Fiber optik kablo, ışık sinyallerini yüksek hız ve düşük kayıpla ileten, çekirdeği cam veya plastikten üretilmiş modern bir iletişim ortamıdır. Bu kablolar, klasik elektriksel sinyaller yerine fotonlar aracılığıyla veri taşıyarak, özellikle uzun mesafeli ve yüksek bant genişliği gerektiren iletişim ihtiyaçlarında önemli bir yer edinmiştir.

Fiber optik kablo görseli (Anadolu Ajansı)
Tarihçe
Fiber optik iletişimin temelleri 19. yüzyılda John Tyndall’ın tam yansıma prensibini göstermesiyle atılmıştır. 1960’larda lazer teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, cam fiberlerin kısa mesafelerde ışık iletebildiği ortaya konmuştur.
- 1970’ler: İngiltere ve ABD’de ilk ticari sistemler kurulmuştur.
- 1988: İlk transatlantik fiber optik kablo Tyco Telecommunication tarafından döşenmiştir
- Türkiye: İlk manuel santral 1909’da kurulmuş, 2000’li yıllarda fiber altyapı yaygınlaşmıştır. 4.5G hizmetleri 2016 itibarıyla fiber üzerinden verilmeye başlanmıştır
Fiber Optik Yapısı
Fiber optik kablolar üç temel katmandan oluşur:
- Çekirdek (Core): Işığın iletildiği, saf camdan yapılmış merkez bölgedir.
- Yansıtıcı Tabaka (Cladding): Daha düşük kırılma indisli dış katmandır. Işığın çekirdek içinde tam yansıma yaparak ilerlemesini sağlar.
- Koruyucu Kaplama (Coating/Buffer): Fiberi dış etkilere karşı korur, genellikle plastik ya da polimer tabakadır.

Fiber optik kablo yapısı (medium)
Boyutlar
- Singlemode fiber: 9 µm çekirdek, 125 µm cladding
- Multimode fiber: 50/62.5 µm çekirdek, 125 µm cladding
Çalışma Prensibi
Fiber optik kablolar, temel optik fizik ilkelerine – özellikle tam yansıma, kritik açı ve kırılma indeksi farkı – dayanır. Işık, çekirdekten yansıtıcı tabakaya geçemeyecek şekilde gönderildiğinde, ortam içinde tam yansıma yapar. Böylece ışık dalgaları (fotonlar), sinyal olarak çok uzak mesafelere iletilebilir. Bu prensip, kırılma indisi daha büyük olan çekirdek ve daha küçük olan cladding arasındaki optik sınırda uygulanır
1. Malzemesine Göre
- Cam Fiber: En yüksek performans. Ultra saf silisyum dioksit kullanılır.
- Plastik Kaplı Silisyum Fiber: Cam çekirdek, plastik kaplama. Ucuz, ama daha az verimli.
- Tam Plastik Fiber: En düşük maliyetli ve en kısa mesafe için uygundur
2. Kırılma İndisine Göre
- Basamak İndisli (Step-Index): Kırılma indisinde keskin geçiş vardır. Genellikle otomotiv gibi kısa mesafe uygulamalarında tercih edilir.
- Dereceli İndisli (Graded-Index): Kırılma indisi çekirdekten dışa doğru dereceli olarak azalır. Bu sayede sinyal dağılması azalır ve daha kararlı veri iletimi sağlanır.
3. Mod Tipine Göre
- Tek Mod (Singlemode): Yalnızca bir ışık modunda iletim yapılır. Uzak mesafe (50 km’ye kadar) ve yüksek bant genişliği sunar. Zayıflama: ~0.25 dB/km.
- Çoklu Mod (Multimode): Birden fazla ışık modu taşır. Kısa mesafe (300 m - 2 km) iletişimde tercih edilir. Zayıflama: ~2.5 dB/km
Standartlar
Fiber optik kablolar, uluslararası telekomünikasyon ve endüstri kurumları tarafından belirlenen standartlara göre sınıflandırılır. Bu standartlar, kablonun fiziksel yapısı, bant genişliği kapasitesi ve uygulama alanlarına göre çeşitlenmektedir.
