Erteliyoruz… Hepimiz yapıyoruz. Yapmamız gereken bir işi defalarca zihnimizden geçiriyor, belki yapılacaklar listemize yazıyor ama yine de başlamıyoruz. Peki neden? Bu basit görünen davranışın arkasında aslında karmaşık psikolojik süreçler var. Ertelemek sadece bir alışkanlık değil; çoğu zaman bir baş etme mekanizması. İşte ertelemenin altında yatan bazı temel psikolojik nedenler:
1. Kaygıdan Kaçınma: "Bu iş beni strese sokuyor!"
Ertelemenin en temel nedenlerinden biri kaygıdır. Özellikle zor, belirsiz veya sonuçları riskli görünen görevlerde bu mekanizma devreye girer. Beynimiz, tehdit algıladığı şeylerden uzak durma eğilimindedir. Bu tehdit fiziksel değilse bile, duygusal veya zihinsel bir rahatsızlık içeriyorsa – örneğin başarısız olma korkusu, yetersiz hissetme, eleştirilme kaygısı – beynimiz o işten kaçınmak için bahaneler üretir.
Örnek: "Sunumum kötü geçerse insanlar bana güler" düşüncesi, kişiyi sunum hazırlığını sürekli ertelemeye iter. Erteledikçe hazırlık eksik kalır, bu da daha çok kaygıya yol açar. Böylece kısır bir döngü oluşur.
2. Mükemmeliyetçilik: "Ya yeterince iyi olmazsa?"
Mükemmeliyetçilik, çoğu zaman üretkenlik gibi görünse de, aslında yüksek erteleme oranıyla ilişkilidir. Kişi o işi kusursuz yapabileceğinden emin olana kadar başlamaz. Bu da çoğunlukla “hiç başlamamak”la sonuçlanır.
Örnek: Bir öğrenci proje ödevini “yaratıcı ve mükemmel” yapmaya çalışırken hiç başlamaz, çünkü kafasındaki idealle mevcut kaynakları uyuşmaz. Sonuçta proje son gece, aceleyle, stres içinde tamamlanır.
Mükemmeliyetçiliğin kökeninde genellikle eleştiriden kaçınma, onaylanma ihtiyacı ve kişisel değeri başarıya bağlama gibi psikolojik süreçler yatar.
3. Düşük Öz Denetim ve Hızlı Ödül Arayışı
Beynimiz doğal olarak "anında haz" alabileceği şeyleri tercih eder. Bu yüzden uzun vadeli getirisi olan ama kısa vadede sıkıcı gelen işler, daha az çekici olur. Öz denetimi güçlü olmayan kişiler, dikkat dağıtıcı alternatiflere kolayca yönelir.
Örnek: Bir öğrenci, sınav çalışmak yerine TikTok izlemeyi tercih edebilir çünkü sosyal medya beynin ödül sistemini hemen harekete geçirir; oysa sınav başarısı uzun vadeli bir tatmindir.
Bu durum, özellikle dijital dikkat dağıtıcıların yoğun olduğu çağımızda daha sık görülmektedir. Sürekli bildirimler, “şimdi izle” içerikleri, kısa video akışları gibi uyarıcılar beynin dikkatini hızla çeker.
4. Zaman Algısındaki Bozulma: "Daha çok zaman var…"
Zihnimiz zamanın geçişini her zaman doğru değerlendiremez. Özellikle uzak tarihli bir görev olduğunda, o görevi zihinsel olarak “şimdiki ben”e değil, “gelecekteki ben”e havale ederiz.
Örnek: “Sınav haftaya” düşüncesiyle çalışmaya başlamayan bir öğrenci, sınava üç gün kala aniden panikler. Çünkü zihni artık zamanın daraldığını fark etmiştir. Ancak bu farkındalık genellikle çok geç gelir.
Bu eğilim, psikolojide zamanlama hataları (temporal discounting) olarak da bilinir. İnsanlar, gelecekteki sorunları bugünkü benliklerinden bağımsız görme eğilimindedir.
5. İçsel Motivasyon Eksikliği: “Gerçekten neden yapıyorum?”
Yapılan araştırmalar, bir işi ertelemenin önemli bir nedeninin anlamsızlık hissi olduğunu gösteriyor. Eğer bir görevin kişinin değerleriyle veya ilgi alanlarıyla bağlantısı yoksa, içsel motivasyon düşer.
Örnek: Üniversite öğrencisi, zorunlu ama ilgisini çekmeyen bir dersi sürekli erteler çünkü onun kendisi için anlamı yoktur. Sadece geçmek için yapılması gereken bir “zorunluluk”tur.
İçsel motivasyon yerine sadece dışsal ödüller (not, para, takdir) üzerine kurulu bir yaşam, ertelemeye daha açık hale gelir. Çünkü dışsal motivasyon, uzun süre sürdürülebilir değildir.
Sonuç: Erteleme Sadece Zaman Yönetimi Değil, Duygu Yönetimidir
Ertelemek, çoğu zaman tembellikten değil; duygularla baş edememekten, yüksek beklentilerden, kaygıdan kaçınma eğiliminden ya da içsel motivasyon eksikliğinden kaynaklanır. Bu yüzden ertelemeyi yenmek için sadece yapılacaklar listeleri hazırlamak veya daha iyi takvim uygulamaları kullanmak yetmez. Esas mesele, görevle ilgili duygusal tepkilerimizi tanımak ve onlarla başa çıkmayı öğrenmektir.
Kısacası: Erteleme, zaman değil duygu yönetimi sorunudur.

Ertelene davranışını temsil eden görsel (Pexels)
Ertelemeyi Önlemek İçin Ne Yapılabilir?
Erteleme, özellikle öğrencilik döneminde sıkça karşılaşılan ve bireyin akademik başarısını, öz güvenini ve psikolojik iyi oluşunu olumsuz etkileyebilen yaygın bir davranış biçimidir. Birey bir işi yapması gerektiğini bilse bile, onu bilinçli şekilde geciktirebilir. Bu durum zamanla alışkanlık hâline gelerek motivasyon kaybına ve stres artışına neden olabilir. Ancak doğru yöntemlerle bu davranış değiştirilebilir.
Aşağıda ertelemeyi önlemeye yardımcı olabilecek bazı etkili stratejiler sıralanmıştır:
1. Gerçekçi Hedefler Belirleyin
Ertelemenin en sık nedenlerinden biri hedeflerin belirsiz veya ulaşılamayacak kadar büyük olmasıdır. Bu nedenle yapılacak işi küçük, somut ve ölçülebilir adımlara bölmek, göreve başlamayı kolaylaştırır.
Örnek:
“Tezimi yazmalıyım” yerine, “Bugün giriş bölümünü planlayacağım” gibi bir hedef belirlemek daha motive edicidir.
2. Kendinizi Tanıyın, Erteleme Nedeninizi Keşfedin
Ertelemenin arkasında kaygı, özgüven eksikliği, mükemmeliyetçilik ya da motivasyon düşüklüğü gibi psikolojik etkenler olabilir. Bu nedenle kendinize şu soruları sorun:
- Bu işi neden erteliyorum?
- Hangi duygular bu görevden uzak durmama neden oluyor?
- Erteledikçe nasıl hissediyorum?
Farkındalık geliştirmek, davranış değişikliğinin ilk adımıdır.
3. Zaman Yönetimi Tekniklerini Kullanın
Zamanı etkili kullanmak, erteleme davranışını azaltmada çok etkilidir. Günlük ve haftalık planlar yaparak işleri öncelik sırasına koymak, zamanın farkında olmanızı sağlar.
Yöntem Önerisi:
“Pomodoro Tekniği” ile 25 dakikalık odaklanmış çalışma periyotları uygulayabilir, her periyodun ardından 5 dakika mola verebilirsiniz.
4. Dikkat Dağıtıcıları Azaltın
Telefon, sosyal medya, açık sekmeler gibi dikkat dağıtıcılar, erteleme davranışını pekiştirir. Çalışma sürecinde bu uyaranlardan uzak bir ortam oluşturmak önemlidir.
İpucu:
Uygulama engelleyici araçlar (Forest, Focus To-Do, Cold Turkey gibi) kullanılabilir.
5. Kendinize Şefkatli Davranın
Sürekli kendinizi yargılamak ve “yine erteledim” diye suçlamak, motivasyonu daha da düşürebilir. Bunun yerine kendinize anlayışla yaklaşın:
“Zorlandım ama şimdi yeniden başlayabilirim.”
Unutmayın, değişim bir süreçtir. Küçük adımlarla başlanır ve zamanla istikrarlı bir dönüşüm sağlanır.
Destek Almayı Unutmayın!
Eğer erteleme davranışınız günlük yaşamınızı, akademik başarınızı ya da psikolojik sağlığınızı belirgin şekilde etkiliyorsa, profesyonel destek almanız faydalı olabilir. İstanbul Okan Üniversitesi Rehberlik ve Psikolojik Danışma Birimi, bu süreçte öğrencilerine ücretsiz destek sunmaktadır.

