit Fahri, Behzat Hâki, Muhsin Ertuğrul, Celal Sâhir, Emin Beliğ, Ahmed Muvahhit, İsmail Galip, Fikret Şâdi, Râşid Rızâ da vardı. Kadınlar ise Nıvart, Sara Mannik, Eliza Binemeciyan Mineyan, İda, Rosa, Efraz, Beatris, Adriyen Binemeciyan hanımlardır. Sınavı, ilk elemede altmış üç kişi geçti.Dârülbedâyi'nin tiyatro bölümü müfredatında bulunan dersler: Kıraat, telaffuz, tecvit, inşa, takrir, aruz, tarih, edebiyat, edebiyat tarihi, hâile, dram, mudhike, raks, âdâb-ı muâşeret, eskrim, işmîzaz (mimik) şeklinde idi. Dârülbedâyi'nin tiyatro kısmında görevlendirilen ilk muallimler: Dram nazırı Mınakyan Efendi, dram ameli Aktör Burhâneddin Efendi, komedi amelî Fehim Efendi, komedi nazarî muavini Celal Tahsin Bey, temaşa tarihi muavini Halit Fahri Bey, edebiyat tarihi muavini Hakkı Tahsin Bey, trajedi Sâlih Fuat Bey, trajedi muavini Ertuğrul Muhsin Bey, makyaj ve mimik fizyonomi muavini Mösyö Riyoti, âdâb-ı muâşeret muavini Celal Tahsin Bey, Türkçe muavini Ârif Hikmet Bey'dir.Dârülbedâyi'nin musiki bölümünün alafranga kısmına muallim olarak Zâti, Zeki, Âsaf, Şâmil, Cemil beylerle Mösyö Radagliyo, Silvelli, Forlani, Adolyo ve Hege tayin edildi. Alaturka kısmı öğretim kadrosunda ise Zekâi Dedezâde Ahmed, L. Hancıyan, Hafız Yûsuf Efendi, Rauf Yekta, Tambûrî Cemil, Suphi, Sadettin, Baha, Sadık ve Abdülkadir beyler yer aldılar. Dârülbedâyi'nin musiki bölümü 14 Mart 1916 tarihinde kapatıldı. Bu bölüm sonraki süreçte Dârülbedâyi'den ayrı bir kurum olarak Dârülelhan adıyla hizmet vermeye devam etti. Bugün İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı'nın temelini Dârülelhan teşkil etmiştir.Dârülbedâyi'nin 4 Ağustos 1914 olarak planlanan resmî açılışı, I. Dünya Savaşı'nın başlaması sebebiyle ertelendi ve Kasım 1914'te yapılabildi. Ancak savaş ortamı, Cemil Paşa'nın İstanbul şehreminliğinden istifası ve Fransız A. Antoine'ın Paris'e dönmesi sebebiyle Dârülbedâyi çok geçmeden kapandı.Cemil Paşa'dan sonra belediye başkanı olan İsmail Bey (Canpolat) Dârülbedâyi'yi canlandırmak için kurumu tiyatronun yanında bu sahada eğitim veren bir mektep olarak tasarladı. Ancak kısa süre sonra Dârülbedâyi bir eğitim kurumu olmaktan öte sadece temsiller yapan bir tiyatroya dönüştü. Şehzadebaşı'ndaki ilk temsil 20 Ocak 1916 gecesi, Hüseyin Suat'ın (Yalçın) E. Fabre'dan "Çürük Temel" adıyla uyarladığı La Maison d'Argile isimli eserdi.1917'de ilk yerli oyun Baykuş Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye konuldu. Başrolde kendisi oynadı. Ancak bütçe ve personel yetersizliği yüzünden belediye meclisi 1 Kasım 1920'de Dârülbedâyi'nin sadece bir tiyatro topluluğu olmasına karar verdi. Almanya'ya giderek bu sahada eğitim alan Muhsin Ertuğrul dönüşünde kuruma yönetmen olarak atandı. Kurum içi çekişmeler yüzünden bir süre sonra sanatçılar Dârülbedâyi'den çıkarıldı.Muhittin Üstündağ'ın belediye başkanlığı döneminde (1926) Maarif Vekâleti'nde Sanâyi-i Nefîse Müdürlüğü ile Sanâyi-i Nefîse Encümeni kurularak belediyenin Dârülbedâyi konusunda atacağı adımlar desteklendi ve bir sene sonra Muhsin Ertuğrul yeniden kurumun başına getirildi. 1917-1930 yılları Dârülbedâyi için dönüm noktası oldu, repertuvarına yerli yabancı pek çok meşhur oyun alındı ve on yedi oyun sahnelendi. 1931'de alınan bir kararla Şehir Tiyatrosu adını alan Dârülbedâyi günümüzde İstanbul Belediyesi'ne bağlı olarak Harbiye, Fatih, Kadıköy, Üsküdar ve Gaziosmanpaşa sahnelerinde temsiller vermekte, Osmanlı döneminden kalan Türkiye'nin en eski tiyatro ve musiki mektebi ve sahnesi tiyatro hizmetiyle yaşamaya devam etmektedir.
badge borderhover badge border
avatar
Türk Maarif Ansiklopedisi Kategorisi
Kurulları tarafından
onaylanmıştır.

