logologo

Phillips Eğrisi

fav gif
Kaydet
viki star outline
phl.jpg
Phillips Eğrisi: Ekonomik Bir İlişkinin Tanımı

Phillips Eğrisi


Phillips Eğrisi, ekonomi literatüründe, işsizlik ve enflasyon arasındaki ters yönlü ilişkiyi tanımlayan bir kavram olarak önemli bir yer tutmaktadır. İlk olarak 1958 yılında Yeni Zelandalı ekonomist A.W. Phillips tarafından geliştirilmiştir. Phillips, İngiltere'deki tarihsel verileri incelediğinde, düşük işsizlik oranlarının genellikle yüksek enflasyonla, yüksek işsizlik oranlarının ise düşük enflasyonla ilişkili olduğunu gözlemlemiştir. Bu gözlemi temel alarak oluşturduğu teoriye göre; ekonomik büyüme arttığında talep, daha fazla mal ve hizmete yönelerek üretici fiyatlarını yükseltir. Bu fiyat artışları, daha yüksek enflasyona yol açar. Aynı zamanda, talep arttıkça firmalar daha fazla iş gücü talep eder, bu da işsizlik oranlarını düşürür. Bu bağlamda, Phillips Eğrisi, işsizlik ve enflasyon arasında ters bir ilişki olduğunu iddia eder. Örneğin, işsizlik oranı %1 azaldığında, enflasyon oranında %2-3 civarında bir artış yaşanabilir.


Phillips Eğrisi, ekonominin özellikle kısa vadeli dinamiklerini açıklamada önemli bir araç olarak kabul edilir. Eğri, yukarıda da bahsedildiği üzere düşük işsizlik oranlarının talep yönlü baskıları artırarak fiyatları yükseltmesine ve bu durumun yüksek enflasyona yol açmasına neden olduğunu belirtir. Öte yandan, yüksek işsizlik oranları genellikle talep azaldığı için enflasyonun düşük kalmasına veya gerilemesine yol açar. Bu ilişki, Keynesçi ekonomi teorileriyle uyumlu bir şekilde, talep yönetimi ve ekonomik politikaların enflasyon ve işsizlik üzerinde doğrudan bir etki yarattığını savunur ancak Phillips Eğrisi, yalnızca kısa vadede geçerli bir ilişki sunabilir. Milton Friedman ve Edmund Phelps gibi ekonomistler, bu ilişkinin uzun vadede geçerli olamayacağını savunmuşlardır. Onlar, işsizlik oranının belirli bir "doğal seviyeye" ulaşacağını, bu seviyenin altındaki işsizlik oranlarının sürdürülemez olduğunu ve uzun vadede enflasyon beklentilerinin işsizlikle ilişkisiz bir noktaya varacağını belirtmişlerdir. Bu eleştiriler doğrultusunda, Phillips Eğrisi’nin uzun vadede doğrusal olmayacağı, işsizlik ile enflasyon arasında daha karmaşık bir ilişki olduğu kabul edilmiştir.


Phillips Eğrisi, ekonomik teori ve politikalarda kısa vadeli ilişkileri açıklamak için önemli bir araç olarak kalmaya devam etmekle birlikte, özellikle beklentiler ve uzun vadeli dinamikler ışığında daha kapsamlı analizlere ihtiyaç duyulmaktadır. Modern ekonomi politikalarını belirleyen ekonomistler, Phillips Eğrisi’ni yalnızca işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişki üzerinden değil aynı zamanda ekonominin beklenti yönetimi, yapısal faktörleri ve küresel etkileri de göz önünde bulundurarak değerlendirmektedirler.


PHİLLİPS EĞRİSİ: EKONOMİK İLİŞKİLERİN DERİNLEMESİNE İNCELENMESİ


Uzun Vadede Phillips Eğrisinin Geçerliliği ve Eleştiriler

Phillips Eğrisi’ne yönelik en önemli eleştiriler, uzun vadede işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkinin geçerliliği ile ilgilidir. 1970'lerde yaşanan stagflasyon (hem yüksek işsizlik hem de yüksek enflasyon dönemi) bu ilişkinin geçerliliğini sorgulatan önemli bir örnek olmuştur. Bu dönemde, enflasyon yükselirken işsizlik de artmış ve Phillips Eğrisi'nin öngördüğü ters ilişki bozulmuştur. Bu durumu açıklamak için Milton Friedman ve Edmund Phelps, Phillips Eğrisi’nin sadece kısa vadede geçerli olduğunu savunmuşlardır.


Friedman, uzun vadede işsizlik oranlarının "doğal işsizlik oranına" (ya da "NAIRU" - Non-Accelerating Inflation Rate of Unemployment) geri döneceğini belirtmiştir. Doğal işsizlik oranı, ekonomik yapının belirlediği işsizlik seviyesidir ve bu seviyenin altındaki işsizlik oranları sürdürülemez. Çünkü uzun vadede, daha düşük işsizlik oranları, iş gücü piyasasında daha yüksek ücret taleplerine yol açar ve bu da fiyatları yükselterek enflasyonu artırır. Bu nedenle, hükümetin işsizlik oranını düşük tutmaya yönelik müdahaleleri, uzun vadede yüksek enflasyona yol açar ve ekonomiyi dengeye geri döndürür.


Beklentiler ve Dinamik Phillips Eğrisi

Phillips Eğrisi’nin uzun vadeli geçerliliği konusunda yapılan bir diğer önemli katkı, beklentiler teorisinin devreye girmesidir. Ekonomistler, zaman içinde insanların enflasyon beklentilerine uyum sağladıklarını ve bu beklentilerin, Phillips Eğrisi’ndeki ilişkiyi etkileyebileceğini ortaya koymuşlardır. "Beklenen enflasyon" kavramı, Phillips Eğrisi’ni daha dinamik bir hale getirmiştir.


Dinamik Phillips Eğrisi, enflasyon beklentilerinin işsizlik ile ilişkisini açıklamaya çalışır. Eğer insanlar yüksek enflasyon beklentisi içerisine girerlerse, bu beklentiler ücret talepleri ve fiyatlar üzerinde baskı oluşturur. Bu durumda, hükümetin işsizlik oranını düşürmek için uygulayacağı genişlemeci politikalar kısa vadede işe yarasa da, insanların yüksek enflasyon beklentileri nedeniyle bu politika uzun vadede enflasyonu daha da artırabilir. Bu dinamikler, Phillips Eğrisi’ni sabit bir model olmaktan çıkararak, zamanla değişebilen bir yapıya dönüştürür.


Politika ve Phillips Eğrisinin Uygulama Alanları

Phillips Eğrisi, ekonomik politikalar açısından da önemli bir araçtır. Ekonomik politika yapıcıları, enflasyonu ve işsizliği dengeleme amacıyla bu eğriyi göz önünde bulundururlar. Örneğin, merkez bankaları enflasyonu kontrol altına almak için faiz oranlarını yükseltebilir, bu da talebi azaltarak işsizliğin artmasına neden olabilir. Buna karşın genişlemeci bir para politikası ile faiz oranları düşürülüp, kredi ve harcama artışı sağlanarak işsizlik azaltılabilir ancak bu durumda da enflasyonun artması beklenir.


Bu durum, Phillips Eğrisi’ne dayalı ekonomik politikaların, kısa vadeli etkilerinin yanı sıra uzun vadede beklenen enflasyon ve yapısal değişiklikler göz önünde bulundurularak daha dikkatli bir şekilde uygulanması gerektiğini ortaya koyar. Ekonomik genişleme dönemlerinde işsizlik oranlarını düşürmek kısa vadede olumlu sonuçlar verse de, uzun vadeli hedefler için enflasyon beklentilerinin ve yapısal reformların da dikkate alınması gerekir.


Neticede Phillips Eğrisi, ekonominin kısa vadeli dinamiklerini anlamada önemli bir araç olarak kalmaya devam etmektedir. Ancak, uzun vadede işsizlik ve enflasyon arasındaki ilişkinin doğruluğu konusunda yapılan eleştiriler, Phillips Eğrisi’nin daha geniş bir ekonomik perspektife oturtulmasını gerektirmiştir. Beklentiler teorisi ve dinamik Phillips Eğrisi, bu ilişkinin zaman içinde değişebileceğini ve sadece kısa vadede geçerli olabileceğini göstermektedir. Bu nedenle ekonomik politika yapıcıları Phillips Eğrisi'ni, sadece işsizlik ve enflasyon arasındaki doğrudan ilişkiyi açıklamak için kullanmamalı aynı zamanda beklentilerin, yapısal faktörlerin ve küresel etkilerin de göz önünde bulundurulması gereken bir model olarak ele almalıdırlar.

Kaynakça

Phillips, Alban William. "The Relationship between Unemployment and the Rate of Change of Money Wage Rates in the United Kingdom." Economica, (1958): 1861-1957.

Friedman, Milton. "The Role of Monetary Policy." American Economic Review, (1968).

Phelps, Edmund. "Phillips Curves, Expectations of Inflation and Optimal Unemployment Over Time." Economica, (1967). 

L. Perry, George.  "The Phillips Curve and U.S. Economic Policy: A Study of the Relationship between Inflation and Unemployment." Brookings Papers on Economic Activity, (1972).

J. Gordon, Robert.  "The Time-Varying NAIRU and Its Implications for Economic Policy, Journal of Economic Perspectives." (1997).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarHatice Kubat23 Ocak 2025 11:18
KÜRE'ye Sor