KÜRE LogoKÜRE Logo

Mavi Vatan

İstihbarat, Güvenlik Ve Askeri Çalışmalar+1 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline

Mavi Vatan, Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatleri çerçevesinde ilan edilmiş ya da ileride ilan edilmesi öngörülen deniz yetki alanlarının tamamını kapsayan stratejik bir kavramdır. Sadece bir coğrafi terim olmaktan öte, Türkiye'nin denizlerdeki egemenlik, güvenlik, ekonomik kaynak kullanımı ve jeopolitik hedeflerini içeren bütünsel bir milli stratejiyi ifade eder.


Esas itibariyle Mavi Vatan kavramı Türkiye’nin deniz ülkesini tanımlamaktadır. Bu bağlamda Mavi Vatan kavramının geliştiricisi Müstafi Tümamiral Prof. Dr. Cihat Yaycı, Mavi Vatan Bir Harita ve Bir Doktrin Kitabı - Türkiye'nin Denizlerdeki Misak-ı Milli'si isimli eserinde "Mavi Vatan" kavramını şu şekilde tanımlamaktadır; “Türkiye’nin uluslararası hukuktan kaynaklanan hak ve menfaatleri doğrultusunda ilan edilmiş ya da ilan edilmesi öngörülen Türk Deniz Yetki Alanlarının tümüne Mavi Vatan” denir. Bu çerçevede tanımlanan “Türk Deniz Yetki Alanları” ifadesi yerine “Mavi Vatan” kullanılmaktadır."【1】


Cihat Yaycı’nın Çizdiği Mavi Vatan Haritası【2】  

Tarihsel Arka Plan

Tarihte birçok imparatorluk ve devlet kurmuş olan Türkler tarih sahnesinde varlık göstermeye başladıkları erken dönemlerden itibaren denizlerle iç içe olagelmişlerdir. Bu bağlamda Türk tarihinin en erken figürlerinden birisi olan Oğuz Kağan’ın adıyla anılan destanın son bölümünde oğluna ve beylerine yaptığı manzum konuşmada şunu söylemektedir;


"Takı taluy takı müren

Kün tuğ bolgıl kök kurıkan"【3】 


Günümüz Türkçesine "Daha deniz, daha ırmak / Güneş tûğ (bayrak) olsun, Gökyüzü çadır" çevirebilen bu söz, Mavi Vatan kavramının ve Türklerin denizlerle ve denizcilikle kurdukları medeniyet tasavvurunun yansıması olarak değerlendirilmektedir.


Türklerin İslamiyet’i kabulünden sonra ise Selçuklular; Umman Denizi, Marmara Denizi, Karadeniz, Adalar (Ege) Denizi ve Doğu Akdeniz’e ulaşarak denize komşu ve Anadolu içerisinde yaşamaya başlamışlar, denizci devlet olma yolunda ilerlemişlerdir. Anadolu coğrafyasında kalıcı olmak için mücadele etmişlerdir.


Bununla birlikte denizlerle ve denizlerde büyüyerek cihan imparatorluğu olma başarısını Osmanlı Devleti gösterebilmiştir. XV. yüzyılın sonlarından itibaren denizlerde büyümeye başlayan Osmanlı Devleti, Barbaros Hayrettin Paşa’nın “Denizlere hâkim olan cihana hâkim olur” özdeyişini hayata geçirip güçlü ve önemli bir deniz imparatorluğu olabilmiştir. Bu başarı, iyi yönetildiği ve yönlendirildiği takdirde, Türklerin denizci karakterde bir millet olduğu gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Osmanlı Devleti’nin, 1484–1774 yılları arasında Karadeniz’i ve 1669–1830 yılları arasında Adalar (Ege) Denizi’ni birer Osmanlı iç denizine dönüştürdüğü, Türk Boğazlarında yaklaşık üç asır mutlak egemenlik devri yaşayarak Girit Adası’nı Çanakkale Boğazı’nın güney karakolu haline getirdiği belgelenmiştir. Özellikle Orta ve Doğu Akdeniz’de ahitnamesiz devletlerin gemilerine hayat hakkı tanımayan Osmanlı Devleti, Akdeniz’de kısmi deniz hâkimiyeti ve tam anlamıyla deniz kontrolü sağlayarak o günkü şartlarda Kızıl Deniz ve Basra Körfezi ile okyanuslara uzanarak bu sularda da sancak ve varlık göstermiştir. Osmanlı Devleti de her benzeri devlet gibi, denize ve denizciliğe verdiği önemin azalması ya da denizlerden uzaklaştırılması ölçüsünde küçülmüş ve Anadolu kıyılarına, geri dönmek zorunda kalmıştır.


1923 yılında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin denizciliğin ve denizlerin önemi 1 Kasım 1937 günü TBMM'nin açılış konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk'ün “Denizciliği Türk'ün büyük milli ülküsü olarak düşünmeli ve onu az zamanda başarmalıyız”【4】  sözleriyle bir hedef olarak tayin edilmiştir.


2 Mart 2004’te Türkiye, Birleşmiş Milletlere sunduğu nota ile Batıdaki bazı deniz alanlarında egemenlik haklarına sahip olduğunu ilk kez resmen dile getirdi. Ardından 4 Ekim 2005 tarihli ikinci notada, 32°16′18″ ila 28° doğu boylamları arasında, 34° kuzey enleminin kuzeyinde kalan deniz alanlarının Türkiye'nin kıta sahanlığına dâhil olduğu ve bu sınırın 28° doğu boylamının batısında, Adalar (Ege) Denizi’nden Akdeniz’e kadar uzandığı belirtildi. Bu süreçte Türk Deniz Kuvvetleri 2006 yılında Akdeniz Kalkanı Harekâtı’nı başlattı.


Mavi Vatan kavramı, bu dönemde deniz yetki alanlarının tanımlanması ve korunması ihtiyacından doğarak 2010 yılında Cihat Yaycı’nın Temel Deniz Hukuku adlı eserinde sistematik bir şekilde yer aldı.【5】 Cihat Yaycı'nın katkılarıyla şekillenen bu kavram, 2015 sonrası Türkiye’nin denizlerdeki askerî stratejilerinde önemli bir yer edindi. 2019 yılında ise Türkiye tarihinde ilk defa Karadeniz, Adalar (Ege) ve Akdeniz’i kapsayan kapsamlı bir tatbikat olan Mavi Vatan Tatbikatı eş zamanlı olarak gerçekleştirildi.

Türkiye-Libya Deniz Yetki Alanları (Münhasır Ekonomik Bölge) Sınırlandırma Antlaşması

Türkiye ile Libya arasında gerçekleşen deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşması, Mavi Vatan doktrininin somut adımlarından biridir. Anlaşmanın önemli isimlerinden biri Müstafi Tümamiral Prof. Dr. Cihat Yaycı’dır.


Libya-Türkiye MEB Sınırlandırma Antlaşmasının Hatlarını Gösteren Harita【6】 .


27 Kasım 2019 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Libya Ulusal Mutabakat Devleti Hükümeti arasında “Akdeniz’deki Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası” (yürürlük: 8 Aralık 2019; tescil no: 56119; tescil tarih: 11 Aralık 2019) imzalanmış, bu Mutabakat Muhtırası daha sonra BM’de yayımlanmıştır. Müteakiben, 18 Mart 2020 tarihinde (A/74/757) BM’ye verilen nota ile Türkiye-Libya Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma Antlaşması’nı içerecek şekilde ve Türkiye-Mısır kıta sahanlığı ortay hattını gösterecek şekilde bir harita tevdi edilmiştir. İlan edilen bu anlaşma sayesinde Türkiye ile Libya denizden komşu olmuştur.


30 Mayıs 2020’de Libya-Türkiye hattı ile 26O Doğu boylamı arasındaki alan için Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı ruhsat ilkesi çıkmış ve ruhsat ihalesi 90 günlük süre sonunda 30 Ağustos 2020’de neticelenerek TPAO’ya ruhsatla verilmiştir.


Doğu Akdeniz’de Türkiye ve KKTC Tarafından TPAO’ya Verilen Ruhsat Alanları.【7】  


Sonrasında ise BM Daimi Temsilciliği tarafından BM’ye verilen 2 Temmuz 2020 tarihli mektup ile Türk kıta sahanlığı içindeki sondaj faaliyetlerimizin kararlılıkla devam edeceği vurgulanmıştır.

Hukuki Temeller

Mavi Vatan kavramı ve dolayısıyla Mavi Vatan Haritası Uluslararası deniz hukukunun ilgili mahkeme kararlarından neşet eden; “hakkaniyet” prensibinin yanı sıra “orantılılık”, “kapatmama” ve “coğrafyanın üstünlüğü” gibi prensiplerine uygun olarak geliştirilmiştir.


Bu bağlamda Mavi Vatan’ın hukuki zeminini uluslararası deniz hukukundan doğan ilkeler oluşturur. Öne çıkan prensipler şunlardır:

  • Hakkaniyet
  • Orantılılık
  • Kapatmama
  • Coğrafyanın Üstünlüğü
  • Çevreleme


Bu ilkeler esas alınarak çizilen Mavi Vatan haritası, Türkiye’nin Karadeniz, Marmara, Adalar (Ege) Denizi ve Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ve Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) alanlarını kapsamaktadır.

Coğrafi Kapsam

Mavi Vatan, Türkiye'nin denizlerdeki Misak-ı Millîsi olarak kabul edilmektedir. Denizler, Türkiye için sadece ekonomik kaynak değil, aynı zamanda egemenliğin uzandığı, caydırıcılık inşa edilen, bağımsızlığın korunması gereken vatan parçalarıdır.


Bu nedenle Türkiye’nin etrafındaki denizler Mavi Vatan kavramının temel kapsamını meydana getirmektedir.


  • Karadeniz: 1978'de SSCB ile kıta sahanlığı sınırlandırma anlaşması, 1986'da MEB ilanı ile sınırlar netleşmiştir.
  • Marmara Denizi: Türkiye’nin iç denizidir ve tamamı egemenliği altındadır.
  • Adalar (Ege) Denizi: EGAYDAAK meselesi, Yunanistan’ın karasularının 12 mile çıkarma talebi, Gayri Askeri Statüdeki Adaları Silahlandırması, Uçuş Malumat Bölgesi üzerinden Yunanistan egemenlik devşirmesi ve Yunanistan’ın 6 mil karasularına nazaran 10 mil hava sahası gibi Yunan talepleri nedeniyle Mavi Vatan’ın Adalar Denizi’ndeki parçası temel jeopolitik meselelerin merkezinde yer almaktadır.
  • Doğu Akdeniz: 2019 Libya-Türkiye deniz yetki sınırlandırma mutabakatı, enerji ve diplomasi sahasında aktifliği artırmıştır.

Kaynakça

Güler, Turgut. Takı Taluy Takı Müren (Daha Deniz Daha Irmak). İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 2014.

Songur, Funda. “Atatürk İçin Türk Denizciliğinin Anlamı ve Erken Cumhuriyet Dönemindeki Yansımaları.” Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, no. 41 (2022). https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2144469

Yaycı, Cihat ve Ali Kurumahmut. Temel Deniz Hukuku. Ankara: Deniz Basımevi Müdürlüğü, 2011.

Yaycı, Cihat. Mavi Vatan: Bir Harita ve Bir Doktrin Kitabı – Türkiye’nin Denizlerdeki Misak-ı Millî’si. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2024.

Dipnotlar

[1]

Cihat Yaycı, Mavi Vatan: Bir Harita ve Bir Doktrin Kitabı – Türkiye’nin Denizlerdeki Misak-ı Millî’si (Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2024), 3.

[2]

Cihat Yaycı, Mavi Vatan: Bir Harita ve Bir Doktrin Kitabı – Türkiye’nin Denizlerdeki Misak-ı Millî’si (Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2024), 5.

[3]

Turgut Güler, Takı Taluy Takı Müren (Daha Deniz Daha Irmak) (İstanbul: Boğaziçi Yayınları, 2014), 11.

[4]

Funda Songur, “Atatürk İçin Türk Denizciliğinin Anlamı ve Erken Cumhuriyet Dönemindeki Yansımaları,” Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, no. 41 (2022), 147. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2144469

[5]

Funda Songur, “Atatürk İçin Türk Denizciliğinin Anlamı ve Erken Cumhuriyet Dönemindeki Yansımaları,” Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları, no. 41 (2022), 147. https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/2144469

[6]

Cihat Yaycı, Mavi Vatan: “Bir Harita ve Bir Doktrin Kitabı” Türkiye’nin Denizlerdeki Misak-ı Millî’si (Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2025), 34.

[7]

Cihat Yaycı, Mavi Vatan: Bir Harita ve Bir Doktrin Kitabı – Türkiye’nin Denizlerdeki Misak-ı Millî’si (Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları, 2024), 244.

Günün Önerilen Maddesi
7/30/2025 tarihinde günün önerilen maddesi olarak seçilmiştir.

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarŞafak Yıldırım29 Temmuz 2025 09:02
Katkı Sağlayanlar
Katkı Sağlayanları Gör
Katkı Sağlayanları Gör
KÜRE'ye Sor