KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Endüstriyel Otomasyon

Makine, Robotik Ve Mekatronik+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
pexels-photo-16544054.webp
Endüstriyel Otomasyon
Alan
Teknoloji – Endüstri 4.0
İlgili Alt Alanlar
Sanayi robotlarıYapay zekaÜretim teknolojileriOtomasyon sistemleri
Öne Çıkan Kullanım Alanları
OtomotivGıdaElektronikİlaçEnerjiTekstil
Temel Bileşenler
SensörlerPLCSCADAHMISanayi robotlarıKontrol yazılımları

Endüstriyel otomasyon, üretim süreçlerinde insan müdahalesinin en aza indirilerek, makineler, kontrol sistemleri ve yazılımlar aracılığıyla üretimin otomatik olarak gerçekleştirilmesidir. Otomasyon sistemleri; sensörler, kontrol üniteleri (PLC, SCADA), aktüatörler, robot sistemleri ve yazılım bileşenlerinden oluşur. Gelişmiş otomasyon sistemleri yapay zeka ve büyük veri analizi gibi teknolojileri de entegre ederek, üretim süreçlerinin gerçek zamanlı kontrolünü ve optimizasyonunu sağlar.


Endüstriyel robot (pexels)

Tarihsel Gelişim Süreci

Endüstriyel otomasyonun tarihsel gelişimi, sanayi devrimlerinin evrimsel süreciyle doğrudan ilişkilidir. İlk olarak 18. yüzyılın ortalarında, Birinci Sanayi Devrimi ile birlikte mekanikleşme süreci başlamıştır. Bu dönemde buhar gücüyle çalışan makineler sayesinde üretimde insan ve hayvan gücüne olan bağımlılık azalmış, ilk fabrikalaşma adımları atılmıştır. Ancak bu sistemler tam anlamıyla otomasyon sistemleri değil, daha çok iş gücünü destekleyen mekanik yapılardır


İkinci Sanayi Devrimi: 19. yüzyılın sonlarında elektriğin üretime entegre edilmesiyle başlamış ve montaj hattı sistemlerinin geliştirilmesiyle hız kazanmıştır. Özellikle Ford’un 1913’te hayata geçirdiği hareketli üretim bandı, seri üretimin temelini oluşturmuş ve otomasyonun temel ilkelerine zemin hazırlamıştır. Bu dönemde üretim hız kazanırken, iş gücü bölünmüş ve tekrar eden işlemler için özel makineler geliştirilmiştir.


Üçüncü Sanayi Devrimi: 20. yüzyılın ikinci yarısından itibaren elektronik ve bilgi teknolojilerinin sanayiye entegrasyonunu ifade eder. Bu dönemle birlikte üretimde dijitalleşmenin temelleri atılmış, programlanabilir lojik denetleyiciler (PLC) ve sayısal kontrol sistemleri yaygınlaşmıştır. 1969 yılında geliştirilen ilk PLC sistemi, operatör müdahalesi olmaksızın üretimin kontrolünü mümkün kılmıştır. Aynı dönemde SCADA (Denetleyici Kontrol ve Veri Toplama) ve DCS (Dağıtık Kontrol Sistemleri) gibi yazılım tabanlı kontrol altyapıları gelişmiş, otomasyon sistemlerinin kapsamı genişlemiştir. Bu dönemin en önemli adımlarından biri de ilk sanayi robotu “Unimate”in General Motors fabrikasında kullanılmasıdır.


Dördüncü Sanayi Devrimi (Endüstri 4.0): 21. yüzyılın başlarında başlamış olup halen devam etmektedir. Bu dönem, klasik otomasyon sistemlerinin ötesinde, yapay zekâ, büyük veri, makine öğrenmesi, nesnelerin interneti (IoT), artırılmış gerçeklik (AR), dijital ikiz ve siber-fiziksel sistemlerin üretime entegre edilmesini kapsar. Fabrikalar artık sadece otomatik değil, aynı zamanda “akıllı” hale gelmiş; verileri toplayan, analiz eden ve gerektiğinde otonom kararlar alabilen sistemler ortaya çıkmıştır. Örneğin bir üretim hattında, makine öğrenmesi algoritmaları kullanılarak arıza tespiti yapılabilmekte, bakım gereksinimleri önceden öngörülebilmekte ve insan müdahalesine gerek kalmadan üretim optimize edilebilmektedir.

Altyapı ve Teknolojiler

Otomasyon süreçlerini sağlayan teknolojiler belirli aşama/katmanlardan oluşur. Algılama katmanı, sıcaklık, basınç ve hız gibi fiziksel değişkenleri sensörler aracılığıyla ölçerek sistemin çevresiyle etkileşim kurmasını sağlar. Kontrol katmanında ise PLC, DCS veya SCADA gibi sistemler devreye girerek elde edilen verilere göre karar alma süreci yürütülür. Bu kararların fiziksel çıktıya dönüştürülmesi aktüatör katmanında gerçekleşir; burada motorlar ve vanalar gibi bileşenler komutlara uygun hareketi sağlar.


İletişim katmanı, operasyonel teknoloji (OT) ile bilgi teknolojisi (IT) sistemleri arasında veri alışverişini sağlayarak farklı düzeyler arasında entegrasyonu mümkün kılar. En üstte yer alan yönetim katmanı ise ERP ve MES gibi yazılımlar sayesinde üretim süreçlerinin takibini ve kurumsal düzeyde veri bütünlüğünü sağlar. Katmanlar ve görevleri aşağıda kısaca özetlenmiştir;

1. Algılama Katmanı: Sensörler aracılığıyla fiziksel değişkenlerin ölçülmesi (sıcaklık, basınç, hız vb.).

2. Kontrol Katmanı: PLC, DCS veya SCADA sistemleri ile karar mekanizması.

3. Aktüatör Katmanı: Komutlara uygun fiziksel hareketi gerçekleştiren motorlar, vanalar.

4. İletişim Katmanı: OT (Operational Technology) ile IT (Information Technology) sistemlerinin entegrasyonu.

5. Yönetim Katmanı: ERP, MES gibi yönetim yazılımlarıyla veri entegrasyonu ve süreç takibi.

Otomasyon Türleri ve Uygulama Şekilleri

Endüstriyel üretim süreçlerinde kullanılan otomasyon sistemleri, işlevsel özelliklerine ve üretim esnekliğine göre sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırma, yalnızca teknolojik tercihi değil; aynı zamanda yatırım maliyetini, üretim kapasitesini ve iş gücü yapısını da doğrudan etkilemektedir.

Sabit Otomasyon (Hard Automation)

Belirli bir ürünün seri ve yüksek hacimli üretimi için tasarlanmış bu sistemler, genellikle otomotiv sektöründe presleme, montaj ve kaynak gibi tekrarlı işlemler için tercih edilir. Sistem sabit ve önceden belirlenmiş görevler için optimize edilmiştir. Yapılandırma sabit olduğundan ürün değişimi zor ve maliyetlidir. Bu nedenle yatırım geri dönüşü, büyük ölçekli ve istikrarlı üretim süreçlerine bağlıdır.

Programlanabilir Otomasyon

Aynı üretim hattında birden fazla ürün çeşidinin üretilmesine olanak tanıyan sistemlerdir. CNC makineleri ve PLC kontrollü robotlar bu gruba girer. Üretim parametreleri yazılımla değiştirilebildiği için orta hacimli üretimlerde kullanılır. Her ürün geçişinde belirli bir duruş süresi ve yeniden yapılandırma maliyeti oluşabilir. Buna rağmen, talebe göre özelleştirme gerektiren sektörlerde oldukça verimli bir çözüm olarak öne çıkar.

Esnek Otomasyon (Soft Automation)

Ürün geçişlerinin kesintisiz olarak yapılabildiği bu yapı, robotik sistemler ve otomatik yönlendirmeli araçlar (AGV) gibi teknolojileri içerir. Yazılım, sensör verileri ve yapay zekâ destekli sistemler sayesinde, hat herhangi bir fiziksel müdahaleye gerek kalmadan farklı ürünleri işleyebilir. Bu tür otomasyonlar; özellikle özelleştirme, ürün çeşitliliği ve hızlı pazar değişimlerine yanıt vermede avantaj sağlar.

Bilişsel Otomasyon

Yapay zeka, makine öğrenimi ve büyük veri analitiği gibi teknolojilerle desteklenen bu sistemler, üretim sürecinde sadece eylem değil, aynı zamanda karar alma yeteneği de gösterir. Örneğin bir üretim bandında oluşabilecek arızaları önceden tahmin edebilir ve kestirimci bakım süreci başlatabilir. Bu sistemler “akıllı üretim”, “sanal ikiz” ve “siber-fiziksel sistemler” kavramlarıyla birlikte değerlendirilir ve Endüstri 4.0’ın temel yapı taşlarından birini oluşturur.


Bu otomasyon türlerinin uygulanması, sektörün yapısal ihtiyaçlarına göre değişiklik gösterir. Örneğin gıda üretimi gibi hızlı geçiş ve hijyenin ön planda olduğu sektörlerde esnek ve bilişsel otomasyon tercih edilirken, otomotiv gibi yüksek hacimli üretimlerde sabit otomasyon ön plana çıkmaktadır.

Endüstriyel Robotlar ve Uygulamaları

Endüstriyel robotlar belirli ana türlere ayrılırlar. Kartezyen (Gantry) robotlar, özellikle malzeme taşıma, montaj ve istifleme gibi uygulamalarda yaygın olarak kullanılan sistemlerdir. Delta robotlar ise yüksek hızda hareket kabiliyetleri sayesinde ambalajlama ve sınıflandırma işlemlerinde tercih edilir. İnsanla birlikte güvenli biçimde çalışabilen kooperatif robotlar (cobotlar), esnek yapılarıyla üretim süreçlerinde önemli bir yer edinmiştir. Otonom mobil robotlar (AMR) ise lojistik taşımacılık ve yönlendirme görevlerinde etkin biçimde kullanılmaktadır. Aşağıda robotlar ve kullanım alanları özetlenmiştir;

  • Kartezyen Robotlar (Gantry): Malzeme taşıma, montaj ve istif işlemlerinde yaygındır
  • Delta Robotlar: Hızlı hareket kabiliyetleri sayesinde ambalajlama ve sınıflandırmada kullanılır.
  • Kooperatif (Cobot) Robotlar: İnsanla birlikte çalışan güvenli ve esnek robotlardır.
  • Otonom Mobil Robotlar (AMR): Lojistik taşıma ve yönlendirme işlemlerinde kullanılır.


Endüstriyel robotun araca parça yerleştirmesi (pexels)

Yapay Zeka Destekli Arıza Tespiti

Endüstriyel otomasyon sistemlerinde toplanan veriler, yapay sinir ağları, rastgele ormanlar ve gradient boosting gibi makine öğrenmesi algoritmalarıyla analiz edilerek arıza öngörüleri yapılabilir. Bu sayede arıza sınıflandırması gerçekleştirilebilir, kestirimci bakım stratejileri geliştirilebilir ve üretim süreçlerinde süreklilik sağlanarak olası kesintilerin önüne geçilebilir.

Ekonomik Etkiler ve Verimlilik

Otomasyon sistemlerinin ekonomik katkıları çok yönlü ve kapsamlıdır. Öncelikle, enerji, hammadde ve iş gücü kullanımında sağladığı azalma sayesinde önemli ölçüde maliyet tasarrufu elde edilmesinde yardımcı olur. Aynı zamanda, sistemlerin sürekli ve kesintisiz çalışabilmesi duruş sürelerini azaltarak üretim hacmini artırır ve verimlilikte belirgin bir yükseliş sağlar. Bu durum, hızlı ve kaliteli üretim süreçleriyle birleştiğinde işletmelere önemli bir rekabet avantajı kazandırır. Küresel ölçekte ise otomasyonun ekonomik etkisi oldukça büyüktür; örneğin ABD’de otomasyonun 2035 yılına kadar gayrisafi yurt içi hasılaya yaklaşık 12 trilyon dolarlık ek katkı sağlaması öngörülmektedir.

