Sınav sözcüğü, Eski Türkçe'de "denemek, tecrübe etmek, imtihan, hesap vermek" gibi anlamlara gelen sına kökünden türemiştir. İmtihan ise sınav sözcüğünün eş anlamlısı olarak kullanılmakla birlikte Arapça "eziyet çekmek, bireyin değerini ortaya koyabilmek için bir kişi ya da bir şeyi denemek" gibi anlamlara gelen m-h-n kökünden türemiştir. Aynı kökün isim hali olup "zahmet, eziyet" anlamına gelen mihnet sözcüğü de imtihan sözcüğünün muhtevasını çağrıştırır.
Herhangi bir alanda sınavın ve sınanma eyleminin özünde üstlenilmiş sorumluluk olgusu veya önceden tanımlanmış hedef ve beklentilere ulaşılıp ulaşılmadığının denetlenmesi işlevi bulunur. Sınamak eyleminde ya bireyin gerçekleştirmesi beklenen ancak görünür durumda olmayan (doğrudan gözlenebilir durumda olmayan) çeşitli içsel özelliklerini görünür davranışlarla sergilemesi ya da kendinde var olduğunu iddia ettiği özellikleri ispat mahiyetinde eyleme dökmesi söz konusudur.
Kur'an-ı Kerim'de m-h-n (imtihan) kökünden türeyen sözcükler iki yerde geçmekte, ikisinde de bireylerin kendilerinde olduklarını dil ile ifade ettikleri hususların, kalplerinde olanlarla uyumlu olup olmadıklarının belirlenmesine, bunun için de kişilerin denenmesine atıfta bulunulur. Hucurât sûresinde takva sahibi olduğu ifade edilenlerin gerçekten takva sahibi iseler bunu zorluklarla ve sıkıntılarla karşılaştıklarında gösterdikleri davranışlarla ortaya koymalarından bahsedilir. Bu davranışlar bir test etme sürecinin sonunda takvanın gerçekten var olduğuna dair kanıtlar üretmek anlamına gelir. Mümtehine sûresinde de dille söylenenle kalpte olanın yani bireyin iman ile fiilî olarak icra ettiklerinin arasındaki tutarlılığın ortaya konulabilmesi için sınanmasından bahsedilir. Her iki sûrede de imtihan "sıkıntı ve zorluktan sonra ulaşılan, çok güç ama aynı zamanda yüce bir arınma ve üstün başarı"yı ifade etmektedir.
Eski Türk töresinde ve destanlarında da kişinin toplum içinde saygınlık kazanması, kendini kabul ettirmesi ve belirli roller üstlenebilmesi çeşitli sosyal sınama süreçleri ile gerçekleşirdi. Mesela cenklerde ve akınlarda gösterilen kahramanlıklar alplik için, değerlere ve törelere uygun davranmak liderlik için bir imtihan süreci olarak görülürdü.
Eğitim süreçleri sınav kavramının en çok ve en ayrıntılı tanımlandığı süreçlerdir. Özellikle kurumsallaşmış mekânlarda (okul) ve önceden programlanmış (planlı) eğitimin başlamasından sonra sınavlar eğitimin ayrılmaz bir parçası olarak ele alınmıştır. Türk-İslam medeniyetinin geleneksel eğitim kurumları olan medreselerde de çeşitli türde ve amaçlarla sınavlar gerçekleştirilmiştir. Bu sınavlar amaçları açısından günümüz sınavlarına benzese de içerik olarak kendine özgü özellikler gösterir. Medreselere alınacak öğrenci adayları daha çok dışarıdan gözleme dayalı biçimde yani müderrisin izlenimleri üzerinden sınava alınır; başta temel dinî bilgileri ardından da kabiliyet ve zekâları açısından gözlemlenir ve düzeylerine göre medreseye alınırlardı. Medrese içinde de kurumun yapısına özgü biçimde çeşitli sınavlara alınır (ezber, mülakat, münazara gibi), en son icazet sınavları ile medrese eğitimlerinden mezun olurlardı.
Eğitim alanında ele alındığında sınav, bireyin eğitim sürecinin belirli bir kademesinde ya da en sonunda önceden belirlenmiş hedeflere ulaşma derecesini belirlemek için oluşturulan bedensel veya zihinsel etkinlikleri ifade eder. Bu açıdan sınav etkinlikleri belirli bir eğitim sürecine giriş şartlarını taşıyıp taşımama (giriş sınavları), eğitim süreci içinde bir üst aşamaya geçip geçmeme (ara sınavlar) ve bir eğitim sürecini başarı ile tamamlayıp tamamlamama (bitirme sınavları) hakkında karar verebilmek için düzenlenen planlı ve yapay etkinliklerdir. Sınavlar vasıtasıyla kişiler imtihan kelimesinin kök anlamına uygun olacak şekilde kendilerinden beklenilenleri sergileyecek şekilde yapay olarak performans göstermeye zorlanırlar. Bu zorlama hem sınavın kendisine katılma hem de gösterilecek performansın düzeyi açısından bireyde bir zorlanma duygusuna sebep olur. Söz gelimi ülkemizde üniversiteye giriş için ulusal düzeyde düzenlenen sınavlar bir üniversitede öğrenim görebilmek için girmenin zorunlu olduğu sınavlardır. Öte yandan yerleşmek istenen programa göre de kişi belirli düzeyde bir akademik performans ortaya koymak zorundadır. Ara sınavlarda öğrenci dersin bir üst aşamasına devam edebilmek için, önceki aşamanın gerekliliklerini yerine getirdiğini ortaya koymak için sınava alınır. Öte yandan bitirme sınavlarında da bireyin genel olarak bütün eğitim sürecinin hedeflediği içeriklere kabul edilebilir düzeyde ulaşıp ulaşmadığı belirlenmeye çalışılmaktadır.
Eğitim süreci açısından "başarının ölçülmesi"ne odaklı sınavlar çeşitli ölçütlere göre oluşturulan farklı tasniflerle ele alınabilirler. Bu tasniflerden biri sınavın öğretmen yapımı ve standart sınavlar şeklindeki tasnifidir. Öğretmen yapımı sınavlar küçük ölçekli, okul için değerlendirmelerde kullanılan ve öğretmenlerin hazırladığı sınavlardır. Standart sınavlar ise ulusal hatta bazan uluslararası ölçekli, uzmanlarca hazırlanan geniş kapsamlı sınavlardır.
Diğer yandan yapılış amaçlarına göre sınavlar seçme, yarışma, yeterlilik, sınıflama ve tarama sınavları şeklinde gruplara ayrılır. Seçme sınavları, istenen nitelikleri taşıyan bireylerin farklı niteliklerdeki bireyler arasında belirlenip seçilmesine odaklanır. Personel alımı sürecinde eleman seçimi için yapılan sınavlar buna bir örnektir. Yarışma amaçlı sınavlarda ise gösterilen performanstan ziyade bireylerin kaçıncı sırada olduklarına odaklanılır. Yani bunlar sıralama sınavlarıdır. Yükseköğretime Yerleştirme Sınavı (YKS) gibi özellikle belirli sayıda kontenjanı olan ancak kontenjandan daha fazla sayıda başvurunun olduğu sınavlar buna örnektir. Yeterlilik belirleme amaçlı sınavlarda kişinin kendisinden beklenen en düşük yeterlilik düzeyine erişip erişmediğinin tespit edilmesiamaçlanır, doktora yeterlilik sınavlarında olduğu gibi. Sınıflama amaçlı sınavlarda bireyler belirli bir özelliğin türüne değil de düzeyine odaklı olan yabancı dil seviye belirleme sınavı gibi sınavlardır. Burada bireyler hazır bulunuşluk düzeylerine göre gruplara ayrılırlar. Tarama amaçlı sınavlarda ise genel olarak bir öğretim programının değerlendirilmesi, o programın işleyişinin hedeflenen düzeye uygun olup olmadığına göre yapılır.
Sınavlar uygulama zamanlarına göre kısa süreli sınav, ara sınav, dönem sonu ve bitirme sınavları şeklinde de tasnif edilmektedir. Kısa süreli sınavlar çoğu defa 15 dakikayı geçmeyen, not vermekten çok öğrenme eksikleri konusunda geri bildirimde bulunmaya odaklı, haberli veya habersiz uygulanabilen sınavlardır. Ara sınavlar, dönemin ortasında yapılan ve ara değerlendirmeyi amaçlayan; dönem sonu sınavları ise eğitim öğretim döneminin sonunda yapılan, hedeflere ulaşma düzeyinin tespit edildiği sınavlardır. Bitirme sınavları bir kademenin (okul dönemi) sonunda yapılır. Çoğunlukla da benzer türdeki okullar için standart bir başarı değerlendirmesinde bulunulmasını amaçlarlar.
Uygulama biçimleri de sınav türlerini farklılaştırır. Kâğıt-kalem şeklinde uygulanan sınavlar, yazılı sınavlar, doğrudan performansın gözlenmesine dayalı uygulamalı sınavlar ve elektronik ortamda yapılan sınavlar gibi. Mesela Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde Türkçe, Türk dili ve edebiyatı ile yabancı dil derslerinin sınavları yazılı ve uygulamalı olmak üzere iki tür ve aşamada yapılmaktadır.
Ülkemizde resmî nitelikte gerçekleştirilen sınavlar çeşitli kurumlarca düzenlenip yönetilmektedir. Yükseköğretim düzeyi için Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM), yükseköğretimden önce ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki sınavlar da Millî Eğitim Bakanlığı Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nce düzenlenip yönetilmektedir. Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi YKS, KPSS, EKPSS, ALES, TUS, DUS, YOKDİL vb. pek çok sınavın hazırlanmasından ve uygulanmasından sorumludur. Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü, liselere geçiş sınavı ve bursluluk sınavı gibi merkezî sınav hizmetleri sunmakla birlikte kurum (MEB) içinde Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Öğretmenlik Kariyer Basamakları Sınavı (ÖKBYS), Personel Genel Müdürlüğü Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği Sınavı, Yükseköğretim ve Yurtdışı Eğitim Genel Müdürlüğü Yurtdışında Görevlendirilecek Okutman ve Öğretmenlerin Mesleki Yeterlilik Sınavı, Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü Açık Öğretim Kurumları Yazılı Sınavı gibi protokole bağlı sınavlar da düzenlemektedir. Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün başka bakanlıklarla (Adalet, Kültür Turizm, İçişleri gibi) ve kuruluşlarla (OYAK, TED Vakfı, Vehbi Koç Vakfı gibi) yaptığı protokollere bağlı sınavlar da bulunmaktadır. Millî Eğitim Bakanlığı bazı sınavlarını kâğıt-kalem sınavı şeklinde yapabildiği gibi elektronik ortamda da gerçekleştirebilmektedir. Öte yandan Ölçme, Değerlendirme ve Sınav Hizmetleri Genel Müdürlüğü'nün öğretmenlerin ortaklaşa değerlendirme yapabilmelerine imkân tanımak amacıyla birden fazla şubeye yönelik yapılan ortak yazılı sınavlar adında uygulamaları da bulunmaktadır. Ortak yazılı sınavlar ülke, il, ilçe ve okul düzeyinde gerçekleştirilebilmektedir.
Sınavların doğası gereği bir zorlayıcılık içerdiğine değinilmişti. Doğurduğu bu zorunluluk bazı sorunları da beraberinde getirir. Sınav sınanma kaygısı bunlardan biridir. Her ne kadar sınavlar bir açıdan dışsal güdülenme kaynakları gibi görülebilirse de her birey üzerinde beklenen güdüleyiciliği oluşturmaz ve hatta ketleyiciliğe de sebep olabilir. Diğer yandan sürekli sınava dayalı değerlendirmeler, sınav kapsamına girmeyen bilgilerin değersizleşmesi şeklinde bir sonuç da doğurabilir. Ayrıca sınavların kademeler arası geçişlerde ön koşul oluşturmasının ve sınavın zorlayıcılığının oluşturduğu kaygının öğrenciler için bir disiplin altına alınma aracı olarak kullanılması da aynı şekilde eleştiri konusu yapılabilmektedir. Sınavların zaman zaman devlet yönetimlerinin siyaset ve istihdam politikalarının uygulanmasında bir araç olarak kullanılması da eleştiriler arasında yer almaktadır.
Müslüman toplumlarda hayatın kendisini bir sınav olarak görme anlayışı oldukça yaygındır. Buna göre müslümanlar bu dünyaya imtihan edilmek üzere gelmiştir. Yeryüzünde gerçekleştireceği iyilik ve doğrular onların imtihanı kazanmasını sağlayacak ve böylelikle ebedî saadete kavuşmasını sağlayacaktır. Eğer bunun aksi olursa imtihan kaybedilmiş olacaktır.