Multimode fiberler: Kısa mesafeli ve yüksek hızlı ağ bağlantılarında yaygın olarak kullanılan türlerdir. Bu kablolar OM1, OM2, OM3 ve OM4 olarak sınıflandırılır. OM1 tipi fiberler 62.5 mikrometre çekirdek çapına sahiptir ve düşük bant genişliği sunar. OM2, OM3 ve OM4 ise 50 mikrometre çekirdek çapına sahip olup sırasıyla daha yüksek frekanslarda çalışabilen varyantlardır. Özellikle OM3 ve OM4, 10 Gigabit Ethernet gibi yeni nesil ağ uygulamalarında daha uzun mesafeleri destekleyebilmeleri nedeniyle tercih edilir.
Tek modlu (singlemode) fiber: Daha uzun mesafeli ve yüksek kapasiteli veri iletiminde kullanılır. Bu tür fiberler için en yaygın kullanılan uluslararası standartlar arasında ITU-T G.65x serisi yer alır. Bu seride yer alan G.652 standardı, bina içi yerel alan ağları ve FTTx (Fiber to the x) uygulamalarında yaygındır. G.655 standardı, daha düşük dispersiyonla yüksek hızlı iletim sağlayan NZD (non-zero dispersion) fiberleri kapsar ve karasal uzun mesafe ağlarında kullanılır. Son olarak G.657 standardı, bükülmeye karşı dayanıklı fiber yapıları tanımlar ve özellikle sıkı kurulum gerektiren erişim ağlarında tercih edilir. Bu standartlar, fiber optik kablonun fiziksel dayanıklılığını ve sinyal taşıma performansını belirleyerek, uygulamaya uygun doğru fiber seçimini mümkün kılar.
Singlemode Fiberler
ITU-T standartları:
- G.652.x: Yerel alan ve FTTx uygulamaları
- G.655.x: Uzak mesafeli, yüksek bant genişlikli uygulamalar
- G.657.x: Bükülmeye dayanıklı yapılar için özel tasarlanmış tiptir
Üstünlükleri
- Yüksek bant genişliği
- Elektromanyetik parazite direnç
- Hafiflik ve küçük çap (insan saçından daha ince)
- Uzun mesafede düşük sinyal kaybı
- Güvenli veri iletimi (dinlenmesi zordur)
- Elektrik akımı taşımadığı için çarpılma riski yoktur
Dezavantajları
- Ekipman ve montaj maliyeti yüksektir
- Hassas montaj ve test gerektirir
- Lokal alanlarda maliyet/fayda oranı düşebilir
Kullanım Alanları
- Telekomünikasyon ve internet altyapısı
- Kampüs, rezidans ve AVM içi omurga iletişimi
- Bina otomasyon sistemleri
- Güvenlik sistemleri, CCTV, yangın alarmı
- Tıp cihazları (endoskopi, lazer cerrahi)
- Havacılık ve askeri uygulamalar
- Nükleer enerji ve manyetik alana duyarlı tesisler
- Jeofizik gözlemler: sismik hareket, buzullar, permafrost, volkan izleme
Bilimsel Uygulamalar (Sensör Kullanımı)
Fiber optik kablolar sadece veri taşıyıcı değil, aynı zamanda yüksek hassasiyetli sensörler olarak da kullanılmaktadır:
- Sismoloji: Depremlerin merkez üssü, sarsıntı yoğunluğu, fay tespiti
- Buzullar ve Çığ: Buz hareketleri, buz depremleri ve kar kütlelerinin dinamiği
- Volkanoloji: Magma basıncı, patlama öncesi titreşimler
- Permafrost: Donmuş toprakların çözülmesi ve sera gazı salımı gibi çevresel analizler
- Bu uygulamalarda kablodaki mikroskobik kusurlar ışığın yansıma süresini etkiler ve çevresel değişiklikler hassas biçimde izlenebilir
Fiber optik kablolar, hem geleneksel iletişimde hem de bilimsel ölçüm alanlarında kritik rol oynamaktadır. Işık bazlı veri iletimi sayesinde yüksek performans sunarken, karmaşık ortamlarda bile kullanılabilmesi onu çağdaş teknolojilerin omurgası haline getirmiştir.


