Hayatına dair fazla bilgi yoktur. Nisbesinden Basra körfezindeki Lâr adasından olduğu anlaşılmaktadır ve muhtemelen burada doğmuştur. Gençliğinde Şîraz’a giderek Celâleddin ed-Devvânî’nin öğrencisi oldu. Bazı kaynaklarda Devvânî’nin ondan ders aldığı belirtiliyorsa da (Sehâvî, VII, 133) bunun aksi söz konusu olmalıdır. Felsefe bilgisini İbnü’l-Fârız’ın et-Tâʾiyyetü’l-kübrâ adlı kasidesine yaptığı şerhte gösterdiği kaydedilir.
Lârî’nin bilinen tek eseri olan Fütûḥu’l-Ḥaremeyn, Mekke ve Medine şehirlerinin tasviriyle hac menâsikini ihtiva eden bir mesnevidir. Şair, Farsça manzum hac seyahatnâmelerinin en önemlilerinden sayılan bu eserini hac yolculuğu dönüşünde 911 (1506) yılında yazmış ve Gucerât Sultanı II. Muzaffer Şah’a sunmuştur. Yaklaşık 1100 beyitten meydana gelen mesnevi bazı nüshalarında yanlışlıkla Abdurrahman-ı Câmî’ye, bazılarında Abdülkādir-i Geylânî’ye nisbet edilmektedir. Eyüp Sabri Paşa da Mir’âtü’l-Haremeyn’inin kaynakları arasında bulunan eseri Câmî’ye izâfe etmiştir. Mes̱nevî’nin birçok nüshası mukaddes yerleri gösteren şekillerle süslenmiştir. Fütûḥu’l-Ḥaremeyn önce Abdülkādir-i Geylânî’nin eseri olarak Hindistan’da birkaç defa basılmış (Leknev 1875, 1893; Delhi 1875), daha sonra Lârî’ye nisbetle yayımlanmıştır (nşr. Ali Muhaddis, Tahran 1366; nşr. Resûl Ca‘feriyân, Kum 1373). Resûl Ca‘feriyân, yazdığı girişte eserin edebî ve dinî açıdan önemini ortaya koymuştur. Fütûḥu’l-Ḥaremeyn Muhyî-yi Gülşenî tarafından Hedyü’l-Haremeyn adıyla manzum olarak Türkçe’ye tercüme edilmiştir (Hidîviyye Ktp., nr. 7128, vr. 24b-47a).


