Osmanlı Devleti'nde kız çocuklarının eğitimi uzun bir süre sıbyan mektepleri ile sınırlı kalmıştır. Ancak Tanzimat dönemi ile birlikte kızlar için de bir üst kademe eğitimi tartışılmaya başlanmıştır. Bu doğrultuda yalnız erkekler için varlığını sürdüren rüştiye mektepleri, kızlar için de açılmak istenmiştir.
Rüştiye mekteplerinin açılması yönünde ilk adımlar II. Mahmud döneminin sonlarında atılmıştır (bk. Mahmud II). Bu doğrultuda rüştiye mekteplerinin ilk iki örneği olan Mekteb-i Maârif-i Adliye ve Mekteb-i Ulûm-ı Edebiye-yi Adliye 1839 yılında açılmıştır. 1847'den sonra rüştiye mekteplerinin sayısı arttırılmaya başlanmış, ancak açılan rüştiye mektepleri uzunca bir süre yalnızca erkek çocukların eğitimine hizmet etmiştir.
İlk örneklerinin açılışından yaklaşık yirmi yıl sonra kız çocukları için de rüştiye mektebi açılması gündeme gelmiştir. Bu bağlamda 10 Kasım 1858 tarihinde Maarif Nezareti tarafından sadaret makamına milletlerin kalkınmasının eğitimle olacağından, kız çocukları için de rüştiyelerin açılması teklif edilmiştir. Teklifin kabul edilmesiyle ilk kız rüştiyesi olan Cevrî Usta (Kalfa) İnâs Rüştiyesi Sultan Abdülmecid'in iradesi ile 1859 yılında Sultanahmet'te açılmıştır. Sultanahmet (Atmeydanı) Kız Rüştiyesi olarak da anılan Cevrî Usta (Kalfa) İnâs Rüştiyesi'ne ilişkin 24 Haziran 1862 tarihli Takvîm-i Vekayi'de mektebin açıldığı duyurularak bilim öğrenmenin kadın erkek herkese farz olduğu ifade edilmiş ve ailelerin kız çocuklarını okula göndermeleri yönünde teşvikte bulunulmuştur.
Bu gelişmelerin ışığında yeni kız rüştiyelerinin açılması için çalışmalara başlanarak Mayıs 1869 tarihinde Dersaadet'te bulunan Valide Sultan Mektebi (Beşiktaş), Süleyman Paşa Mektebi (Üsküdar), Beyhan Sultan Mektebi (Mahmutpaşa), İbrâhim Sârım Paşa Mektebi (Şehzadebaşı), Yûsuf Paşa Mektebi (Aksaray), Valide Sultan Mektebi (Atpazarı) ve Hânî Hatun Mektebi'nin (Eski Ali Paşa) yer aldığı yedi sıbyan mektebi inâs rüştiyesine dönüştürülmüştür.
1871-1872 yılına gelindiğinde İstanbul'da kız rüştiyesi sayısı sekize ulaşmıştır. Açılan bu mektepler: Sultanahmet İnâs Rüştiyesi, Atpazarı İnâs Rüştiyesi, Aksaray İnâs Rüştiyesi, Şehzade İnâs Rüştiyesi, İbrâhim Paşa İnâs Rüştiyesi, Beşiktaş İnâs Rüştiyesi, Üsküdar İnâs Rüştiyesi, Eski Ali Paşa İnâs Rüştiyesi'dir. Aynı tarihte toplam öğrenci sayısı 207 olup henüz tahsil müddeti tamamlanmadığı için mezun bulunmamaktadır.
Her ne kadar Kemal Efendi'nin nezareti sırasında Sultanahmet'te bir inâs mektebinin açıldığı ve 1862-1863 yıllarında ise vilayetlerde de yeni rüştiye mekteplerinin teşkilatına devam edileceği ifade edilse de kız rüştiyelerinin İstanbul dışında açılması II. Abdülhamid dönemine kadar gerçekleştirilememiştir.
