Köken
Sanal gerçeklik terimi, iki Türkçe kökenli unsurun birleşiminden oluşur. “Sanal” kelimesi, Türkiye Türkçesindeki san- (“zannetmek, varsaymak”) fiilinden, isim türeten +Al ekiyle oluşturulmuş olup “gerçekte olmayan ama varmış gibi tasarlanan” anlamı taşır. “Gerçeklik” ise, Orta Türkçede özellikle Kıpçak ve Oğuz lehçelerinde görülen kirtücek biçiminden evrilmiştir; bu sözcük, Eski Türkçedeki kirtü (“doğruluk, gerçeklik, ant”) köküne +çAk eki getirilerek türetilmiştir. Terim bütün olarak, “var olmayan ancak gerçekmiş gibi deneyimlenen dijital ya da yapay ortamlar” anlamında kullanılır ve özellikle modern teknolojilerle etkileşimli görsel-işitsel ortamları tanımlar.
Kullanım Alanları
- Bilgisayar teknolojisi: Üç boyutlu dijital ortamların gözlük, eldiven veya sensörlerle deneyimlenmesini sağlayan sistemleri tanımlar.
- Eğitim: Simülasyon yoluyla uygulamalı öğrenme sağlamak için kullanılır.
- Oyun ve eğlence: Kullanıcının etkileşim kurabildiği sanal ortamlarda gerçeklik hissi oluşturan teknolojileri ifade eder.
- Tıp ve mühendislik: Ameliyat simülasyonları veya teknik eğitimlerde risk içermeyen deneyim alanı sağlar.
- Felsefe ve medya teorisi: Gerçek ile yapay arasındaki sınırların sorgulandığı kuramsal tartışmalarda kavram olarak yer alır.











