Pedasa Antik Kenti, Muğla ili Bodrum ilçesi Konacık Mahallesi sınırlarında, Gökçeler Mevkii’nde yer alan antik yerleşimdir. Antik yazılı kaynaklarda Karia halkının atası olarak kabul edilen Lelegler tarafından kurulan sekiz kentten biridir. Yarımadanın en geniş bölgesine sahip Leleg yerleşmelerinden biri olan Pedasa, Arkaik Dönem’den Bizans Dönemi’ne kadar kesintisiz yerleşim görmüş nadir antik kentlerden biridir.
Tarihçe
Pedasa Antik Kenti, Geç Tunç Çağı ile Erken Demir Çağı arasındaki geçiş sürecinde kurulmuştur. Antik yazar Homeros, Leleglerin kralı Altes önderliğinde Troya’nın güneyinde Satnioeis Nehri kıyısındaki Pedasos adlı bir şehirde yaşadıklarını, Troya Savaşı sonrasında güneye göç ederek Karia’daki Halikarnassos Yarımadası’na yerleştiklerini aktarır. Bu anlatı, Bodrum Yarımadası’ndaki Pedasa’nın, Altes’in ata yurdu olan Pedasos’un bir devamı niteliğinde kurulduğunu göstermektedir.
Pedasa Antik Kenti (Kültür Portalı)
Kent, coğrafi konumu itibarıyla denizden uzak, dağlık ve savunmaya elverişli bir noktada inşa edilmiştir. Yarımadadaki diğer Leleg kentleri gibi, Pedasa da ulaşılması güç tepe ve yamaçlarda, korsan saldırılarına karşı korunaklı bir yerleşim modeliyle şekillenmiştir. Arkeolojik bulgular, Pedasa’da Erken Demir Çağı’ndan itibaren yoğun bir iskânın başladığını ve yerleşimin Arkaik, Klasik, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde de devam ettiğini ortaya koymaktadır.
Antik kaynaklardan Herodotos, Pedasa’nın Halikarnassos’un yukarısında, kıyıdan içeride bulunduğunu belirtir. Strabon ise Leleglerin terk ettiği bu yerleşimin kendi çağında “Pedasis” adıyla anıldığını aktarır.
M.Ö. 6. yüzyılda, Perslerin Lidya’yı ele geçirmesiyle başlayan istilalar sürecinde Pedasa, Perslere karşı direnen tek Karia kenti olarak tarihe geçmiştir. Herodotos’a göre, Harpagos komutasındaki Pers ordusu Karia üzerine yürüdüğünde, yalnızca Pedasalılar direniş göstermiştir. Ayrıca M.Ö. 499 yılından sonra gerçekleşen İon Ayaklanması sırasında Pers ordusunu Pedasa yolunda pusuya düşürerek büyük kayıplar verdirmişlerdir.
M.Ö. 6.–5. yüzyıllar, Pedasa’nın en parlak dönemi olmuştur. Bu yıllarda kentin akropolis savunma sistemi dış surlarla güçlendirilmiş, tabyalar ve kuleler eklenmiştir. Bu tahkimatlar Pers tehlikesine karşı inşa edilmiştir. Kentin kutsal alanı olan Athena Tapınağı da bu dönemde şekillenmiş, M.Ö. 10. yüzyıldan itibaren kullanım gören alan, M.Ö. 6. yüzyılın üçüncü çeyreğinde en yoğun faaliyet dönemine ulaşmıştır.
Pedasa’nın bağımsız statüsü, M.Ö. 4. yüzyılın ikinci çeyreğinde sona ermiştir. Maussollos, Leleg yerleşimlerini Halikarnassos’a bağlayarak merkezi bir yönetim kurmuş ve Pedasa da bu süreçte Halikarnassos’un bir parçası haline gelmiştir. Buna karşın epigrafik bulgular, kentin bu birleşmeden sonra tamamen terk edilmediğini; Athena kültünün Roma dönemine, hatta M.S. 1. yüzyıla kadar varlığını sürdürdüğünü göstermektedir.
Kazı bulgularına göre, Pedasa’da yaşam Orta Bizans Dönemi’ne kadar kesintisiz devam etmiştir. Bu süreklilik, bölgenin yalnızca bir Leleg yerleşimi olmadığını, aynı zamanda Karia kültürünün Erken Demir Çağı’ndan Bizans dönemine kadar süren çok katmanlı bir kültürel merkezi olduğunu göstermektedir.
Arkeolojik Yapı ve Yerleşim Düzeni
Pedasa, 2500 hektarlık geniş bir bölge üzerinde konumlanmıştır. Kent, surlarla çevrili bir akropolis, surların dışında yer alan Athena Tapınağı, çeşitli mezar tiplerini içeren nekropoller, mesken alanları ve tarımsal teraslardan oluşur.
Akropolis, Arkaik ve Klasik dönemlerde kentin hem coğrafi hem de yönetsel merkezi olarak kullanılmıştır. İç ve dış surlarla tahkim edilmiş olan yapı, Hekatomnidler Dönemi’nde geliştirilen savunma tekniklerinin öncüsü kabul edilir.
Pedasa’nın Athena Kutsal Alanı, kentin en önemli dini merkezidir. Alanın kullanımının M.Ö. 10. yüzyıla uzandığı, M.Ö. 7. yüzyılda bir tapınak terası olarak düzenlendiği ve M.Ö. 6. yüzyılda en görkemli dönemini yaşadığı anlaşılmıştır. Burada bulunan Athena heykeli, yazıtlar ve diğer buluntular kutsal alanın bölgesel önemini destekler niteliktedir.
Mimari Unsurlar
Pedasa’nın savunma sistemi iç sur, dış sur ve kale yapısından oluşur. İç sur, 1.5–1.8 m kalınlığında, kabaca işlenmiş kireçtaşı bloklardan inşa edilmiştir. Surun güneybatısında yer alan kule, ana giriş yolunu kontrol eden stratejik bir noktada bulunur.
Akropolis’in en yüksek noktasında yer alan iki kuleli “Dipyrgon” adlı yapı, M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenmekte ve bir bey ikametgâhı işlevi görmektedir. Bu yapı, Karia bölgesinde Hekatomnid dönemi kale mimarisinin erken bir örneği olarak değerlendirilir.
Mezar Tipleri ve Nekropol Alanları
Pedasa’da çok sayıda taş tümülüs ve platform mezar tespit edilmiştir. Bu mezar tipleri, Leleg kimliğinin özgün unsurları olarak kabul edilmekte ve Batı Anadolu’da başka örneği bulunmamaktadır. Platform mezarlar, bölgedeki ölü gömme geleneklerinin anlaşılmasında anahtar rol oynamaktadır.
Epigrafik Bulgular ve Athena Kültü
Kentin lokalizasyonu, Paton ve Myres’in 1896’da bulduğu bir Athena adak yazıtı sayesinde kesinleşmiştir. M.Ö. 5. yüzyıla tarihlenen bu yazıt, Athena kültünün Pedasa’daki varlığını doğrular. Ayrıca Herodotos, Athena rahibesinin kehanetle ilişkilendirilen “sakal çıkarması” olayından söz eder. Pedasa sikkelerinde sorguçlu miğferli Athena başı ve baykuş figürü bulunur; bu, kentin dini ve kültürel kimliğini yansıtır.
Günümüz Araştırmaları
2007 yılından itibaren T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi adına Prof. Dr. Adnan Diler başkanlığında kazı, koruma ve çevre düzenleme çalışmaları yürütülmektedir. Bu çalışmalar, Pedasa’nın Leleg döneminden Bizans dönemine kadar uzanan tarihini, yerleşim düzenini ve dini yaşamını ortaya koymaktadır.