Eser, Sokrat’ın kendisini suçlayan Atinalıları savunma biçimini ele alır. Sokrat, Atina'da halkı sarsan ve onlara düşünsel açıdan meydan okuyan bir figürdür. Mahkemede, halkın kendisini "gençleri yozlaştırmak" gibi suçlamalarla itham ettiği bir dönemde, Sokrat savunmasında kendi felsefi görüşlerini açıklar. Suçlamaları reddeder, kendi felsefi pratiğini savunur ve bilgi arayışının önemini vurgular.
Sokrat, Atina demokrasisinin en temel değerlerine dayalı olarak, akıl ve doğrulama ilkelerinin peşinden gittiğini savunur. Bununla birlikte, suçlamaların asılsız olduğuna dair güçlü argümanlar ortaya koyarak, tüm toplumun düşünsel gelişimine katkı sunduğunu ifade eder. Mahkemede savunmasında en dikkat çeken noktalardan biri, Sokrat’ın "bilmediğini bilme" bilgisidir. Gerçekten bilgi sahibi olmak için önce neyi bilmediğimizi anlamamız gerektiğini savunur.
Temalar ve Konular
- Bilgelik ve Bilgi Arayışı: Sokrat, "Bilmiyorum, o zaman bilgeliyim" yaklaşımını benimser. Gerçek bilgelik, insanın neyi bilmediğini anlamasında yatar. Bu tema, eserdeki ana felsefi sorunsaldır.
- Sokrat’ın Erdem Anlayışı: Sokrat, erdemi bilgiyle ilişkilendirir. İnsanların iyi ve doğru eylemleri gerçekleştirmeleri için doğru bilgiye sahip olmaları gerektiğini savunur.
- Demokrasi ve Adalet: Eser, Atina’daki demokratik yapının, halkın ve devletin nasıl işlediğine dair önemli ipuçları sunar. Sokrat, toplumu sorgularken demokrasiyi eleştirir ancak bu eleştirilerinin amacı toplumun iyiliği içindir.
- Ölüm ve İtaat: Sokrat, ölüm korkusunun bir yanılsama olduğunu söyler. Ona göre ölüm, ya bir uyku ya da bir başka hayata geçiştir ve her iki durumda da insanı korkutacak bir şey yoktur. Bu düşünce, ona huzur verir.
Platon’un Sokrat’ın Savunması yalnızca Sokrat’ın hayatını ve düşüncelerini savunmakla kalmaz, aynı zamanda Batı felsefesinin temellerine de katkı sağlar. Sokrat’ın amacı doğru cevabı bulmak değil, insanların doğru düşünmelerini sağlamaktır. Bu da, felsefi diyalogların en önemli özelliği olan karşılıklı sorgulama ve analiz yöntemini doğurur.
Sokrat’ın ölümü, aslında bir ideolojik mücadelenin bir parçası olarak da görülebilir. Kitap, sadece bireysel bir felsefi savunma değil, aynı zamanda toplumsal bir eleştiridir. Eser, Antik Yunan’ın siyasi ve toplumsal yapısını sorgularken, felsefi düşüncenin ve bilgelik arayışının önündeki engelleri de gözler önüne serer.