Evden çalışmaya başladığımda her şey harika olacak sanmıştım. Ne de olsa ofis yolunda zaman kaybetmeyecektim! Ama kısa sürede dağınık bir masanın, sürekli ertelenen çamaşırların ve "acaba buzdolabında ne var?" düşüncesinin yarattığı zihinsel kaosun içinde buldum kendimi. Verimlilik sıfıra inmişti. Sonra isyan ettim ve hayatımı değiştiren 5 basit düzeni uygulamaya koydum.

Hayatımı Değiştiren 5 Düzen

"2 Dakika Kuralı" ve Benim Evim

Bir iş 2 dakikadan az sürecekse, onu HEMEN yapıyorum. Bulaşığı makineye koymak, kıyafeti askıya asmak, bir e-postaya cevap yazmak... Bu küçük adımlar, devasa bir "yapılacaklar listesi" yığınını ortadan kaldırdı. Evim artık sürekli toplu.

Sabah Ritüelim: "Tek Odaklılık"

İlk iş olarak telefonumu kontrol etmeyi bıraktım. Onun yerine, 15 dakika meditasyon ve bir büyük bardak su ile güne başlıyorum. Zihnim uyanmadan sosyal medyaya dalmıyorum. Bu, günün geri kalanında odaklanmamı inanılmaz artırdı.

Çalışma Köşem ve "İş Modu"

Yatağın üzerinde, kanepede değil; sadece çalışmaya ayrılmış bir köşem var. O masaya oturduğumda beynim "İş modu: AÇIK" diyor. İşim bittiğinde ise o alandan uzaklaşıyorum. Bu, iş-yaşam dengesini fiziksel olarak sağlamama yardımcı oldu.

"Zaman Bloklama" Tekniği

Günümü 1-2 saatlik bloklara bölüyorum. Örneğin, "09:00-11:00: Proje A", "11:30-12:30: E-postalar". Bu, bir görevden diğerine savrulmamı engelledi ve tek seferde bir işe derinlemesine odaklanmamı sağladı.

Dijital Detoks Akşamları

Akşam 8'den sonra tüm iş bildirimlerini kapatıyorum ve telefonumu başka bir odaya koyuyorum. Yerine kitap okuyorum, müzik dinliyorum veya sevdiklerimle vakit geçiriyorum. Bu, beynimin gerçekten dinlenmesini ve ertesi güne %100 şarj olmuş şekilde uyanmamı sağladı.

Sonuç: %100 Düzen!

Bu kurallar hayatımı robotlaştırmadı, tam tersine özgürleştirdi. Çünkü ne yapacağımı düşünerek enerjimi tüketmiyorum, sadece akışına bırakıyorum. Artık işlerimi daha hızlı bitiriyor, kalan zamanda ise kendime ve sevdiklerime gerçekten vakit ayırabiliyorum.