Türkiye tarihine bakıldığında eğitim enstitülerini iki başlık altında sınıflandırmak mümkündür. Bunlardan birincisi 1946 yılı itibariyle açılmaya başlanan ortaokul branş öğretmeni yetiştiren üç yıllık Eğitim enstitüleridir. İkicisi ise sınıf öğretmeni yetiştiren ve 1974-1975 öğretim yılından itibaren açılmaya başlanan iki yıllık Eğitim enstitüleridir. Ortaokul öğretmeni yetiştirmek üzere Eğitim enstitüleri açılmadan önce bir nevi deneme denilebilecek olan, orta dârülmuallimîn ve orta dârülmuallimât adında öğretmen okulu açılması yönünde girişimlerde bulunulmuştur. Bu okullar tam mânasıyla gelişimini tamamlayamamış, 1923 yılında İstanbul'da açılıp 1924 yılında kapanmıştır. Bu kurumlardan sonra ortaokul kademesine öğretmen yetiştirmek üzere, 1926 yılında Konya'da faaliyete geçen ve bir yıl sonra da Ankara'ya taşınarak orada eğitim öğretime devam eden orta muallim mektebi açılmıştır.
Bu orta öğretmen okulları ortaokul branş öğretmeni yetiştirmek üzere açılacak olan Eğitim enstitülerinin temeli olarak görülebilir. Nitekim Türkiye'de ortaokul öğretmeni yetiştirme işi 1940'lı yıllarda ortaya atılan fikirlerle hareketlenmeye başlamış, siyasî otoritenin ortaokulların sayısının arttırılması yönündeki isteği öğretmen yetiştirecek kurumların açılması konusundaki çalışmaları güçlendirmiştir. Konu hakkında en dikkat çekici söylemler 1945 yılında mecliste konuşan Sivas milletvekili ve Millî Eğitim Komisyonu'nda görevli olan Reşat Şemsettin Sirer tarafından dile getirilmiştir. 1946 yılında kurulan Recep Peker hükümetinde, Reşat Şemsettin Sirer Millî Eğitim bakanı olmuş, bakanlığı sırasında daha önce mecliste dile getirdiği üzere ortaokulların sayılarının arttırılması ve öğretmen yetiştirme işinin düzenlenmesine çalışmıştır. Buna göre öğretmen okullarına giren öğrenciler iki yıl okutulduktan sonra özel yetenek ve yabancı dil dersleri dışındaki bütün dersleri verebilecekti. Böylelikle ülkede ortaokulu bulunmayan il ve ilçe kalmayacaktı. Bu doğrultuda 1946 yılında Eğitim enstitüleri kurulmaya başlanmıştır. Eğitim enstitülerinde okuyacak bireylerin eleştirel düşünme becerilerine sahip olan, öğretim yöntemlerini bilen, birden fazla dersin öğretmenliğini yapacak kapasitede yetişmeleri sağlanacaktı. İlk etapta Ankara'daki (Gazi), Balıkesir'deki (Necati Bey) orta öğretmen okulları Eğitim enstitülerine dönüştürülmüş aynı sene İstanbul'da (1946) Eğitim Enstitüsü açılmıştır (bk. Necatibey Eğitim Enstitüsü). Ankara, Balıkesir ve İstanbul'dan sonra ise Bursa (1958) ve İzmir'de (Buca, 1959) Eğitim Enstitüsü açılmıştır. Enstitülerin kuruluş aşamasında toplu dersler diye ifade edilen birden fazla dersi verecek öğretmen yetiştirilmesi projesi uzun ömürlü olmamış, birkaç yıl içinde branşlaşma sağlanmıştır. Ortaokul branş öğretmeni yetiştirmek üzere açılan Eğitim enstitüleri başta iki yıllık okullar idi. 1968 yılından itibaren ise bu okullar üç yıllık olarak eğitim öğretim faaliyetlerini sürdürmüştür.
Ortaokul branş öğretmeni yetiştiren Eğitim enstitüleri için ilk açılmaya başladıkları dönemde geçici bir yönetmelik yürürlüğe konulmuştur (1947). 1955'te Eğitim enstitüleri ihtiyaca göre Pedagoji, Edebiyat, Fen, Resim-İş, Beden Eğitimi, Müzik, Yabancı Dil (Fransızca, İngilizce, Almanca) bölümleri üzerine kurgulanmıştır. Pedagoji, Edebiyat, Fen ve Yabancı Diller iki yıllık, diğerleri üç yıllık bölümler idi. 1969 yönetmeliğine ise üç yıllık olan Eğitim enstitülerinde Türkçe, Sosyal Bilgiler (Tarih-Coğrafya-Yurttaşlık Bilgisi), Matematik, Fen ve Tabiat bilgileri, Eğitim, Resim-İş, Beden Eğitimi, Müzik, Fransızca, İngilizce, Almanca bölümleri kurulmuştur.
Eğitim enstitüleri kural olarak parasız ve yatılıdır. Okulu bitirenlerin görevini yerine getirmek üzere eğitim aldıkları sürenin bir buçuk misli zorunlu görevi vardı. Bu zorunlu görev okula girerken öğrencilerin noter onaylı vermiş oldukları yüklenme senedi ile garanti altına alınmıştır. Ayrıca sınıf kapasitesine göre yatısız öğrenci kabulü de düşünülmüştür. Bunlar zorunlu hizmete tâbi tutulmamışlardır. Okula girecek olanların Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma zorunluluğu vardı. Yabancılar ise ancak bakanlığın onayı ile öğrenciliğe kabul edilmiştir. Adayların okula girebilmeleri için yapılacak olan seçme sınavını kazanmaları, fiziksel ve ruhsal herhangi bir soruna sahip olmamaları gerekmekteydi. Bu şartlar dışında erkeklerin askerlikle ilişkilerinin olmaması, 1947'de erkek ve kız öğrencilerin evli olmaması, 1955'ten itibaren ise sadece kız öğrencilerin evli olmaması yönünde bazı şartlar da vardı.
Okula giriş sınavı yazılı, sözlü ve uygulamalı olabiliyordu. Sınavlar okul müdürü tarafından belirlenen üç kişilik komisyon tarafından gerçekleştirilirdi. Sınavlar öğrencinin girmek istediği bölümün alanıyla ilgili gerçekleştirilmekteydi. 1977 yılında öğretmen yetiştiren kurumların giriş sınavlarında tek bir uygulama kabul görmüştür. Sınavlar bakanlığın kararı ile yine yazılı, sözlü veya uygulamalı olabiliyordu.
Okulların eğitim öğretim ve idarî organizasyonu için müdür, müdür başyardımcısı, müdür yardımcıları, öğretmen, asistan kadroları ve diğer idarî işleri yapmak için çeşitli memurluklar ihdas edilmiştir. Enstitü kurulu, öğretmenler kurulu, disiplin kurulu gibi yapılar da eğitim öğretim ve disiplin işleyişini sağlamak adına enstitü bünyesinde oluşturulmuştur. Ayrıca her bir bölümün idaresi için bölüm öğretmenlerinden biri bölüm şefliği görevini üstlenmiştir. Üç yıllık eğitim enstitülerinde bölümlerin kendi alanları ile ilgili derslerinin yanında öğrencilerin öğretmenlik mesleğinde gelişimini sağlayacak öğretmenlik meslek dersleri de müfredatında yer almıştır. Bu dersler her bölümün kendine özel olan öğretim yöntemi dersleri ve eğitim psikolojisi, eğitim sosyolojisi, ruh sağlığı ve rehberlik, ölçme ve değerlendirme gibi pedagoji dersleridir. Enstitülerde, teorik olarak alan ve pedagoji derslerinin yanında öğretmenlik stajı yapılması için öğrenciler, ortaokullara ve liselere stajyer olarak gönderilmiştir. 1969 enstitü yönetmeliğinde, öğrencilerin tüm derslerinden geçmelerine rağmen öğretmenlik stajından kalmaları halinde mezun olmalarına imkan verilmemiştir. Bu durum öğretmenlik mesleğinde staja ne derecede önem verildiğinin bir göstergesi olarak okunabilir. Stajlar yaklaşık 20 gün civarında gerçekleşmiştir.
