KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

İkarus Sendromu

Medya Ve İletişim+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

İkarus sendromu, bireylerin veya organizasyonların başarılarının yarattığı aşırı özgüven, sınır tanımayan risk alma eğilimi ve gerçeklikten kopma sonucunda sürdürülemez davranışlar sergilemesi ve nihayetinde başarısızlık ya da çöküşle karşılaşması durumunu tanımlayan kavramsal bir olgudur. Mitolojik bir kökene dayanan bu sendrom, özellikle liderlik, yönetim bilimi ve organizasyon araştırmaları çerçevesinde ele alınmakta; bireysel psikolojik dinamiklerden kurumsal yapılara kadar geniş bir spektrumda tartışılmaktadır.

Mitolojik Köken ve Kavramsal Çerçeve

İkarus sendromunun metaforik kökeni Antik Yunan mitolojisinde yer alan Daidalos ve oğlu İkarus’un hikâyesine dayanır. Labirentten kaçabilmek için balmumu ve tüylerden kanatlar yapan Daidalos, oğlunu ne çok yükseğe ne de çok alçağa uçmaması konusunda uyarır. Ancak İkarus, özgürlüğün sarhoş edici cazibesine kapılarak güneşe fazla yaklaşır ve kanatlarını bir arada tutan balmumu eriyerek denize düşüp ölmesine yol açar. Bu hikâye, aşırılığın, ölçüsüzlüğün ve uyarıları dikkate almamanın simgesine dönüşmüştür.


Modern dönemde İkarus figürü, yalnızca mitolojik bir anlatı olmaktan çıkmış; başarıyla birlikte gelen aşırı hırs, ihtiras ve kontrolsüz risk alma eğilimini açıklamak için kullanılmaya başlanmıştır. Özellikle liderlerin, yöneticilerin ve organizasyonların yükselişlerinin ardından neden çöküşe sürüklendiğini açıklamada güçlü bir metafor haline gelmiştir.

Yönetim ve Organizasyon Yazınında İkarus Sendromu

Yönetim literatüründe İkarus sendromu, özellikle hızlı başarı elde eden liderlerin ya da organizasyonların, elde ettikleri bu başarının etkisiyle aşırı özgüven geliştirmesi ve gerçeklikten koparak riskli kararlar almasıyla ilişkilendirilir. Organizasyonel açıdan bakıldığında, bir işletme veya kurum başarıya ulaştıkça kendi başarısının rehavetine kapılmakta; esneklik ve yenilik kapasitesi azalarak katılaşmaktadır. Bu süreçte liderler, başlangıçta başarıya götüren davranış kalıplarını ısrarla sürdürmekte ve değişen koşulları görmezden gelmektedir.


İkarus sendromunun yönetim perspektifindeki temel noktaları şöyle özetlenebilir:

  • Aşırı özgüven: Liderin veya kurumun geçmiş başarılarından kaynaklanan kendine aşırı güven duyması.
  • Gerçeklikten kopuş: Çevresel uyarıların, piyasa dinamiklerinin veya çalışan geri bildirimlerinin dikkate alınmaması.
  • Risk iştahının artması: Daha büyük ve tehlikeli girişimlere yönelme.
  • Çöküşe sürüklenme: Kurumsal veya bireysel düzeyde başarısızlık, kriz ya da çöküşle sonuçlanma.


Bu yönleriyle İkarus sendromu, başarı ile başarısızlık arasındaki ince çizgiyi ve yönetimde sürdürülebilirliğin önemini göstermektedir.

Psikolojik ve Bireysel Boyut

İkarus sendromu sadece organizasyonel bir kavram değil, aynı zamanda bireysel düzeyde psikolojik bir olgudur. Bireyler başarı elde ettikçe narsisistik eğilimleri artabilir, kendilerine yönelik eleştirileri reddedebilir ve daha da büyük riskler alabilir. Bu süreç, kişinin kariyerinde, sosyal ilişkilerinde veya kişisel yaşamında ciddi kayıplara yol açabilir.


Psikolojik açıdan sendromun temel özellikleri şunlardır:

  • Narsisizm eğilimi: Kişinin kendi gücünü ve yeteneklerini olduğundan fazla görmesi.
  • Empati yoksunluğu: Çevresel uyarıları ve başkalarının bakış açılarını dikkate almama.
  • Aşırı risk alma: Rasyonel değerlendirme yapılmadan, duygusal veya ihtiraslı kararların tercih edilmesi.
  • Sonuçları küçümseme: Olası olumsuzlukların etkilerini önemsizleştirme.

Organizasyonlarda İkarus Sendromu

Organizasyonlarda İkarus sendromunun görülmesi genellikle büyüme ve başarı dönemlerinden sonra ortaya çıkar. İşletmeler başarıya ulaştığında bu başarıyı sürekli kılmak için aynı yöntemleri tekrarlama eğilimindedir. Ancak değişen çevresel faktörler, teknolojik gelişmeler ve rekabet koşulları dikkate alınmadığında, aynı yöntemler artık etkinliğini kaybeder.