1869 tarihli Maârif-i Umûmiye Nizamnamesi ile eğitimde yapılan düzenlemelerde kız rüştiyelerinin eğitim, öğretim, idareci ve öğretmen kadroları ve öğrencileri ile ilgili konulara ilişkin hükümlere de yer verilmiştir. Nizamnamenin 27-32. maddelerinde yer alan hükümlere göre; büyük şehirlerde ahalinin dinî yapısına göre yalnız müslüman veya yalnız hıristiyan kız rüştiye mektebi, ahalinin karışık olduğu yerde ise hane sayısının 500'ü geçmesi şartı ile müslümanlar için ayrı, hıristiyanlar için ayrı kız rüştiye mektepleri açılabilecektir. Bu mekteplerin öğretmenleri kadın olacak, kadroların eksik ve açık olması durumunda ise yaşlı ve tecrübeli erkek öğretmenler görevlendirilecektir. Eğitim süresi dört yıl olan kız rüştiyelerinde okutulacak dersler şu şekilde belirlenmiştir: Mebâdî-yi ulûm-ı dîniye (din bilgisi), muhtasar tarih ve coğrafya, lisân-ı Osmânî kavaidi (Türkçe dil bilgisi), hesap ve defter tutmak usulü, mebâdî-yi kavâid-i Arabiye ve Fârisiye (Arapça ve Farsça'nın başlangıcı), nakışa medar olacak derecede resim, imla ve inşa (imla ve yazı), ameliyât-ı hıyâtiye, müntehebât-ı edebiye, tedbîr-i menzil (ev idaresi), musiki (mecburi değildir). Ayrıca okutulacak olan bu derslerin her cemaatin kendi lisanı ile verileceği vurgulanmıştır. Öğretim kadrosunda ikiden dörde kadar muallime ile ameliyât-ı hıyâtiye (dikiş işleri) ve musiki için birer hoca ve birer mubassır ile bevvap bulunacaktır. Mekteplerin yıllık tahsisatları 40.000 kuruş olup bu meblağ Maarif İdaresi sandığından karşılanacaktır. Sıbyan mekteplerinden mezun olduklarını gösteren diploma sahibi kızların sınavsız rüştiyeye kabul edileceği, diploması olmayanların sınava tâbi tutulduktan sonra alınacakları belirtilmiştir. Kız rüştiyelerinin idaresinin, tatil günleri ve diğer şartlarının erkek rüştiyeleri için konulmuş hükümlere tâbi olacağı ifade edilmiştir.
Kız rüştiyelerinin açılmasının ardından önemli bir diğer mesele rüştiye mekteplerinin öğretmen ihtiyacının karşılanmasıdır. Nizamnamede belirtildiği üzere kadın öğretmen yetiştirmek amacıyla 1870 yılında Dârülmuallimât (Kız Öğretmen Okulu) açılmıştır (bk. Dârülmuallimât). Açılan ilk kız rüştiyesinin öğretim kadrosunda iki erkek muallim, bir kadın nakış ustası olmak üzere üç öğretmen bulunmaktaydı. 1871-1872 yılında ise Beşiktaş İnâs Rüştiye Mektebi'ne müdire olarak Fatma Hanım tayin edilmiştir. Fatma Hanım'ın kız rüştiyelerinde idareci olarak görev alan ilk kadın olduğu kabul edilmektedir. 1873-1874 yıllarına gelindiğinde inâs rüştiyelerinde bulunan muallim ve hademe sayısı kırka ulaşmıştır. Dârülmuallimât henüz mezun vermediği ve dolayısıyla kadın öğretmen olmadığı için kız rüştiyelerine de erkek öğretmenler atanmıştır. Dârülmuallimât'ın mezun vermesi üzerine artık inâs rüştiyelerine kadın muallimler tayin edilmeye başlanmıştır. 1892-1893 yılından itibaren öğretmen listelerinde erkek öğretmen isimlerine rastlanılmamaktadır. Ayrıca gayrimüslim kadınlar da kız rüştiyelerinde görev almış olup genellikle piyano derslerine girmişlerdir.
Erkek rüştiyelerinde uygulanan hükümler genel olarak kız rüştiyeleri için de geçerli olmuştur. Rüştiyelere öğrencilerin kayıtları alınırken sağlık kontrollerinin yapılmasına özen gösterilip aşılarının yapılıp yapılmadığı denetlenmiş, kayıtlar tamamlandıktan sonra da sağlık ve aşı kontrollerine devam edilmiştir. Öğrencilerin mektep içinde olduğu gibi mektep dışında da uyması gereken kurallar bulunmaktadır. Bu bağlamda öncelikle öğrenciler okul içinde ve dışında birbirleriyle iyi geçinmeli herhangi bir kavgaya veya tartışmaya karışmamaları gerekmektedir. Öğrencilerin tamamı tatil süreleri dışında her gün mektepte bulunmak zorunda olup herhangi bir özür sebebiyle mektebe gelemeyecek öğrencinin anne veya babasının okul yönetimi ve öğretmeni bilgilendirmek amacıyla tezkire getirmesi istenmiştir. Sınavlarda başarı gösteren öğrenciler bir üst sınıfa geçerken iki sene aynı sınıfta kalan öğrencilerin okuldan ihraç edilmesi kararlaştırılmıştır. Başarı ile bütün sınıfları tamamlayan öğrenciler şahadetname alarak okuldan mezun olmaktadır. Ödüllendirmenin eğitimi olumlu yönde etkileyeceği düşünüldüğünden başarı gösteren öğrenciler mükâfat ve zikr-i cemil ile ödüllendirilmişlerdir. Öğrencilerin okul kıyafetleri hususunda bir birlikteliğin olmadığı, her öğrencinin farklı modellere sahip kıyafetler kullandıkları tespit edilmiştir.
Öğrenci sayılarında değişiklikler tespit edilen kız rüştiyelerinde 1872-1873 senesinde Dersaadet ve bilâd-ı selâsede bulunan sekiz kız rüştiyesinin 180 öğrencisi bulunmaktadır. 1873-1874 senesinde öğrenci sayısı 224 olup bu öğrencilerden otuzu mükâfât-ı ûlâ ve sâniye, kırk biri zikr-i cemil almışlardır. Eğitim sürelerini tamamlayan Sultanahmet İnâs Rüştiyesi'nden altı ve Beşiktaş ve Üsküdar İnâs rüştiyelerinden de altı kız öğrenci şahadetnamelerini alarak mezun olmuşlardır. 1873-1874 yılına ait ders programına bakıldığında dört seneye ayrılan sınıflarda sınıf-ı evvel dersleri; Arabî, Fârisî, hesap, coğrafya, sülüs, rik'a, kırâat-i Türkiye ve imla, nakış; sınıf-ı sânî dersleri; Arabî, Fârisî, hesap, coğrafya, kırâat-i Türkiye, sülüs, rik'a, nakış; sınıf-ı sâlis dersleri; Arabî, Fârisî, hesap, coğrafya, kırâat-i Türkiye, sülüs, rik'a, nakış; sınıf-ı râbi' dersleri; Arabî, Fârisî, tâdâd ve terkim, ahlak, ilm-i hal, sülüs, nakıştır.
1875 yılına gelindiğinde ise İstanbul'da bulunan kız rüştiyelerinde toplam 286 öğrenci olduğu görülmektedir.
Tanzimat döneminde yeni okullar açılarak kız rüştiyelerinin sayısı arttırılmak istenildiğinden bazı eski sıbyan mektepleri ve boş konak gibi yerler bu amaç için kullanılmıştır. II. Abdülhamid döneminde bu okullar için yeni binalar yapılmış ve Maârif-i Umûmiye Nizamnamesi'ndeki hedeflere ulaşmak için eksiklikler giderilmiştir. Bu dönemde, 1877-1878 yılında İstanbul'da bulunan kız rüştiyelerinde toplam 309 öğrenci ve 38 öğretmen bulunmaktadır.
1902-1903 yıllarında İstanbul'da kız rüştiye sayısı on birdir. 1903-1904 yıllarına ait okulların listesine bakıldığında Atpazarı Kız Rüştiyesi'nin olmadığı fakat diğer kız rüştiyelerinin yer aldığı ve bu rüştiyelere Fatih ve Kadıköy Hamidiye Kız rüştiyelerinin eklendiği tespit edilmektedir. Böylece kız rüştiye sayısı on ikiye yükselmiştir. Yine bu dönemde hükümet eğitimin malî yükünün hafifletilmesi için varlıklı kişiler tarafından özel okullar açılmasına olur vermiştir. Yeni yapılan daha büyük kapasiteli okullar ve açılan özel okullar sayesinde öğrenci sayılarında üç-dört kat artış olmuştur. 1899 tarihli Maarif Salnamesi'nde bazı özel kız rüştiyeleri ve öğrenci sayıları yer almıştır. Bunlar sıralanacak olursa Mekteb-i Hamîdî'de altmış dokuz, Şemsülmaârif'te kırk yedi, Mekteb-i Osmânî'de otuz yedi, Şemsülmekâtip'te otuz beş, Hadîka-yı Marifet doksan beş, Teşvikiye'de yetmiş, Müşrik-i Füyûzât'ta yirmi beş, Asr-ı Terakkî'de altmış iki, Dârülirfan'da yirmi, Necm-i Terakkî'de elli kız öğrencinin eğitim aldıkları tespit edilmiştir. 1903 yılında ayrıca on iki özel kız rüştiyesi mevcuttur.
Sultan II. Abdülhamid zamanında vilayet merkezlerinde, sancak ve kaza merkezlerinde de kız rüştiye mektepleri açılmıştır. 1894-1895 ders yılında ülke genelindeki kız rüştiyelerinin sayısı yirmi ikidir. 1907-1908'de ise bu sayı altmış ikiye ulaşmıştır.
II. Meşrutiyet dönemine gelindiğinde rüştiye mekteplerinde yapı ve program değişikliğine gidilmiştir. Rüştiyeler Tanzimat ve II. Abdülhamid dönemlerinde ortaöğretim kademesinde yer alırken 1910 yılında Maarif Nazırı Emrullah Efendi Meclis-i Meb'ûsan'a sunduğu "Tedrîsât-ı İbtidâiye Kanunu Layihası"nda rüştiye mekteplerini ilköğretimin yüksek kısmı olarak tanımlamıştır (bk. Emrullah Efendi). Bu düşünce üzerine 1913 yılında "Tedrîsât-ı İbtidâiye Kanun-ı Muvakkati" ile rüştiyeler ibtidâîlerle birleştirilmiştir. Bu yeni durum neticesinde rüştiyeler ilköğretim ile ortaöğretim (idâdî) okulları arasında kabul edilmiştir. Bu dönemde de rüştiyelerin programlarında değişiklikler yapılmış üç yıl öğretim yapan bu okullarda fen ve matematik gibi dersler ağırlık kazanmıştır. Bu gelişmeden sonra resmî evrakta rüştiye okullarına rastlanılmamıştır. İlkokul seviyesinde ikinci kademe durumuna gelen rüştiyeler ıslah edilmeye çalışılarak "numune rüştiyeleri" adıyla örnek okullar kurulmuş, bu okulların ilkini ise Süleymaniye Numune-yi İnâs Rüştiyesi oluşturmuştur.
Tanzimat dönemindeki Osmanlı modernleşmesi sürecinde erkeklere mahsus kamu eğitim kurumlarının açılarak faaliyete başlamasının yanı sıra kız çocuklarının eğitimlerinin sıbyan mektebi ile sınırlı kalmaması, eğitim sürecinin diğer kademelerinden erkekler kadar faydalanabilmesi ve ayrıca bilgili, hünerli, iffetli, kendi ayakları üzerinde durabilen kızların yetişebilmesi için atılan önemli adımlardan biri kız rüştiyesinin açılması olmuştur. Bu durum modern Türk kadınının tarihsel süreçteki örgün kamusal eğitim sürecinin kökenini oluşturmakla birlikte Tanzimat'tan Cumhuriyet'e giden süreçte Kız Sanayi Mektebi, Dârülmuallimât, İnâs Dârülfünunu gibi uygulamalara da yol açmış ve kadınların eğitimine yönelik politikalar geliştirilebilmesine imkân tanımıştır (bk. Kız Sanayi Mektebi, İnâs Dârülfünunu).