Bugün Kırgızistan sınırları içinde bulunan Oş (Ûş) şehrinde doğdu. Özbek bir ailenin çocuğudur. Bazı kaynaklarda 1843’te doğduğu kaydedilirse de mezar taşında doğum tarihi olarak 1838 yazılmıştır. Babası Muhammed Sirâceddin, dedesi Hâl Muhammed Ûşî, dedesinin babası Orta Asyalı meşhur sûfî ve şair Hüveydâ Çimyânî’dir. Selâhaddin Sâkıb otuz altı yaşında dedesinin halifesi Îşân Hoca’dan, babası Sirâceddin’den ve yine muhtemelen bu dönemde hac için gittiği Hicaz’da Muhammed Mazhar Dihlevî’den Nakşibendî-Müceddidî icâzeti aldı. Kırk yaşlarına geldiğinde dedesinin 1000 civarındaki müridi kendisine bağlandı. 1892-1902 yıllarında Doğu Türkistan’ın Hoten ve Yârkend şehirlerinde yaşadı, daha sonra memleketine döndü. 1907’de büyük dedesi Hüveydâ’nın Türkçe divanının Taşkent’te basılmasını sağladı. Bu yıllarda muhtemelen bir hac yolculuğu sırasında uğradığı İstanbul’da Süleyman Hilmi Tunahan’ı müridliğe kabul etti. 13 Kasım 1910’da Oş’ta vefat etti ve Sermezar Kabristanı’na defnedildi. Kārî Ârif Yârkendî’nin Menbaʿu’l-esrâr adlı eserinde onun biri dedesi Mevlânâ Sirâceddin, diğeri Muhammed Mazhar Dihlevî vasıtasıyla İmâm-ı Rabbânî’ye ulaşan iki Nakşibendî-Müceddidî silsilesi kaydedilmektedir. Selâhaddin’in Şeyh Kamerüddin, Mamatcân Maksûm (Muhammed Cân Ma‘sûm) ve Raziddin Maksûm Salâhiddinov (Radıyyüddin Ma‘sûm) adındaki üç oğlundan Şeyh Kamerüddin (ö. 1938) Doğu Türkistan’da babasının halifesi sıfatıyla irşad faaliyetini devam ettirmiştir. Selâhaddin’in başka çocuklarının da olduğu bilinmektedir.
Eserleri. 1. Divan. Divanın yazma bir nüshasının Oş’taki akrabalarından Tâhire Hanım’ın elinde olduğu belirtilir.
2. Ma‘mûlât-ı Sâkıbî. Müellif, müridlerin yapacağı işleri bir eserde toplamanın faydalı olacağını düşündüğü için bu eseri derlediğini ifade eder. Eserde Hüveydâ’nın nesli, sûfîlerin vazifeleri, nâfile ibadetlerin fazileti, ilim ve terbiyenin önemi, duaların özellikleri ve kabul şartları, müridlerin âdâbı gibi konular yer almakta, son bölümde de Selâhaddin Sâkıb’ın vasiyeti bulunmaktadır. Konular ele alınışı esnasında Kur’an ve hadislerin yanı sıra Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî, Sa‘dî-yi Şîrâzî, Hâfız-ı Şîrâzî, Molla Câmî ve Hüveydâ’nın eserlerinden alıntılar yapılmıştır. Eser, taşbaskı olarak yayımlanmıştır (Taşkent 1916).
3. Makūlât-ı Sâkıbî. Bir mukaddime ve “makūle” adını taşıyan on iki bölümden oluşan eserde bazı dinî-fıkhî meseleler ve Nakşibendiyye-Müceddidiyye tarikatı hakkında bilgi verilmektedir. Mukaddimesindeki fihristten (vr. 6b-8b) elli altı bölümden meydana geldiği anlaşılan kitabın Taşkent’teki eksik yazma nüshası (Özbekistan Fenler Akademisi Bîrûnî Şarkiyat Enstitüsü Ktp., nr. 5347) on ikinci bölümde sona ermektedir.