Bu noktada ortaya çıkan tipik sorunlar şunlardır:

  • Katılaşma: Başarılı stratejilere aşırı bağlılık.
  • İnovasyon eksikliği: Yeni fikir ve yöntemlerin reddi.
  • Aşırı büyüme isteği: Kaynakların verimsiz alanlarda harcanması.
  • Kriz yönetiminde yetersizlik: Beklenmedik sorunlarla karşılaşıldığında esneklik kaybı.


Kurumsal düzeyde İkarus sendromu, şirketlerin iflasına, liderlerin görevden alınmasına ya da itibar kaybına yol açabilir.

İkarus Sendromu ve Liderlik

Liderlik bağlamında İkarus sendromu, yöneticilerin kariyerlerinin zirvesinde ortaya çıkan bir risk olarak değerlendirilir. Başarılı liderler, başlangıçta onları başarıya götüren stratejilere ve değerlere sıkı sıkıya bağlıdır. Ancak zamanla bu bağlılık dogmatik bir hal alır. Lider, geçmişte işe yarayan yöntemlerin gelecekte de işe yarayacağını düşünerek değişime direnç gösterir.


Liderlik perspektifinde dikkat çekici noktalar şunlardır:

  • Başarının körlüğü: Liderin geçmiş başarılarının, gelecekteki riskleri görmesini engellemesi.
  • Aşırı otorite: Liderin kendisini hatadan muaf görmesi.
  • Geribildirimi reddetme: Çalışanlardan veya paydaşlardan gelen uyarıları dikkate almama.
  • Karizma ve düşüş: Karizmatik liderlerin hızla yükselip, aynı hızla düşmesi.

Nedenler ve Mekanizmalar

İkarus sendromunun ortaya çıkışında birden fazla etken rol oynar:

  1. Başarı sarhoşluğu: Sürekli başarı elde eden bireylerin ya da kurumların bu başarıyı kalıcı zannetmesi.
  2. Çevresel körlük: Dış dünyadan gelen değişim sinyallerinin göz ardı edilmesi.
  3. Aşırı risk kültürü: Kurum içi değerlerin “sürekli büyüme” üzerine inşa edilmesi.
  4. Psikolojik mekanizmalar: Ego tatmini, narsisistik dürtüler ve güç arzusu.

Sonuçları

İkarus sendromunun sonuçları bireysel ve kurumsal düzeyde yıkıcı olabilir:

  • Bireysel düzeyde: Kariyerin ani sona ermesi, psikolojik yıkım, sosyal ilişkilerin bozulması.
  • Kurumsal düzeyde: İflas, itibar kaybı, çalışanların işini kaybetmesi, toplumda güven erozyonu.
  • Toplumsal düzeyde: Ekonomik krizler, kamu kaynaklarının yanlış kullanımı, liderlik başarısızlıkları.

Önleme ve Müdahale

İkarus sendromunun önlenebilmesi için bireysel ve kurumsal düzeyde çeşitli mekanizmalar geliştirilmelidir:

  • Eleştirel düşünme: Liderlerin ve kurumların kendi başarılarını sürekli sorgulaması.
  • Kurumsal denetim: Yönetim kurulları, denetim mekanizmaları ve şeffaf raporlama.
  • Geribildirim kültürü: Çalışanların ve paydaşların görüşlerinin dikkate alınması.
  • Esneklik ve inovasyon: Sürekli değişime ve yeniliğe açık olma.
  • Mütevazı liderlik: Liderin kendi sınırlılıklarını kabul etmesi.


İkarus sendromu, bireysel ve kurumsal başarıların aşırı özgüvene, kontrolsüz risk almaya ve sonuçta başarısızlığa yol açabileceğini anlatan güçlü bir metafordur. Mitolojik kökeni, yönetim literatüründe aldığı biçimler, liderlik perspektifindeki etkileri ve organizasyonel düzeydeki sonuçlarıyla geniş bir kavram alanına sahiptir. Günümüzde özellikle liderlik araştırmaları, iş dünyası ve organizasyon çalışmaları açısından önemli bir kavramsal çerçeve sunmaktadır. İkarus sendromunun önlenebilmesi için mütevazı bir liderlik anlayışının geliştirilmesi, esnek ve yenilikçi kurumsal yapıların benimsenmesi ve sürekli eleştirel düşüncenin teşvik edilmesi gerekmektedir.

Kaynakça

Karadeniz, Gizem, Hasan Hüseyin Uzunbacak. “Yönetim Perspektifinden İkarus Sendromu.” Yönetim Hastalıkları, Siyasal Kitabevi, Ekim 2024, ss. 103–122. Erişim: 30 Eylül 2025,

https://www.researchgate.net/publication/384724733_Yonetim_Perspektifinden_Ikarus_Sendromu


Öztürk, Uygar, ve Elvan Yıldırım. Organizasyonlarda İkarus Sendromu. Editör: C. Durmuşkaya, Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Seçme Yazılar-VII, Sakarya Değişim, 2023. ss. 50–66. Erişim: 30 Eylül 2025,

https://ceko.sakarya.edu.tr/sites/ceko.sakarya.edu.tr/file/Organizasyonlarda_Ikarus_Sendromu_____Dr._Ogr_._Uyesi_Uygar_OZTURK__Doc_._Dr_._Elvan_YILDIRIM_.pdf

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarHatice Mehlika Biten30 Eylül 2025 13:55
KÜRE'ye Sor