DÂRÜLBEDÂYİ(1914-.)

Board Main İcon
Wiki Card Image
Dârülbedâyi’nin ilk okuma kurulu üyeleri, 1914

Dârülbedâyi, Osmanlı Devleti'nde tiyatro ve müzik eğitimi gibi sahne sanatları eğitimine dair açılan ilk modern kurumdur. Daha önceden kavuklu, orta oyunu, meddah gibi sahne sanatları var idiyse de sanatçılarını yetiştirecek hususi bir okul yoktu. Dârülbedâyi'den önce tiyatro oyuncuları ve musiki sanatçıları, usta çırak ilişkisinde yetişiyordu. Dârülbedâyi'nin kuruluşu, Türk tiyatrosu ve musikisi için önemli bir merhale kabul edilmiştir.



Dârülbedâyi-i Osmânî adı, Fransızca Conservatoire National Ottoman (Osmanlı Ulusal Konservatuvarı) karşılığı olarak tercih edilmiştir. Bu ismi Ali Ekrem (Bolayır) vermiştir (Nutku, 1993: 515). Kurumun ilk talebelerinden gazeteci ve sanatçı Halit Fahri (Ozansoy) ise Dârülbedâyi isminin ilk olarak Hüseyin Cahit'in kardeşi doktor ve şair Hüseyin Suat tarafından kullanıldığını aktarmıştır (Ozansoy, 1964: 8).



Osmanlı Devleti'nde tiyatronun -sahne sanatlarının- devlet eliyle desteklenmesi Tanzimat sonrasında başlamış, Sultan Abdülmecid, Dolmabahçe Sarayı Silahhanesi'nde bir tiyatro binası yaptırmıştır. 300 kişi kapasiteli tiyatro salonu, 12 Ocak 1859 tarihinde açıldı. Sahne sanatlarına devlet desteği, II. Abdülhamid döneminde sürdü ve 1908 yılında İstanbul'da "millî tiyatro" kurulması öngörülmüşse de bu proje gerçekleştirilemedi. 1912'de Osmanlı Tiyatro Kulübü kurulmuş ancak bu da kâğıt üzerinde kalmıştır.



İstanbul şehreminlerinden (belediye başkanı) Cemil Paşa daha evvel ihtisas için gittiği Paris'te tıp eğitiminin yanı sıra tiyatro ile de ilgilenmişti. Cemil Paşa, İstanbul'da Avrupa'daki çağdaşlarıyla yarışabilecek modern bir tiyatro binasının olmayışından bahsederek böyle bir kurumun açılması için ilk girişimleri başlattı. Dârülbedâyi'nin kâğıt üzerindeki kuruluş süreci tamamlandıktan sonra kurum içinde yer alacak tiyatro binasının yapımı için Sultanahmet Meydanı'nda uygun bir arsa bulundu. Planlanan konservatuvar binasının projesi hazırlandıysa da hayata geçirilemedi.



Cemil Paşa, daha sonra Haziran 1914 tarihinde şehremaneti meclisine Dârülbedâyi'nin kurulmasını teklif etti. Sultan Reşad da bunu destekledi. Böylece Dârülbedâyi, tiyatro ve musiki olmak üzere iki bölüm halinde kuruldu. Tiyatro bölümü tek kısımdan müteşekkil iken, musiki bölümü Şark ve Garp olmak üzere iki kısım halinde düzenlendi. Dârülbedâyi'de tiyatro ile musiki eğitiminin bir arada olmasıyla amaçlanan, opera ve operet gibi Batı'ya has branşlarda Türk musikisinden nasıl yararlanılacağı üzerine çalışmak ve Şark ile Garbın sahne sanatlarında birbirlerine nasıl yaklaştırılacağı üzerine çalışmalar ortaya koymaktır. Tiyatro bölümünün müdürlüğüne sanatçı Reşad Rıdvan, musiki bölümü müdürlüğüne de bestekâr Ali Rifat Bey (Çağatay) getirildi.



Bu arada, Paris Odeon Tiyatrosu müdürü ve tiyatro sanatçısı A. Antoine, Dârülbedâyi'nin kuruluş ve teşkilatlanmasında genel müdür sıfatıyla yer alması için Cemil Paşa tarafından İstanbul'a davet edildi. Gerekli anlaşmalar yapılıp sözleşme imzalandıktan sonra Antoine 28 Haziran 1914 tarihinde İstanbul'a geldi.



Dârülbedâyi için geçici bir mekân olarak Şehzadebaşı'ndaki Serasker Rızâ Paşa'ya ait Letâfet Apartmanı onarıldı ve Dârülbedâyi'ye tahsis edildi. Letâfet Apartmanı tercihi, XIX. yüzyıldan beri İstanbul'un temaşa sanatlarının icra edildiği Direklerarası'nda olması sebebiyle, şehrin hafızası açısından önemli görülmüştür. Letâfet Apartmanı, konservatuvar hizmeti yanında 1914'ten 1917'ye kadar Tatbikat Sahnesi olarak da kullanıldı. Ancak Halit Fahri, Dârülbedâyi'nin musiki şubesinin hiçbir zaman Letâfet Apartmanı'nda eğitim vermediğini, mektep olarak başka bir mekânda yer aldığını ifade etmiştir (Ozansoy, 1964: 16).



7 Temmuz 1914 tarihli gazetelere verilen ilanlarda, Dârülbedâyi'de muallim veya talebe olmak isteyenler için seçme sınavı yapılacağı belirtilmiştir. Sekizi kadın toplamda 197 kişi muallim veya talebe olmak için başvurmuştur. Sınav Antoine başkanlığında Dârülbedâyi Hey'et-i Edebiyesi üyeleri tarafından yürütülmüştür. Dönemin ünlü edebiyatçıları Abdülhak Hâmid, Yakup Kadri, Yahya Kemal, Rıza Tevfik, İzzet Melih, Abdullah Cevdet, Müfid Râtib, Emin Bülent, Ahmed Hâşim, Mehmed Rauf, Hüseyin Rahmi, Tahsin Nâhid ve Âsım beyler, Dârülbedâyi'nin bünyesinde tesis edilmiş Hey'et-i Edebiye'de yer almıştır. İlerleyen zamanlarda Abdülhak Hâmid Bey heyetin fahrî reisi, Yahya Kemal Bey fiilî reisi ve Ahmed Hâşim Bey ise kâtibi seçilmiştir.



