Neolitik Devrim, insan topluluklarının avcılık, toplayıcılık ve balıkçılığa dayalı yaşam biçiminden, bitki ve hayvanların evcilleştirilmesine dayalı besin üreticiliğine geçiş sürecini tanımlar. Bu süreç, "Yeni Taş Çağı" olarak da bilinen Neolitik Dönem'de gerçekleşmiştir. Döneme adını veren cilalı taş aletlerin yanı sıra, bu süreci karakterize eden temel unsurlar tarım, hayvancılık ve yerleşik köy yaşantısıdır.
Bu geçiş, yaklaşık on bin yıl önce, insanların az sayıda bitki ve hayvan türünün yaşamına müdahale etmesiyle başlamıştır. İnsanlar tohum ekmiş ve besledikleri hayvanları verimli arazilerde otlatmıştır. Arkeolog Robert Braidwood, Yunanca "Yeni Taş" anlamına gelen "Neolitik" teriminin yaşamsal açıdan yeterli bir anlam taşımadığını savunmuş ve bu dönemin "yerleşik köy yaşantısı", "tarım" ve "hayvancılık" olmak üzere üç ayağı olduğunu belirterek, "İlk Tarımcı Köy Toplulukları Dönemi" (Era of Incipient Food Production) adlandırmasını önermiştir.

İlk Tarım Köyü ve Yerleşik Yaşamın Başlangıcı (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Coğrafi ve Kronolojik Çerçeve
Neolitik Dönem'in başlama tarihi, bölgeler arası iklim farklılıklarına bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Arkeolojik verilere göre bu süreç Levant bölgesinde yaklaşık 10.500, Zagroslar ve Mezopotamya'da 10.000, Anadolu'da ise 9.500 yıl önce başlamıştır. Mezopotamya, ilk çağ ekonomileri bağlamında ele alınan ilk yerleşkedir. MÖ 6000-3000 yılları arasında yaşanan sosyal değişimler ve teknik ilerlemeler, küçük neolitik yerleşimlerin şehirlere dönüşmesini sağlamıştır.
Gordon Childe, bu oluşumun çekirdek bölgesini Yakın Doğu olarak tanımlamıştır. Robert Braidwood ise tarım ve hayvancılığın, ancak tarıma alınan bitkilerin (buğday, arpa) ve evcilleştirilen hayvanların (koyun, keçi, sığır) yabanıl atalarının doğal olarak bulunduğu bölgelerde başlayabileceği mantığına dayanan "Doğal Yaşam Bölgesi" (Natural Habitat Zone) kavramını geliştirmiştir. Güncel araştırmalar, Neolitik yayılımın Braidwood'un tanımladığı bu bölgenin dışına taşarak dağlık alanları ve kurak yamaçları da içerdiğini göstermektedir.

Hayvanların Evcilleştirilmesi ve İlk Hayvancılık Faaliyetleri (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)
Geçiş Nedenlerine İlişkin Kuramsal Yaklaşımlar
Besin üreticiliğine geçişin nedenleri, farklı doğal olayların ve kültürel gelişimlerin birlikteliği ile açıklanmaktadır. Bu konuda çeşitli kuramlar öne sürülmüştür:
Vaha Kuramı (Oasis Theory)
Gordon Childe tarafından geliştirilen bu kurama göre, buzul sonrası dönemde Avrupa'daki yağışların yön değiştirmesi Güneybatı Asya ve Kuzey Afrika'da kuraklığa neden oldu. İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler su kenarlarında, "vaha"larda toplanmak zorunda kaldı. İnsanlar bu bölgelerdeki tohumları toplayarak zamanla ekip biçme sürecine girdi ve zayıf buldukları yabanı hayvanları beslemeye başladı. Childe, bu kurak ve yarı kurak bölgelerdeki zor koşulların çiftçiliğe geçişi tetiklediğini savunmuştur.
Tepelik Kenarlar Kuramı (Hilly Flanks Theory)
1940'larda Robert Braidwood, arazi çalışmalarına dayanarak farklı bir görüş ortaya atmıştır. Braidwood'a göre evcilleştirme, Bereketli Hilal çevresindeki tepelik bölgelerde yaşayan insanlar tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu insanlar, yerleşmeye başladıklarında zaten bu evrimsel aşamaya gelmişlerdi.
Adaptasyon Kuramları
1960'larda yaygınlaşan bir diğer teoriye göre, insanlar son buzul dönemi sonrası iklime karmaşık çözümler üreterek adapte olmuşlardır. Yabani tahıl üretimi, fındık toplama, avcılık ve su ürünlerinin (kuş, kaplumbağa, salyangoz) besin sistemine dahil edilmesi, topluluklara sağlam besin kaynakları sunmuş ve bu durum nüfus artışını sağlamıştır.
Natufiyen Kültürü Modeli
Günümüzde yaygınlık kazanan bir görüşe göre, en erken bitki yetiştiriciliği 10.300 yıl önce Ürdün Vadisi'nde Natufiyen insanları tarafından, farklı kültürel ve doğal olayların birlikte gelişmesi sonucu yapılmıştır. Buzul döneminin sonuyla ılımanlaşan ve mevsimleşen iklim, bölgedeki bitki örtüsünü değiştirmiştir. Natufiyenler, muhtemelen avcılık (karaca, geyik) amacıyla bitki örtüsünü yakmış, yabani tohumları toplamış ve kuru mevsimler için saklamışlardır. Bu yaşam tarzı, daha yerleşik bir düzeni ve nüfus artışını beraberinde getirmiştir.
Neolitik Devrimin Sonuçları
Neolitik Devrim, insan yaşamında sosyal, ekonomik, teknolojik ve biyolojik açılardan köklü değişimlere yol açmıştır.
Sosyal ve Ekonomik Dönüşüm
Tarım devrimi, yerleşik hayatı mümkün kılmış ve şehir devletlerinin ihtiyaçlarını karşılayacak mahsullerin yetiştirilebilmesine imkan tanımıştır. Besin üretiminin başlaması, belli bir yerde daha çok insanın beslenebilmesine olanak sağlamıştır. Bunun sonuçları olarak:
İş Bölümü ve Sosyal Sınıflaşma
Bir grup yiyecek üretimi ile uğraşırken, diğer gruplar başka işlerle (örneğin dokuma, çanak-çömlek yapımı) uğraşacak zaman bulmuştur. Bu durum iş bölümünün ve sosyal statülerin ortaya çıkmasına neden olmuştur.
Yerleşik Hayat ve Organizasyon:
İlk köyler kurulmuş, besin stoklama ve paylaşımı başlamıştır. Bu yaşam tarzı, organize toplulukları gerektirmiştir.
Yazı ve Matematiğin Doğuşu
Toprak mahsullerinden elde edilen gelirin vergilendirilmesi ve kiraya verilen arsaların günlük kayıtlarının tutulması gibi idari zorunluluklar, yazının ve sonrasında matematiğin bulunmasına zemin hazırlamıştır.
Ticaret ve Hukukun Gelişimi
Mezopotamya gibi bazı bölgelerin verimli topraklar dışında doğal kaynaklardan yoksun olması, çevre toplumlarla ticareti teşvik etmiştir. Ticari ilişkilerin gelişmesi, ağırlık ve ölçülerin sistematik hale getirilmesini, hukuki kuralların karmaşık bir düzeye ulaşmasını ve hava olaylarının kaydedilmesini sağlamıştır.
Araştırma Süreçleri ve Gelişen Bakış Açıları
Neolitik Dönem üzerine yapılan ilk sistemli arazi çalışmaları Robert ve Linda Braidwood ile başlamıştır. Braidwoodlar, bu sürecin "neden" ve "nasıl" ortaya çıktığını anlamayı hedeflemiş ve "sorulara çözüm bulmak için kazı yapmak" yaklaşımını benimsemişlerdir. Projelerinde ilk kez doğa bilimciler (arkeozooloji, arkeobotanik uzmanları), yalnızca danışman olarak değil, projenin karar mekanizmasına etkin olarak katılan uzmanlar olmuşlardır.
Braidwoodlar, dönemin topluluklarını yaşam mücadelesi veren basit çiftçiler olarak öngörmüş ve çalışmalarını bu yönde kurgulamışlardır. Ancak, Braidwoodlar'ın son arazi çalışması olan Çayönü , bu beklentilerin dışında bulgular vermiştir. Çayönü'nde ortaya çıkan bulgular:
- Kült pratikleri için ayrılmış "Saltaşlı Yapı" ve "Kafataslı Yapı" gibi anıtsal özel yapılar.
- Karmaşık teknolojiler, sanat ve "Terazzo" taban gibi prestij nesneleri.
- Çanak Çömleksiz Neolitik dönemde bakır kullanımı gibi maden teknolojisinin varlığı.
Bu bulgular, Çayönü'ndeki topluluğun basit bir köy yaşamından ziyade, iyi organize olmuş ve katmanlı bir toplumsal yapıya sahip olduğunu göstermiştir. Benzer şekilde Kathleen Kenyon'un Eriha'daki (Jericho) anıtsal kule ve çevre duvarı buluntuları ve Nevalı Çori, Göbeklitepe, Jerf el-Ahmar gibi yerleşmelerde saptanan tapınaklar, heykeller ve statü eşyaları, Neolitik dönemin toplumsal yapısının öngörülenden farklı olduğunu ortaya koymuştur.
Bu gelişmeler, besin üretiminin yerleşik yaşamın ön koşulu olmadığı ve beslenme modelinin tek başına dönemi tanımlamak için yeterli olmadığı anlayışını gündeme getirmiştir.
İnsan Morfolojisi Üzerindeki Etkiler
Neolitik Dönem'deki beslenme alışkanlıklarının değişmesi, insan morfolojisi üzerinde bir dizi yansımaya neden olmuştur.
Çene ve Diş Yapısı
Besinleri hazırlama tekniğinin gelişmesi ve MÖ 6000 civarında besinlerin ıslahı, daha yumuşak gıdaların tüketilmesine yol açmıştır. Bu durum, çene yapısında değişimlere neden olmuştur. Örneğin, Çatalhöyük Neolitik toplumunda 119.5° olan alt çene gonial açısı, sonraki dönemlerde genişlemiştir. Çenenin küçülmesi eğilimine bağlı olarak, üçüncü azı (akıl dişi) dişinin doğuştan olmayışı (agenezi) Neolitik Dönem'den sonra artan bir oran göstermiştir.
Diş Aşınması ve Çürükler
Tahılların öğütülerek yenmesi, Paleolitik Dönem'e kıyasla diş aşınmalarında azalma sağlamıştır. Ancak, un ve şeker gibi karbonhidratlı besinlerin diyete girmesi, diş çürüğü sıklığında belirgin bir artışa yol açmıştır. Örneğin, Orta Paleolitik Neandertallerde %0 olan çürük oranı, Neolitik Çayönü toplumunda %5.6 olarak saptanmıştır.
Beslenme Yetersizliği ve Hastalıklar
Tarım toplulukları, avcı-toplayıcılara göre beslenme stresi açısından farklı bir tablo çizmektedir. Mine hypoplasiası (gelişim dönemindeki beslenme bozukluğu veya hastalığı gösteren diş minesi hatası), avcı-toplayıcılarda daha az görülürken, Neolitik Şeyh Gabi'de %45, Çayönü'nde %8.1 oranında tespit edilmiştir (Mezolitik toplumlarda %0 iken). Pek çok erken tarım topluluğunda, kronik demir yetersizliği ile ortaya çıkan kemik bozuklukları olan porotic hyperostosis ve cribra orbitalia yüksek oranlarda görülmüştür. Bu artış, tarım için yapılan sulama kanallarının sıtma sivrisineklerine üreme ortamı yaratması ve sıtma hastalığının yayılmasıyla ilişkilendirilmiştir. Ayrıca, boy ortalamasının bazı toplumlarda düştüğü gözlemlenmiştir.
Kafa Biçimi
Anadolu'da Neolitik Çağ öncesinde dolikosefal (uzun) kafa formu yaygınken, Neolitik Dönem'den itibaren brakisefal (geniş) kafa formu da görülmeye başlar. Çatalhöyük nüfusunda yapılan incelemeler, hem dolikosefal (%71.1) hem de brakisefal (%22.9) tiplerin bir arada bulunduğunu göstermiş, bu durumun dışarıdan bir göçten ziyade yerel bir evrimleşme sonucu ortaya çıktığı değerlendirilmiştir.