Üç yıllık Eğitim enstitüleri, 1978 yılına gelindiğinde Adana, Ankara Gazi, Aydın Nazilli, Balıkesir Necati, Bursa, Diyarbakır, Edirne, Erzurum Kâzım Karabekir, Eskişehir, Gaziantep, Isparta, İstanbul Atatürk, İzmir Buca, Konya Selçuk, Samsun, Trabzon Fatih, Uşak olmak üzere on yedi okulda eğitim öğretim faaliyetlerini gerçekleştirmekteydi. 18 Ekim 1978'de bakanlık tarafından bazı Eğitim enstitülerinin öğretim süreleri dört yıla çıkarılmıştır. Dört yıla çıkarılmayan Eğitim enstitülerinin kapanması işi ise mevcut öğrencilerinin mezun olmalarının beklenmesi süreci ile sona ermiştir. 1979'dan itibaren dört yıllık enstitülere öğrenci alınmaya başlanmış, dört yıllık Eğitim enstitülerinin isimleri 1980-1981'de Yüksek Öğretmen Okulu olarak değiştirilmiştir. İlkin dokuz enstitünün dönüşümü gerçekleştirilmiştir. Bunlar Ankara Gazi, Balıkesir Necati, Diyarbakır, Edirne, Erzurum Kâzım Karabekir, İzmir Buca, Konya Selçuk, Samsun, Trabzon Fatih Eğitim enstitüleridir. Daha sonra İstanbul Atatürk Eğitim Enstitüsü de Yüksek Öğretmen Okulu yapılmıştır. Böylelikle dönüşen enstitü sayısı ona çıkmıştır. Bursa Eğitim Enstitüsü ise bu on okuldan sonra Yüksek Öğretmen Okulu yapılmıştır.
Yukarıda bahsi geçtiği gibi Eğitim enstitüleri branş öğretmeni yetiştiren üç yıllık enstitüler, ilkokul öğretmeni yetiştiren iki yıllık enstitüler diye kategorilendirilmiştir. İki yıllık olup sınıf öğretmeni yetiştiren enstitüler 14 Haziran 1973 tarihli ve 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nun 43. maddesine dayandırılarak açılmaya başlanmıştır. Bu okulların açılmasından evvel ilkokullara öğretmen yetiştiren okullar lise düzeyinde idi.
Sınıf öğretmeni yetiştirecek olan Eğitim enstitüleri 1974-1975 itibariyle açılmaya başlanmıştır. Bu tarihlerde eğitim öğretim faaliyetlerini sürdüren ilk öğretmen okullarının bir kısmı enstitüye dönüştürülmüş, bir kısmı ise öğretmen lisesi olarak planlanmıştır. İki yıllık Eğitim enstitülerinin öğrenci kaynağı lise ve öğretmen lisesi öğrencileri olmuştur. Enstitüye dönüştürülen ilk öğretmen okulları enstitü olarak eğitim öğretime başlamış, dönüşümü mümkün olmayanlar ise öğretmen lisesi olarak planlanmıştır. 1978'e gelindiğinde ülke genelinde Adana Düziçi, Afyon, Ağrı, Amasya, Ankara, Antalya Aksu, Aydın Ortaklar, Balıkesir Savaştepe, Bingöl, Bolu, Burdur, Çanakkale, Çorum, Denizli, Elazığ, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Hatay, İçel Mersin, İstanbul, Kahramanmaraş, Kars, Kastamonu, Kayseri, Kırklareli, Kırşehir, Kocaeli İzmit, Kütahya, Malatya, Manisa Demirci, Mardin, Niğde, Ordu Perşembe, Rize, Sakarya Arifiye, Siirt, Sinop, Sivas, Tekirdağ, Tokat, Urfa, Van, Yozgat, Zonguldak-Bartın şehirlerinde iki yıllık Eğitim enstitülerinin varlığı söz konusu idi. 1979 yönetmeliği ile birlikte iki yıllık Eğitim enstitüleri sınıf öğretmeni yetiştiren Eğitim enstitüleri diye adlandırılmaya başlanmıştır. 1981'de ise eğitim öğretime devam eden sınıf öğretmeni yetiştiren enstitüler Ağrı, Amasya, Bolu, Burdur, Çanakkale, Denizli, Edirne, Erzincan, Giresun, Hatay, Kastamonu, Kırşehir, Manisa, Muğla, Niğde, Siirt ve Van şehirlerindeydi.
