logologo
SEREZLİ MEHMET ESAT EFENDİ(1878-1963)
fav gif
Kaydet
viki star outline
Avatar
Ana YazarHasan YILDIZ18 Nisan 2025 10:34
Günümüzde Yunanistan sınırlarında bulunan Serez şehrinde doğdu. Babası Serez Müftüsü Fethullah Fehmi Efendi, annesi Zekiye Hanım'dır. Temel eğitimini tamamladıktan sonra dokuz ayda Kur'an-ı Kerim'i hıfzetmiş, rüştiye ve idâdî eğitimlerinin ardından 1905 yılında medrese eğitimini tamamlayıp icazetini aldıktan sonra Serez Câmi-yi Kebîri'nde ders vermeye başladı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra mektep, medrese ve vakıfların gelişmesine hizmet amacıyla kurulan maarif ve evkaf komisyonlarında üye ve başkan sıfatıyla görevlerde bulundu. Serez Encümen-i Maârif reis vekilliği görevi sırasında Dârülmuallimîn Mektebi'nin kurulmasına, ayrıca İttihat ve Terakkî ve Yâdigâr-ı Millet isimli iki mektebin yeniden inşasına öncülük etti.Serez'in Bulgarlar tarafından işgaline kadar Dârülmuallimîn Mektebi'nde edebiyat ve mâlûmât-ı medeniye derslerine girdi. Ayrıca medrese dersleri kapsamında düzenli olarak tasavvurâta kadar ders okuttu. Mübarek gün ve gecelerde, başta Câmi-yi Kebîr olmak üzere Sufi Âli Bey Camii ve Eslime Hatun Camii'nde halkı irşat etmek amacıyla vaazlar verdi.Serez'ın istilası üzerine 1913 yılının Temmuz ayında İstanbul'a hicret eden Esat Efendi, ekim ayında medâris-i ilmiye müfettişliği görevine tayin edildi. Yaklaşık beş ay süren müfettişlik görevinin ardından medreselerin yönetiminden sorumlu Ders Vekâleti'nin değişik birimlerinde çalışmaya devam etti. Bu görevler kapsamında 1914 yılının Mart ayında Ders Vekâleti ikinci sınıf kâtipliğine, aralık ayında ise birinci sınıf kâtipliğe terfi etti. 1915 yılı Eylül ayında Meclis-i Mesâlih-i Talebe'nin başkâtibi oldu.1916 yılının Mayıs ayında Dârülhilâfeti'l-aliyye Medresesi "tâli kısm-ı evvel" birinci sınıf Türkçe müderrisliğine tayin edildi. 1919 yılının Mart ayından Ekim ayına kadar İbtidâ-yı Dâhil Medresesi Türk edebiyatı müderrisliği görevini üstlendi. Bu süreçte ayrıca vilayet, liva ve kazalarda medrese kurmak için oluşturulan komisyonun kâtipliğini yürüttü. 1919 yılı Ekim ayında Hey'et-i Teftîşiye başkâtibi oldu. Bu görevi sırasında medreselerin teftiş ve denetimi ile geliştirilmesine yönelik çalışmaların içerisinde bulundu.1921 yılının Haziran ayından itibaren Evkaf Nezareti bünyesinde görev aldı. 3 Mart 1924 tarihinde Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin ilga edilmesi üzerine yerine kurulan Diyanet İşleri Reisliği'nde Müessesât-ı Dîniye müdürlüğü görevini yürüttü. 1931 yılında Müessesât-ı Dîniye Müdürlüğü lağvedilince Vakıflar Umum Müdürlüğü bünyesinde değişik vilayetlerde müdürlüklerde bulundu. 12 Temmuz 1943 tarihinde altmış beş yaşını tamamladığı için emekli oldu.Üstlendiği görevlerdeki başarılı çalışmaları sebebiyle Esat Efendi'ye, 1909 yılının Ağustos ayında İbtidâ-yı Hâriç Medresesi Edirne müderrisliği, 1916 yılının Kasım ayında İzmir payesi, 1917 yılının Ekim ayında Edirne payesi, aynı yılın aralık ayında terfi ettirilerek mahreç payesi ve 1918 yılının Mayıs ayında beşinci rütbeden Mecîdî nişanı verildi. Ayrıca müderrislikteki hizmetlerinden dolayı 1917 yılının Haziran ayında takdirname ile ödüllendirildi.Eğitim içerikli faaliyetler kapsamından olmak üzere, 1865 yılında Sultan Abdülaziz döneminde kurulmuş olan ve bilahare Cem'iyet-i Tedrîsiye-yi İslâmiye adıyla faaliyetlerine devam eden cemiyete 1916 yılında katıldı. Cumhuriyet döneminde de bu görevine devam etti. Darüşşafaka adıyla anılan mektebin eğitim öğretiminin desteklenmesi amacıyla kurulan bu cemiyetin topluma yönelik her türlü hizmet ve faaliyette ön sıralarda yer aldı. Bir dönem İstanbul Erkek Lisesi Okul Aile Birliği başkanlığı görevini de yürüttü.21 Haziran 1934 tarihli Soyadı Kanunu gereği doğduğu şehre atfen "Serezli" soyadını alan Esat Efendi, 1963 yılında Kadıköy'deki evinde vefat etti, cenazesi Fatih Camii haziresinde medfun bulunan babası Fethullah Efendi'nin kabrinin yanına defnedildi.Mehmet Esat Efendi, gerek çalışma hayatında gerekse emekliye ayrıldıktan sonra, mesleği gereği ilgi alanına giren konuların yanında sosyal, kültürel, siyasî ve tarihî konularda düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmak üzere yazdığı yazıları farklı gazetelerde ve mecmualarda yayımlamıştır.Serez'de yayımlanan Siroz isimli gazetenin başyazarı olan Mehmet Esat Efendi'nin, bu gazetede toplam yirmi adet yazısının yayımlandığı tespit edilmiştir. 9 Ocak 1911 tarihli "Medâris-i İslâmiye" başlıklı yazısında, medreselerdeki eğitim öğretim usulünün ıslahı ve zamanın ihtiyaçlarına uygun bir programın hazırlanması için meşihat tarafından yetkin kişilerden oluşturulan bir heyetin çalışmalara başlamasını sevinçle karşıladığını belirtmiş, ancak II. Meşrutiyet'in ilanının üçüncü yılına girildiği halde medreseler adına ve bilhassa taşra medreseleriyle alakalı hiçbir ciddi teşebbüsün hayata geçirilmemesine üzüldüğünü ifade etmiştir.Esat Efendi'ye göre, 1892 senesinde medrese talebelerinin kura imtihanlarından muaf tutulmaları medreselerin maruz kaldığı en son darbe olmuştur. Ona göre bu muafiyetle, "ilmiyenin köküne kibrit suyu dökülmüş, medreselerin ocağına incir ağacı" dikilmiştir. Çünkü kura imtihanından muafiyet demek talebeyi arayıp sormamak, çalışmayanları ödüllendirmek demektir. Böylece cehalet destek görmüş ve yayılmıştır. Medreselerin geçmişi ile halihazırını mukayese ve muhakeme ederek bundan müteessir olmayacak bir vicdan ve yaşarmayacak bir göz tasavvur edilemeyeceğini ifade eden Esat Efendi, makalesinin devamında medreselerin eski haline ve düzenine kavuşması ve talebenin istirahatinin ve istikbalinin temini için çözüm önerileri sunmaktadır. Ona göre fünûn-ı hâzıra adıyla anılan yeni/modern bilimlerle alakalı derslerle lisan dersleri bir daha çıkarılmamak kaydıyla medrese programlarına dahil edilmelidir. İlave olarak başta İstanbul olmak üzere Osmanlı vilayet ve liva merkezlerinde göz kamaştıracak dinî müesseseler meydana getirilmeli ve genel bir ifadeyle her açıdan ulema sıfatına layık ve eskisi gibi her yerde saygı ve hürmet gören adamlar yetiştirilmelidir. Dilencilikten farkı olmayan ve İslam'ın şanını ve medreselerin itibarını lekeleyen şühûr-ı selâse/üç aylar gezginleri grubu ise ortadan kaldırılmalıdır.II. Meşrutiyet dönemi İslamcılık düşüncesinin fikrî ortamı Sırât-ı Müstakîm/Sebîlürreşâd mecmuasında, Esat Efendi'ye ait on üç makale vardır. Bu makalelerin bir kısmında medreseler ele alınmaktadır. Adı geçen dergide 27 Haziran 1923 tarihinde "İstanbul Medreseleri-1" başlıklı makalesinde, kendisini "medreselerin kadim bir müntesibi ve hâdimi" olarak niteleyen Esat Efendi, İstanbul medreselerinin fizikî açıdan içinde bulunduğu hazin durumu bizzat kendi gözlemlerine dayanarak ortaya koymuş ve somut çözüm önerileri sunmuştur. Esat Efendi, çözüm olarak ibtidâ-yı hâriç, ibtidâ-yı dâhil ve Sahn medreselerindeki bütün talebeleri alacak kapasitede üç büyük medrese binasının inşa edilmesini önermektedir. Bu öneriye göre medresenin bütün kısımları bir külliye yapılanmasıyla bir araya gelecek, böylece eğitim öğretim ve idarî işler anlamında daha verimli ve etkili eğitimsel faaliyetlerin yürütülmesine imkân hazırlanmış olacaktır.Sebîlüreşâd'ın 5 Temmuz 1923 tarihli nüshasında yayımlanan "İstanbul Medreseleri-2" başlıklı makalede, medreselerin teşkilat yapısındaki düzensizliğe, idarî iş ve işlemlerdeki keyfî uygulamalara değinilerek hayata geçirilmesi lüzümlu olan düzenlemelere ilişkin öneriler sıralanmıştır. Yine Sebîlürreşâd'da yayımlanan "İâşe-1" ve "İâşe-2" başlıklı makalelerde ise medrese talebelerinin iaşelerine ilişkin yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine yer verilmiştir.Cumhuriyet sonrasında Esat Efendi'nin kaleme aldığı makalelerin daha çok Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni olmak üzere Edirne'de 6 Ok, Halkevi: Yurt ve Kültür, Tarih Hazinesi dergilerinde; Vatan ve Tanin gazeteleriyle diğer bazı mahallî dergi ve gazetelerde yayımlandığı görülmektedir. Bu dönemde yayımlanan altmış adet yazı ve makaleyle birlikte toplam makale ve yazı sayısının doksan üçe ulaştığı görülmektedir.Mehmet Esat Efendi'nin kaleme aldığı ve Memleket Hatıraları adıyla isimlendirdiği altı yazma eseri Millî Kütüphane'de bulunmaktadır. Ayrı defterler halindeki bu yazma eserlerden beşi 2012 yılında Memleket Hatıraları adıyla iki cilt halinde yayımlanmıştır. Altıncı defter ise Selimiye Câmii başlıklı olup Mimar Sinan'ın ustalık eseri diye nitelendirilen Edirne'deki Selimiye Camii'ni konu edinmektedir.Esat Efendi'ye göre anne babaların dünden ibret almak suretiyle bugünden çok yarını düşünerek çocuklarını eğitmeleri gerekmektedir. Bir milletin yücelmesi ve bir memleketin bayındır ve mamur hale gelmesi için ilim ve irfanla parıldaması lazımdır. Bu da eğitim öğretimle gerçekleşir. Devlet idaresi, ulaşım, ziraat, harp sanatı ve araç gereçleri gibi alanlarda "dün" ve "bugün" mukayesesi yapan Esat Efendi, bugünün ihtiyaçlarının düne göre daha da artarak karmaşık hale geldiğini, yarının ise farklı gelişmelere gebe olduğunu örneklerle izah eder. Dolayısıyla anne babalar çocuklarını yalnız bugün için eğitirlerse yarın ortaya çıkacak olan ihtiyaçlar karşılanamaz, dolayısıyla ilerleme de sağlanamaz.Mehmet Esat Efendi'yi asıl önemli kılan husus medrese müfettişliği görevi esnasında tanzim ettiği teftiş raporlarıdır. 26 Şubat 1910 tarihli Medâris-i İlmiye Nizamnamesi ile İstanbul'da hayata geçirilen düzenlemelere doğrudan tanık olan Esat Efendi'nin 2 Kasım 1913–8 Nisan 1914 tarihleri arasında medâris-i ilmiye müfettişi unvanıyla tanzim ettiği raporlar, medreselerin içinde bulunduğu duruma ve yeni düzenlemelerin uygulama sonuçlarına dair önemli bilgiler içermektedir.15 Mart 1914 tarihinde şeyhülislamlık makamına getirilen Mustafa Hayri Efendi'nin 1914-1915 eğitim öğretim yılında İstanbul medreselerinde başlattığı ve peyderpey taşradaki medreselere de yaygınlaştırılmış olan ıslahat düzenlemelerinde yer yer Mehmet Esat Efendi'nin fikirleriyle örtüşen uygulamalara rastlanılmaktadır. Bunun somut işaretlerini tanzim ettiği teftiş raporlarının satır aralarında görmek mümkündür. Nitekim Esat Efendi'nin tanzim ettiği 21 Mart 1914 tarihli bir raporda medreselerin ıslahı için gerekli görülen hususlardan özellikle medrese ortamlarının sağlık açısından uygunluğu, müderris ve dersiamların ehliyet ve liyakat sahibi olmaları, kendini yenileyememiş eğitimcilerin tasfiyesi, ders programlarının iyileştirilmesi, talebe başarısının esas alınacağı sınıf geçme sistemine geçilmesi, talebe disiplin işlerinin sıkı takibi ve medreselerin düzenli olarak teftiş edilmesi gibi tekliflerin tamamı Şeyhülislam Mustafa Hayri Efendi'nin 1914-1915 eğitim öğretim yılında medreselerde uygulamaya koyduğu düzenlemelerle örtüşmektedir.Esat Efendi'nin teftiş raporları, tanzim edildiği dönem açısından hem medreselerdeki geleneksel eğitim sisteminin mevcut durumuna ve yaşanan sorunlarına ışık tutmakta, hem de ihtiyaç duyulan ıslahatın uygulamaya dönük öncü fikirlerini içermektedir. Esat Efendi, medreselere ilişkin olanlar yanında yaygın din eğitimi faaliyetlerinden olan camilerde vaaz verilmesi konusunda da kapsamlı bir rapor kaleme almıştır. Önemli tespit ve değerlendirmeleri içeren 8 Nisan 1914 tarihli raporda yaygın din eğitimine ilişkin somut ve uygulanabilir öneriler bulunmaktadır. Esat Efendi'ye göre, cami kürsüleri sosyal hayata yön veren, toplumu manevi açıdan yetiştiren ve tedavi eden önemli mevkilerdir. Bir vaizde ve bir mürşitte hüsn-i intihâb, hüsn-i takrir, celb-i kulûb, tesir ve teessür gibi beş vasıf bulunması gerekmektedir. Bunlar; güzel konu seçimi, güzel anlatım, gönülleri celbetme/kazanma, hitap edilen kitleyi etkileme ve etkilenme olarak ifade edilmektedir.Esat Efendi'nin, medâris-i ilmiye müfettişliği görevi esnasında tanzim ettiği raporların kapsamlı bir şekilde ele alınarak değerlendirildiği "Medâris-i İlmiye Müfettişi Serezli Mehmet Esat Efendi ve Teftiş Raporları" isimli eser, onun medreselere ve eğitime ilişkin görüşlerinin yanında düşünce ve fikir dünyasının birincil kaynaklara dayalı olarak ele alındığı bir çalışma olarak dikkat çekmektedir.
badge borderhover badge border
avatar
Türk Maarif Ansiklopedisi Kategorisi
Kurulları tarafından
onaylanmıştır.

SEREZLİ MEHMET ESAT EFENDİ(1878-1963)

Board Main İcon
Wiki Card Image
Mehmet Esat Efendi

Günümüzde Yunanistan sınırlarında bulunan Serez şehrinde doğdu. Babası Serez Müftüsü Fethullah Fehmi Efendi, annesi Zekiye Hanım'dır. Temel eğitimini tamamladıktan sonra dokuz ayda Kur'an-ı Kerim'i hıfzetmiş, rüştiye ve idâdî eğitimlerinin ardından 1905 yılında medrese eğitimini tamamlayıp icazetini aldıktan sonra Serez Câmi-yi Kebîri'nde ders vermeye başladı. II. Meşrutiyet'in ilanından sonra mektep, medrese ve vakıfların gelişmesine hizmet amacıyla kurulan maarif ve evkaf komisyonlarında üye ve başkan sıfatıyla görevlerde bulundu. Serez Encümen-i Maârif reis vekilliği görevi sırasında Dârülmuallimîn Mektebi'nin kurulmasına, ayrıca İttihat ve Terakkî ve Yâdigâr-ı Millet isimli iki mektebin yeniden inşasına öncülük etti.



Serez'in Bulgarlar tarafından işgaline kadar Dârülmuallimîn Mektebi'nde edebiyat ve mâlûmât-ı medeniye derslerine girdi. Ayrıca medrese dersleri kapsamında düzenli olarak tasavvurâta kadar ders okuttu. Mübarek gün ve gecelerde, başta Câmi-yi Kebîr olmak üzere Sufi Âli Bey Camii ve Eslime Hatun Camii'nde halkı irşat etmek amacıyla vaazlar verdi.



Serez'ın istilası üzerine 1913 yılının Temmuz ayında İstanbul'a hicret eden Esat Efendi, ekim ayında medâris-i ilmiye müfettişliği görevine tayin edildi. Yaklaşık beş ay süren müfettişlik görevinin ardından medreselerin yönetiminden sorumlu Ders Vekâleti'nin değişik birimlerinde çalışmaya devam etti. Bu görevler kapsamında 1914 yılının Mart ayında Ders Vekâleti ikinci sınıf kâtipliğine, aralık ayında ise birinci sınıf kâtipliğe terfi etti. 1915 yılı Eylül ayında Meclis-i Mesâlih-i Talebe'nin başkâtibi oldu.



1916 yılının Mayıs ayında Dârülhilâfeti'l-aliyye Medresesi "tâli kısm-ı evvel" birinci sınıf Türkçe müderrisliğine tayin edildi. 1919 yılının Mart ayından Ekim ayına kadar İbtidâ-yı Dâhil Medresesi Türk edebiyatı müderrisliği görevini üstlendi. Bu süreçte ayrıca vilayet, liva ve kazalarda medrese kurmak için oluşturulan komisyonun kâtipliğini yürüttü. 1919 yılı Ekim ayında Hey'et-i Teftîşiye başkâtibi oldu. Bu görevi sırasında medreselerin teftiş ve denetimi ile geliştirilmesine yönelik çalışmaların içerisinde bulundu.



1921 yılının Haziran ayından itibaren Evkaf Nezareti bünyesinde görev aldı. 3 Mart 1924 tarihinde Şer'iye ve Evkaf Vekâleti'nin ilga edilmesi üzerine yerine kurulan Diyanet İşleri Reisliği'nde Müessesât-ı Dîniye müdürlüğü görevini yürüttü. 1931 yılında Müessesât-ı Dîniye Müdürlüğü lağvedilince Vakıflar Umum Müdürlüğü bünyesinde değişik vilayetlerde müdürlüklerde bulundu. 12 Temmuz 1943 tarihinde altmış beş yaşını tamamladığı için emekli oldu.



Üstlendiği görevlerdeki başarılı çalışmaları sebebiyle Esat Efendi'ye, 1909 yılının Ağustos ayında İbtidâ-yı Hâriç Medresesi Edirne müderrisliği, 1916 yılının Kasım ayında İzmir payesi, 1917 yılının Ekim ayında Edirne payesi, aynı yılın aralık ayında terfi ettirilerek mahreç payesi ve 1918 yılının Mayıs ayında beşinci rütbeden Mecîdî nişanı verildi. Ayrıca müderrislikteki hizmetlerinden dolayı 1917 yılının Haziran ayında takdirname ile ödüllendirildi.



Eğitim içerikli faaliyetler kapsamından olmak üzere, 1865 yılında Sultan Abdülaziz döneminde kurulmuş olan ve bilahare Cem'iyet-i Tedrîsiye-yi İslâmiye adıyla faaliyetlerine devam eden cemiyete 1916 yılında katıldı. Cumhuriyet döneminde de bu görevine devam etti. Darüşşafaka adıyla anılan mektebin eğitim öğretiminin desteklenmesi amacıyla kurulan bu cemiyetin topluma yönelik her türlü hizmet ve faaliyette ön sıralarda yer aldı. Bir dönem İstanbul Erkek Lisesi Okul Aile Birliği başkanlığı görevini de yürüttü.



21 Haziran 1934 tarihli Soyadı Kanunu gereği doğduğu şehre atfen "Serezli" soyadını alan Esat Efendi, 1963 yılında Kadıköy'deki evinde vefat etti, cenazesi Fatih Camii haziresinde medfun bulunan babası Fethullah Efendi'nin kabrinin yanına defnedildi.



Mehmet Esat Efendi, gerek çalışma hayatında gerekse emekliye ayrıldıktan sonra, mesleği gereği ilgi alanına giren konuların yanında sosyal, kültürel, siyasî ve tarihî konularda düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmak üzere yazdığı yazıları farklı gazetelerde ve mecmualarda yayımlamıştır.



Serez'de yayımlanan Siroz isimli gazetenin başyazarı olan Mehmet Esat Efendi'nin, bu gazetede toplam yirmi adet yazısının yayımlandığı tespit edilmiştir. 9 Ocak 1911 tarihli "Medâris-i İslâmiye" başlıklı yazısında, medreselerdeki eğitim öğretim usulünün ıslahı ve zamanın ihtiyaçlarına uygun bir programın hazırlanması için meşihat tarafından yetkin kişilerden oluşturulan bir heyetin çalışmalara başlamasını sevinçle karşıladığını belirtmiş, ancak II. Meşrutiyet'in ilanının üçüncü yılına girildiği halde medreseler adına ve bilhassa taşra medreseleriyle alakalı hiçbir ciddi teşebbüsün hayata geçirilmemesine üzüldüğünü ifade etmiştir.



Esat Efendi'ye göre, 1892 senesinde medrese talebelerinin kura imtihanlarından muaf tutulmaları medreselerin maruz kaldığı en son darbe olmuştur. Ona göre bu muafiyetle, "ilmiyenin köküne kibrit suyu dökülmüş, medreselerin ocağına incir ağacı" dikilmiştir. Çünkü kura imtihanından muafiyet demek talebeyi arayıp sormamak, çalışmayanları ödüllendirmek demektir. Böylece cehalet destek görmüş ve yayılmıştır. Medreselerin geçmişi ile halihazırını mukayese ve muhakeme ederek bundan müteessir olmayacak bir vicdan ve yaşarmayacak bir göz tasavvur edilemeyeceğini ifade eden Esat Efendi, makalesinin devamında medreselerin eski haline ve düzenine kavuşması ve talebenin istirahatinin ve istikbalinin temini için çözüm önerileri sunmaktadır. Ona göre fünûn-ı hâzıra adıyla anılan yeni/modern bilimlerle alakalı derslerle lisan dersleri bir daha çıkarılmamak kaydıyla medrese programlarına dahil edilmelidir. İlave olarak başta İstanbul olmak üzere Osmanlı vilayet ve liva merkezlerinde göz kamaştıracak dinî müesseseler meydana getirilmeli ve genel bir ifadeyle her açıdan ulema sıfatına layık ve eskisi gibi her yerde saygı ve hürmet gören adamlar yetiştirilmelidir. Dilencilikten farkı olmayan ve İslam'ın şanını ve medreselerin itibarını lekeleyen şühûr-ı selâse/üç aylar gezginleri grubu ise ortadan kaldırılmalıdır.



II. Meşrutiyet dönemi İslamcılık düşüncesinin fikrî ortamı Sırât-ı Müstakîm/Sebîlürreşâd mecmuasında, Esat Efendi'ye ait on üç makale vardır. Bu makalelerin bir kısmında medreseler ele alınmaktadır. Adı geçen dergide 27 Haziran 1923 tarihinde "İstanbul Medreseleri-1" başlıklı makalesinde, kendisini "medreselerin kadim bir müntesibi ve hâdimi" olarak niteleyen Esat Efendi, İstanbul medreselerinin fizikî açıdan içinde bulunduğu hazin durumu bizzat kendi gözlemlerine dayanarak ortaya koymuş ve somut çözüm önerileri sunmuştur. Esat Efendi, çözüm olarak ibtidâ-yı hâriç, ibtidâ-yı dâhil ve Sahn medreselerindeki bütün talebeleri alacak kapasitede üç büyük medrese binasının inşa edilmesini önermektedir. Bu öneriye göre medresenin bütün kısımları bir külliye yapılanmasıyla bir araya gelecek, böylece eğitim öğretim ve idarî işler anlamında daha verimli ve etkili eğitimsel faaliyetlerin yürütülmesine imkân hazırlanmış olacaktır.



Sebîlüreşâd'ın 5 Temmuz 1923 tarihli nüshasında yayımlanan "İstanbul Medreseleri-2" başlıklı makalede, medreselerin teşkilat yapısındaki düzensizliğe, idarî iş ve işlemlerdeki keyfî uygulamalara değinilerek hayata geçirilmesi lüzümlu olan düzenlemelere ilişkin öneriler sıralanmıştır. Yine Sebîlürreşâd'da yayımlanan "İâşe-1" ve "İâşe-2" başlıklı makalelerde ise medrese talebelerinin iaşelerine ilişkin yaşanan sorunlara ve çözüm önerilerine yer verilmiştir.



Cumhuriyet sonrasında Esat Efendi'nin kaleme aldığı makalelerin daha çok Türkiye Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni olmak üzere Edirne'de 6 Ok, Halkevi: Yurt ve Kültür, Tarih Hazinesi dergilerinde; Vatan ve Tanin gazeteleriyle diğer bazı mahallî dergi ve gazetelerde yayımlandığı görülmektedir. Bu dönemde yayımlanan altmış adet yazı ve makaleyle birlikte toplam makale ve yazı sayısının doksan üçe ulaştığı görülmektedir.



Mehmet Esat Efendi'nin kaleme aldığı ve Memleket Hatıraları adıyla isimlendirdiği altı yazma eseri Millî Kütüphane'de bulunmaktadır. Ayrı defterler halindeki bu yazma eserlerden beşi 2012 yılında Memleket Hatıraları adıyla iki cilt halinde yayımlanmıştır. Altıncı defter ise Selimiye Câmii başlıklı olup Mimar Sinan'ın ustalık eseri diye nitelendirilen Edirne'deki Selimiye Camii'ni konu edinmektedir.



Esat Efendi'ye göre anne babaların dünden ibret almak suretiyle bugünden çok yarını düşünerek çocuklarını eğitmeleri gerekmektedir. Bir milletin yücelmesi ve bir memleketin bayındır ve mamur hale gelmesi için ilim ve irfanla parıldaması lazımdır. Bu da eğitim öğretimle gerçekleşir. Devlet idaresi, ulaşım, ziraat, harp sanatı ve araç gereçleri gibi alanlarda "dün" ve "bugün" mukayesesi yapan Esat Efendi, bugünün ihtiyaçlarının düne göre daha da artarak karmaşık hale geldiğini, yarının ise farklı gelişmelere gebe olduğunu örneklerle izah eder. Dolayısıyla anne babalar çocuklarını yalnız bugün için eğitirlerse yarın ortaya çıkacak olan ihtiyaçlar karşılanamaz, dolayısıyla ilerleme de sağlanamaz.



Mehmet Esat Efendi'yi asıl önemli kılan husus medrese müfettişliği görevi esnasında tanzim ettiği teftiş raporlarıdır. 26 Şubat 1910 tarihli Medâris-i İlmiye Nizamnamesi ile İstanbul'da hayata geçirilen düzenlemelere doğrudan tanık olan Esat Efendi'nin 2 Kasım 1913–8 Nisan 1914 tarihleri arasında medâris-i ilmiye müfettişi unvanıyla tanzim ettiği raporlar, medreselerin içinde bulunduğu duruma ve yeni düzenlemelerin uygulama sonuçlarına dair önemli bilgiler içermektedir.



15 Mart 1914 tarihinde şeyhülislamlık makamına getirilen Mustafa Hayri Efendi'nin 1914-1915 eğitim öğretim yılında İstanbul medreselerinde başlattığı ve peyderpey taşradaki medreselere de yaygınlaştırılmış olan ıslahat düzenlemelerinde yer yer Mehmet Esat Efendi'nin fikirleriyle örtüşen uygulamalara rastlanılmaktadır. Bunun somut işaretlerini tanzim ettiği teftiş raporlarının satır aralarında görmek mümkündür. Nitekim Esat Efendi'nin tanzim ettiği 21 Mart 1914 tarihli bir raporda medreselerin ıslahı için gerekli görülen hususlardan özellikle medrese ortamlarının sağlık açısından uygunluğu, müderris ve dersiamların ehliyet ve liyakat sahibi olmaları, kendini yenileyememiş eğitimcilerin tasfiyesi, ders programlarının iyileştirilmesi, talebe başarısının esas alınacağı sınıf geçme sistemine geçilmesi, talebe disiplin işlerinin sıkı takibi ve medreselerin düzenli olarak teftiş edilmesi gibi tekliflerin tamamı Şeyhülislam Mustafa Hayri Efendi'nin 1914-1915 eğitim öğretim yılında medreselerde uygulamaya koyduğu düzenlemelerle örtüşmektedir.



Esat Efendi'nin teftiş raporları, tanzim edildiği dönem açısından hem medreselerdeki geleneksel eğitim sisteminin mevcut durumuna ve yaşanan sorunlarına ışık tutmakta, hem de ihtiyaç duyulan ıslahatın uygulamaya dönük öncü fikirlerini içermektedir. Esat Efendi, medreselere ilişkin olanlar yanında yaygın din eğitimi faaliyetlerinden olan camilerde vaaz verilmesi konusunda da kapsamlı bir rapor kaleme almıştır. Önemli tespit ve değerlendirmeleri içeren 8 Nisan 1914 tarihli raporda yaygın din eğitimine ilişkin somut ve uygulanabilir öneriler bulunmaktadır. Esat Efendi'ye göre, cami kürsüleri sosyal hayata yön veren, toplumu manevi açıdan yetiştiren ve tedavi eden önemli mevkilerdir. Bir vaizde ve bir mürşitte hüsn-i intihâb, hüsn-i takrir, celb-i kulûb, tesir ve teessür gibi beş vasıf bulunması gerekmektedir. Bunlar; güzel konu seçimi, güzel anlatım, gönülleri celbetme/kazanma, hitap edilen kitleyi etkileme ve etkilenme olarak ifade edilmektedir.



Esat Efendi'nin, medâris-i ilmiye müfettişliği görevi esnasında tanzim ettiği raporların kapsamlı bir şekilde ele alınarak değerlendirildiği "Medâris-i İlmiye Müfettişi Serezli Mehmet Esat Efendi ve Teftiş Raporları" isimli eser, onun medreselere ve eğitime ilişkin görüşlerinin yanında düşünce ve fikir dünyasının birincil kaynaklara dayalı olarak ele alındığı bir çalışma olarak dikkat çekmektedir.

Kaynakça

KAYNAKÇA
İstanbul Müftülüğü Meşihat Arşivi. Meclis-i Mesâlih-i Talebeye Mahsus Müsvedde Varakaları. Defter nr. 2065.
“Kur’a İmtihanları Münâsebetiyle”. Siroz. sy. 13, 24 Kânunusani 1326, s. 1, 2.
Mehmed İzzet v.dğr. Darüşşafaka: Türkiye’de İlk Halk Mektebi. İstanbul 1927.
Serezli Mehmet Esat. Serez Ulemâsı. Millî Kütüphane, Yer nr. 06 Hk. 4786.
a.mlf. Serez Câmileri, Mektebleri, Medreseleri, Türbeleri ve Tekkeleri. Millî Kütüphane, Yer nr. 06 Hk 4787.
a.mlf. Serezliler. Millî Kütüphane, Yer nr. 06 Hk. 4788.
a.mlf. Serez Esnaf ve Mahalle Teşkilâtı. Millî Kütüphane, Yer nr. 06 Hk. 4789.
a.mlf. Selimiye Câmi. Millî Kütüphane, Yer nr. 06 Hk 4790.
a.mlf. Memleket Hatıraları. haz. A. Koçak  İ. Şirin – F. Yavuz. I-II, Ankara 2012.
a.mlf. “Medâris-i İslâmiye”. Siroz. sy. 9, 27 Kânunuevvel 1326, s. 1-2.
a.mlf. “Dün-Bugün-Yarın”. Siroz. sy. 19, 15 Mart 1327, s. 1-2.
Siroz. İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı, Süreli Yayınlar, Demirbaş nr. NS3527.
Yıldız, Hasan. Osmanlı Eğitim Modernleşmesinde Dârü’l-Hilâfeti’l-Aliyye Medresesi. İstanbul 2019.
a.mlf. Medaris-i İlmiye Müfettişi Serezli Mehmet Esat Efendi ve Teftiş Raporları. Ankara 2023.
Hasan YILDIZ, "SEREZLİ MEHMET ESAT EFENDİ", Türk Maarif Ansiklopedisi, https://turkmaarifansiklopedisi.org.tr/serezli-mehmet-esat-efendi/#yazar-1 (16.04.2025).

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme
KÜRE'ye Sor