Savaş
Tanım
- isim, askerlik
Devletlerin diplomatik ilişkilerini keserek giriştikleri silahlı mücadele; harp, cenk, cidal, kıtal:
"Savaş yıllarıydı. Orta hâllilerin bile doğru dürüst yiyeceği yoktu." - Ayla Kutlu
Örnek Kullanımlar:
Savaş açmak (ilan etmek): (Bir devlet diğer bir devlete karşı) Savaş durumuna girdiğini resmen bildirmek, harp açmak.
Savaş çıkmak (patlamak): Devletler arasında silahlı mücadelenin başlaması.
Savaştan çıkmışa dönmek: Yorucu ve mücadele dolu bir işin ardından yorgun düşmek.
- isim: Bir şeyi ortadan kaldırmak, yok etmek amacıyla girişilen çaba:
"Veremle savaş."
- isim, genel: Kavga, mücadele:
"Şol harâmî gözün ile edemez kimse savaş." - Revânî
Köken Bilgisi
- Orta Türkçe yazılı örneği bulunmayan sava- “söz söylemek” fiilinden türetilmiştir.
- Bu fiil, Eski Türkçe sav “söz” sözcüğünden türemiştir.
- Türkiye Türkçesi +Iş ekiyle türetilmiştir. İşteş yapıdaki savaş- fiilinin kökünden türetilmiş fiil adıdır.
Türetilmiş Anlam ve Kullanımlar
- Savaşçı (isim ve sıfat)
- Savaşa katılan kimse, muhârib.
- Savaştan korkmayan, iyi savaşan kimse; cengâver.
- Mecaz: Bir amaç uğrunda mücadele eden kimse:
- "Kıbrıs davamızın yılmaz savaşçısı Rauf Denktaş her an her platformda bu davamızı anlatmaktan geri durmadı." - Savunma ve Havacılık
- Savaş Alanı (isim)
- Çarpışmanın gerçekleştiği yer; muharebe sahası.
Deyim ve İfadeler
- Savaş açmak: Mücadele başlatmak; düşmana karşı savaş durumuna geçmek.
- Savaş alanına dönmek: Her şeyin karmakarışık ve düzensiz hâle gelmesi.
- İç savaş: Aynı devlet içindeki grupların birbiriyle silahlı mücadeleye girişmesi.
Tarihî ve Edebî Kullanımlar
- "Şehir sarptır savaş ile alınmaz / Barışmaktan gayri çâre bulunmaz." - Battal Gazi
- "Ben yâr ile ettim savaş / Akıttım gözümden kan yaş." - Karacaoğlan

