Somali Federal Cumhuriyeti, Afrika Boynuzu’nun doğu ucunda, Kızıldeniz ve Hint Okyanusu arasında stratejik bir konumda yer alır. Kuzeybatıda Cibuti, batıda Etiyopya, güneybatıda Kenya ile çevrili olan ülke, yaklaşık 3.000 kilometrelik sahil şeridiyle bölgesel ticaret ve deniz ulaşımında önemli bir geçiş noktasına sahiptir.
Somali'nin Başkenti Mogadişu’dan Bir Görüntü (Somali Federal Cumhuriyeti)
Somali toplumu büyük ölçüde tek bir etnik kimlik, dil ve din etrafında birleşmiştir. Halkın çoğunluğu Somali etnik kökenine, dili Somalice’ye, dini ise İslam’a bağlıdır. Somali bayrağındaki beyaz yıldızın beş köşesi, tarih boyunca Somali halkının yaşadığı Somaliland, Güney Somali, Cibuti, Ogedan ve Kuzey Kenya bölgelerini simgeler.
Tarih boyunca İfat, Adal ve Ajuuraan gibi sultanlıkların hüküm sürdüğü ülke, 19. yüzyılda İngiliz ve İtalyan yönetimleri arasında bölünmüş; 1960’ta bağımsız Somali Cumhuriyeti kurulmuştur. Ancak 1991’de merkezi yönetimin çökmesiyle ülke uzun süreli bir iç savaş ve yeniden yapılanma sürecine girmiştir.
Bugün Somali, federal bir yapıya sahip olup ekonomisi büyük ölçüde tarım, hayvancılık ve diaspora gelirlerine dayanmaktadır. Jeopolitik konumu nedeniyle Afrika Birliği, Türkiye, ABD ve AB gibi aktörlerin desteğiyle güvenlik ve yeniden inşa çalışmaları sürmektedir. Somali, kültürel mirası, şiir ve denizcilik geleneğiyle Afrika ve Arap dünyası arasında tarihsel bir köprü niteliğini korumaktadır.
Millî Marşı
Somali Millî Marşı “Qolobaa Calankeed” (Her Ulusun Kendi Bayrağı), ülkenin bağımsızlık mücadelesi ve ulusal birliğini simgeleyen önemli bir eserdir. Sözleri ve bestesi Abdullahi Qarshe tarafından yapılan marş, ilk kez 1950’li yıllarda Somali’nin sömürge yönetimlerinden bağımsızlığını kazanma sürecinde ulusal bir sembol olarak ortaya çıkmıştır. 1 Temmuz 2012’de kabul edilen yeni anayasa ile resmî millî marş statüsünü kazanmıştır. Eser, Somali halkının bağımsızlık ruhunu, ortak kimliğini ve mavi zemin üzerinde beş köşeli yıldızla temsil edilen Somali bayrağının anlamını yüceltmektedir.
Yaklaşık iki dakika süren marş, geleneksel melodilerle oluşturulmuş orta tempolu bir yapıya sahiptir. Qolobaa Calankeed, müzikal olarak hem yerel ritimlerden hem de klasik ulusal marş biçimlerinden izler taşır. Önceki marş olan Soomaaliyeey toosoo (Uyan Somali) 2000’li yıllara kadar kullanılmış; yerini, daha kapsayıcı ve modern bir ulusal birlik vurgusu taşıyan bu esere bırakmıştır. Günümüzde Somali millî marşı, devlet törenlerinde, uluslararası etkinliklerde ve ulusal bayramlarda Somali kimliğinin en güçlü kültürel sembollerinden biri olarak söylenmektedir.
Somali Milli Marşı (Urumaxi Anthems)
Tarih
Antik Çağ ve İslamiyet Öncesi Dönem
Antik kaynaklarda Somali toprakları, Eski Mısırlılar tarafından Punt olarak adlandırılmıştır. Bölge, M.S. I. yüzyıldan itibaren coğrafyacılar tarafından tanımlanmış ve III. yüzyılda Etiyopya’da hüküm süren Aksum Krallığı’nın hâkimiyetine girmiştir. Aden Körfezi üzerinden yürütülen ticaret, Somali kıyılarını Arap ve Fars tüccarlarının uğrak noktası haline getirmiştir. Bu dönemde Zeyla (Seylac) ve Makdişu (Mogadişu) gibi şehirler köle, kahve ve amber ticaretiyle önem kazanmıştır.
İlk Dönem ve İslam’ın Yayılışı (VIII–XVI. Yüzyıllar)
Arap kabilelerinin VIII. yüzyıldan itibaren Somali sahillerine yerleşmesiyle birlikte İslamiyet bölgede yayılmış, Zeyla ve Makdişu Müslüman ticaret merkezlerine dönüşmüştür. XIII. yüzyılda Ebû Bekir b. Fahreddin liderliğinde Makdişu Sultanlığı kurulmuş, şehir bu yüzyıllarda ekonomik bakımdan gelişmiştir.
Afrika Boynuzu’ndaki Müslüman topluluklar, Hristiyan Habeş Krallığı’na karşı uzun süren mücadeleler yürütmüştür. Bu dönemde merkezi Zeyla olan Adel Sultanlığı, Ahmed el-Mücahid (Ahmed Gran) liderliğinde güç kazanarak XVI. yüzyıl ortalarında Habeş Krallığı’na karşı büyük seferler düzenlemiştir. Osmanlı Devleti, Ahmed el-Mücahid’e ateşli silah desteği sağlamıştır. 1543’te Ahmed el-Mücahid’in ölümüyle Adel Sultanlığı zayıflamış, ancak Osmanlılar 1559’da Zeyla‘yı topraklarına katmış ve bu bölge Habeş Eyaleti’ne bağlanmıştır.
Adel sultanlığı ve diğer birçok küçük sultanlığın yanında bölgede İfat Krallığı (12–15. yüzyıllar) ve Avdal Krallığı (15–17. yüzyıllar) gibi büyük siyasi yapılanmalar da ortaya çıkmıştır. 18. Yüzyılın başlarında ise Doğu Afrika kıyısındaki büyük limanların bir kısmı Oman Sultanlığı ve ardından Zengibar Sultanlığı’nın koruması altına girmiştir. Buna karşın, Kuzey Somali’deki Zeyla ve Berbera liman şehirleri Mekke Şerifi’nin himayesinde olup, dolaylı biçimde Osmanlı İmparatorluğu’na bağlı kaldı.
Sömürgecilik Dönemi (XIX. Yüzyıl)
XIX. yüzyılın ikinci yarısında Somali, Afrika Boynuzu’nun stratejik konumu nedeniyle Avrupalı güçlerin ilgisini çekmiştir. İngiltere’nin Somali’ye yönelimi, 1839’da Hindistan yolunu koruma amacıyla Aden’i işgal etmesiyle başlamış; aynı dönemde Fransa Obock (Cibuti) bölgesini sömürgeleştirirken, İtalya da Benadir sahillerinde (Berâve, Merkâ) etkinlik sağlamıştır. Osmanlı Devleti bu gelişmelere karşı 1865’te Somali kıyılarını Mısır vilayetine bağlamıştır. 1870’lerde Mısır Hidivi İsmail Paşa Somali kıyı bölgelerini Osmanlı adına kontrol altına almış, ancak İngiltere’nin baskısı sonucunda bu hâkimiyet kısa sürmüştür.
Doğu Afrika’da Sömürgecilik Dönemini Gösteren Bir Harita (British Empire)
Zengibar Sultanlığı’nın etkisi altındaki Benâdir sahilleri, 1880’lerden itibaren Avrupa güçleri arasında paylaşıldı. İngiltere Zeyla‘, Berbera ve Tâcûre’yi ele geçirerek Somaliland sömürgesini kurdu. İtalya ise güney sahillerinde Benadir şehirlerini (Berâve, Merkâ) kontrol altına aldı.
Sömürgeciliğe karşı direniş hareketleri bu dönemde güçlenmiştir. Muhammed Abdullah Hassan tarafından kurulan Derviş Hükümeti, Britanya kuvvetlerini dört kez sahil kesimlerine kadar geri püskürtmüş ve yirmi yıl süren bir direniş hareketi yürüttü. Osmanlı desteği gören bu hareket, 1920’de İmam Muhammed’in ölümünden sonra sona erdi. Uzun süren çatışmaların ardından Somali toprakları üç farklı koloniye ayrıldı: İngiliz Somaliland, İtalyan Somaliland ve Fransız Somali’si (Cibuti). Bu durum Somali’nin 1960’taki bağımsızlık sürecine kadar sürdü.
