Hind Receb, 2024 yılında Gazze Şeridi’nde ailesiyle birlikte içinde bulunduğu aracın İsrail güçlerince vurulması sonucu hayatını kaybeden Filistinli bir çocuktur. Olay sırasında Filistin Kızılayı ile yaptığı telefon görüşmelerinin ses kayıtları yayılmış ve uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırmıştır. Hind’in adı daha sonra Brüksel merkezli Hind Receb Vakfı’na (Hind Rajab Foundation, HRF) verilmiş ve bu vakıf savaş suçları ile insanlığa karşı suç iddialarına ilişkin hukuki girişimlerin odaklarından biri haline gelmiştir.
Erken Yaşam ve Ailesi
Hind Receb (هند رامي إياد رجب, Hind Rami Iyad Rajab) 3 Mayıs 2018 tarihinde Gazze’de doğmuştur. Olay tarihinde 5 yaşındadır. Gazze kentinde, Tel el-Heva Mahallesi çevresinde yaşayan bir Filistinli çocuktur. Saldırı anında Hind, dayısı, dayısının eşi ve üç kuzeninin bulunduğu bir araçla şehir içinde daha güvenli bir bölgeye gitmeye çalışıyordu.
Hind Receb'in Son Anlarını Gösteren Animasyon (TRT Haber)
29 Ocak 2024 Tarihli Olay
Tarih ve Yer
Olay, 29 Ocak 2024 sabahı, Gazze Şehri’nin Tel el-Hava mahallesi çevresinde meydana gelmiştir. Aile, sabah erken saatlerde bulundukları evi terk ederek araçla bölgeden ayrılmıştır. Aynı sabah saat 09.32’de İsrail ordusuna ait bir açıklamada, Tel el-Hava da dâhil olmak üzere batı Gazze Şehri sakinlerinden güneye gitmeleri istenmiştir. Uydu görüntülerine göre güney yönündeki yol, yakın zamanda bombalanan bir binanın enkazıyla kapalı durumdaydı.
Ailenin Hareketi ve İlk Ateş
Hind’in annesi, ailenin evden ayrılmasının ardından aracın kuzeydeki bir kavşaktan ateş altına alındığını belirtmiştir. Uydu görüntüleri, söz konusu kavşakta Merkava tipi İsrail zırhlı araçlarına benzer askeri araçların bulunduğunu göstermektedir.
Acil Çağrı ve Ses Kaydı Analizi
İlk saldırı anında araçtaki dört kişinin olay yerinde hayatını kaybetmiş, Hind ve kuzeni 15 yaşındaki Layan Hamade’nin hayatta kalarak yardım talep etmiştir. Filistin Kızılayı, 30 Ocak 2024’te yaptığı açıklamada, 29 Ocak’ta saldırıya uğrayan araçtan Layan Hamade’nin kendilerini aradığını ve yardım istediğini bildiren ses kaydını kamuoyu ile paylaşmıştır.
Saat 14.30 civarında araçtaki diğer çocuk olan Layan Hamada, acil yardım hattını aramıştır. PRCS tarafından yayımlanan 28 saniyelik kayıt, yoğun silah sesleri altında Layan’ın araçta saklandığını ve yakınlarında bir tank olduğunu söylediğini göstermektedir.
Earshot tarafından yapılan akustik analiz, Layan’ın son sözlerinden hemen önce 6 saniyede 64 el ateş edildiğini, atış hızının dakikada 750–900 mermi aralığında olduğunu, bunun da kullanılan silahın tipine ilişkin teknik çıkarımlar yapılabilmesine imkân sağladığını ortaya koymuştur.
Hind Receb'in Filistin Kızılayı İle Telefon Görüşmesi (Anadolu Ajansı)
Layan Hamada ve Hind Receb’in Ölümü
Layan Hamada’nın yardım isterken silah seslerinin duyulmuş ve bir süre sonra Layan hayatını kaybetmiştir. Araçta 5 yaşındaki Hind tek başına hayatta kalmıştır.
Hind, araçta akrabalarının cansız bedenleri arasında mahsur kaldığı süre boyunca Kızılay görevlileriyle telefon irtibatını sürdürmüş ve kendisini almaları için uzun süre yardım talebinde bulunmuştur.
