KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Güneş Merkezli (Heliocentric) Evren Modeli

fav gif
Kaydet
kure star outline

Güneş Merkezli Evren Modeli (Heliocentric Model), Güneş’in evrenin merkezi olduğunu ve gezegenlerin Güneş etrafında döndüğünü kabul eden kozmolojik sistemdir. Bu model, 1543 yılında Nicolaus Copernicus tarafından matematiksel ve kuramsal temelleriyle birlikte sistematik biçimde ortaya konmuş ve böylece uzun süre hâkimiyetini sürdüren Yer Merkezli Evren Modeli’ne (jeosentrik model) köklü bir alternatif oluşturmuştur. Kopernik’in sistemi yalnızca astronomi alanında değil, Batı düşüncesinin genel çerçevesinde de bir “dönüşüm”e yol açması bakımından tarihsel açıdan belirleyici kabul edilir.

Tarihsel Arka Plan

Antik çağdan itibaren Batı dünyasında egemen olan jeosentrik kozmoloji, özellikle Aristoteles’in fiziğine ve Batlamyus’un matematiksel astronomisine dayanıyordu. Kilise tarafından da benimsenen bu düzen, Orta Çağ boyunca evrenin yapısına ilişkin temel açıklama olarak tartışılmaz bir otorite kazanmıştı. 15. ve 16. yüzyıllarda Rönesans’ın etkisiyle artan çeviri faaliyetleri, özellikle Arapçadan Latinceye aktarılan eserler, doğaya yönelik yeni bir ilgi doğurmuş; coğrafi keşifler ise dünya kavrayışını genişletmiştir. Bu ortamda Copernicus, Batlamyus sisteminin karmaşıklıklarını gidermek ve gök olaylarını daha bütüncül bir biçimde açıklayabilmek amacıyla Güneş’i merkeze alan yeni bir kuramsal model geliştirmiştir. Bu girişim, mevcut matematiksel araçların sınırlılığına ve dinî çevrelerin direncine rağmen, evren tasavvurunda yeni bir düzen önerdiği için büyük bir önem taşır.

Kopernik’in Temel Prensipleri

Copernicus’un sistemi birtakım temel kozmolojik varsayımlar üzerine kuruludur:


  1. Evrenin Küreselliği: Antik gelenekten devralınan gerekçeler doğrultusunda küre, en mükemmel şekil olarak kabul edilmiş; evrenin küresel yapısı da bu klasik argümanlara dayanarak açıklanmıştır.
  2. Dünya’nın Küreselliği: Pythagoras ve Aristoteles’ten beri bilinen gözlemler — ufuktan yaklaşan gemilerin önce direklerinin görünmesi, Ay tutulmalarında Dünya’nın gölgesinin daireselliği gibi — Copernicus tarafından yeniden yorumlanmıştır. Buna ek olarak yağmur damlalarının düşerken aldığı şekiller de Dünya’nın küreselliğine ilişkin bir kanıt olarak sunulmuştur.
  3. Gök Cisimlerinin Dairesel Hareketi: Evrenin düzeninin kusursuz dairesel hareketlerle açıklanabileceği kabul edilmiştir. Gece-gündüz döngüsü, mevsimler ve diğer göksel olaylar, dairesel hareket ilkesi çerçevesinde yorumlanmıştır.
  4. Gezegenlerin Güneş Etrafında Dönüşü: Sistemin temel varsayımı, Dünya da dâhil olmak üzere tüm gezegenlerin Güneş etrafında döndüğüdür. Bu düzenlemede Güneş merkezde olmak üzere Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter ve Satürn gezegenleri sıralanır; Ay ise Dünya’nın uydusu olarak kabul edilmiştir.
  5. Dünya’nın Hareketi: Kopernik, Dünya’nın hem kendi ekseni etrafında hem de Güneş’in çevresinde hareket ettiğini savunmuştur. Bu görüş, Aristotelesçi fiziği temelden sorgulayan en kritik yeniliklerden biridir. Kopernik, gözlenen hareketlerin ya gözlemcinin ya da nesnenin hareketinden kaynaklanabileceğini belirterek, günlük hareketin Dünya’nın eksensel dönüşüyle açıklanabileceğini ileri sürmüştür.

Modelin Yayılması ve Tepkiler

Kopernik'in De revolutionibus orbium coelestium (Gök Kürelerinin Hareketi) adlı eserinin 1543’te yayımlanması, çağdaşları üzerinde büyük bir etki yaratmamıştır. Ancak eser, gezegen kataloglarının hazırlanmasında yeni bir yöntem olarak benimsenmiş; Erasmus Reinhold’un Tabulae Prutenica adlı çalışması bu doğrultuda önemli bir örnek oluşturmuştur. Buna karşılık, Copernicus’un sistemi Batlamyus’un karmaşık yapısına alternatif olarak tümüyle kabul görmemiş, özellikle dinî çevrelerde ciddi tepkilerle karşılaşmıştır. Luther ve Melanchton başta olmak üzere birçok Protestan düşünür, sistemi Kutsal Kitap’a aykırı bulmuş; Katolik Kilisesi ise Copernicus’un eserini 1616’da yasaklı kitaplar listesine almış, yasak ancak 1882’de kaldırılmıştır.


Giordano Bruno’nun evrenin sonsuzluğu, yıldızların birer güneş olduğu gibi ileri görüşleri hem Copernicus sisteminin genişletilmesine katkı sağlamış hem de ciddi teolojik tartışmalara yol açmıştır. Bruno’nun 1600’de bu görüşleri nedeniyle idam edilmesi ve Galileo’nun Engizisyon tarafından yargılanması, modelin kabulünü uzun süre güçleştirmiştir.

Tarihsel Önemi ve Modern Bilime Etkisi

Güneş Merkezli Evren Modeli, Rönesans’ın en önemli bilimsel dönüşümlerinden biri olarak Yeni Çağ’ın başlangıcını simgeler. Her ne kadar bazı yönleriyle eski geleneğin etkisini taşısa da Kant’ın belirttiği üzere, sistem düşünce tarihinde köklü bir paradigma değişikliğini temsil eder. Copernicus’un çalışması, yalnızca gökbilimsel bir model değil, aynı zamanda modern fiziğin ve bilimsel yöntemin gelişmesine giden yolu açan bir başlangıç noktası olmuştur. Galileo’nun çalışmalarıyla birleştiğinde, evrenin yapısına ilişkin Aristotelesçi açıklamaların terk edilmesini sağlamış; modern bilimin temellerinin atılmasında belirleyici bir rol oynamıştır.

Kaynakça

Tekeli, Sevim, Esin Kâhya, Melek Dosay Gökdoğan, Remzi Demir, Hüseyin G. Topdemir, Yavuz Unat, Ayten Koç Aydın, ve İnan Kalaycıoğulları. Bilim Tarihine Giriş. Genişletilmiş ve güncellenmiş 11. basım. Ankara: Nobel Akademik Yayıncılık, 2021.


Topdemir, Hüseyin Gazi. “Güneş Merkezli Evren Modeli.” Bilim ve Teknik, Şubat 2011. “Tarih Boyunca Geliştirilmiş Evren Modelleri – 1.” https://e-dergi.tubitak.gov.tr/edergi/yazi.pdf?dergiKodu=4&cilt=44&sayi=725&sayfa=102&yaziid=31333


Unat, Yavuz. Dünyayı Değiştiren Kuramlar: Kopernik ve Güneş Merkezli Kuram. Kastamonu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi, Felsefe Bölümü. https://www.academia.edu/44468179/D%C3%9CNYAYI_DE%C4%9E%C4%B0%C5%9ET%C4%B0REN_KURAMLAR_KOPERN%C4%B0K_VE_G%C3%9CNE%C5%9E_MERKEZL%C4%B0_KURAM_1

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
YazarHediye Şen28 Ekim 2025 12:36
KÜRE'ye Sor