Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, Hüseyin Rahmi Gürpınar tarafından kaleme alınmış ve ilk kez 1912 yılında yayımlanmış bir romandır. Eser, yazarın toplumsal eleştiri yönü güçlü romanları arasında önemli bir yer tutar. Roman, 1910 yılında dünyaya yaklaşacağı düşünülen Halley Kuyruklu Yıldızı'nın İstanbul halkı arasında yarattığı panik ortamı çerçevesinde gelişen bir aşk hikâyesini konu edinir. Hüseyin Rahmi, bu eserinde döneminin İstanbul’unda egemen olan batıl inançları, cehaleti ve hurafelere duyulan aşırı inancı hicveder. Romanın bir diğer dikkat çekici yönü ise pozitivist ve materyalist dünya görüşünün, aşk anlatısıyla birlikte sunulmasıdır. Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç, yalnızca bir aşk romanı değil, aynı zamanda dönemin sosyokültürel yapısını eleştiren bir edebi metin olarak değerlendirilir.
Konusu
Roman, Halley Kuyruklu Yıldızı’nın 1910 yılında dünyaya çarpacağına dair yaygınlaşan söylentiler nedeniyle İstanbul’da oluşan korku atmosferiyle açılır. Bu dönemde Tanpınar’ın da sözünü ettiği gibi İstanbul halkı hurafelere ve söylentilere oldukça açıktır. Hikâyenin merkezinde, bilimsel düşünceye ve akla inanan İrfan Galip ile gelenekçi bir anlayışı temsil eden Feriha arasında gelişen aşk yer alır. İrfan Galip, batıl inançları küçümseyen, pozitivist bir bakış açısına sahip genç bir yazardır. Feriha ise aile çevresinden gelen etkilerle hurafelere inanmaya meyilli bir karakterdir. Roman boyunca İrfan Galip, Feriha’yı eğitmeye ve ona bilimsel düşünmeyi öğretmeye çalışır. Kuyruklu yıldızın yaklaşmasıyla birlikte şehirdeki panik, halk arasında hurafe ve batıl inançların nasıl yayıldığını gözler önüne serer. Roman, bir evlilik hikâyesinin arka planında toplumun inanç yapısını, eğitim düzeyini ve cehaletin yarattığı sorunları tartışır.
Temalar
Roman, ağırlıklı olarak cehalet ve batıl inançlarla mücadeleyi tema olarak işler. Hüseyin Rahmi Gürpınar, Halley Kuyruklu Yıldızı olayını kullanarak, halkın bilime olan uzaklığını ve hurafelere eğilimini hicveder. Bununla birlikte roman, pozitivizm, materyalizm ve bireysel aydınlanma gibi kavramları da ön plana çıkarır. İrfan Galip karakteri üzerinden savunulan bu düşünceler, yalnızca bireysel gelişimi değil, toplumsal ilerlemeyi de hedefler. Aynı zamanda roman, aşk ve evlilik kurumunun yalnızca duygusal bir mesele olmadığını, aynı zamanda fikirsel ve kültürel bir ortaklık gerektirdiğini savunur. İrfan Galip ile Feriha arasındaki ilişki, bu bağlamda yalnızca bireysel bir aşk ilişkisi değil, iki dünya görüşünün çatışması ve uzlaşmasıdır. Dolayısıyla eser, toplumsal modernleşme sürecinde bireysel eğitimin ve rasyonel düşüncenin önemine işaret eder.
Karakterler
- İrfan Galip: Pozitivist, materyalist ve akılcı düşünceyi savunan genç bir yazardır. Romanın ana karakteridir ve olaylar onun bakış açısıyla şekillenir. İrfan Galip, Hüseyin Rahmi’nin düşünce dünyasının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
- Feriha: Geleneksel aile yapısının etkisinde kalmış, hurafelere ve söylentilere inanmaya eğilimli bir genç kadındır. İrfan Galip ile girdiği diyaloglar, romanın didaktik yönünü belirginleştirir.
- Feriha’nın Ailesi ve Çevresi: Toplumun hurafelere olan bağlılığını temsil eden figürlerdir. Onların düşünce biçimleri, eserdeki eleştirinin hedefinde yer alır.
Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Eser İçindeki Konumu
Hüseyin Rahmi Gürpınar, Kuyruklu Yıldız Altında Bir İzdivaç romanında yalnızca bir hikâye anlatmakla kalmaz, aynı zamanda dönemin İstanbul’unu sosyolojik bir inceleme nesnesi haline getirir. Gürpınar, halkı eğitmeyi hedefleyen didaktik bir anlatı kurar. Yazarın kullandığı mizahi üslup, romanın edebi değerini artırırken, toplumsal eleştirilerini daha etkili kılar. Özellikle cehalet ve hurafeye karşı yürüttüğü eleştirel yaklaşımı, Tanzimat ve Servet-i Fünun dönemi roman geleneğinin devamı niteliğindedir.
Etkileri
Roman, yayımlandığı dönemden itibaren Türk edebiyatında pozitivist düşüncenin savunulduğu önemli eserlerden biri olarak kabul edilmiştir. Özellikle halk arasındaki hurafelere karşı bir bilinç oluşturmayı hedefleyen yapısı nedeniyle edebi olduğu kadar pedagojik bir misyon da üstlenmiştir. Cumhuriyet dönemi modernleşme hareketleriyle birlikte Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın bu romanı, halkı bilim ve akıl yoluna yönlendirme çabasının önemli bir örneği olarak sıkça incelenmiştir.