Öğrenci alım şartları üç yıllık enstitüler ile benzerlik göstermekle beraber 1979 yılında çıkarılan yönetmeliğe kadar iki yıllık enstitülerin ders geçme sistemi hariç genel itibariyle üç yıllık enstitülerin yönetmeliği üzerinden idare edilmesi söz konusu olmuştur. Keza öğrenci alım şartları da aynı idi.
Sınıf öğretmeni yetiştiren Eğitim enstitülerinin müfredatında genel kültür ve alan bilgisi dersleri haricinde öğretmenlik mesleği ile ilgili dersleri yer almıştır. Genel kültür, alan bilgisi derslerini sosyal bilgiler, matematik, din kültürü, fen bilgisi, müzik, resim, beden eğitimi, yabancı dil, devrim tarihi şeklinde ifade etmek mümkündür. Meslek dersleri ise eğitime giriş, eğitim psikolojisi, ölçme ve değerlendirme, ruh sağlığı ve rehberlik, eğitim sosyolojisi, eğitim idareciliği gibi öğretim yöntemleri ile alakalı pedagojik derslerden oluşturulmuştur. Enstitülerde teorik derslerde öğrendiklerini uygulayabilmeleri için öğrencilerin okullara staja gitmeleri yöntemi uygulanmıştır. Hatta enstitü yönetim organizasyonlarında yer alan müdür yardımcılarından birine müdür tarafından eğitim şefliği görevi verilir ve eğitim şefi sıfatıyla bu müdür yardımcısı staj okullarının organizasyonunu sağlama görevini yerine getirirdi. Öğretmenlik stajı, son sınıf öğrencilerinin dört haftalık bir süre içerisinde gerçekleştirmesi gereken bir yükümlülüktü. Bu sürede öğretmen adayları ilkokullarda, köy ilkokullarında staj yapmışlardır.
6 Kasım 1981 tarihinde Türkiye'deki bütün yükseköğretim kurumlarını yeniden düzenleyen Yükseköğretim Kanunu çıkarılmıştır. Kanunun geçici 28. maddesi, öğretmen yetiştiren kurumların Yükseköğretim Kurulu'na bağlanması ve Yüksek Öğretmen okullarının Eğitim fakültelerine dönüştürülmesi için bakanlığa öneri olarak götürülmüştür. 1982'de çıkan 41. sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile geçici 28. maddeye dayanılarak Eğitim fakülteleri kurulmuştur. Böylece yüksek öğretmen okulu adıyla teşkilatlandırılan Eğitim enstitüleri günümüzdeki Eğitim fakültesinin akademik yapısına bürünmüştür. Ayrıca sınıf öğretmeni yetiştiren Eğitim enstitüleri de yükseköğretim bünyesine katılarak Eğitim fakültelerine bağlı bir şekilde eğitim yüksekokulları adıyla iki yıllık olarak teşkilatlandırılmıştır.
Gerek sınıf öğretmeni yetiştiren Eğitim enstitüleri gerek ortaokul öğretmeni yetiştiren Eğitim enstitüleri Türk eğitim tarihi açısından son derece önemlidir. Eğitim enstitüleri olarak Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde öğretmen yetiştiren bu kurumlar üniversiteler bünyesine Eğitim fakültesi adıyla dahil olmadan önceki süreçte Türkiye Cumhuriyeti okullarının öğretmen ihtiyacını gidermiştir. Ayrıca üniversite bünyesine dahil olan kadrolarıyla birlikte Eğitim fakültelerinin ilk öğretim elemanı ihtiyaçlarını karşılamışlar, Eğitim fakültelerinin akademik yapısını oluşturmuşlardır. Eğitim fakültelerinin öncüsü olarak nitelendirilebilecek olan enstitüler 1926'dan 1982 yılına kadar altmış altı yıl boyunca Türkiye'de öğretmen yetiştirmiştir. Türkiye'de öğretmen yetiştirme deneyiminin önemli bir aşaması olan enstitüler, günümüzdeki sınıf öğretmenleri, branş öğretmenleri yetiştirme modelinin dayanağı ve temel unsurlarındandır.