Dârülbedâyi'nin ilk sınavına, Şehremini Cemil Paşa ayrı bir önem vermiş, dönemin Maliye nazırı Cavit Bey'i ve edebiyatçı Tevfik Fikret ile Abdülhak Hâmid beyleri de gözlemci olarak davet etmiştir. Sınava katılanlar arasında erkeklerden, Ali Naci (Karacan), Peyami Safa, Halit Fahri, Behzat Hâki, Muhsin Ertuğrul, Celal Sâhir, Emin Beliğ, Ahmed Muvahhit, İsmail Galip, Fikret Şâdi, Râşid Rızâ da vardı. Kadınlar ise Nıvart, Sara Mannik, Eliza Binemeciyan Mineyan, İda, Rosa, Efraz, Beatris, Adriyen Binemeciyan hanımlardır. Sınavı, ilk elemede altmış üç kişi geçti.



Dârülbedâyi'nin tiyatro bölümü müfredatında bulunan dersler: Kıraat, telaffuz, tecvit, inşa, takrir, aruz, tarih, edebiyat, edebiyat tarihi, hâile, dram, mudhike, raks, âdâb-ı muâşeret, eskrim, işmîzaz (mimik) şeklinde idi. Dârülbedâyi'nin tiyatro kısmında görevlendirilen ilk muallimler: Dram nazırı Mınakyan Efendi, dram ameli Aktör Burhâneddin Efendi, komedi amelî Fehim Efendi, komedi nazarî muavini Celal Tahsin Bey, temaşa tarihi muavini Halit Fahri Bey, edebiyat tarihi muavini Hakkı Tahsin Bey, trajedi Sâlih Fuat Bey, trajedi muavini Ertuğrul Muhsin Bey, makyaj ve mimik fizyonomi muavini Mösyö Riyoti, âdâb-ı muâşeret muavini Celal Tahsin Bey, Türkçe muavini Ârif Hikmet Bey'dir.



Dârülbedâyi'nin musiki bölümünün alafranga kısmına muallim olarak Zâti, Zeki, Âsaf, Şâmil, Cemil beylerle Mösyö Radagliyo, Silvelli, Forlani, Adolyo ve Hege tayin edildi. Alaturka kısmı öğretim kadrosunda ise Zekâi Dedezâde Ahmed, L. Hancıyan, Hafız Yûsuf Efendi, Rauf Yekta, Tambûrî Cemil, Suphi, Sadettin, Baha, Sadık ve Abdülkadir beyler yer aldılar. Dârülbedâyi'nin musiki bölümü 14 Mart 1916 tarihinde kapatıldı. Bu bölüm sonraki süreçte Dârülbedâyi'den ayrı bir kurum olarak Dârülelhan adıyla hizmet vermeye devam etti. Bugün İstanbul Üniversitesi Konservatuvarı'nın temelini Dârülelhan teşkil etmiştir.



Dârülbedâyi'nin 4 Ağustos 1914 olarak planlanan resmî açılışı, I. Dünya Savaşı'nın başlaması sebebiyle ertelendi ve Kasım 1914'te yapılabildi. Ancak savaş ortamı, Cemil Paşa'nın İstanbul şehreminliğinden istifası ve Fransız A. Antoine'ın Paris'e dönmesi sebebiyle Dârülbedâyi çok geçmeden kapandı.



Cemil Paşa'dan sonra belediye başkanı olan İsmail Bey (Canpolat) Dârülbedâyi'yi canlandırmak için kurumu tiyatronun yanında bu sahada eğitim veren bir mektep olarak tasarladı. Ancak kısa süre sonra Dârülbedâyi bir eğitim kurumu olmaktan öte sadece temsiller yapan bir tiyatroya dönüştü. Şehzadebaşı'ndaki ilk temsil 20 Ocak 1916 gecesi, Hüseyin Suat'ın (Yalçın) E. Fabre'dan "Çürük Temel" adıyla uyarladığı La Maison d'Argile isimli eserdi.



