İkonoklazma (Yunanca: Εἰκονοκλασία, Eikonoklasia), "tasvir kırıcılık" anlamına gelen ve Bizans İmparatorluğu'nda 726-843 yılları arasında, dini tasvirlerin (ikona) yasaklandığı ve tahrip edildiği döneme verilen isimdir. Bu hareket, temelde dini bir reform gibi görünse de, Bizans'ın siyasi, askeri, sosyal ve ekonomik sorunlarıyla yakından ilişkili karmaşık bir süreçtir. Yaklaşık 120 yıllık bu dönem, kendi içinde kesintiye uğramış ve iki ana devreye ayrılarak incelenmektedir.
İkonoklazmayı destekleyenlere "ikonoklast" (tasvir kırıcı), bu harekete karşı çıkarak ikonları savunanlara ise "ikonofil" (tasvir seven) veya "ikonodül" (tasvir kölesi) denilmiştir.
İkonaların Görkemli Dönüşüyle Ortodoksluğun Zaferi Kutlanıyor (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Terminoloji
İkona Kavramı
İkona veya ikon, Grekçe "resim" veya "tasvir" anlamına gelen "eikon" (εἰκών) kelimesinden türemiştir. Terim, genel olarak Hristiyanlığın Ortodoks mezhebinde kutsal kabul edilen, ahşap panolar, duvarlar veya çeşitli malzemeler üzerine yapılmış dini tasvirleri ifade eder. Bu tasvirler genellikle İsa, Meryem, azizler, şehitler ile Kutsal Kitap'ta yer alan olayları konu alır. İkonalar, Ortodoks inancında sadece bir sanat eseri olmanın ötesinde, ibadetin bir parçası olarak görülür ve tasvir edilen kutsal varlığa ulaşmada manevi bir kapı işlevi gördüğüne inanılır.
İkonalar, yapımında kullanılan malzemelere göre çeşitlilik gösterir. Tahta, kumaş, bakır, taş, mermer, fildişi gibi birçok malzeme kullanılmakla birlikte, en yaygın olanı ahşap paneller üzerine yapılan taşınabilir nitelikteki ikonalardır. Kullanım amacına göre iki ana gruba ayrılırlar:
- Tanımlayıcı İkonalar: Konularını Eski Ahit, İncil, Meryem ve azizlerin yaşamlarından alan, ibadet amacı gütmeyen ve daha çok okuma yazma bilmeyen halka dini hikayeleri öğretme (didaktik) işlevi gören tasvirlerdir.
- İbadet İkonaları: Sadece kutsal kişilerin tasvir edildiği, kendine ait bir teolojisi olan ve Ortodoks kiliselerinin ikonostasisinde bir ibadet unsuru olarak yer alan ikonalardır. Bu tür ikonaların içinde insan eliyle yapılmadığına inanılan ("acheiropoietos") ve mucizevi güçlere sahip olduğu kabul edilen örnekler de bulunur.
İkonoklazma Kavramı
İkonoklazma, "tasvir" anlamına gelen "ikon" ve "kırmak" anlamına gelen "klao" kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur. Terim, dini içerikli resim ve heykellerin yasaklanması ve sistematik olarak yok edilmesi hareketini tanımlar. Bu hareket, Bizans tarihinde belirli dönemlerde doğrudan imparatorlar tarafından bir devlet politikası olarak benimsenmiş ve uygulanmıştır.
Tarihsel Arka Plan ve Nedenler
İkonoklazma hareketinin ortaya çıkışı, tek bir nedene bağlanamayacak kadar çok katmanlıdır. Hareketin temelinde dönemin siyasi istikrarsızlığı, dini tartışmalar, sosyal ve ekonomik sorunlar ile dış etkiler yatmaktadır.
Siyasi ve Askeri Durum
İkonoklazma öncesi dönem, Bizans İmparatorluğu için siyasi bir kaos ortamına sahne olmuştur. Herakleios Hanedanı'nın son imparatoru II. Justinianus'un 695 yılında tahttan indirilmesiyle başlayan yaklaşık yirmi yıllık süreçte, imparatorluk sürekli askeri isyanlar ve taht kavgalarıyla sarsılmıştır. Bu dönemde imparatorluk, doğuda Arap orduları, Balkanlar'da ise Slav ve Bulgar tehditleriyle karşı karşıya kalmış ve Kuzey Afrika gibi önemli topraklarını kaybetmiştir. 717'de tahta çıkan III. Leon, bu istikrarsızlığa son vermiş olsa da, imparatorluk askeri ve siyasi olarak zorlu bir dönemden geçmekteydi.
Dini, Sosyal ve Ekonomik Ortam
6. ve 7. yüzyıllarda Bizans toplumunda ikonalara ve kutsal emanetlere (rölikler) yönelik tapınma seviyesine varan bir hürmet anlayışı gelişmişti. İkonaların hastaları iyileştirdiği, savaşlarda zafer kazandırdığı ve şehirleri koruduğu gibi mucizevi güçlere sahip olduğuna dair yaygın bir inanç vardı. Bu durum, bazı din adamları ve imparatorlar tarafından Hristiyanlığın özünden bir sapma ve putperestliğin yeniden canlanması olarak görülüyordu.
Aynı dönemde manastırlar ve keşişler, toplum üzerinde büyük bir nüfuz kazanmıştı. Manastırlar, yapılan bağışlarla muazzam topraklara sahip olmuş ve vergiden muaf tutuldukları için devletten daha zengin bir konuma gelmişlerdi. Bu durum, devlet hazinesinin gelirlerinin azalmasına neden oluyordu. Ayrıca, askerlik ve tarım için gerekli olan genç nüfusun manastırlara yönelmesi, imparatorluğun insan gücü kaynağında sıkıntılar yaşamasına yol açmaktaydı. Keşişlerin artan ruhani ve toplumsal güçleri, imparatorun otoritesini sarsan bir unsur olarak görülüyordu.
İkonoklazmanın Nedenleri
İkonoklazma hareketini başlatan temel nedenler şu başlıklar altında toplanabilir:
Dini Nedenler
İkonoklastların en önemli dayanağı, Kutsal Kitap'ta yer alan ve oyma put yapılmasını yasaklayan On Emir'den ikincisiydi. İkonalara gösterilen aşırı hürmetin putperestliğe dönüştüğü düşüncesi, özellikle imparatorlar ve bazı din adamları arasında hakimdi. Ayrıca, İslamiyet'in ve Yahudiliğin tasviri kesin olarak yasaklaması ve bu dinlerin mensuplarının Hristiyanları putperestlikle suçlaması da İkonoklast düşüncenin güçlenmesinde etkili olmuştur. Halife II. Yezid'in 721'de kendi topraklarındaki Hristiyan tasvirlerini yasaklayan fermanı, III. Leon'un benzer bir politika izlemesinde etkili olmuş olabilir.
Siyasi ve Askeri Nedenler
İmparatorlar, artan manastır gücü ve ikon kültü karşısında zayıflayan merkezi otoritelerini yeniden tesis etmeyi amaçlıyordu. İkonoklazma, imparatorun kilise üzerindeki üstünlüğünü kanıtlama ve devleti tehdit eden manastırların siyasi ve ekonomik gücünü kırma aracı olarak kullanılmıştır. Ayrıca, Araplar karşısında alınan askeri yenilgiler, Tanrı'nın ikonalara tapınma günahı nedeniyle Hristiyanları cezalandırdığı şeklinde yorumlanmış ve bu durum, tasvir karşıtı politikalar için bir gerekçe oluşturmuştur.
Doğal Afetler
726 yılında Ege Denizi'ndeki Thera (Santorini) adasında meydana gelen büyük volkanik patlama, İmparator III. Leon tarafından Tanrı'nın ikonalara tapınmaya karşı bir öfkesi ve uyarısı olarak yorumlanmıştır. Bu olay, İkonoklazma'nın başlamasında tetikleyici bir rol oynamıştır.
İkonoklazma Dönemleri
İkonoklazma hareketi, arada kesintiye uğrayan iki ana dönemde incelenir.
Birinci İkonoklazma Dönemi (726–787)
Hareket, 726 yılında İmparator III. Leon'un (717-741) halka açık vaazlarda tasvir kültünü eleştirmesi ve sarayın ana kapısı olan Khalke Kapısı üzerindeki İsa ikonunu indirtmesiyle fiilen başladı. Bu olayın ardından başkentte ve imparatorluğun diğer bölgelerinde isyanlar çıktı. 730 yılında III. Leon, Patrik Germanos'u görevden alarak yerine İkonoklast görüşlü Anastasios'u atadı ve tasvirleri yasaklayan resmi bir ferman yayınladı.
Hareketin en şiddetli evresi, III. Leon'un oğlu V. Konstantinos (741-775) döneminde yaşandı. V. Konstantinos, İkonoklazmayı teolojik bir temele oturtmak amacıyla 754 yılında Hieria'da (Fenerbahçe) bir konsil topladı. Bu konsilde, Papalık ve diğer Doğu patrikliklerinin temsilcileri bulunmamasına rağmen, ikonalara ibadet yasaklandı ve tasvir yanlısı din adamları aforoz edildi. Bu dönemde İkonoklast politikalar sadece ikonalara değil, aynı zamanda aziz ve Meryem kültüne, kutsal emanetlere ve özellikle keşişlere yöneldi. Manastırlara el konuldu, kamu binalarına dönüştürüldü ve keşişler ağır baskı ve işkencelere maruz kaldı.
V. Konstantinos'un oğlu IV. Leon (775-780) döneminde baskılar hafifledi. IV. Leon'un 780'de ölümüyle tahta geçen eşi İmparatoriçe İrene, ikona yanlısı bir politika izledi. İrene, 787 yılında İznik'te VII. Ekümenik Konsil'i toplayarak ikonalara ibadeti yeniden serbest bıraktı ve 754 Hieria Konsili'nin kararlarını geçersiz kıldı. Böylece Birinci İkonoklazma Dönemi sona erdi.
İkinci İkonoklazma Dönemi (815–843)
İkonalara ibadetin serbest olduğu ara dönemin ardından, 813 yılında tahta çıkan V. Leon (813-820), İkonoklazmayı yeniden canlandırdı. V. Leon, önceki İkonoklast imparatorların askeri başarılarını örnek göstererek, imparatorluğun zaferlerinin tasvir karşıtı politikalarla mümkün olacağına inanıyordu. 815 yılında Ayasofya'da topladığı bir sinod ile 787 İznik Konsili'nin kararlarını reddederek İkinci İkonoklazma Dönemi'ni başlattı. Bu dönem, ilkine göre daha ılımlı başlamış olsa da, Patrik Nikephoros ve Studios Manastırı başrahibi Theodoros gibi önde gelen ikonofiller sürgüne gönderildi.
V. Leon'un ardından gelen II. Mikhail (820-829), kendisi de bir İkonoklast olmasına rağmen daha uzlaşmacı bir politika izledi ve ikonalar üzerine tartışmaları yasakladı. Ancak oğlu Theophilos (829-842) döneminde baskılar yeniden şiddetlendi. Theophilos, hocası olan Patrik Ioannes Grammatikos'un etkisiyle tasvir yanlılarına yönelik ağır cezalar uyguladı.
İkinci ve son İkonoklazma Dönemi, Theophilos'un 842'de ölümüyle sona erdi. Oğlu III. Mikhail'in küçüklüğü nedeniyle taht naibi olan eşi İmparatoriçe Theodora, 843 yılında topladığı bir sinod ile ikonalara ibadeti kesin olarak yeniden serbest bıraktı. Bu olay, Ortodoks Kilisesi tarafından "Ortodoksluğun Zaferi" olarak adlandırılmış ve her yıl kutlanmaya başlanmıştır.
Sanat ve Mimari Üzerindeki Etkileri
İkonoklazma, Bizans sanatı ve mimarisi üzerinde kalıcı izler bırakmıştır.
- Dini Sanat: Bu dönemde kilise ve manastırlardaki figürlü mozaik ve freskoların büyük bir bölümü tahrip edilmiş veya üzerleri sıva ile kapatılmıştır. Tahrip edilen tasvirlerin yerine genellikle büyük haç motifleri, bitkisel ve geometrik desenler (asma dalları, hayvanlar, çiçekler) işlenmiştir. İstanbul'daki Aya İrini Kilisesi'nin apsisindeki büyük mozaik haç, bu dönemin günümüze ulaşan en bilinen örneğidir. Aya Sofya'da da benzer şekilde, figürlü tasvirlerin yerine haçlar yapıldığı veya mevcut figürsüz süslemelerin korunduğu bilinmektedir.
- Laik Sanat: Dini tasvirlerin yasaklanması, imparatorların saray gibi sivil yapılarda laik sanatın gelişimini teşvik etmesine neden olmuştur. V. Konstantinos ve özellikle Theophilos döneminde yapılan saraylarda av sahneleri, at yarışları, imparator portreleri gibi dünyevi konuların yanı sıra Sasani ve Abbasi saray sanatından esinlenen unsurlar kullanılmıştır. Bu gelişme, Antik-Helenistik sanat geleneğinin canlanmasına zemin hazırlamış ve daha sonraki "Makedon Rönesansı"nın temellerini atmıştır.
Sonuçları ve Mirası
İkonoklazma Dönemi, Bizans İmparatorluğu'nun ve Hristiyan dünyasının tarihinde derin etkiler bırakmıştır:
- Doğu ve Batı Kiliselerinin Ayrılması: İkonoklazma, Papalık ile Bizans arasındaki ilişkilerin kopma noktasına gelmesinde belirleyici olmuştur. Papa, İkonoklast imparatorlara karşı çıkarak Batı'da yeni bir müttefik olan Franklarla yakınlaşmıştır. Bu sürecin sonunda Papalık Devleti kurulmuş ve 800 yılında Şarlman'ın Papa tarafından imparator ilan edilmesiyle Batı'da Roma'dan bağımsız yeni bir Hristiyan imparatorluğu doğmuştur. Bu olay, Bizans'ın evrensel Roma mirası iddiasını zayıflatmıştır.
- Ortodoks Kimliğinin Güçlenmesi: İkonoklazma tartışmaları, ikona kültünün teolojik temellerinin atılmasına ve "ikonoloji"nin gelişmesine yol açmıştır. İkonalar, Ortodoks inancının ayrılmaz bir parçası ve "doğru inancın" bir sembolü haline gelmiştir. 843'te İkonoklazmanın sona ermesi, kilisenin imparator karşısındaki zaferi olarak kutlanmıştır.
- Bizans Devlet Yapısındaki Değişim: İkonoklast imparatorlar, manastırların gücünü kırarak ve mallarına el koyarak devletin ekonomik ve askeri yapısını geçici olarak güçlendirmişlerdir. Vergi sisteminde reformlar yapılmış ve merkezi otorite kuvvetlendirilmiştir. Ancak bu politikalar, toplumda derin bölünmelere yol açmıştır.
Sonuç olarak İkonoklazma, Bizans'ın dini, siyasi ve kültürel yaşamında kalıcı değişikliklere neden olmuş, Batı ile ilişkilerini koparmış ve Ortodoks kimliğinin şekillenmesinde merkezi bir rol oynamıştır.