logologo
DÂRÜLHİKME(1004-1171)
fav gif
Kaydet
viki star outline
Avatar
Ana YazarNihal FIRAT ÖZDEMİR18 Nisan 2025 10:24
Fâtımî Halifesi Hâkim-Biemrillâh meşruiyetini temin etme gayretinin yanı sıra Abbâsîler'in Beytülhikme'sine alternatif bir eğitim ve tercüme kurumu oluşturabilmek amacıyla 1004 yılında Kahire'de Dârülhikme'yi (Dârülilim) kurdu. Fâtımîler için Dârülhikme'nin bir ilim ve kültür merkezi olmasının yanında siyasî-fikrî bir yanı da vardı. Kendi mezheplerinin yayılmasına yönelik faaliyetleri için 'dâî' dedikleri kişileri yetiştirmek amacıyla da bu tür kurumlara ihtiyaç duymuşlardı. Şiîliği yayma misyonu, Dârülhikme'nin uzun yıllar hizmet vermesine karşın Bağdat'taki Beytülhikme kadar başarılı olamamasının sebebi olarak gösterilmektedir.Dârülhikme, beytülhikmelerde olduğu gibi hacimli ve nadir eserlerin de bulunduğu bir kütüphaneye ve çalışma odalarına sahipti. Halife Hâkim-Biemrillâh Dârülhikme Kütüphanesi'ne kendi koleksiyonunu bağışlamakla birlikte kıymetli bağışlar da aldı. Bu şekilde Dârülhikme'nin zengin bir kitaplığa sahip olduğu rivayet edilmektedir.Dârülhikme'nin temeli, öncelikli olarak eski uygarlıkların birikimlerini Arapça'ya kazandırma amacına dayanıyordu. Bu önemli girişim, özellikle Yunan, Hint ve Pers uygarlıklarının yanı sıra diğer antik toplulukların ilim, felsefe ve kültürüne dair pek çok yazılı eseri de gün yüzüne çıkarmıştır. Dârülhikme'de tıp, felsefe, sanat, edebiyat, dinî ilimler, tarih ve temel bilimler gibi bir dizi disipline ilişkin mevcut temel eserler, dönemin astronomi aletlerine dair örneklerle bu aletlerin kullanıldığı uygulamalı çalışmalar bilim insanları için vazgeçilmez birer kaynak idi. Böylelikle Dârülhikme hem teorik bilginin öğrenildiği hem de pratik uygulamaların gerçekleştirildiği, entegre bir öğrenme ve araştırma merkezi işlevi görüyordu. Bu yapı, bilimin ve felsefenin yanı sıra teknik beceri ve uygulamalı bilimin de gelişimine katkıda bulunarak, bilgiyi kapsamlı bir şekilde ele alma ve aktarma yönünde önemli bir işlev görmüştü.Halife Hâkim-Biemrillâh, burada görev yapan bilim insanlarına ücret ödemiş ve bazı vakıf gelirlerini buraya bağlamıştır. Burada verilen dersler halka açık yapılmıştır. Kurum bünyesinde özellikle kütüphanede okuyuculara kâğıt, kalem, mürekkep ve yazı takımı gibi yazı malzemeleri hediye edilmiştir. Yazı malzemelerinin pahalı olduğu ve kolayca elde edilmediği bir dönemde böyle bir uygulama son derece dikkat çekicidir. Dârülhikme Kütüphanesi düzenli bir fihriste sahipti. Korundukları dolaplarda kitapların listesi de mevcuttu. İsteyenlere kitaplar ödünç olarak da verilmiştir. Bütün bu işlerin takibini üstlenen bir kütüphane görevlisi bulunmaktaydı. Ayrıca odalar rahat bir çalışma ortamına uygun şekilde düzenlenmişti.Dârülhikme, Ortaçağ'ın bilgi birikimine adanmış bir İslam bilim merkezi olarak, çeşitli disiplinlerdeki birçok bilim insanını ve düşünürü bünyesinde ağırlamış, döneminin ve sonrasının bilimsel ve felsefî gelişimine kayda değer katkılar sağlamıştır. Dârülhikme'deki bilimsel etkinlikler, sadece bireysel araştırmalarla sınırlı kalmayıp; bu etkinliklere bilim insanları, düşünürler ve hatta dönemin halifesi de katılmış, fikir alışverişlerinin ve bilgi paylaşımının yapıldığı bilimsel toplantılara ve forumlara da ev sahipliği yapmıştır. Halifenin, bilim insanlarını maddi ve manevi olarak ödüllendirdiği, böylece çalışmaları daha da ileriye taşımayı hedeflediği anlaşılmaktadır. Optik biliminin kurucusu olarak tanınan, ünlü fizikçi ve matematikçi İbnü'l-Heysem gibi döneminin önde gelen bilim insanları Dârülhikme'de yetişmiştir.Dârülhikme, Ortaçağ boyunca İslam dünyasında bilim ve düşüncenin merkezi olarak Batı'da Rönesans'a zemin hazırlayan bilgilerin aktarılmasında önemli bir rol oynamıştır. Arapça'ya çevrilmiş eski Yunan ve Hint eserleri, daha sonrasında Latince'ye çevrilmiş ve Avrupa'da bilim insanları tarafından incelenmiştir.Dârülhikme'de ilmî araştırmalar XI. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam etmiş ancak idarede baş gösteren sıkıntılar ve ekonomik bozulmalar kurumun yağmalanmasına ve değerli eserlerin elden çıkarılmasına sebep olmuştur. Bu üzücü olaylardan kısa bir süre sonra da faaliyetleri durmuştur.Daha sonraki yıllarda Fâtımî halifesinin isteği üzerine Dârülhikme'nin 1123 yılında yeniden açıldı. Döneminin ünlü bilim insanı Ebû Muhammed Hasan b. Âdem'in başkanlığında faaliyetler başladı. Yeni dönem Dârülhikme çalışmaları Selâhaddin Eyyûbî'nin Fâtımî Devleti'ne son verdiği 1171 yılına kadar devam etti.
badge borderhover badge border
avatar
Türk Maarif Ansiklopedisi Kategorisi
Kurulları tarafından
onaylanmıştır.

DÂRÜLHİKME(1004-1171)

Board Main İcon

Fâtımî Halifesi Hâkim-Biemrillâh meşruiyetini temin etme gayretinin yanı sıra Abbâsîler'in Beytülhikme'sine alternatif bir eğitim ve tercüme kurumu oluşturabilmek amacıyla 1004 yılında Kahire'de Dârülhikme'yi (Dârülilim) kurdu. Fâtımîler için Dârülhikme'nin bir ilim ve kültür merkezi olmasının yanında siyasî-fikrî bir yanı da vardı. Kendi mezheplerinin yayılmasına yönelik faaliyetleri için 'dâî' dedikleri kişileri yetiştirmek amacıyla da bu tür kurumlara ihtiyaç duymuşlardı. Şiîliği yayma misyonu, Dârülhikme'nin uzun yıllar hizmet vermesine karşın Bağdat'taki Beytülhikme kadar başarılı olamamasının sebebi olarak gösterilmektedir.



Dârülhikme, beytülhikmelerde olduğu gibi hacimli ve nadir eserlerin de bulunduğu bir kütüphaneye ve çalışma odalarına sahipti. Halife Hâkim-Biemrillâh Dârülhikme Kütüphanesi'ne kendi koleksiyonunu bağışlamakla birlikte kıymetli bağışlar da aldı. Bu şekilde Dârülhikme'nin zengin bir kitaplığa sahip olduğu rivayet edilmektedir.



Dârülhikme'nin temeli, öncelikli olarak eski uygarlıkların birikimlerini Arapça'ya kazandırma amacına dayanıyordu. Bu önemli girişim, özellikle Yunan, Hint ve Pers uygarlıklarının yanı sıra diğer antik toplulukların ilim, felsefe ve kültürüne dair pek çok yazılı eseri de gün yüzüne çıkarmıştır. Dârülhikme'de tıp, felsefe, sanat, edebiyat, dinî ilimler, tarih ve temel bilimler gibi bir dizi disipline ilişkin mevcut temel eserler, dönemin astronomi aletlerine dair örneklerle bu aletlerin kullanıldığı uygulamalı çalışmalar bilim insanları için vazgeçilmez birer kaynak idi. Böylelikle Dârülhikme hem teorik bilginin öğrenildiği hem de pratik uygulamaların gerçekleştirildiği, entegre bir öğrenme ve araştırma merkezi işlevi görüyordu. Bu yapı, bilimin ve felsefenin yanı sıra teknik beceri ve uygulamalı bilimin de gelişimine katkıda bulunarak, bilgiyi kapsamlı bir şekilde ele alma ve aktarma yönünde önemli bir işlev görmüştü.



Halife Hâkim-Biemrillâh, burada görev yapan bilim insanlarına ücret ödemiş ve bazı vakıf gelirlerini buraya bağlamıştır. Burada verilen dersler halka açık yapılmıştır. Kurum bünyesinde özellikle kütüphanede okuyuculara kâğıt, kalem, mürekkep ve yazı takımı gibi yazı malzemeleri hediye edilmiştir. Yazı malzemelerinin pahalı olduğu ve kolayca elde edilmediği bir dönemde böyle bir uygulama son derece dikkat çekicidir. Dârülhikme Kütüphanesi düzenli bir fihriste sahipti. Korundukları dolaplarda kitapların listesi de mevcuttu. İsteyenlere kitaplar ödünç olarak da verilmiştir. Bütün bu işlerin takibini üstlenen bir kütüphane görevlisi bulunmaktaydı. Ayrıca odalar rahat bir çalışma ortamına uygun şekilde düzenlenmişti.



Dârülhikme, Ortaçağ'ın bilgi birikimine adanmış bir İslam bilim merkezi olarak, çeşitli disiplinlerdeki birçok bilim insanını ve düşünürü bünyesinde ağırlamış, döneminin ve sonrasının bilimsel ve felsefî gelişimine kayda değer katkılar sağlamıştır. Dârülhikme'deki bilimsel etkinlikler, sadece bireysel araştırmalarla sınırlı kalmayıp; bu etkinliklere bilim insanları, düşünürler ve hatta dönemin halifesi de katılmış, fikir alışverişlerinin ve bilgi paylaşımının yapıldığı bilimsel toplantılara ve forumlara da ev sahipliği yapmıştır. Halifenin, bilim insanlarını maddi ve manevi olarak ödüllendirdiği, böylece çalışmaları daha da ileriye taşımayı hedeflediği anlaşılmaktadır. Optik biliminin kurucusu olarak tanınan, ünlü fizikçi ve matematikçi İbnü'l-Heysem gibi döneminin önde gelen bilim insanları Dârülhikme'de yetişmiştir.



Dârülhikme, Ortaçağ boyunca İslam dünyasında bilim ve düşüncenin merkezi olarak Batı'da Rönesans'a zemin hazırlayan bilgilerin aktarılmasında önemli bir rol oynamıştır. Arapça'ya çevrilmiş eski Yunan ve Hint eserleri, daha sonrasında Latince'ye çevrilmiş ve Avrupa'da bilim insanları tarafından incelenmiştir.



Dârülhikme'de ilmî araştırmalar XI. yüzyılın ikinci yarısına kadar devam etmiş ancak idarede baş gösteren sıkıntılar ve ekonomik bozulmalar kurumun yağmalanmasına ve değerli eserlerin elden çıkarılmasına sebep olmuştur. Bu üzücü olaylardan kısa bir süre sonra da faaliyetleri durmuştur.



Daha sonraki yıllarda Fâtımî halifesinin isteği üzerine Dârülhikme'nin 1123 yılında yeniden açıldı. Döneminin ünlü bilim insanı Ebû Muhammed Hasan b. Âdem'in başkanlığında faaliyetler başladı. Yeni dönem Dârülhikme çalışmaları Selâhaddin Eyyûbî'nin Fâtımî Devleti'ne son verdiği 1171 yılına kadar devam etti.

Kaynakça

Avcı, Necati. “İslâm Dünyasında Kütüphaneciliğin Doğuşu ve İlk Örnekleri (Beytü’l-Hikme’den Daru’l-Hikme’ye)”. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 1/1 (2000), s. 5-14.
Cebbar, Ahmed. İslâm Bilim Tarihi. çev. L. F. Topaçoğlu. İstanbul 2016.
Çelik, Havva İslam. İslam Kültür ve Medeniyet Tarihinde Darü’l-Hikme. YLT, Marmara Üniversitesi, 2019.
Erdem, Gazi. “İslam Kültür Tarihinin İlk İlimler Akademisi: Beytü’l-Hikme”. Dini Araştırmalar. 16/42 (2013), s. 57-77.
Kaya, M. Cüneyt (ed.). İslâm Felsefesi: Tarih ve Problemler. İstanbul 2018.
Kaya, Mahmut. “Dârülhikme”. DİA. 1993, VIII, 537-538.
Ülken, Hilmi Ziya. Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü. İstanbul 1935.
Nihal FIRAT ÖZDEMİR, "DÂRÜLHİKME", Türk Maarif Ansiklopedisi, https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/darulhikme/#yazar-1 (16.04.2025).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor