Asıl adı Ebü’l-Hasan Ali b. İbn Abî Abdullah Îsâ b. Hebetullâh en-Nakkaş olan Mühezzebüddîn, Bağdat’ta doğdu ve burada yetişti. Tabib, muhaddis ve şairdir.
Ailesi
Babası Îsâ b. Hebetullâh en-Nakkaş, hem manifaturacılık (bezzâzlık) hem de edebiyatla meşgul olan bir zattı. Mühezzebüddîn, babasına yazdığı bir mersiyede onun ilim ve edebiyat yönünü takdir etmiştir. Şiirlerinde hem babasına olan bağlılığını hem de ölüm karşısında insani duygularını dile getirmiştir.
Eğitimi
Arap dili ve edebiyatında derin bilgi sahibiydi; ayrıca Farsça konuşabilmekteydi. İlk eğitimini bu alanlarda aldıktan sonra tıp alanında öğrenim gördü. Bu alandaki temel eğitimini, dönemin tanınmış tabiplerinden ve Abbâsî sarayının önemli hekimlerinden Emînüddevle Hebetullâh b. Sâʿid b. et-Tilmîz’in yanında aldı ve uzun süre onunla birlikte çalıştı. Bunun yanı sıra hadis ilmiyle de ilgilendi; Bağdat’ta Ebü’l-Kasım Ömer b. el-Husayn’dan hadis dinledi ve ondan rivayette bulundu. Kendisine kadı Ömer b. el-Kureşî hadis rivayet etmiştir.
Çalıştığı Kurumlar ve Görevleri
Bağdat’taki tahsil ve uygulama döneminden sonra Şam’a giden Mühezzebüddîn burada hekimlik yapmaya devam etti. Özellikle Sultan Nureddîn Mahmud Zengî (v. 569/1174) döneminde, Şam’da kurulan büyük bîmâristanda (Nûrî Bimaristanı) görev aldı. Bu kurumda sadece tedavi hizmetleri vermekle kalmayıp, talebelerine yönelik açık ders meclisleri de tertip etti.
Bir süre Kahire’de ikamet ettiyse de tekrar Şam’a dönerek vefatına kadar burada yaşamını sürdürdü. Tıp dışında diplomatik yazışmalarla da ilgilendi; Sultan Nureddîn adına çeşitli bölgelere gönderilen resmî mektupları ve belgeleri kaleme aldı. Bu alanda, dönemin “inşâ” yazıcılığına vâkıf kişilerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Nureddîn’in 569/1174 yılındaki vefatının ardından, Şam’a hâkim olan Eyyûbî sultanı Selâhaddîn Yûsuf b. Eyyûb (v. 589/1193)’un hizmetine geçti. Selâhaddîn tarafından da değer gören Mühezzebüddîn, onun döneminde de hekimlik görevini sürdürdü.
İlişkide Olduğu Şahsiyetler
Mühezzebüddîn’in ilmî ve meslekî çevresi oldukça genişti. Tıp alanında Emînüddevle İbn et-Tilmîz gibi önemli bir isimle uzun süre çalıştı. Edebî çevreyle de ilişkileri bulunan Mühezzebüddîn’in şiirleri çeşitli kaynaklarda nakledilmiştir. Ünlü komutan ve edip Üsâme b. Munkiz, ona yazdığı manzum mektubunda hem tıp alanındaki bilgisine hem de meslekî itibarına vurgu yapmıştır.
Üsâme b. Munkiz’in belesan yağını talep ettiği mektuptaki şiir:
Dizim, ilim ve her türlü hikmette...
Mühezzeb’in hizmetindedir.
Ve uzun ömrün tesiriyle...
Zayıflayıp zamana şikâyet etmektedir.
Artık ona, yürüyüşüne kuvvet verecek...
Birebir uygun belesan yağı lâzım.
Bütün bunlar, sekseni aşmış birinin...
Kalkıp ayağa kalkmasına dair boş bir ümittir.
Uzun bir ömrün ardından hayata karşı duyulan istek...
Oysa ölüm, insanın nihai sonudur.
İlgi Alanları ve Şahsiyeti
Tıp ilmi Mühezzebüddîn’in temel uğraşı alanıydı. Ancak Arap dili, edebiyatı ve inşâ (resmî yazı yazımı) alanlarında da birikime sahipti. Şiir yazmış, bazı şiirleri kendisiyle ilgili biyografik kaynaklarda aktarılmıştır. Eserlerinde ve hayat tarzında zühdî eğilimler gözlenir. Ömrü boyunca evlenmemiş, çocuğu olmamış ve büyük ölçüde ilme adanmış bir hayat sürmüştür. Kaynaklarda cömert, güzel ahlaklı ve mesleki ihtisasa önem veren biri olarak tanımlanır.
Mühezzebüddîn b. en-Nakkâş, 12 Muharrem 574/30 Haziran 1178 Cumartesi günü Şam’da vefat etti. Cenazesi Kasyûn Dağı’na defnedildi.



