MFÖ, açılımıyla Mazhar Fuat Özkan, Türk pop ve rock müziği yapan bir müzik grubudur. Grup, Türkiye müzik dünyasına kendi söz ve bestelerinden oluşan albümleri, yurt içi ve yurt dışı konserleri, sayısız ödülleri ve getirdikleri yeniliklerle damga vurmuştur. MFÖ, sadece müzikal başarılarıyla değil, aynı zamanda kültürel etkileri ve uzun soluklu kariyerleriyle de Türk müzik tarihinin simgesi hâline gelmiştir.
1980 yılında resmî olarak “Mazhar Fuat Özkan” adıyla grup olarak faaliyet göstermeye başlayan MFÖ, 1984 yılında çıkardıkları “Ele Güne Karşı Yapayalnız” albümüyle büyük çıkış yapmıştır. Bu çıkış, yalnızca bir albüm başarısı değil, Türkiye’de pop-rock müziğin yönünü etkileyen bir dönüm noktası olmuştur. Grup, döneminin ruhunu hem Batı müziği etkisiyle hem de Anadolu’nun geleneksel tınılarıyla birleştirerek özgün bir ses ortaya koymuşlardır.
Grup; Mazhar Alanson, Fuat Güner ve Özkan Uğur’dan oluşur. Her üç üye de yalnızca grup çatısı altında değil, bireysel kariyerlerinde de müzik, tiyatro, sinema ve televizyon gibi farklı sanat dallarında çalışmalar gerçekleştirmiştir. MFÖ, bu çok yönlü karakter yapısıyla çok katmanlı bir kültürel oluşum olarak da değerlendirilmektedir.
MFÖ’nün müziği, zaman zaman politik ve toplumsal eleştiriler barındıran sözleriyle, zaman zaman mizah ve günlük yaşamın içinden gelen esprili diliyle, zaman zaman ise spiritüel ve tasavvufi temalarıyla dikkat çeker. Grup, 1980’lerden günümüze uzanan kariyeri boyunca farklı dönemlerde farklı tarzları denemiş ama temel çizgisinden sapmadan müzik hayatını sürdürmüştür.
Mazhar Alanson’un söz yazarlığı, Fuat Güner’in besteciliği ve Özkan Uğur’un sahne enerjisi ile birleşen MFÖ; Türkiye’de kültürel ve toplumsal bir fenomen hâline gelmiştir.
MFÖ - Ele Güne Karşı (Poll Production)
Grubun Oluşumu ve İlk Yılları
MFÖ’nün temelleri, Mazhar Alanson ve Fuat Güner’in 1965 yılında tanışmasıyla atılmıştır. Bu tanışma, Fuat Güner’in elinde taşıdığı The Beatles plağını gören Mazhar Alanson’un, plağı birlikte dinleme teklifiyle başlamıştır. Bu buluşma, zamanla derinleşen bir dostluğa ve yıllar sonra Türkiye’nin en köklü müzik gruplarından biri olacak MFÖ’nün ilk adımına dönüşmüştür.
İkili, ilk olarak Kaygısızlar grubunda birlikte müzik yapmaya başlamıştır. Bu dönemde Beatles, Crosby, Stills & Nash ve Rolling Stones gibi yabancı grupların şarkılarını yorumlamışlar; bunun yanı sıra kendi söz ve müziklerini yazmaya da başlamışlardır. Kaygısızlar grubunun kadrosunda Ali Serdar, Semih Oksay ve Fikret Kızılok gibi dönemin önemli isimleri de yer almıştır. Bu grup, dönemin müzik anlayışında Batı etkisinin belirginleştiği bir dönemde ortaya çıkmış ve modern müziğe geçişte önemli bir rol üstlenmiştir.
Özkan Uğur, Mazhar ve Fuat ile 1971 yılında tanışmıştır. Kısa bir süre Kaygısızlar grubunda yer aldıktan sonra grubun dağılmasıyla birlikte Barış Manço’nun Kurtalan Ekspres’i, Erkin Koray ve Ersen ve Dadaşlar gibi sanatçılarla çalışmıştır. Özkan Uğur’un bu dönemde edindiği deneyimler, ileride MFÖ’nün müzikal yapısında önemli bir katkı sağlayacak temel oluşturmuştur. 1971’deki bu tanışmayla birlikte MFÖ’nün 36 yılı aşkın sürecek olan birlikteliğinin temelleri atılmıştır.
Kaygısızlar’dan sonra, Mazhar ve Fuat ikilisi müzikal çalışmalarına devam etmiş ve 1973 yılında “Türküz Türkü Çağırırız” adını verdikleri tek albümlerini çıkarmışlardır. Ancak bu albüm beklenen ilgiyi görememiştir. Bu süreçte grup üyeleri farklı projeler üzerinde çalışmaya devam etmişlerdir. 1976 yılında Mazhar ve Fuat, Özkan Uğur’un yanı sıra Ayhan Sicimoğlu ve Galip Boransu’yu da kadroya katarak İpucu Beşlisi adlı yeni bir grup kurmuşlardır. Bu grup, “Heyecanlı” isimli şarkılarına Türkiye’nin ilk müzik klibi sayılan bir video çekmiştir. Bu klip, dönemin tanınmış ismi İzzet Öz tarafından yönetilmiştir.
İpucu Beşlisi’nin dağılmasının ardından grup üyeleri müzikal çalışmalarına bireysel olarak devam etmişlerdir. Bu dönemde Özkan Uğur, 1978-79 yılları arasında Galip Boransu ve Cengiz Teoman ile birlikte Grup Karma adlı yeni bir müzik grubu kurmuştur. Grup Karma, 1978 Eurovision Şarkı Yarışması Türkiye Finali’ne “İmkansız” adlı şarkılarıyla katılmış ve yarışmayı dördüncü sırada tamamlamıştır.
Tüm bu ayrı geçen dönemlerin ardından, Özkan Uğur’un yeniden Mazhar ve Fuat’la bir araya gelmesiyle birlikte, MFÖ’nün nihai yapısı şekillenmiş ve grup 1980 yılında resmî olarak “Mazhar Fuat Özkan” adını alarak faaliyetlerine başlamıştır. Bu süreç, üç ismin farklı tecrübelerle olgunlaştığı ve ortak bir müzikal anlayışta buluştuğu bir dönemi işaret etmektedir. MFÖ’nün ilerleyen yıllarda sergileyeceği başarılar ve kalıcı etki, bu uzun hazırlık sürecinin bir yansıması olmuştur.
MFÖ’nün Doğuşu ve Çıkış Albümü
Mazhar Alanson, Fuat Güner ve Özkan Uğur’un ayrı ayrı geçirdikleri müzikal dönemlerin ardından yeniden bir araya gelmeleriyle, 1980 yılında “Mazhar Fuat Özkan” (MFÖ) adıyla grup resmî olarak kurulmuştur. Grubun bu adı alması, daha önce yaşanan bireysel ve grup bazlı deneyimlerin ortak bir çatıda toplanmasının sonucudur. MFÖ adı altında yürütülen ilk çalışma, 1980 yazında sahnelenen “Merhaba Müzik” adlı müzikal olmuştur.
Grup, 1981 ve 1982 yıllarında Eurovision Şarkı Yarışması’nda Türkiye’yi temsil edebilmek için çalışmalar yapmıştır. Bu çabalar, ulusal seçimlerde yeterli başarıyı elde edememiş ve grubun Eurovision sahnesine çıkışına olanak tanımamıştır. Ancak bu dönem, MFÖ’nün hem sahne deneyimini artırdığı hem de kendi müzik kimliğini olgunlaştırdığı bir süreç olmuştur.
MFÖ’nün asıl çıkış noktası, 1984 yılında yayınladıkları “Ele Güne Karşı Yapayalnız” albümüdür. Bu albüm, grubun yalnızca ticari bir başarı kazanmasını sağlamakla kalmamış, aynı zamanda Türkiye’de pop ve rock müziğin yönünü değiştiren önemli bir yapıt olmuştur. Albüme adını veren “Ele Güne Karşı” şarkısı, 1984 yılında “Yılın Şarkısı” seçilmiş ve dönemin müzik listelerinde 26 hafta boyunca yer alarak büyük bir başarı elde etmiştir. Albümde yer alan “Güllerin İçinden”, “Bu Sabah Yağmur Var İstanbul’da” ve “Yalnızlık Ömür Boyu” gibi parçalar, MFÖ’nün kalıcı repertuarının temelini oluşturmuştur.
Bu albümde yer alan birçok bestenin, Ferhan Şensoy’un “Şahları da Vururlar” adlı tiyatro oyunu için üretildiği, ancak sözlerinin daha sonra değiştirilerek Mazhar Alanson tarafından yeniden yazıldığı bilinmektedir. Bu durum, grubun tiyatral geçmişi ile müzik üretimi arasındaki sıkı ilişkiyi de gözler önüne sermektedir. Özellikle Mazhar Alanson’un söz yazarlığı bu albümle birlikte dikkat çekmiş ve onun şairane dili MFÖ’nün tarzını tanımlayan unsurlardan biri hâline gelmiştir.
“Ele Güne Karşı” şarkısının MFÖ tarafından seslendirilmesi de ilginç bir sürecin sonucudur. Bu şarkı aslında 1981 yılında Seyyal Taner’e sunulmuş, fakat TRT tarafından uygulanan bir boykot nedeniyle Taner’in albümü yayımlanamamıştır. Böylece şarkı MFÖ’ye kalmış ve üç yıl sonra, 1984’te grupla birlikte yayımlandığında büyük bir çıkış yapmıştır. Bu durum, MFÖ’nün kariyerinin seyrini değiştiren en önemli gelişmelerden biri olarak kabul edilmektedir. Grup, hem müzikal altyapısı hem de sahne performanslarıyla Türkiye’de daha önce benzeri olmayan bir müzikal kimlik ortaya koymuş ve geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmıştır.
MFÖ - Didai Didai Dai (Eurovision Song Contest)
Eurovision Ve Temsil
MFÖ, müzik kariyerleri boyunca iki kez Türkiye’yi Eurovision Şarkı Yarışması’nda temsil etme onuruna erişmiştir. Bu katılımlar, hem grubun uluslararası alandaki tanınırlığını artırmış hem de Türkiye’nin Eurovision tarihinde önemli izler bırakmıştır.
MFÖ, ilk kez 1985 yılında “Didai Didai Dai” adlı şarkı ile Eurovision Şarkı Yarışması’na katılmıştır. Şarkının orijinal adı “Aşık Oldum” idi. Türkiye ulusal finali, 1 Mart 1985’te TRT stüdyolarında yapılmış ve MFÖ bu şarkıyla birincilik kazanarak Türkiye’yi temsil etme hakkını elde etmiştir.
Yarışma, İsveç’in Göteborg kentinde gerçekleşmiştir. MFÖ, enerjik sahne performansları ve şarkının ritmik yapısıyla dikkat çekmiş ve 36 puan alarak 14. sıraya yerleşmiştir. Şarkı, yarışma sonrası Türkiye’de büyük beğeni toplamış ve MFÖ’nün ününü artırmıştır.
Bu yarışmada dikkat çeken bir başka detay da sunucu Lill Lindfors’un grubu sadece “MFÖ” olarak anons etmesidir. Bu kısaltma, daha sonra grubun kalıcı adı hâline gelmiştir. Ayrıca sunucunun performans sırasındaki dansı Türk seyircileri arasında büyük heyecan yaratmış, yarışmanın Türkiye’deki etkisini artırmıştır. Aradan yıllar geçmesine rağmen bu performans unutulmamış, 2020 yılında düzenlenen “Eurovision Again 1985” çevrim içi oylamasında, MFÖ 6373 oy alarak 4. sıraya yerleşmiştir. Bu, grubun hâlen geniş bir hayran kitlesine sahip olduğunu ve müzikal mirasının sürdüğünü göstermiştir.
MFÖ, ikinci kez 1988 yılında “Sufi” adlı şarkı ile Türkiye’yi temsil etmiştir. Bu şarkı, grup üyelerinin mistik ve geleneksel temaları Batılı müzik yapısıyla birleştirme çabasının önemli bir örneğidir. İrlanda’nın Dublin şehrinde düzenlenen yarışmada MFÖ, 37 puan alarak 15. sırada yer almıştır. “Sufi”, içerik olarak mistik bir yapıya sahip olmasına rağmen sahne düzenlemesi ve melodik yapısıyla farklı kültürlere hitap edebilecek bir parça olarak değerlendirilmiştir. Ancak puan sıralamasında daha yüksek bir başarı elde edememiştir.
MFÖ, 1989 yılında da Eurovision Türkiye elemelerine katılmıştır. Bu kez, Naim Süleymanoğlu hakkında yazılmış olan “Adı Naim” adlı şarkıyla yarışmışlardır. Ancak bu şarkı, elemeleri geçememiş ve grup Eurovision sahnesine çıkamamıştır. Bu eser hiçbir MFÖ albümüne de dâhil edilmemiştir.
Eurovision tecrübeleri, MFÖ’nün yalnızca Türkiye’de değil, uluslararası müzik arenasında da tanınan bir grup olmasına katkı sağlamıştır. Bu yarışmalar, grubun hem şarkı üretim sürecinde hem de sahne performansında elde ettiği deneyimleri perçinlemiş ve kariyerlerini daha da sağlamlaştırmıştır.
Mazhar Alanson ile (TRTMÜZİK)
Kariyerinde Önemli Albümler ve Başarılar
MFÖ, müzik kariyerleri boyunca birçok unutulmaz albüme imza atmış ve bu albümlerle Türkiye müzik tarihinde kalıcı bir yer edinmiştir. Grup, toplamda 11 stüdyo albümü yayımlamış, bu albümlerdeki birçok şarkı ise dönemin ruhunu yansıtan, toplumsal mesajlar içeren ve özgün yapısıyla dikkat çeken eserler olarak öne çıkmıştır. MFÖ, konserleriyle binlerce kişiye ulaşmış, albümleriyle milyonlara seslenmiş ve farklı kuşaklardan dinleyicilerle buluşmayı başarmıştır.
Peki Peki Anladık (1985): Eurovision’un ardından yayımlanan bu albüm, grubun müzikal anlamda daha deneysel bir yöne kaydığını gösterir. Albümün düzenlemeleri, Hollandalı Peter Schön tarafından yapılmış ve grup bu albümde, 1980’li yıllarda dünyada etkili olan new wave tarzına yönelmiştir. Albümde yer alan “Buselik Makamına” adlı şarkı, Mazhar Alanson’un tasavvuf temalı ilk bestesi olarak dikkat çeker. Albümün ikinci yüzü tamamen İngilizce şarkılardan oluşmuştur. Ancak bu İngilizce içerikli bölüm, MFÖ’nün yurt dışına açılma hayalinin gerçekleşmesine yetmemiştir.
Vak The Rock (1986): Hollanda’da kaydedilen bu albüm, Türk müzik tarihinde bir ilki temsil eder. Albümdeki şarkılar için yapılan animasyon klip, o dönemde Türkiye’de daha önce denenmemiş bir görsel anlatım tekniğiyle hazırlanmıştır. Bu yönüyle “Vak The Rock”, MFÖ’nün sadece müzikal değil, görsel anlamda da yenilikçi bir grup olduğunu göstermektedir.
Geldiler (1990): Bu albüm, MFÖ’nün tarzında belirgin değişimlerin yaşandığı bir dönemdir. Dünyada rap müziğin popülerleşmeye başladığı bu dönemde, MFÖ de Türkiye’de bu türe öncülük eden çalışmalar yapmıştır. Albümdeki “Ali Desidero” ve “Anında Görüntü” şarkıları, Türkçe rap tarzının ilk örnekleri arasında yer alır. Ayrıca “Sude” ve “İk Ben” gibi, Özkan Uğur’un yorumuyla özdeşleşen, anlamsız sözlerden oluşan parçalar dikkat çekmiştir. Albümde yer alan “Ateş-i Aşka” adlı eser, bir ilahi formundadır ve MFÖ’nün mistik yaklaşımının bir yansımasıdır. Ayrıca albümde, Edip Cansever’in “Geçiniz” adlı şiiri, şarkılaştırılarak müziğe uyarlanmıştır. Bu durum, MFÖ’nün edebiyatla kurduğu ilişkinin örneklerinden biridir.
Agannaga Rüşvet (1992): Bu albüm, içerdiği eleştirel ve mizahi şarkılarla dikkat çeker. “Belediye Nerede”, “Rüşvet”, “Patlamalar” gibi parçalar, hem politik hem de toplumsal hiciv örnekleri sunar. “Deneylere Doğru” adlı şarkı ise grup üyelerinin başlarına iş açmasından endişe ettikleri politik içerikli bir eserdir. Bu albüm, MFÖ’nün toplumsal olaylara duyarlılığını ve eleştirel tavrını doğrudan yansıttığı nadir albümlerden biridir.
Dönmem Yolumdan (1992): Aynı yıl içerisinde yayımlanan bu ikinci albüm, MFÖ’nün Fahir Atakoğlu ile iş birliği yaptığı projelerden biridir. Albümde, goth rock grubu Bauhaus’un vokalisti Peter Murphy ile birlikte seslendirdikleri “Don’t Wanna See It” cover’ı da yer almaktadır. Ancak hem bu albüm hem de “Agannaga Rüşvet”, ticari başarı açısından önceki albümlerin gerisinde kalmıştır.
Mazeretim Var Asabiyim Ben (1995): Bu albümde MFÖ, daha belirgin bir şekilde rock müzik tarzına yönelmiştir. Albümün prodüksiyonunda Erdal Kızılçay ile birlikte çalışılmıştır. Albümde yer alan ve klipleri çekilen “Mazeretim Var Asabiyim Ben” ile “Sakın Gelme” şarkıları, grubun yeni kuşaklarla yeniden tanışmasına vesile olmuş; özellikle “Sakın Gelme”, eski dostları Fikret Kızılok’un yazdığı sözlerle dikkat çekmiştir.
AGU (2006): Albümde daha önce solo projelerde yer almış olan “Ne Bileyim Ben” ve “Olduramadım” gibi parçalar da bulunmaktadır. Albümün klip şarkılarından “Sarı Laleler” ve “Vurgun Yedim”, dönemin müzik listelerinde üst sıralarda yer almış, özellikle “Sarı Laleler” büyük ilgi görmüştür. Mazhar Alanson’un yazdığı bu şarkı, yılın en beğenilen eserlerinden biri hâline gelmiştir.
Ve MFÖ (2011): Bu albüm, grubun 5 yıllık bir aranın ardından müzikseverlerle buluştuğu yeni çalışmasıdır. İçeriği itibarıyla klasik MFÖ tarzını sürdürürken grubun güncel müzik trendlerine nasıl adapte olabildiğini de göstermektedir.
Kendi Kendine (2017): Bu albüm, 12 akustik şarkıdan oluşmakta ve grubun uzun bir sessizlik döneminin ardından müzik dünyasına dönüşünü temsil etmektedir. Önceki albümlere kıyasla daha yalın bir anlayışla hazırlanan bu albümde MFÖ, müziğin özüne dönüş yaparak akustik enstrümanlar eşliğinde dinleyicilere samimi bir atmosfer sunmuştur.
Ele Güne Karşı (GAİN)
Ödüller
MFÖ, kariyerleri boyunca çok sayıda ödül almıştır. Bunlardan en önemlilerinden biri, 2003 yılında Kral TV Video Müzik Ödülleri’nde kazandıkları “En İyi Grup” ödülüdür. Bu ödül, grubun uzun yıllar süren üretkenliğinin ve dinleyicilerle kurduğu güçlü bağın bir sonucu olarak görülmektedir.
Blue Jean Dergisi, Türk rock müziğinin kilometre taşlarını belirlemek amacıyla yaptığı bir listede, MFÖ’nün “Mazeretim Var Asabiyim Ben” ve “Ele Güne Karşı” şarkılarına yer vermiştir. Aynı dergi tarafından hazırlanan “Tüm Zamanların En İyi 5 Klasik Rock Albümü” listesinde ise “Ele Güne Karşı Yapayalnız” albümü 1. sıraya yerleşmiştir.
2017 yılında Hürriyet Gazetesi’nin düzenlediği “Türkiye’nin En İyi 100 Albümü” listesinde de benzer bir sonuç ortaya çıkmıştır. Bu listede “Ele Güne Karşı Yapayalnız” albümü 1. sıraya, “Mazeretim Var Asabiyim Ben” 64. sıraya, “Peki Peki Anladık” ise 74. sıraya yerleşmiştir. 2019 yılındaysa MFÖ, Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri kapsamında “Müzik” alanındaki ödüle layık görülmüştür.
Özkan Uğur’un Vefatı
MFÖ grubunun bas gitaristi ve tanınmış müzisyen Özkan Uğur 8 Temmuz 2023 tarihinde 69 yaşında hayata veda etmiştir. Uzun yıllardır lenfoma (lymphoma) ile mücadele eden sanatçı, İstanbul’da bir özel hastanede tedavi görüyordu ve hastalığı üçüncü kez nüksetmişti. Bu ağır süreç sonunda hayatını kaybetmiştir.