Hind’in, Kızılay görevlilerine “Hepsi öldü, gelin alın beni, burada tek kalmak istemiyorum. Çok korkuyorum, lütfen beni almaları için birini gönderin.” Bu cümleler Hind Receb’in son sözleri oldu. Hind, hayatını kaybeden akrabalarının arasında yaklaşık üç saat boyunca telefonda görüştüğü Kızılay görevlilerinden kurtarılmasını istedi.
Filistin Kızılayı Sözcüsü Nebal Farsakh Hind Receb’in son anları için şunları söyledi: "Hind, İsrail askerlerinin ailesini vurduğu anlara şahit oldu. Etrafını saran kanlarla birlikte bir arabanın içinde 5 cesetle sıkışıp kaldı. 6 yaşındaki küçük kız 3 saat boyunca ekiplerimizden yardım bekledi. Çığlıklar atıyordu, çok korkmuştu. Sürekli 'Lütfen gelin ve beni alın.' diyordu. İsrail tankları çevresini sarmıştı, dehşet ve panik yaşadı."【1】

Saldırıya Uğrayan Kia Picanto Marka Araç (Anadolu Ajansı)
Saldırıya Uğrayan Araç
Aracın Durumu
Forensic Architecture raporuna göre Hind ve ailesi bir Kia Picanto marka araçta bulunuyordu. Araç, İsrail güçlerinin bölgeden çekilmesinden 12 gün sonra gazeteciler tarafından görüntülenmiştir. Aracın konumu ve fiziksel deformasyonları üzerine yapılan kinematik analiz, aracın sağ ön tamponundan itilmiş olabileceğini, ayrıca ön camdaki şekil bozukluğunun aracın bir buldozer benzeri araç tarafından ezilmiş olabileceğini göstermiştir.
Aracın Yer Değiştirmesi
Uydu görüntüleri, aracın saldırı anındaki konumuyla 10 Şubat’taki bulunma konumu arasında yer değiştirdiğini göstermektedir. Araç, saldırı gününün öğleden sonra çekilmiş bir görüntüsünde bir benzin istasyonunun önünde görünürken, 8 Şubat’ta kaldırım üzerinde bir çiçekliğin yakınında tespit edilmiştir.
Mermi İzlerinin Haritalandırılması
Araç üzerinde toplam 335 mermi izi tespit edilmiştir. Çoğu giriş deliğinin aracın sağ tarafından geldiği belirlenmiştir. Bu dağılım, ateş eden unsurların muhtemel konumuna ilişkin çıkarımlara imkân tanımıştır.
Atış Mesafesi
Kayıtta belirlenebilen 12 atış için sesin iki bileşeni -supersonik mermi sesi ile namlu patlaması- arasında ölçülen süreler, atışın 13–23 metre mesafeden yapılmış olduğunu göstermektedir. Bu mesafe, tankın araçtaki kişileri görebileceği bir doğrultuya işaret etmektedir.
Tankın Olası Konumu
Araçtaki mermi giriş-çıkış deliklerinin hizalanmasıyla yapılan simülasyon, tankın atış konumunu dar bir alanda sınırlandırmış ve tank mürettebatının araç içindeki kişileri görebilecek konumda olduğunu ortaya koymuştur.
Hind Receb (TRT Haber)
Paramediklerin Ölümü
Akşam 17.40’ta ambulans gönderilmesine izin çıktı ve Yusuf el-Zeyno ile Ahmed el-Madhoun adlı iki paramedik el-Ahli Hastanesi’nden hareket etti.
Ambulans olay yerine ulaştığında ateş altına alındı. PRCS ile yapılan telsiz konuşmasında paramediklerin aracı gördükleri anda bir patlama meydana gelmiştir.
Ambulansın İncelenmesi
Uydu görüntüleri, ambulansın yakınında büyük bir yanık izi olduğunu göstermiştir. Üç boyutlu modelleme ile bu izlerin konumu doğrulanmış ve ambulansın saldırı anındaki muhtemel pozisyonu belirlenmiştir.
Ambulansta sol arka kapıda 23×26 cm boyutlarında bir çıkış deliği tespit edilmiş, araç yakınında 120 mm M830A1 HEAT-MP-T mühimmatına ait bir sabot parçası bulunmuştur. Çıkış deliğinin yapısı, ambulansın bir tank mühimmatıyla vurulduğunu göstermektedir.
Uydu görüntülerindeki tank konumlarıyla birleştirilen yön analizi, atışın büyük olasılıkla bir İsrail tankı tarafından yapıldığını ortaya koymuştur.
Cesetlere Ulaşılması ve Ölümünün Tespiti
İsrail güçlerinin bölgeden çekilmesinden yaklaşık 12 gün sonra, Gazze kentindeki Tel el-Heva Mahallesi’nde Maliye Kavşağı yakınlarında 10 Şubat 2024’te Hind ve akrabalarının bulunduğu araca ulaşılmıştır. Aynı gün ambulansa yaklaşık 50 metre mesafede iki paramediğin bedenleri de bulunmuştur.
İsrail Askerleri ve Komutanlarına İlişkin Açıklamalar
Al Jazeera, 29 Ocak 2024’te Hind Receb ve ailesi ile onları kurtarmaya giden ambulanstaki sağlık görevlilerinin öldürülmesinden sorumlu olduğu iddia edilen bazı İsrail askeri yetkililerinin isimleri paylaşılmıştır. Programda, İsrail’in 401. Zırhlı Tugay Komutanı Tuğgeneral Benny Aharon ve 52. Tabur Komutanı Daniel Ella’nın bu olayda sorumlu askeri yetkililer olarak anıldığı belirtilmiştir.
Hind Receb Vakfı Kurucusu ve Başkanı Diyab Ebu Cahcah, Gazze kentine giren tankçı birliğin “Vampir İmparatorluğu” adıyla anıldığını ve birliğin komutanı olan Shaun Blass’ın Hind Receb’i öldürme emrini verdiğini ileri sürmüştür. Aralarında Arjantin vatandaşı Itai Shukerkov’un da bulunduğu bazı İsrail askerlerinin kimliklerine ulaşıldığı ifade edilmiştir.

Hind Receb İnfografisi (Anadolu Ajansı)
Tepkiler ve Siyasal Açıklamalar
Hind Receb’in ölümü, Gazze’de devam eden çatışmaların siviller üzerindeki etkisine dair uluslararası tartışmaları yoğunlaştıran olaylardan biri olarak geniş yankı uyandırmıştır. Olayın ortaya çıkmasının ardından çeşitli siyasi aktörler, sivil nüfusun korunmasına ilişkin yükümlülüklerin hatırlatılması, çatışma bölgelerinde sağlık personelinin hedef alınmaması gerektiğinin vurgulanması ve saldırının koşullarının açıklığa kavuşturulması yönünde çağrılarda bulunmuştur. Açıklamalar hem bölgesel aktörler hem de uluslararası kurumlar nezdinde farklı nitelikte politik değerlendirmelere konu olmuş ve olay çok boyutlu bir tartışma alanı yaratmıştır.
Filistinli yetkililer ve bazı bölgesel siyasi yapılar, olayın sivillere yönelik kasıtlı saldırılar bağlamında ele alınması gerektiğini savunan açıklamalar yapmış, özellikle çatışma ortamında çocukların ve sağlık çalışanlarının korunmasına ilişkin uluslararası insancıl hukuk hükümlerinin ihlal edildiği iddialarını gündeme taşımıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmelerde, Hind Receb ile aynı araçta bulunan sivillerin ve yardım için bölgeye yönlendirilen ambulans ekibinin yaşamını yitirmesinin, çatışma bölgelerinde sağlık hizmeti sunan personelin ve yardım ulaşımının güvence altına alınmasına yönelik kurallarla bağdaşmadığı ifade edilmiştir. Bazı siyasi aktörler, ambulansın olay yerine gidişine ilişkin daha önce yapılan koordinasyona rağmen hedef alınmasının açıklığa kavuşturulması gereken bir husus olduğunu belirtmiştir.
Uluslararası alanda, olayın duyulmasının ardından insan hakları örgütleri ile bazı siyasi temsilciler sivil kayıpların artışına dikkat çeken açıklamalar yapmış ve soruşturma mekanizmalarının işletilmesi gerektiğini dile getirmiştir. Çatışma hukukuna ilişkin uzmanlar ve ilgili kuruluşlar, çocukların ve sağlık çalışanlarının bulunduğu bir alanın hedef alınmasının uluslararası normlarla uyumlu olup olmadığının bağımsız incelemelere konu edilmesi gerektiğini savunan değerlendirmelerde bulunmuştur. Bu çerçevede, olayın gerçekleşme koşullarının şeffaf biçimde ortaya konulması ve sorumluluğun belirlenmesi yönündeki çağrılar ön plana çıkmıştır.
Hind Receb’in ölümü, aynı zamanda hukuki girişimlerin yoğunlaştığı bir süreci de beraberinde getirmiştir. Bazı uluslararası hukuk uzmanları ve sivil toplum kuruluşları, olayın savaş suçu veya insanlığa karşı suç niteliğine sahip olup olmadığı yönündeki incelemelerin yapılmasını talep etmiş, çeşitli ülkelerde bireysel sorumluluğun değerlendirilmesine yönelik hukuki başvurular başlatılmıştır. Bu kapsamda yürütülen girişimlerde, çatışma bölgelerinde sivillerin korunması ilkesinin gözetilmesi gerektiği ve cezasızlığın önüne geçilmesinin önem taşıdığı yönünde görüşler dile getirilmiştir.

Hind Receb Vakfı Kurucusu ve Başkanı Diyab Ebu Cahcah (Anadolu Ajansı)
Hind Receb Vakfı (Hind Rajab Foundation)
Hind Receb’in adını taşıyan Hind Receb Vakfı (HRF), Eylül 2024’te Brüksel merkezli bir insan hakları kuruluşu olarak kurulmuştur. Vakfın amacı, özellikle Gazze’de yaşanan savaş suçları ve insan hakları ihlallerini kayıt altına almak, sorumluların ulusal ve uluslararası yargı mercileri önünde hesap vermesi için hukuki süreçler başlatmak ve mağdurların sesi olmak olarak tanımlanmaktadır.
Vakfın kurucusu siyasi aktivist Diyab Ebu Cahcah’tır. Hind Receb Vakfı (HRF), Gazze’de işlenen suçlara dair delilleri topladıktan sonra evrensel yargı yasalarına sahip ülkelere taşıdığı ve şu ana kadar sekiz ülkede onlarca İsrail askeri hakkında yasal süreç başlatmışlardır.
The Voice of Hind Rajab Fragmanı (CineartBE)
The Voice of Hind Rajab (Hind Receb’in Sesi)
Tunuslu yönetmen Kaouther Ben Hania’nın yazıp yönettiği “The Voice of Hind Rajab (Hind Receb’in Sesi)” filmi, Hind Receb’in yaşadıklarını ve özellikle Filistin Kızılayı ile yaptığı telefon görüşmelerini konu almaktadır. Film, Filistin Kızılayı’nın acil durum çağrısını alan görevlileri ile Hind arasındaki orijinal ses kayıtlarını da kullanmaktadır. Filmin yapımcı ekibinde Nadim Cheikhrouha, Odessa Rae ve James Wilson yer almaktadır.
3 Eylül 2025’te 82. Uluslararası Venedik Film Festivali’nde “Hind Receb’in Sesi” filminin dünya prömiyeri yapılmış ve 23 dakika ayakta alkışlanarak festival tarihinin en uzun süreli alkışına sahne olmuştur.
Yönetmen Ben Hania, Hind’in ses kaydını ilk kez dinlediğinde projeyi hayata geçirmeye karar vermiştir. Hania, senaryoyu oluşturma sürecinde Hind’in annesiyle ve görüşmeye dahil olan Filistin Kızılayı çalışanlarıyla uzun süre iletişimde kalmış, hikâyeyi onların anlatımlarından yola çıkarak şekillendirmiştir.
Yapım, dünya çapında tanınan pek çok oyuncu ve yönetmenden destek almıştır. Brad Pitt, Joaquin Phoenix, Rooney Mara, Alfonso Cuarón ve Jonathan Glazer, filmin yürütücü yapımcıları arasında bulunmaktadır. Phoenix ile Mara, filmin Venedik’te yapılan gösterimine de katılmıştır.



