Ekonomi, kaynakların sınırlı olduğu ve bu kaynakların en verimli şekilde kullanılabilmesi için belirli fiyat mekanizmalarını gerektiren bir bilim dalıdır. Fiyat teorisi, bu fiyatların nasıl belirlendiğini ve bu belirlemenin ekonomik sistemde nasıl işlediğini anlamaya yönelik bir alandır. Emek piyasası ve ücretler ise fiyat teorisinin önemli bir parçasını oluşturur. Çünkü emek, üretim süreçlerinin en temel faktörlerinden biri olup, ücretler ise emek karşılığında ödenen bedeldir.
Ekonomik sistemlerde fiyatlar, mal ve hizmetlerin alım satımında belirleyici bir rol oynar. Fiyat teorisi, piyasa ekonomilerinde fiyatların nasıl oluştuğunu ve bu fiyatların arz ve talep faktörleriyle nasıl etkileşime girdiğini açıklayan bir teoridir. Temelde, fiyatlar, piyasadaki mal ve hizmetlere yönelik arz ve talep koşullarına bağlı olarak belirlenir. Arz ve talep dengesinin bozulduğu durumlarda ise fiyatlar yükselir veya düşer.
Fiyat teorisi, piyasa fiyatlarının belirlenmesindeki ana faktörleri tanımlar. Bu faktörler arasında en önemli iki unsur arz ve taleptir. Arz, üreticilerin belirli bir fiyat seviyesinde satmaya istekli oldukları mal veya hizmet miktarını ifade eder. Arz, genellikle fiyatlarla doğrudan ilişkilidir; fiyatlar arttıkça üreticilerin piyasaya sundukları mal miktarı da artar. Talep, tüketicilerin belirli bir fiyat seviyesinde satın almak istedikleri mal veya hizmet miktarını ifade eder. Talep, fiyatlar düştükçe artar; çünkü tüketiciler daha düşük fiyatlarla daha fazla mal veya hizmet satın alabilirler. Fiyat teorisinin ana bileşeni olan arz ve talep, birbirine ters orantılı olarak çalışır. Yani, arz artarsa ve talep sabit kalırsa fiyatlar düşer; talep artarsa ve arz sabit kalırsa fiyatlar yükselir. Arz ve talep eğrileri, bir malın fiyatını belirleyen önemli araçlardır. Arz eğrisi, fiyatlar arttıkça üreticilerin daha fazla mal satmaya istekli olduklarını gösterir. Arz eğrisinin yükselmesi, fiyatın artmasıyla birlikte üretim miktarının da arttığını ifade eder. Talep eğrisi, fiyatlar düştükçe tüketicilerin daha fazla mal satın almak istediklerini gösterir. Talep eğrisinin aşağıya doğru eğilmesi, fiyatların düşmesiyle birlikte talebin arttığını gösterir. Bu iki eğrinin kesişim noktası, denge fiyatı olarak adlandırılır ve piyasada mal ve hizmetlerin arzı ile talebi eşitleyen fiyatı ifade eder.
Denge fiyatı, piyasa arz ve talebinin birbirini dengelediği noktadır. Bu fiyat, tüketicilerin almak istedikleri mal miktarını üreticilerin satmaya istekli olduğu mal miktarıyla eşitleyen noktadır. Denge fiyatı, serbest piyasa ekonomilerinde genellikle arz ve talep etkileşimi ile belirlenir. Piyasa mekanizması, fiyatların dengeye ulaşmasını sağlar. Eğer fiyat denge fiyatının üzerinde ise, arz talebi aşacak ve fazla mal ortaya çıkacaktır. Bu durumda fiyatlar düşerek dengeye ulaşmaya çalışır. Tersine, fiyat denge fiyatının altında olduğunda talep arzı aşacak ve mal eksikliği yaşanacaktır. Bu durumda da fiyatlar artarak denge fiyatına yaklaşır.
Fiyat teorisinin bir başka önemli kavramı esneklik (ya da elastikiyet) kavramıdır. Esneklik, fiyat değişikliklerine karşı talep ve arzın ne kadar duyarlı olduğunu ölçen bir göstergedir. Talep esnekliği, fiyat değişimlerinin talep üzerindeki etkisini ölçer. Eğer talep esnekse, fiyatlar arttığında talep hızla düşer. Eğer talep inelastikse, fiyatlar artsa bile talep fazla değişmez. Arz esnekliği, üreticilerin fiyat değişimlerine ne kadar duyarlı olduklarını gösterir. Eğer arz esnekse, fiyat arttığında üreticiler daha fazla üretim yapmaya istekli olurlar. Eğer arz inelastikse, fiyatlar artsa bile üretim artışı sınırlı kalır.
Piyasa fiyatları arz ve talep ilişkisine dayanmakla birlikte, devlet müdahaleleri, dışsal faktörler ve tüketici davranışları gibi etmenler de fiyatları etkileyebilir. Devlet, piyasadaki dengesizlikleri engellemek için fiyat tavanları veya fiyat tabanları gibi müdahalelerde bulunabilir. Fiyat tavanları, özellikle temel ihtiyaç maddelerinin aşırı pahalı olmasını engellemek amacıyla uygulanır. Fiyat tabanları ise, üreticilerin zarar etmelerini engellemek için belirlenir. Örneğin, asgari ücret yasaları veya fiyat denetimleri gibi politikalar fiyatları etkileyebilir.
Dışsal faktörler, örneğin doğal afetler veya ekonomik krizler, arz ve talep dengesini bozarak fiyatların ani değişimlerine yol açabilir. Ayrıca, tüketicilerin gelir seviyeleri, psikolojik faktörler ve kültürel etmenler de talebi etkileyebilir ve dolayısıyla fiyatların belirlenmesinde rol oynar. Tüketicilerin daha fazla talep ettiği bir mal, fiyatını yükseltebilir ve bu da üreticilerin fiyat artırmasına neden olabilir.