İstihdam Üzerindeki Etkiler

Otomasyonun iş gücü yapısı üzerindeki etkileri belirgin dönüşümler ortaya çıkartmaktadır. Tekrarlayan ve düşük vasıf gerektiren işler otomasyon sistemleri tarafından üstlenildiğinden, bu alandaki istihdamda azalma gözlemlenmektedir. Buna karşılık, veri analistleri, otomasyon mühendisleri ve siber güvenlik uzmanları gibi yüksek vasıflı işlere olan talep artış göstermektedir. Bu durum, fiziksel emek yoğun işlerden bilişsel beceri odaklı iş alanlarına doğru bir geçişi beraberinde getirmektedir. Örneğin Mardin Organize Sanayi Bölgesi’nde yapılan bir vaka analizinde, otomasyona geçen bir fabrikanın yüksek vasıflı iş gücüne olan ihtiyacının arttığı, düşük vasıflı iş pozisyonlarında ise istihdamın sabit kaldığı tespit edilmiştir.

Zorluklar ve Riskler

Endüstriyel otomasyon sistemlerinin yaygınlaşması pek çok avantaj sağlasa da, beraberinde bazı zorluklar ve riskler de getirmektedir. En başta, sistemlerin kurulumu ve entegrasyonu yüksek başlangıç maliyetleri gerektirebilir. Ayrıca, dijitalleşmenin artmasıyla birlikte siber güvenlik tehditleri de ciddi bir risk unsuruna dönüşmektedir. Bu sistemleri etkin şekilde kullanabilmek için gerekli olan teknik yetkinliğin eksikliği, işletmelerin adaptasyon sürecini yavaşlatabilir. Diğer yandan, çalışanlar arasında otomasyona karşı direnç ve yeterli eğitim eksikliği, dönüşüm sürecinde verimliliği olumsuz etkileyebilir. Son olarak, sistem arızaları durumunda üretimin tamamen durma riski, operasyonel süreklilik açısından önemli bir tehdit oluşturmaktadır.

Gelecek Eğilimler

Endüstriyel otomasyon alanında geleceğe yönelik eğilimler, teknolojik gelişmelerle birlikte daha entegre, akıllı ve sürdürülebilir sistemlere yönelmektedir. Sayısal ikiz ve simülasyon tabanlı tasarım yaklaşımları, üretim süreçlerinin sanal ortamda modellenmesini ve optimize edilmesini mümkün kılarak verimliliği artırmaktadır. Akıllı fabrikalar, kestirimci bakım uygulamaları sayesinde arızaları oluşmadan önce tespit edebilmekte ve sistem sürekliliğini sağlamaktadır.


Netice olarak Endüstriyel otomasyon, yalnızca üretim süreçlerini değil, tüm iş modellerini dönüştüren stratejik bir teknolojidir. Yüksek düzeyde entegrasyon, veriye dayalı karar alma, yapay zekâ destekli üretim ve sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda ilerleyen bu dönüşüm; iş gücünü yeniden şekillendirmekte ve ekonomilere yön vermektedir.

Kaynakça

Akarsoy Altay, Tülay, ve Alper Gerçek. “Otomasyon Sektörü.” Mühendis ve Makina, Temmuz 2020. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2025. https://www.mmo.org.tr/sites/default/files/15%20son_tulayhoca.pdf.


Çömlekci, Oğuzhan. Endüstriyel Otomasyon Sistemlerinde Yapay Zeka Yöntemleri ile Arıza Tespiti. Yüksek Lisans Tezi, Bursa Uludağ Üniversitesi, 2020. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2025. https://acikerisim.uludag.edu.tr/server/api/core/bitstreams/1c264c3c-f9df-40a7-b42f-c0837e6674da/content.


Değer, Sedat. “Otomasyon Teknolojisinin Üretim Süreçlerinde Yarattığı Değişim ve Bu Değişimin İşgücü Yapısı Üzerindeki Etkileri.” Artuklu Kaime Uluslararası İktisadi ve İdari Araştırmalar Dergisi 4, no. 2 (2021): 135–164. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1693900.


Türedi, Atalay Tayfun, ve Durmuş Ali Bircan. “Endüstriyel Robotik Otomasyon Sistemlerinde Görülen Hataların ve Sistem Güvenilirliğinin Hata Türleri ve Etkileri Yöntemi ile Analizi.” Mühendis ve Makina 57, no. 672 (2016): 56–61. Erişim tarihi: 16 Mayıs 2025. https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/831384.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarSamet Şahin8 Mayıs 2025 12:19
KÜRE'ye Sor