logologo
"KADINLAR DÜNYASI"(1913-1921)
fav gif
Kaydet
viki star outline
Avatar
Ana YazarMelek EYİGÜN18 Nisan 2025 10:19
Basın özgürlüğü ve dernek kurma faaliyetlerinde artış yaşanan II. Meşrutiyet döneminde kadınların örgütsel faaliyetlerinden biri olarak yayın hayatına başlamıştır (17 Nisan 1913). Osmanlı kadınlarının hak mücadelesini yürüten Osmanlı Müdâfaa-yı Hukûk-ı Nisvân Cemiyeti'nin yayın organıdır. İlk 100 sayısı günlük, sonrakiler haftalık çıkmıştır. 162. sayıdan sonra kâğıt sıkıntısı sebebiyle üç ay yayımına ara verilmiştir. Daha sonra, yazı kadrosundaki kadınlar gönüllü hemşire olarak I. Dünya Savaşı'na katıldığı için dergi savaşın başlangıcından itibaren dört yıl yayımlanamamıştır. Dergi 1918'de 163'ten 194. sayıya kadar çıkıp tekrar kapanmıştır. 1921'de 208. sayıya kadar on beş sayı daha çıkarılabilmiştir. Binbirdirek'te Serbestî Matbaası'nda basılan derginin imtiyaz sahibi Osmanlı Müdâfaa-yı Hukûk-ı Nisvân Cemiyeti'nin kurucusu Ulviye Mevlan, sorumlu müdürü Emine Seher'dir.Kendini "Fennî, edebî, içtimâî hanımlara mahsus yevmî gazetedir. Sahâifimiz cins ve mezhep tefrik etmeksizin muhterem Osmanlı hanımları âsârına münhasırdır" diye tanıtan dergide, kadınların hukuk ve menfaatlerinin müdafaa edileceği ilan edilmiştir. Yalnızca kadınlardan oluşan bir yazı kadrosu olduğu, sayfalarının bütün Osmanlı kadınlarına açık olacağı bildirilmiştir. Eğitimli, varlıklı sayılabilecek üst sınıf müslüman Türk kadınına seslenen dergiye toplumun her kesiminden kadınlar yazılar yazmış ve destek vermiştir.Yazısı yayımlanan yazarlar arasında en çok görülen isimler Nuriye Ulviye, Emine Seher, Aliye Cevat, Atiye Şükran, Pakize Sadri, Mükerrem Belkıs, Aziz Haydar, Nazife İclal, Safiye Büran, Fatma Zerrin, Meliha Cenan, Nesrin Salih, Nebile Akif, Mes'adet Bedirhan, Seniye Ata, Asiye Cahit, Mehpare Osman'dır. Yazı gönderen kadınların isimleri gönderdikleri semtlerle birlikte yazılmıştır. Dergide işlenen konular dolayısıyla tebrik eden, destekleyen veya eleştiren mektuplara da yer verilmiştir.Kadınlar Dünyası'nın dönemindeki diğer kadın dergilerinden farkı Batılı anlamda kadın hakları mücadelesini başlatması ve kadın hareketine zemin hazırlamış olmasıdır.Osmanlı toplumundaki değişim ve dönüşümlerin fikrî temelini oluşturan 1908 inkılabındaki "hürriyet, eşitlik, kardeşlik" umdeleri feminizmin de ilkeleri kabul edilmiştir. Kadınlar Dünyası Batı dünyasındaki toplumsal gelişmeleri Osmanlı kadınlarına aktarmaya çalışmış, feminist bir bakış açısı ortaya koyarak kadın eğitiminin önemine dikkat çekmiştir. Ataerkil düzenin aile içinde kadına uygun gördüğü görev eleştirilmiştir.İlk sayısında erkeklere seslenen dergi, kadınların hukukunun kadınlar olarak bizzat kendileri tarafından müdafaa edilebileceğini ilan etmiştir. Kadınların sınırlanmış olan hayat hakları ile hukuklarını erkeklerin yardım ve desteği olmaksızın makaleler halinde dile getirecekleri duyurulmuştur. Kadın ve erkeğin eşitliğinin her ikisinin de aynı hukuka sahip olması ile mümkün olacağı belirtilmiştir. Derginin kadınlar için istediği hürriyet "hürriyet-i mesâî" olarak nitelendirilmiş, bu kavram, kadınların ticarette, sanayide erkekler derecesinde ve özgürce çalışabilmeleri olarak açıklanmıştır.Kadınların eğitimi ve sosyal hayata aktif katılımları bir mesele ve mücadele alanı olarak belirlenen dergide yeni okulların açılması ve eksiklerinin giderilmesi, kadınların irfan ve idrak kabiliyetlerinin yükseltilmesi konusuna öncelik verilmiştir. Bu amaçla, memleketin çeşitli yerlerinden gelen mektupları yayımlayarak kız rüştiye mektebi açılması taleplerine aracı olunmuştur. Kadınların fen bilimleri, edebiyat, sosyal bilimler, musiki alanlarında eğitim görmeleri desteklenmiştir. Ayrıca kız mekteplerine muallim yetiştirecek okulların yeterli olmaması konusuna dikkat çekilerek müslüman kızların Avrupa'ya tahsile gönderilmesi konusunda erkeklerle eşit imkânlara sahip olmaları savunulmuştur. Toplumda aile bütünlüğünün bozulmaması için kadın ve erkeklerin eşit derecede eğitim almaları, ilim irfan seviyelerinin mümkün olduğunca eşitlenmesinin önemine vurgu yapılmıştır.Üzerinde durulan konulardan biri de kadın bedenidir. Dergi yazarlarına göre, kadın bedenî bakımdan da eğitilmelidir. Bu sebeple Türk kızlarının spor yapmaları teşvik edilmiş, İstanbul bahçelerinde spor sahaları açmak için bir "kadınlar kulübü" kurulması, arazi temini için ise kadınlardan bağış toplanması teklif edilmiştir. Ayrıca bir "kadın jimnastik kulübü" kurulması üzerinde durulmuştur.Üzerinde durulan konulardan biri de kadınların ticaret ve sanayi hayatına girmesidir. Dergide kadının sosyal hayata katılarak çalışmasıyla aile refahının artacağı fikri birçok makalede dile getirilmiştir. Kadınlara elektrik ve telefon idaresinde çalışmaları, doktor olmaları veya ticaretle uğraşmaları tavsiye edilmiş, hizmetçilik, dadılık dışındaki işlerde de çalışabilmeleri, ticarethane işletebilmeleri konusunda görüş bildirilmiştir. Evlerde çalıştırılan kadınların haklarının çiğnenmemesi için uyarılarda bulunulmuş, müslüman kadınların çalışma hayatında ayrımcılığa tâbi tutuldukları, işe almada gayrimüslim kadınların tercih edildiğine dikkat çekilmiş, bu konuda reji fabrikaları ve telefon idaresi örnekleri verilmiştir.Kadınların kıyafetlerinin çalışma hayatına müsait olacak şekilde düzenlenmesi de derginin üzerinde durduğu konulardan biri olmuştur. Moda ve kadın kıyafeti hakkındaki yazılarda, tezat bir biçimde kadınların kılık kıyafetlerinde yaptıkları israf gündeme getirilmiştir. Avrupa'nın refahı ve ilerlemesinde Avrupalı kadınların moda konusundaki tutumlu davranışlarının payı olduğuna vurgu yapılarak Osmanlı kadınlarının moda adı altında sergiledikleri israfa dikkat çekilmiştir. Öte yandan dergide moda olan kadın giysilerine dair resimler, yazılar yayımlanmıştır. Osmanlı kadınlarının kıyafet çeşitliliği eleştirilmiş bunun gerek tuhaf bir görüntü oluşturduğu gerekse müslüman kadın giyim tarzına uymadığı konusunu ele alan çeşitli yazılar kaleme alınmıştır. "Millî moda", "millî kıyafet" ifadelerine sıkça yer verilmiş, yerli malları kullanmaları konusunda kadınlar teşvik edilmiştir. Modaya harcanan paraların çocukların eğitimine harcanması yönünde tavsiyelerde bulunulmuştur. Kadınların giyim tarzının "edep, ahlak" çerçevesinde olmasına vurgu yapılırken örneklerin Batı'dan verilmesi, örnek olarak onların resimlerinin yayımlanması bazı tezat durumların ortaya çıkmasına yol açmıştır.Evlilikte anane ve âdetlerin değiştirilmesi önem verilen konulardan biridir. Dergide dönemin zorlu ekonomik şartları sebebiyle toplumda değişen evlilik anlayışına dikkat çekilmiş, evliliklerde kadının çalışmasının erkekler tarafından da tercih edilen bir durum olduğu görüşüne yer verilmiştir. Aile kurumunun ıslahı, sosyal inkılap için gerekli görülmüş, aile saadeti için gençlerin evlilik âdetlerine kurban edilmemesi, görücü usulü yerine gençlerin birbirlerini tanıyarak evlenmeleri fikri savunulmuştur. Kadınların ailedeki yerinin güçlenmesi için eşlerin fikir ve ruh olarak birbirleriyle uyumlu olmaları gerektiği belirtilmiştir. İşte ve evde denk/eşit ve birbirine muhtaç olan erkek ve kadın için nikâh akdini bozmanın tek taraflı olamayacağı belirtilerek erkeklerdeki talak hakkı eleştirilmiş, kadınların bu durumdan dolayı yaşadıkları zorlukları anlatan yazılara yer verilmiştir.II. Meşrutiyet döneminin karakteristik kavramlarından "millî" sıfatı dergide "millî aile" şeklinde kendini göstermiş, bu ailenin çekirdek aile olduğu vurgulanmıştır. Kadın ile erkeğin birlikte bir yuva kurmaları, ailelerin himayesine sığınmamaları, tam anlamıyla karı koca olmak için müstakil evin şart olduğu konusu üzerinde durulmuştur. Kadınlar erkeklerin kötü muamelelerine sessiz kalmamaları için uyarılmış, dildeki kadınları aşağılayan deyim ve atasözlerine atıf yapılarak bunların yanlışlığı anlatılmıştır.Dergide üzerinde durulan konulardan biri de çocuk terbiyesi ve annelerin eğitilmesidir. Cahil annelerin çocuk terbiye edemeyeceği iddia edilerek kadınların sosyal hayata katılmaları, konferanslara ve kütüphanelere gitmeleri tavsiye edilmiş, devletin ve milletin geleceğinin irfan seviyeleri yükseltilmiş eğitimli kadınlar tarafından yetiştirilen çocuklara bağlı olduğu belirtilmiştir. Kadınların vatana millî hislerle dolu evlatlar yetiştirebilmeleri için çocuklarına geleneksel masalları değil Avrupa'da annelerin çocuklarına anlattığı gibi ecdatlarının kahramanlık hikâyelerini anlatmaları tavsiye edilmiştir. Bunun için de kadınların cehaletlerinden sıyrılarak ilme ve fenne sarılmaları ve kendilerini eğitmeleri konusunun önemi belirtilmiştir.Kadınlar Dünyası, çocuk terbiyesinde kadınların çocuklarına sert muamelede bulunmaları, çocukları maddi ve manevi haklarından mahrum bırakacak davranış sergilemelerinin Fransız Ceza Kanunnamesi'nde olduğu gibi suç sayılmasını, hapis ve para cezasıyla cezalandırılmasını talep etmiştir. Kadınlar çocuklarını akıllarının estiği gibi değil ilmî kaidelere göre terbiye etmeleri konusunda uyarılmışlardır. Sekiz-on yaşlarında ana babaları tarafından evlere besleme olarak verilen kız çocuklarına bu evlerde yapılan zulüm konu edilmiş, bunu yapanların çoğunlukla kadınlar olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu konuda kız çocuklarını koruyacak kanunun olmadığı gibi sığınacakları bir müessesenin de bulunmadığı belirtilmiştir.Dergide kadınların eğitim, mal paylaşımı, çalışma hayatına katılmaları gibi hakları konularında dinî terminolojiye atıflarda bulunulmuştur. Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki mağlubiyetinin sebebi Bulgar, Yunan kadınları köy köy dolaşarak vatan ve bağımsızlık aşkını aşılarken Osmanlı kadınlarının cehalet ve sefahatte boğuluyor olmasında görülmüştür. İstiklali kurtaracak, şerefi, namusu yüceltecek askerler yetiştirecek olan kadınların yetiştirilemediğine vurgu yapılmıştır.Kadın hakları konusundaki görüşlerin güçlendirilmesi için tarihteki müslüman kadınlardan ve İslam öncesi medeniyetlerdeki kadınlardan örnekler verilmiştir. Ayrıca kadınların sosyal hayata karışmalarının ve eğitim haklarının önemine dikkat çekebilmek için millî hisleri canlandıracak bazı güncel olaylar çarpıcı ve canlı bir edebî üslupla dile getirilmiştir. Türk kadınlarına başka ülkelerdeki çeşitli kadın hareketlerinin haberleri duyurulmuş, Fransa ve İngiltere'de kadınların bazı haklara sahip olmak için verdikleri mücadeleler aktarılmıştır. Ancak bütün bunlar anlatılırken, "sanayi inkılabı" ile kadınların söz konusu ülkelerde nasıl sömürüldüğü, hangi büyük haksızlıklara maruz kaldıklarına neredeyse hiç değinilmemesi sosyolojik bakımdan eksik bir karşılaştırma yapıldığının göstergesidir. Batı dünyasındaki kadın hakları mücadelesinin sosyoekonomik, dinî ve kültürel zeminine bakmadan Osmanlı toplumuyla mukayesesi yapılmıştır.Kadınlar Dünyası dergisi Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişte kadın hareketleri, eğitimi, modernleşmesi, toplumsal değişme gibi konular incelenirken öncelikli kaynaklarından biri olmuştur. Bu sebeple dergi üzerine gerek farklı konu başlıklarında gerekse bütünsel olarak birçok araştırma yapılmıştır.
badge borderhover badge border
avatar
Türk Maarif Ansiklopedisi Kategorisi
Kurulları tarafından
onaylanmıştır.

"KADINLAR DÜNYASI"(1913-1921)

Board Main İcon
Wiki Card Image
Kadınlar Dünyası’nın 18. sayısının kapağı
Wiki Card Image
Kadınlar Dünyası’nın 14. sayısının kapağı

Basın özgürlüğü ve dernek kurma faaliyetlerinde artış yaşanan II. Meşrutiyet döneminde kadınların örgütsel faaliyetlerinden biri olarak yayın hayatına başlamıştır (17 Nisan 1913). Osmanlı kadınlarının hak mücadelesini yürüten Osmanlı Müdâfaa-yı Hukûk-ı Nisvân Cemiyeti'nin yayın organıdır. İlk 100 sayısı günlük, sonrakiler haftalık çıkmıştır. 162. sayıdan sonra kâğıt sıkıntısı sebebiyle üç ay yayımına ara verilmiştir. Daha sonra, yazı kadrosundaki kadınlar gönüllü hemşire olarak I. Dünya Savaşı'na katıldığı için dergi savaşın başlangıcından itibaren dört yıl yayımlanamamıştır. Dergi 1918'de 163'ten 194. sayıya kadar çıkıp tekrar kapanmıştır. 1921'de 208. sayıya kadar on beş sayı daha çıkarılabilmiştir. Binbirdirek'te Serbestî Matbaası'nda basılan derginin imtiyaz sahibi Osmanlı Müdâfaa-yı Hukûk-ı Nisvân Cemiyeti'nin kurucusu Ulviye Mevlan, sorumlu müdürü Emine Seher'dir.



Kendini "Fennî, edebî, içtimâî hanımlara mahsus yevmî gazetedir. Sahâifimiz cins ve mezhep tefrik etmeksizin muhterem Osmanlı hanımları âsârına münhasırdır" diye tanıtan dergide, kadınların hukuk ve menfaatlerinin müdafaa edileceği ilan edilmiştir. Yalnızca kadınlardan oluşan bir yazı kadrosu olduğu, sayfalarının bütün Osmanlı kadınlarına açık olacağı bildirilmiştir. Eğitimli, varlıklı sayılabilecek üst sınıf müslüman Türk kadınına seslenen dergiye toplumun her kesiminden kadınlar yazılar yazmış ve destek vermiştir.



Yazısı yayımlanan yazarlar arasında en çok görülen isimler Nuriye Ulviye, Emine Seher, Aliye Cevat, Atiye Şükran, Pakize Sadri, Mükerrem Belkıs, Aziz Haydar, Nazife İclal, Safiye Büran, Fatma Zerrin, Meliha Cenan, Nesrin Salih, Nebile Akif, Mes'adet Bedirhan, Seniye Ata, Asiye Cahit, Mehpare Osman'dır. Yazı gönderen kadınların isimleri gönderdikleri semtlerle birlikte yazılmıştır. Dergide işlenen konular dolayısıyla tebrik eden, destekleyen veya eleştiren mektuplara da yer verilmiştir.



Kadınlar Dünyası'nın dönemindeki diğer kadın dergilerinden farkı Batılı anlamda kadın hakları mücadelesini başlatması ve kadın hareketine zemin hazırlamış olmasıdır.



Osmanlı toplumundaki değişim ve dönüşümlerin fikrî temelini oluşturan 1908 inkılabındaki "hürriyet, eşitlik, kardeşlik" umdeleri feminizmin de ilkeleri kabul edilmiştir. Kadınlar Dünyası Batı dünyasındaki toplumsal gelişmeleri Osmanlı kadınlarına aktarmaya çalışmış, feminist bir bakış açısı ortaya koyarak kadın eğitiminin önemine dikkat çekmiştir. Ataerkil düzenin aile içinde kadına uygun gördüğü görev eleştirilmiştir.



İlk sayısında erkeklere seslenen dergi, kadınların hukukunun kadınlar olarak bizzat kendileri tarafından müdafaa edilebileceğini ilan etmiştir. Kadınların sınırlanmış olan hayat hakları ile hukuklarını erkeklerin yardım ve desteği olmaksızın makaleler halinde dile getirecekleri duyurulmuştur. Kadın ve erkeğin eşitliğinin her ikisinin de aynı hukuka sahip olması ile mümkün olacağı belirtilmiştir. Derginin kadınlar için istediği hürriyet "hürriyet-i mesâî" olarak nitelendirilmiş, bu kavram, kadınların ticarette, sanayide erkekler derecesinde ve özgürce çalışabilmeleri olarak açıklanmıştır.



Kadınların eğitimi ve sosyal hayata aktif katılımları bir mesele ve mücadele alanı olarak belirlenen dergide yeni okulların açılması ve eksiklerinin giderilmesi, kadınların irfan ve idrak kabiliyetlerinin yükseltilmesi konusuna öncelik verilmiştir. Bu amaçla, memleketin çeşitli yerlerinden gelen mektupları yayımlayarak kız rüştiye mektebi açılması taleplerine aracı olunmuştur. Kadınların fen bilimleri, edebiyat, sosyal bilimler, musiki alanlarında eğitim görmeleri desteklenmiştir. Ayrıca kız mekteplerine muallim yetiştirecek okulların yeterli olmaması konusuna dikkat çekilerek müslüman kızların Avrupa'ya tahsile gönderilmesi konusunda erkeklerle eşit imkânlara sahip olmaları savunulmuştur. Toplumda aile bütünlüğünün bozulmaması için kadın ve erkeklerin eşit derecede eğitim almaları, ilim irfan seviyelerinin mümkün olduğunca eşitlenmesinin önemine vurgu yapılmıştır.



Üzerinde durulan konulardan biri de kadın bedenidir. Dergi yazarlarına göre, kadın bedenî bakımdan da eğitilmelidir. Bu sebeple Türk kızlarının spor yapmaları teşvik edilmiş, İstanbul bahçelerinde spor sahaları açmak için bir "kadınlar kulübü" kurulması, arazi temini için ise kadınlardan bağış toplanması teklif edilmiştir. Ayrıca bir "kadın jimnastik kulübü" kurulması üzerinde durulmuştur.



Üzerinde durulan konulardan biri de kadınların ticaret ve sanayi hayatına girmesidir. Dergide kadının sosyal hayata katılarak çalışmasıyla aile refahının artacağı fikri birçok makalede dile getirilmiştir. Kadınlara elektrik ve telefon idaresinde çalışmaları, doktor olmaları veya ticaretle uğraşmaları tavsiye edilmiş, hizmetçilik, dadılık dışındaki işlerde de çalışabilmeleri, ticarethane işletebilmeleri konusunda görüş bildirilmiştir. Evlerde çalıştırılan kadınların haklarının çiğnenmemesi için uyarılarda bulunulmuş, müslüman kadınların çalışma hayatında ayrımcılığa tâbi tutuldukları, işe almada gayrimüslim kadınların tercih edildiğine dikkat çekilmiş, bu konuda reji fabrikaları ve telefon idaresi örnekleri verilmiştir.



Kadınların kıyafetlerinin çalışma hayatına müsait olacak şekilde düzenlenmesi de derginin üzerinde durduğu konulardan biri olmuştur. Moda ve kadın kıyafeti hakkındaki yazılarda, tezat bir biçimde kadınların kılık kıyafetlerinde yaptıkları israf gündeme getirilmiştir. Avrupa'nın refahı ve ilerlemesinde Avrupalı kadınların moda konusundaki tutumlu davranışlarının payı olduğuna vurgu yapılarak Osmanlı kadınlarının moda adı altında sergiledikleri israfa dikkat çekilmiştir. Öte yandan dergide moda olan kadın giysilerine dair resimler, yazılar yayımlanmıştır. Osmanlı kadınlarının kıyafet çeşitliliği eleştirilmiş bunun gerek tuhaf bir görüntü oluşturduğu gerekse müslüman kadın giyim tarzına uymadığı konusunu ele alan çeşitli yazılar kaleme alınmıştır. "Millî moda", "millî kıyafet" ifadelerine sıkça yer verilmiş, yerli malları kullanmaları konusunda kadınlar teşvik edilmiştir. Modaya harcanan paraların çocukların eğitimine harcanması yönünde tavsiyelerde bulunulmuştur. Kadınların giyim tarzının "edep, ahlak" çerçevesinde olmasına vurgu yapılırken örneklerin Batı'dan verilmesi, örnek olarak onların resimlerinin yayımlanması bazı tezat durumların ortaya çıkmasına yol açmıştır.



Evlilikte anane ve âdetlerin değiştirilmesi önem verilen konulardan biridir. Dergide dönemin zorlu ekonomik şartları sebebiyle toplumda değişen evlilik anlayışına dikkat çekilmiş, evliliklerde kadının çalışmasının erkekler tarafından da tercih edilen bir durum olduğu görüşüne yer verilmiştir. Aile kurumunun ıslahı, sosyal inkılap için gerekli görülmüş, aile saadeti için gençlerin evlilik âdetlerine kurban edilmemesi, görücü usulü yerine gençlerin birbirlerini tanıyarak evlenmeleri fikri savunulmuştur. Kadınların ailedeki yerinin güçlenmesi için eşlerin fikir ve ruh olarak birbirleriyle uyumlu olmaları gerektiği belirtilmiştir. İşte ve evde denk/eşit ve birbirine muhtaç olan erkek ve kadın için nikâh akdini bozmanın tek taraflı olamayacağı belirtilerek erkeklerdeki talak hakkı eleştirilmiş, kadınların bu durumdan dolayı yaşadıkları zorlukları anlatan yazılara yer verilmiştir.



II. Meşrutiyet döneminin karakteristik kavramlarından "millî" sıfatı dergide "millî aile" şeklinde kendini göstermiş, bu ailenin çekirdek aile olduğu vurgulanmıştır. Kadın ile erkeğin birlikte bir yuva kurmaları, ailelerin himayesine sığınmamaları, tam anlamıyla karı koca olmak için müstakil evin şart olduğu konusu üzerinde durulmuştur. Kadınlar erkeklerin kötü muamelelerine sessiz kalmamaları için uyarılmış, dildeki kadınları aşağılayan deyim ve atasözlerine atıf yapılarak bunların yanlışlığı anlatılmıştır.



Dergide üzerinde durulan konulardan biri de çocuk terbiyesi ve annelerin eğitilmesidir. Cahil annelerin çocuk terbiye edemeyeceği iddia edilerek kadınların sosyal hayata katılmaları, konferanslara ve kütüphanelere gitmeleri tavsiye edilmiş, devletin ve milletin geleceğinin irfan seviyeleri yükseltilmiş eğitimli kadınlar tarafından yetiştirilen çocuklara bağlı olduğu belirtilmiştir. Kadınların vatana millî hislerle dolu evlatlar yetiştirebilmeleri için çocuklarına geleneksel masalları değil Avrupa'da annelerin çocuklarına anlattığı gibi ecdatlarının kahramanlık hikâyelerini anlatmaları tavsiye edilmiştir. Bunun için de kadınların cehaletlerinden sıyrılarak ilme ve fenne sarılmaları ve kendilerini eğitmeleri konusunun önemi belirtilmiştir.



Kadınlar Dünyası, çocuk terbiyesinde kadınların çocuklarına sert muamelede bulunmaları, çocukları maddi ve manevi haklarından mahrum bırakacak davranış sergilemelerinin Fransız Ceza Kanunnamesi'nde olduğu gibi suç sayılmasını, hapis ve para cezasıyla cezalandırılmasını talep etmiştir. Kadınlar çocuklarını akıllarının estiği gibi değil ilmî kaidelere göre terbiye etmeleri konusunda uyarılmışlardır. Sekiz-on yaşlarında ana babaları tarafından evlere besleme olarak verilen kız çocuklarına bu evlerde yapılan zulüm konu edilmiş, bunu yapanların çoğunlukla kadınlar olduğuna dikkat çekilmiştir. Bu konuda kız çocuklarını koruyacak kanunun olmadığı gibi sığınacakları bir müessesenin de bulunmadığı belirtilmiştir.



Dergide kadınların eğitim, mal paylaşımı, çalışma hayatına katılmaları gibi hakları konularında dinî terminolojiye atıflarda bulunulmuştur. Osmanlı Devleti'nin Balkanlar'daki mağlubiyetinin sebebi Bulgar, Yunan kadınları köy köy dolaşarak vatan ve bağımsızlık aşkını aşılarken Osmanlı kadınlarının cehalet ve sefahatte boğuluyor olmasında görülmüştür. İstiklali kurtaracak, şerefi, namusu yüceltecek askerler yetiştirecek olan kadınların yetiştirilemediğine vurgu yapılmıştır.



Kadın hakları konusundaki görüşlerin güçlendirilmesi için tarihteki müslüman kadınlardan ve İslam öncesi medeniyetlerdeki kadınlardan örnekler verilmiştir. Ayrıca kadınların sosyal hayata karışmalarının ve eğitim haklarının önemine dikkat çekebilmek için millî hisleri canlandıracak bazı güncel olaylar çarpıcı ve canlı bir edebî üslupla dile getirilmiştir. Türk kadınlarına başka ülkelerdeki çeşitli kadın hareketlerinin haberleri duyurulmuş, Fransa ve İngiltere'de kadınların bazı haklara sahip olmak için verdikleri mücadeleler aktarılmıştır. Ancak bütün bunlar anlatılırken, "sanayi inkılabı" ile kadınların söz konusu ülkelerde nasıl sömürüldüğü, hangi büyük haksızlıklara maruz kaldıklarına neredeyse hiç değinilmemesi sosyolojik bakımdan eksik bir karşılaştırma yapıldığının göstergesidir. Batı dünyasındaki kadın hakları mücadelesinin sosyoekonomik, dinî ve kültürel zeminine bakmadan Osmanlı toplumuyla mukayesesi yapılmıştır.



Kadınlar Dünyası dergisi Osmanlı'dan Cumhuriyet'e geçişte kadın hareketleri, eğitimi, modernleşmesi, toplumsal değişme gibi konular incelenirken öncelikli kaynaklarından biri olmuştur. Bu sebeple dergi üzerine gerek farklı konu başlıklarında gerekse bütünsel olarak birçok araştırma yapılmıştır.

Kaynakça

Akgündüz, Ümit. II. Meşrutiyet Döneminde Kadın Olmak. İstanbul 2015.
Çakır, Serpil. Osmanlı Kadın Hareketi. İstanbul 2011.
Denman, Fatma Kılıç. İkinci Meşrutiyet Döneminde Bir Jön Türk Dergisi: Kadın. İstanbul 2009.
Doğan, Sabiha. Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Aydın Kadınlar. İstanbul 2012.
Kadınlar Dünyası 1.-50. / 51.-100. Sayılar (Yeni Harflerle). haz. T. Gençtürk Demircioğlu – F. Büyükarıcı Yılmaz. İstanbul 2009.
Kadınlar Dünyası. Bütün sayılar (1913-1921).
Kaplan, Leyla. Cemiyetlerde ve Siyasî Teşkilatlarda Türk Kadını (1908-1960). Ankara 1998.
Yeni Harflerle Bilgi Yurdu Işığı (1917-1918): Osmanlı ve Erken Dönem Kadın Dergileri. haz. B. Talay Keşoğlu. C. 1. İstanbul 2019.
Melek EYİGÜN, ""KADINLAR DÜNYASI"", Türk Maarif Ansiklopedisi, https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/kadinlar-dunyasi/#yazar-1 (16.04.2025).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor