BlogGeçmiş
Blog
Avatar
YazarMuhammed Emin Ortakuş11 Mayıs 2025 08:38

Geleceğe Uzanan Geçmiş

Edebiyat+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

İnsan, diğer canlılardan farklı olarak aklı, düşünme yetisi ve değer üretme kabiliyetiyle öne çıkar. Onu özgür ve etkin kılan en temel niteliği, dünyaya açılabilmesi ve varlıklarla ilişkiler kurabilmesidir. Bu yetenek, onun çevresini değiştirme, dönüştürme ve geleceği şekillendirme imkânı sağlar. İşte bu birikim, kültür dediğimiz yapının temelidir.

Gelişme

İnsanın düşünce, bilgi ve becerilerini kuşaktan kuşağa aktarması kültürü oluşturur. Bu süreçte bireylerin katkıları sınırlı olsa da toplumlar yüzyıllar boyunca bilgi ve tecrübeyi biriktirerek kültürel gelişimi sağlar. Nurettin Topçu, milleti "maziden gelip istikbale akan bir nehir" olarak tanımlar ve geçmişin birikimlerinin geleceği de şekillendirdiğini vurgular. Newton’un “Devlerin omuzlarına tırmandım” sözü, kültürel birikimin bireyleri nasıl daha ileriye taşıdığını gösterir.


Kültürün kuşaktan kuşağa aktarılmasında en etkili araç ise dildir. Dil yalnızca iletişim aracı değil; aynı zamanda düşüncenin, bilginin ve inancın ifadesidir. Tarık Buğra’nın ifadesiyle dili sadece kelimelerden ibaret görmek büyük bir yanılgıdır. Dil, derin düşünceyle gelişir; düşünce de ancak dil ile ifade edilerek anlam kazanır.


Toplumların kimliği, şerefi ve varlığı dile bağlıdır. Ernest Gellner’in dediği gibi, “Dil kültür değildir; dil kültürün ta kendisidir.” Necip Fazıl’ın bir örneğinde, dili yozlaşan bir toplumun geçmişle bağını kopardığı ve geleceğini de sağlıklı kuramayacağı vurgulanır. Bu nedenle dilin yozlaşması, toplumun çöküşüne zemin hazırlar.


Isaac Newton (History)

Dilin Asli Vazifesi

Toplumun kuvveti ve dinamikliği hükmettiği güçle paralellik arz eder. Söz konusu gücün önemli bir kısmını teşkil eden manevi yön, kendisini kendisi yapan değerlerin, toplumu oluşturan fertlerde yaşanmasıyla gerçekleşir. Bu değerlerin nesilden nesile geliştirilerek aktarılması da dille mümkündür. Zira dil, değerlerin ifade aracı olduğu gibi düşün-cenin oluşum, gelişim ve somuta dönüşmesinde de etkin bir fonksiyon üstlenir. Bu çerçevede bir milletin sahip olduğu dille bilinç ve zihniyeti arasında güçlü bir ilişki vardır. Münevverlerin dil üzerine yürüttükleri fikirler, ortaya koydukları tahliller, çıkarımlar ve yaptıkları uyarılar hep bu gerçeğe dikkat çekmek içindir. Yani kültürü yaşatmak, geliştirmek ve aktarmak için dilin temel, asli konumunu muhafaza etmek. İnsanın varlığı anlamlandırması sonucunda ortaya çıkan düşünce, bilim ve tefekkür, ihtiyaçlarını karşılaması, vakıaları çözümlemesi ve dinamik kurması gibi hususların oluşması, gelişme göstermesi ve değer kazanması dille gerçekleşme imkânı bulabilmektedir. O halde dili kelimeler yığını olarak görmek büyük hatadır. Tarık Buğra'nın ifadesiyle "Lisan deyince kelimeleri anlarsak ne kaybederiz? Lisanı kaybederiz..." Dilin gelişme ve zenginlik göstermesi de ancak derin düşünmenin yani tefekkürün varlığıyla mümkündür. Dolayısıyla dille ifade edilmeyen herhangi bir düşünce etkili bir değere sahip olamazken derin düşünmenin olmadığı yerde de dilin gelişme göstermesi söz konusu değildir. Kısaca, bireyin kendini bulması, haricindekilerle iletişim kurarak bir topluluk oluşturması, oluşan toplumun varlığının sürdürülmesi, güçlü, sağlıklı bir millet olabilmesi ancak gelişmiş, zengin ve her türlü zihni faaliyete açık ve elverişli bir özge dile sahip olmasıyla mümkün olmaktadır.

Korumak ve İleriye Taşıyabilmek

Avrupalı sosyal bilimci Ernest Gellner, "Lisan kültürün bir unsuru değildir, lisan kültürdür" der. O hâlde dili korumak kültürü korumak-tır. Kültür ise bir toplumun sanattan bilime, fikirden edebiyata her alanını kuşatan değerler bütünüdür. Dilin muhafazası toplumun kimliğini, itibarını, şerefini korumasıdır. Necip Fazıl merhumun bu manada Dil ve Edebiyat eserinde verdiği şu güçlü misal kritiktir: "Çoluğunu çocuğunu gözleri önünde kestikleri hâlde sesini çıkarmayıp vezirini dilenirken görünce ah çeken ve soranlara, 'Kesilenlerin acısını belirtmeye hiçbir söz yetmezdi, sustum; fakat şan ve şevketimin timsali vezirimi dilenirken görmeyi ah çekerek ifadelendirebiliyorum!" cevabını veren eski İran kralına eş, çoluk çocuğumuzdan aziz ruh kıymetlerinin katliamı hengamesinde biz de, eski şan ve şevketimizin timsali dilimizi dilenciliğe çıkmış görmekten yalnız bir ah çekmekle acımızı ifadeye çalışıyoruz." Bilim, inanç, ahlak dil ile varlık bulduğu gibi dil ile de aktarılır. Dil sayesinde oluşan bu ortak alanlarla birey kendi dünyasında yalnız olmaktan kurtulur, düşüncelerini fikirlerini taşır. Bir diğer ifade ile dil, insanın hem kendisini bulmasını, hem de insanı insanla birleştirerek ortak bir alanın oluşmasını sağlar ve subjektif alanın objektif alanda kendisine bir yer bulmasına imkân sunar. Dildeki bozulma ise tüm bu organik yapının dağılmasına, yozlaşmaya, çöküşe sebep olur. Günümüz dünyasının mojolu, süslü sunumları ile müptela olduğumuz buhranların da sebebi budur. Dilimizi, fikrimizi, kültürümüzü gereği gibi koruyamıyor, geçmiş ile şimdinin irtibatını kurmakta güçlük çekiyoruz. Hal böyle olunca da geleceğe dair planlarımız, hayallerimiz nakıs, düzensiz, dağınık oluyor.

Sonuç

İnsanlık tarihi, kültürel birikimin meyvesidir. Bu birikimin taşıyıcısı ve koruyucusu ise dildir. Diline sahip çıkan millet, kültürüne de sahip çıkar; geçmişle bağ kurar, geleceğe güvenle yürür. Ancak dilini ihmal eden toplumlar, değerlerini kaybeder, kimliksizleşir ve dağılır. Bu sebeple dilimizi korumak, sadece geçmişimizi değil, geleceğimizi de korumaktır.

Kaynakça

Topçu, Nurettin. Ahlak Nizamı. Dergâh Yayınları.

https://www.dergahyayinlari.com.tr/kitap/ahlak-nizami/

Newton, Isaac. Opticks (1704).

https://archive.org/details/opticksortreatis00newt

Ayrıca bkz: Britannica - Newton'un "Devlerin Omuzlarında" Sözü

https://www.britannica.com/biography/Isaac-Newton

Gellner, Ernest. Nations and Nationalism. Cornell University Press, 1983.

https://www.cornellpress.cornell.edu/book/9780801492634/nations-and-nationalism/

UNESCO. Towards Knowledge Societies. UNESCO Publishing, 2005.

https://unesdoc.unesco.org/ark:/48223/pf0000141843

Kısakürek, Necip Fazıl. Dil ve Edebiyat. Büyük Doğu Yayınları.

https://www.buyukdogu.com.tr/dil-ve-edebiyat

Wittgenstein, Ludwig. Tractatus Logico-Philosophicus. Routledge & Kegan Paul, 1922.

https://www.gutenberg.org/ebooks/5740

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor