logologo
fav gif
Kaydet
viki star outline
Avatar
Ana YazarMehmet İPŞİRLİ18 Nisan 2025 10:29
Kalemiye, kitabet sınıfı olarak da tanınır. Bir teşkilat terimi olması yanında aynı zamanda bir sosyal statü ve kültür terimidir. XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı devlet teşkilatında memurların yaptıkları işler bakımından giderek birbirinden ayrıldığı bir dönem başlamıştır. Böylece seyfiye, ilmiye ve kalemiye mensuplarının kendilerine has görevleriyle belirli bir uzmanlaşmanın geliştiği görülmektedir.Osmanlı devlet bürokrasisini belirlemede ilk önemli padişah olan Fâtih Sultan Mehmed'e ait teşkilat kanunnamesinde kalemiye diye bir tabir geçmemektedir. Ancak nişancı, reîsülküttap ve kâtipler gibi esasen kalemiyeden olan görevliler hakkında çeşitli hükümler yer alır. Dîvân-ı Hümâyun, hazine ve defterhane görevlilerinin topyekün "kalemiye erbabı" şeklinde tanımlanması XVI. yüzyıldan sonradır. Özellikle Kanûnî Sultan Süleyman döneminde maliye ve divan kalemlerinin ayrılmasıyla bürokrasi giderek daha da gelişmiş, devlet dairesinde etkili olacak kalemiye mensupları yetişmiştir. XVIII. yüzyılda ise kalemiye mensupları idareci tabakanın önemli bir bölümünü oluşturmuştur.Esasen kalemiye sınıfının oluşmasında Dîvân-ı Hümâyun, maliye (defterdarlık) ve defterhanenin belli bir sisteme kavuşması etkili olmuştur. Bu kalemlerde istihdam edilecekler için usta-çırak ilişkisi çerçevesinde bir eğitim söz konusu idi. Kalemiyenin oluşmasında intisap usulünün de önemli yeri vardı. Önceleri medrese eğitimi alan kimseler bu kalemlerde çoğunluğu teşkil ederken sonraları intisap usulüyle yetişip ilerleme temel teşkil etmiştir. Böylece merkezde ve taşrada belirli seviyede eğitim görmüş yetenekli gençler İstanbul'da vezir, ağa, paşa ve bazı ilmiye ricaline intisap ederek onların kalem hizmetlerini, tezkireciliğini ve divan kâtipliğini yapar, orada kendilerinden kıdemli kalem erbabının talebesi, tilmizi olarak temayüz ederlerdi. Bu intisap sayesinde çevre edinirler, böylece bir taraftan meslekî açıdan gelişirken diğer taraftan üstatlarından çok şey öğrenme imkânı bulurlardı.Kalemiyenin yetişmesi ve gelişmesinde kalem içindeki eğitim yanında meslek kitaplarının önemi büyüktür. Bu kitaplar yeni başlayanlara hitap eden meslek kitapları, standart inşa kitapları ve ansiklopedik nitelikteki eserler olmak üzere üç türlüdür. XIX. yüzyılda yaşanan yenileşme sürecinde Batı tarzı mekteplerin yaygın hale gelmesiyle kalemiye mensupları da yeni açılan mekteplerden yetişmeye başlamıştır. 1839'da kurulan Mekteb-i Maârif-i Adliye ile (1862'de adı Mekteb-i Mahrec-i Aklâm) 1849'da kurulan Dârülmaârif'te diğer derslerin yanında müfredatta usûl-i kitâbet, kitâbet-i resmiye ve husûsiye, kitâbet-i askeriye gibi derslere de yer verilmiştir. 1876'da teşkil edilen Mekteb-i Fünûn-ı Mülkiye de (Mülkiye Mektebi) kalemiye sınıfının yetişmesinde en önemli okul olmuştur. Mülkiyeden birinci ve ikincilikle mezun olanlar öncelikli olarak Mâbeyn-i Hümâyun kitâbetine alınırlardı. 1868'de açılan Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi'nin devlet dairelerine nitelikli görevli yetiştirme gayesi de söz konusu idi.Osmanlı bürokrasisinde kalemiyeden yetişmiş çok önemli isimler dikkat çeker. Bunlara Sadrazam Râmi Mehmed Paşa ile çeşitli makamlarda görev yapmış Elmas Mehmed Paşa, Yeğen Mehmed Paşa, Abdülkerim Paşa, Ârifî Ahmed Paşa, Koca Râgıb Paşa, Sopasalan Kâmil Paşa, Ebûbekir Râsim Paşa, Yenişehirli Osman Paşa, Abdullah Nâilî Paşa, Yirmisekizçelebizâde Mehmed Said Paşa ve Hamza Hâmid Paşa gibi isimler örnektirler.
badge borderhover badge border
avatar
Türk Maarif Ansiklopedisi Kategorisi
Kurulları tarafından
onaylanmıştır.

KALEMİYE

Board Main İcon

Kalemiye, kitabet sınıfı olarak da tanınır. Bir teşkilat terimi olması yanında aynı zamanda bir sosyal statü ve kültür terimidir. XV. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Osmanlı devlet teşkilatında memurların yaptıkları işler bakımından giderek birbirinden ayrıldığı bir dönem başlamıştır. Böylece seyfiye, ilmiye ve kalemiye mensuplarının kendilerine has görevleriyle belirli bir uzmanlaşmanın geliştiği görülmektedir.



Osmanlı devlet bürokrasisini belirlemede ilk önemli padişah olan Fâtih Sultan Mehmed'e ait teşkilat kanunnamesinde kalemiye diye bir tabir geçmemektedir. Ancak nişancı, reîsülküttap ve kâtipler gibi esasen kalemiyeden olan görevliler hakkında çeşitli hükümler yer alır. Dîvân-ı Hümâyun, hazine ve defterhane görevlilerinin topyekün "kalemiye erbabı" şeklinde tanımlanması XVI. yüzyıldan sonradır. Özellikle Kanûnî Sultan Süleyman döneminde maliye ve divan kalemlerinin ayrılmasıyla bürokrasi giderek daha da gelişmiş, devlet dairesinde etkili olacak kalemiye mensupları yetişmiştir. XVIII. yüzyılda ise kalemiye mensupları idareci tabakanın önemli bir bölümünü oluşturmuştur.



Esasen kalemiye sınıfının oluşmasında Dîvân-ı Hümâyun, maliye (defterdarlık) ve defterhanenin belli bir sisteme kavuşması etkili olmuştur. Bu kalemlerde istihdam edilecekler için usta-çırak ilişkisi çerçevesinde bir eğitim söz konusu idi. Kalemiyenin oluşmasında intisap usulünün de önemli yeri vardı. Önceleri medrese eğitimi alan kimseler bu kalemlerde çoğunluğu teşkil ederken sonraları intisap usulüyle yetişip ilerleme temel teşkil etmiştir. Böylece merkezde ve taşrada belirli seviyede eğitim görmüş yetenekli gençler İstanbul'da vezir, ağa, paşa ve bazı ilmiye ricaline intisap ederek onların kalem hizmetlerini, tezkireciliğini ve divan kâtipliğini yapar, orada kendilerinden kıdemli kalem erbabının talebesi, tilmizi olarak temayüz ederlerdi. Bu intisap sayesinde çevre edinirler, böylece bir taraftan meslekî açıdan gelişirken diğer taraftan üstatlarından çok şey öğrenme imkânı bulurlardı.



Kalemiyenin yetişmesi ve gelişmesinde kalem içindeki eğitim yanında meslek kitaplarının önemi büyüktür. Bu kitaplar yeni başlayanlara hitap eden meslek kitapları, standart inşa kitapları ve ansiklopedik nitelikteki eserler olmak üzere üç türlüdür. XIX. yüzyılda yaşanan yenileşme sürecinde Batı tarzı mekteplerin yaygın hale gelmesiyle kalemiye mensupları da yeni açılan mekteplerden yetişmeye başlamıştır. 1839'da kurulan Mekteb-i Maârif-i Adliye ile (1862'de adı Mekteb-i Mahrec-i Aklâm) 1849'da kurulan Dârülmaârif'te diğer derslerin yanında müfredatta usûl-i kitâbet, kitâbet-i resmiye ve husûsiye, kitâbet-i askeriye gibi derslere de yer verilmiştir. 1876'da teşkil edilen Mekteb-i Fünûn-ı Mülkiye de (Mülkiye Mektebi) kalemiye sınıfının yetişmesinde en önemli okul olmuştur. Mülkiyeden birinci ve ikincilikle mezun olanlar öncelikli olarak Mâbeyn-i Hümâyun kitâbetine alınırlardı. 1868'de açılan Galatasaray Mekteb-i Sultânîsi'nin devlet dairelerine nitelikli görevli yetiştirme gayesi de söz konusu idi.



Osmanlı bürokrasisinde kalemiyeden yetişmiş çok önemli isimler dikkat çeker. Bunlara Sadrazam Râmi Mehmed Paşa ile çeşitli makamlarda görev yapmış Elmas Mehmed Paşa, Yeğen Mehmed Paşa, Abdülkerim Paşa, Ârifî Ahmed Paşa, Koca Râgıb Paşa, Sopasalan Kâmil Paşa, Ebûbekir Râsim Paşa, Yenişehirli Osman Paşa, Abdullah Nâilî Paşa, Yirmisekizçelebizâde Mehmed Said Paşa ve Hamza Hâmid Paşa gibi isimler örnektirler.

Kaynakça

Ahıshalı, Recep. Osmanlı Devlet Teşkilatında Reisülküttâblık. İstanbul 2001, tür.yer.
Akyıldız, Ali. Tanzimat Dönemi Osmanlı Merkez Teşkilâtında Reform (1836-1856). İstanbul 1993, s. 83-88.
Findley, Carter V. Kalemiyeden Mülkiyeye: Osmanlı Memurlarının Toplumsal Tarihi. çev. Gül Çağalı Güven. İstanbul 1996, tür.yer.
İnalcık, Halil. “Reisülküttâb”. İA. 1964, IX, 677, 678, 679.
İpşirli, Mehmet. “Kalemiye”. DİA. 2001, XXIV, 248-249.
Özgül, Metin Kayahan (haz.). Ali Ekrem Bolayır’ın Hâtıraları. Ankara 1991, s. 326.
Shinder, Joel. Ottoman Bureaucracy in the Second Half of the Seventeenth Century: The Central and Naval Administrations. Princeton 1971, s. 162-164.
Mehmet İPŞİRLİ, "KALEMİYE", Türk Maarif Ansiklopedisi, https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/kalemiye/#yazar-1 (16.04.2025).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor