Şerafeddin Camii, Konya il merkezinde, hükümet konağının kuzeyinde yer alan, mimari olarak Klasik Osmanlı üslubunun özelliklerini taşıyan bir camidir. Yapı, tarihî süreç içerisinde farklı dönemlerde yeniden inşa edilmiş olup, ilk inşası Anadolu Selçuklu Devleti dönemine kadar uzanmaktadır. Caminin adı, zaman içerisinde Şerefeddin, Şerafeddin veya Şerefşirin olarak çeşitli şekillerde kaydedilmiştir.
Tarihçe
Caminin ilk inşasına dair en erken kayıt, 611 H/1214 M tarihli Devlet Hatun Vakfiyesi’dir. Bu belgede yapı "Şerefeddin Mescidi" olarak geçmektedir. Selçuklu döneminde, XIII. yüzyılın başlarında Çeşnigir Şerefeddin Osman tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Caminin bitişiğinde bulunan türbenin de bu kişiye ait olduğu bilinmektedir. Günümüzde türbe yeniden inşa edilmiş olsa da orijinal yapı 1920'li yıllarda yıkılmıştır.
Caminin ikinci inşası, Karamanoğulları Beyliği döneminde gerçekleşmiş olup, 1444 yılında II. İbrahim Bey tarafından esaslı şekilde onarıldığı ya da yeniden yaptırıldığına dair bilgiler mevcuttur. Bu döneme ait Arapça vakfiyede, cami ile birlikte değirmen ve dükkânların da vakfedildiği belirtilmiştir.
Bugünkü cami ise 17. yüzyıl başlarında, Osmanlı döneminde yeniden inşa edilmiştir. Caminin vakfiyesi 11-20 Şaban 1046 (8-17 Ocak 1637) tarihlidir. Bu vakfiyeye göre yapı, Mehmed Çavuş oğlu Memi Bey (Arıkzade Memi Bey) tarafından inşa ettirilmiş ve bakımının sürdürülmesi amacıyla 260.000 akçelik bir bütçe tahsis edilmiştir. Vakfiyeye göre caminin görevlileri ve ihtiyaçlarına dair ayrıntılı düzenlemeler yapılmıştır.
Caminin inşa kitabesi bulunmamaktadır. Bu nedenle yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Ancak yapıdaki mimari özellikler ve vakfiye tarihi dikkate alınarak 1590-1615 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir.

Caminin içten görünümü - Şerafeddin Camii
Mimari Özellikler
Şerafeddin Camii, merkezi kubbeli ve tek yönden (güney) yarım kubbe ile desteklenen klasik Osmanlı cami planına sahiptir. Dört fil ayağı üzerine oturtulmuş merkezi kubbe, güneydeki yarım kubbe ile genişletilmiştir. Kubbe geçişleri pandantiflerle sağlanmıştır. Harimin üç tarafı (doğu, batı ve kuzey) mahfillerle çevrilidir. Caminin son cemaat yeri yedi kubbeli olarak düzenlenmiştir.
Yapı, kare planlı olup kuzeyde bir son cemaat yeri, güneyde mihraba çıkıntılı bir bölüm ile bütünleşmiştir. Caminin duvarlarında kesme taş ve almaşık örgü tekniği birlikte kullanılmış, özellikle cephelerde farklı renklerde taş ve tuğlalarla yapılan işçilik dikkat çekmektedir. Duvarlara serpiştirilmiş Selçuklu dönemi çini parçaları, yapının ilk dönemine ait unsurlar olarak değerlendirilir. Cümle kapısı ve giriş kısmında 1881 tarihli onarım kitabesi yer almaktadır.
Mihrabı ve minberi mermerden yapılmış olup sade bir tasarıma sahiptir. Mihrabın üst kısmında mukarnas kavsara, köşk kısmında ise sivri kemerlerle bağlanan sütunlar yer almaktadır. Caminin içi kalem işi süslemeler ve yazılarla bezenmiştir. Kubbe, kemer karınları, mihrap çıkıntısı ve perde duvarlardaki pencerelerin çevresi bitkisel ve geometrik motiflerle süslenmiştir.
Son cemaat yerinin kemerleri iki renkli malzeme ile örülmüş; sütun başlıklarında Mührü Süleyman, çintemani, çarkıfelek gibi kabartma motifler yer almıştır. Giriş kemeri, mermer çerçeve içine alınmış ve profil süslemelerle vurgulanmıştır.
Minare ve Türbe
Caminin doğu cephesinde yer alan tek şerefeli minare, 19. yüzyılın sonlarında yeniden yapılmıştır. Minarenin kaidesi kesme taştan olup, gövdesi silindirik formdadır. Eski kaynaklara göre, caminin orijinal minaresi çift şerefeli ve çini süslemeli olup, 1847 ve 1873 yıllarında yıkılmıştır.
Caminin güneyinde yer alan Şerefeddin Türbesi, ilk yapının banisi olduğu düşünülen Şeyh Şerafeddin'e aittir. Bu türbe 1925 yılında yıkılmış; 2003 yılında yapılan kazı ve incelemeler sonucu, 2010 yılında orijinal plana sadık kalınarak yeniden inşa edilmiştir. Ancak günümüzdeki türbenin sanatsal bir değeri bulunmamaktadır.
Vakıflar ve Görevliler
Caminin geçmiş dönemlere ait birçok vakfiyesi mevcuttur. Bu vakfiyelerde imam, hatip, müezzin, kayyum, sermahfil, katip, hafız gibi birçok görevli tanımlanmıştır. 17. yüzyıldan itibaren camiyle ilgili belgelerde yapı ve ona ait vakıflar (han, dükkân, değirmen vb.) ile ilgili harcamalar ayrıntılı olarak kaydedilmiştir. Bu belgeler, caminin vakıf sistemi içinde nasıl işlediğini göstermektedir.
Onarımlar
Cami 17. yüzyıldan itibaren birçok kez onarım geçirmiştir. 1677 ve 1678 yıllarında detaylı bakım ve tadilatlar yapılmıştır. 1881 yılında gerçekleştirilen büyük onarım sırasında kalem işi süslemeler ve yazılar Konya'nın ünlü hattat ve nakkaşı Mahbub Efendi tarafından yapılmıştır. 2017 yılında başlayan restorasyon çalışmaları günümüzde de devam etmektedir.


