Jeotermal enerji, yerkürenin derinliklerinde birikmiş olan ısıdan elde edilen ve yenilenebilir bir enerji kaynağı olarak tanımlanan bir enerji türüdür. Bu kaynak, sıcaklığı atmosferik ortalama sıcaklığın üzerinde olan ve çeşitli mineraller, tuzlar ve gazlar içerebilen sıcak su ve buhar formunda bulunur. Jeotermal enerji, yerin derinliklerindeki henüz soğumamış bir magma kütlesine yakın bölgelere sızan meteorik suların ısınması ve buhar veya sıcak su biçiminde yeryüzüne doğal veya teknolojik yöntemlerle çıkarılmasıyla oluşur. Dünyanın birçok yerinde, özellikle fay hatları ve sönmüş veya aktif volkanların yakınlarında 5.000 metreye kadar derinliklerde sıcak su kaynaklarına rastlanmaktadır.
Jeotermal Sistemin Oluşum Modeli (Zaim ve Çavşi)
Yenilenebilir Enerji Kaynakları İçindeki Yeri
Fosil yakıt rezervlerinin hızla tükenmesi ve çevreye verdikleri olumsuz etkiler nedeniyle yenilenebilir enerji kaynakları önem kazanmaktadır. Yenilenebilir enerji, doğanın kendi döngüsü içinde sürekli ve tekrarlanarak elde edilen enerji olarak tanımlanır. Fosil yakıtlar, küresel enerji tüketiminde hala baskın konumda olup, 2019 yılında dünya elektrik enerjisi üretiminin %72,7'sini oluştururken, yenilenebilir kaynakların payı %27,3'tür. Hidrolik enerji (%15,9) yenilenebilir enerji kaynakları içinde en büyük paya sahipken, rüzgar enerjisi (%5,9), güneş enerjisi (%2,8) ve jeotermal enerji ve diğerleri (%0,4) onu takip etmektedir.
Jeotermal enerji, diğer yenilenebilir kaynaklar gibi çevre dostu, sürdürülebilir, güvenilir, ucuz ve kolay elde edilebilir bir enerji türü olarak öne çıkmaktadır. Fosil yakıtlara kıyasla çevreye olumsuz etkileri yok denecek kadar azdır.
Kullanım Alanları ve Ekonomik Katkıları
Jeotermal kaynaklar, yüzyıllardır sağlık (kaplıca turizmi) ve endüstriyel amaçlı olarak kullanılmaktadır. 20. yüzyıldan itibaren ise elektrik enerjisi üretiminde kullanılmaya başlanmıştır. Günümüzde jeotermal enerji, elektrik üretimi, ısıtma, kurutma, tıp, ziraat ve endüstri gibi birçok alanda kullanılmaktadır.
Jeotermal enerjinin ekonomide yarattığı katma değer oldukça yüksektir. Tespit ve üretiminin kolay olması, maliyetinin düşük olması ve yatırımın kısa sürede geri dönüş sağlaması bu kaynağın başlıca faydalarındandır.
Türkiye Jeotermal Enerji Kaynakları Haritası (MTA)
Türkiye'deki Durum ve Çevresel Etkiler
Türkiye, Alp-Himalaya kuşağında yer alması sayesinde zengin jeotermal kaynaklara sahiptir. Ülkede 1300'ün üzerinde jeotermal kaynak bulunmasına rağmen, bu potansiyelden yeterince faydalanılamadığı belirtilmektedir. Türkiye'deki jeotermal kaynaklar elektrik üretimi, endüstri, sağlık turizmi, tarım ve konut ısıtmasında kullanılmaktadır.
Özellikle Ege Bölgesi ve özelinde Aydın İli, jeotermal enerjiden elektrik üretiminde ilk sırada gelmektedir. Türkiye'deki jeotermale dayalı elektrik üretiminin büyük bir kısmı bu bölgede, özellikle Büyük Menderes ve Gediz Grabenleri'nde yoğunlaşmıştır. Denizli'deki Kızıldere jeotermal alanı, jeotermalden ilk elektrik enerjisi üretiminin gerçekleşmesi ve özelleştirilmesi nedeniyle önem taşır. Ağustos 2017 itibarıyla Türkiye'deki jeotermal enerji santrallerinin toplam kurulu gücü 861 MWe'dir.
Her ne kadar yenilenebilir ve çevre dostu bir kaynak olarak görülse de jeotermal enerji yatırımları öncesinde doğru planlama ve fizibilite çalışmaları yapılmadığında çevreye kalıcı ve ciddi hasarlar verebilir. Ege Bölgesi'nde yapılan bir ankete göre, katılımcıların önemli bir kısmı (%91,3) jeotermal enerji kaynaklarının çıkarılmasının sebze ve meyvelerin olgunlaşma sürelerini değiştirdiğini düşünmektedir. Ayrıca, katılımcıların %81,3'ü jeotermal faaliyetlerin bölgenin orman örtüsünü olumsuz etkilediğini, %64,1'i ise taban suyunu azaltarak çölleşmeye neden olduğunu belirtmiştir.