1917'de ilk yerli oyun Baykuş Muhsin Ertuğrul tarafından sahneye konuldu. Başrolde kendisi oynadı. Ancak bütçe ve personel yetersizliği yüzünden belediye meclisi 1 Kasım 1920'de Dârülbedâyi'nin sadece bir tiyatro topluluğu olmasına karar verdi. Almanya'ya giderek bu sahada eğitim alan Muhsin Ertuğrul dönüşünde kuruma yönetmen olarak atandı. Kurum içi çekişmeler yüzünden bir süre sonra sanatçılar Dârülbedâyi'den çıkarıldı.



Muhittin Üstündağ'ın belediye başkanlığı döneminde (1926) Maarif Vekâleti'nde Sanâyi-i Nefîse Müdürlüğü ile Sanâyi-i Nefîse Encümeni kurularak belediyenin Dârülbedâyi konusunda atacağı adımlar desteklendi ve bir sene sonra Muhsin Ertuğrul yeniden kurumun başına getirildi. 1917-1930 yılları Dârülbedâyi için dönüm noktası oldu, repertuvarına yerli yabancı pek çok meşhur oyun alındı ve on yedi oyun sahnelendi. 1931'de alınan bir kararla Şehir Tiyatrosu adını alan Dârülbedâyi günümüzde İstanbul Belediyesi'ne bağlı olarak Harbiye, Fatih, Kadıköy, Üsküdar ve Gaziosmanpaşa sahnelerinde temsiller vermekte, Osmanlı döneminden kalan Türkiye'nin en eski tiyatro ve musiki mektebi ve sahnesi tiyatro hizmetiyle yaşamaya devam etmektedir.

Kaynakça

And, Metin. Başlangıcından 1983’e Türk Tiyatro Tarihi. İstanbul 2014.
Arpad, Burhan. “Kırkıncı Yılın Eşiğinde Darülbedayi’den Şehir Tiyatrosuna”. Resimli Hayat. sy. 39 (1955), s. 52-53.
Erdem, Yasemin Tümer. “Osmanlı Devleti’nin İlk Sivil Musiki Okulu: Dârülelhân”. Türk Kültürü İncelemeleri Dergisi. sy. 27 (2012), s. 1-42.
Kara, Hatice. Cemil (Topuzlu) Paşa’nın Belediye Başkanlıkları ve İstanbul’daki İmar Faaliyetleri. YLT, Marmara Üniversitesi, 2015.
Nutku, Özdemir. Darülbedayi’in Elli Yılı (Darülbedayi’den Şehir Tiyatrosu’na). Ankara 1969.
a.mlf. “Dârülbedâyi”. DİA. 1993, VIII, 515-516.
Ozansoy, Halit Fahri. Şehir Tiyatrosu’nun 50. Yılı: Darülbedayi Devrinin Eski Günlerinde. İstanbul 1964.
Sevengil, Refik Ahmet. Türk Tiyatrosu Tarihi. İstanbul 1934.
Topuzlu, Cemil. İstibdat-Meşrutiyet-Cumhuriyet Devirlerinde 80 Yıllık Hatıralarım. haz. H. Hatemi – A. Kazancıgil. İstanbul 1994.
Türkmen, F. Nalan. “Türk Sanat Tarihinde Öncü Kurumlar ve Kuruluşlar”. Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi. 7/14 (2009), s. 609-627.
Uslu, Mehmet Fatih. “İstanbul’da Modern Tiyatro’nun Doğuşu ve Gelişimi”. Antik Çağ’dan XXI. Yüzyıla Büyük İstanbul Tarihi. ed. C. Yılmaz. İstanbul 2015, VII, 528-539.
Esma İGÜS, "DÂRÜLBEDÂYİ", Türk Maarif Ansiklopedisi, https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/darulbedayi/#yazar-1 (16.04.2025).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor