Hicran Muazzez Abacı, 12 Kasım 1947 tarihinde Ankara’da doğmuştur. Klasik Türk müziğinin önemli ses sanatçılarından biri olmuş, hem yorum gücü hem de sahne kariyeriyle Türk sanat müziği repertuvarında kalıcı bir yer edinmiştir. 1998 yılında Kültür Bakanlığı tarafından Devlet Sanatçısı unvanı verilmiştir. Sanat yaşamı boyunca onlarca albüm yayımlamış, özellikle “Vurgun” ve “Şakayık” adlı eserleriyle anılmıştır. 12 Kasım 2025 tarihinde 78 yaşında New York’ta vefat etmiştir.
Muazzez Abacı-Vurgun (Netd Müzik)
Erken Dönemi ve Ailesi
Muazzez Abacı’nın babası, “Sarı Bomba” lakabıyla tanınan boksör Oktay Altıok’tur. Abacı, babasını henüz bir buçuk yaşındayken kaybetmiştir. Eğitimine Ankara Koleji’nde yatılı olarak başlamış ve lise eğitimini burada tamamlamıştır.
Henüz beş yaşındayken Cumhurbaşkanı Celal Bayar ve Başbakan Adnan Menderes’in katıldığı bir davette “Üsküdar’a Giderken” adlı şarkıyı seslendirmiştir. Bu performans, onun müziğe olan ilgisinin ve erken yaşta dikkat çeken yeteneğinin ilk göstergesi olmuştur.
Sanat Hayatının Başlangıcı
Abacı, 1966 yılında Ankara Radyosu’na stajyer sanatçı olarak katılmıştır. Burada klasik Türk müziği eğitimi almış ve dönemin önemli hocalarıyla çalışmıştır. 1970 yılında ilk konserini vermiş, 1972’de “Silemezler Gönlümden” adlı şarkıyla geniş kitlelerce tanınmıştır. 1973’te Kervan Plak yapımcılığında “Bir Sen Kaldın İçimde” adlı ilk plağını yayımlamıştır. 1974 yılında İstanbul sahnelerine “Bebek Maksim Gazinosu”nda adım atarak gazino dünyasının en aranan assolistlerinden biri olmuştur.
Sahne ve Plak Çalışmaları
1970’li yıllarda Kervan, As ve Yavuz Plak şirketleriyle birçok 45’lik ve uzunçalar (LP) çalışması yapmıştır. Bu dönemde yayımladığı “Dönüş” (1978), “Yasemen” (1981), “Sevdiklerinizle” (1983) ve “Şakayık” (1986) albümleriyle sanat müziği repertuvarını genişletmiştir. 1989 yılında çıkan “Felek” ve 1990’da yayımlanan “Vurgun” albümleriyle kariyerinde büyük bir çıkış yakalamıştır. Cemal Safi’nin sözlerini yazdığı “Vurgun” adlı şarkı, Abacı’nın adını kalıcı biçimde Türk müziği tarihinde yerleştirmiştir.
Sanatçı, 1990’lı yıllar boyunca “Sensiz Olmadı” (1991), “Efendim” (1992), “Musikinin Altın Çağı” serisi (1993), “Kar Yangınları” (1994) ve “Tutkunum” (1995) gibi albümler yayımlamıştır. 1998 yılında “Cesaretim Var” ve “Muazzez Abacı & Zeki Müren Düet” albümleri ile Türk sanat müziğinin iki önemli sesini bir araya getirmiştir. 2000’li yıllarda “Hükümlüyüm” (2001) ve “Bir Efsanedir” (2013) albümleriyle müzik çalışmalarına devam etmiştir. 2014 yılında “Ajda Pekkan & Muazzez Abacı” ve 2018’de “Sezen’imin Şarkıları” albümleriyle farklı kuşaklardan sanatçılarla işbirliği yapmıştır.
Radyo ve Televizyon Yılları
Abacı, 1970’li yıllarda Ankara Radyosu’nda başladığı sanat yaşamını ilerleyen yıllarda televizyon programlarıyla sürdürmüştür. “Hayalin İçin Söyle” adlı yarışma programında jüri üyeliği yapmıştır. Bunun yanı sıra, sanat müziği repertuvarının yaşatılması amacıyla özel konserler ve televizyon kayıtlarında yer almıştır. 1998 yılında “Sibel” adlı dizide kendi rolünü canlandırarak televizyon alanında da kısa süreli bir deneyim yaşamıştır.
Evlilikleri ve Aile Yaşamı
Muazzez Abacı henüz 18 yaşındayken Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan polis memuru Abdurrahman Abacı ile evlenmiştir. 1969 doğumlu kızı Saba, bu evlilikten dünyaya gelmiştir. Bu birliktelik 1970 yılında sona ermiştir. 1973 yılında avukat Atilla Kurtbaş ile evlenmiş, ancak bu evlilik iki yıl sürmüştür.
1980 yılında cezaevinde bulunan Hasan Heybetli ile evlenmiştir. Üç yıl süren bu evlilik sonrasında çift bir süre ayrı yaşamıştır. 1989 yılında yeniden evlenmiş, ancak 1993’te ikinci kez boşanmışlardır. 2006 yılında kamuoyunda üçüncü bir evlilik olasılığı gündeme gelse de bu gerçekleşmemiştir.
Sanatçı, yaşamının son dönemlerinde Amerika Birleşik Devletleri’nin New York kentinde yaşayan doktor kızı Saba Abacı ve torunu Sera Anderson ile sık sık bir araya gelmiştir.
Kaza ve Sağlık Durumu
Muazzez Abacı, 22 Ekim 2019 tarihinde İstanbul’daki evinde yaşadığı bir kaza sonucu ayağını üç yerinden kırmıştır. Yeni Yüzyıl Üniversitesi Tıp Fakültesi Gaziosmanpaşa Hastanesi’nde ameliyat edilmiş ve bir süre alçı tedavisi görmüştür. 2025 yılı Ekim ayında ise kalp rahatsızlığı nedeniyle anjiyo olmuş, stent tedavisi uygulanmıştır. Ancak Amerika’da bulunduğu sırada geçirdiği kalp krizi ve sonrasında gelişen böbrek komplikasyonları nedeniyle tedavi altına alınmıştır.
Vefatı
Muazzez Abacı, 30 Ekim 2025 tarihinde kızı Saba’yı ziyaret etmek üzere gittiği New York’ta rahatsızlanmış ve hastaneye kaldırılmıştır. Tedavi sürecinde yaşadığı komplikasyonlar sonucunda, doğum günü de olan 12 Kasım 2025 tarihinde, 78 yaşında hayatını kaybetmiştir. Ölümü, menajeri Taner Budak tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Budak yaptığı açıklamada, Abacı’nın sanat dünyasında bıraktığı izleri anarak sanatçının sevgiyle hatırlanacağını ifade etmiştir.
Taziye Mesajları ve Anma
Sanatçının vefatının ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sosyal medya üzerinden yayımladığı mesajda “Bu akşam vefat haberini aldığımız Türk sanat müziğimizin usta sesi, Devlet Sanatçısı Muazzez Abacı’ya Allah’tan rahmet niyaz ediyor, ailesine, sevenlerine ve sanat camiamıza başsağlığı diliyorum.” ifadelerini paylaşmıştır.
Kültür ve Turizm Bakanlığı da yayımladığı açıklamada, “Türk sanat müziğinin güçlü sesi, usta yorumcu Muazzez Abacı’nın vefatını derin bir üzüntüyle öğrendik. Sanatıyla gönüllerde silinmez izler bırakan değerli sanatçımıza Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine ve tüm sanat camiamıza başsağlığı diliyoruz.” ifadelerini kullanmıştır.
Sanatsal Mirası ve Etkisi
Muazzez Abacı, klasik Türk müziğinin modern dönemde yeniden popülerleşmesinde etkili olmuş bir sanatçı olarak bilinmektedir. Özellikle repertuvarındaki yorumları ve sahne disipliniyle Türk müziği icrasında belirleyici bir çizgi oluşturmuştur. Klasik üslubu çağdaş düzenlemelerle birleştiren yorumu, hem geleneksel müzik dinleyicisine hem de yeni kuşaklara ulaşmayı amaçlamıştır.
Abacı, farklı dönemlerde yaptığı düet çalışmalarıyla da Türk müziğinde kuşaklar arası bir bağ kurmuştur. Zeki Müren, Ajda Pekkan ve Sezen Aksu gibi sanatçılarla aynı projelerde yer almış, bu ortak çalışmalar müzik kültürü açısından dikkat çekici örnekler arasında yer almıştır.