1903 tarihli görsel Hindistan’dan gelen Bikanir Deve Kolordusu’nun Muhammed Abdullah Hasan güçlerine karşı ilk operasyonlarına katılımını gösteriyor (British Empire)
Bağımsızlık Öncesi Dönem (1941–1960)
II. Dünya Savaşı yıllarında Somali toprakları İngiliz ve İtalyan güçleri arasında el değiştirdi. Savaşın ardından Somali Gençlik Birliği ve Somali Gençlik Kulübü gibi örgütler bağımsızlık mücadelesini başlattı. 1948’de büyük güçlerin oluşturduğu komisyon Somali’nin geleceğini Birleşmiş Milletler’e bıraktı. Aynı yıl Ogaden bölgesi Etiyopya’ya verilmiş, Somaliland ise on yıllığına İtalya yönetimine bırakılmıştır.
Birleşmiş Milletler’in 1949 kararıyla Somali’nin on yıl içinde bağımsız olması kararlaştırılmış, 1 Nisan 1950’de uygulamaya konulan plan uyarınca Cibuti’den Kenya’ya kadar olan topraklara “Somali” adı verilmiştir. Bu sürecin sonunda, 1 Temmuz 1960’ta Britanya ve İtalyan Somalileri birleşerek Somali Cumhuriyeti bağımsızlığını ilan etmiştir.
Bağımsızlık ve Somali Cumhuriyeti’nin Kuruluşu (1960–1969)
Bağımsızlıktan sonra Âdem Abdullah Osman devlet başkanı seçilmiş, ülke kısa bir süre parlamenter sistemle yönetilmiştir. Yeni kurulan hükümet, “Büyük Somali Devleti” hedefiyle çevre bölgelerdeki Somalili toplulukları birleştirmeye çalışsa da bu politika komşu ülkelerle gerilimlere yol açmıştır. Demokratik yozlaşma, ekonomik zorluklar ve kabile temelli ayrışmalar toplumsal huzursuzluğu artırdı.
1967’de Abdürreşîd Ali Şîrmârkî cumhurbaşkanı olmuş ancak 1969’da suikasta uğramıştır. Aynı yıl 21 Ekim 1969’da General Muhammed Siyad Barre önderliğinde gerçekleştirilen askerî darbe sonucunda yönetim el değiştirmiş ve devletin adı Somali Demokratik Cumhuriyeti olarak değiştirilmiştir.
Siad Barre Dönemi ve Ogedan Savaşı (1969–1991)
21 Ekim 1969’da General Muhammed Siad Barre öncülüğündeki darbe ile devletin adı Somali Demokratik Cumhuriyeti olarak değiştirilmiş ve ülke sosyalist bloğa yönelmiştir.
Barre, ilk yıllarda altyapı projelerine ağırlık vermiş, ardından dış politikada Sovyetler Birliği’yle yakınlaşmıştır. 1970’te sosyalist sistem ilan edilmiş, 1974’te kuraklık ve ekonomik sorunlar ülkeyi Arap Birliği’ne üye olmaya yöneltmiştir. 1975’te Etiyopya’daki karışıklıktan yararlanarak Somali ordusu, Batı Somali Özgürlük Cephesi ile birlikte Ogaden bölgesine saldırı düzenlemiştir. Savaşın başında başarı kazanan Somali ordusu, Sovyetler Birliği’nin desteğini Etiyopya’ya çevirmesiyle geri çekilmek zorunda kalmıştır.
Savaşın ardından ekonomik sıkıntılar derinleşmiş, rejimin otoriter uygulamaları artmıştır. 1980’lerde ABD ile askeri iş birliği anlaşması yapılmış olsa da toplumsal huzursuzluklar ve muhalefet hareketleri büyümüş, 1991’e gelindiğinde ülke iç savaşa sürüklenmiştir.
Somali Devlet Başkanı Siad Barre (solda), Etiyopya İmparatoru Haile Selassie ile 1974'te Etiyopya'nın Ogaden eyaletini işgal etmeden önce görüşüyor. (SLN)
İç Savaş ve Birleşmiş Milletler Müdahalesi (1991–2000)
1991’de Siad Barre’nin devrilmesinin ardından muhalif gruplar arasında iktidar mücadelesi başlamış, ülke fiilen kabile temelli yönetim bölgelerine ayrılmıştır. Merkezi otoritenin çökmesiyle birlikte devlet kurumları işlevsiz hale gelmiş, kuraklık ve kıtlık binlerce insanın ölümüne yol açmıştır. Bu süreçte 50.000’den fazla kişi hayatını kaybetmiş, kuraklık nedeniyle yüz binlerce kişi açlıktan ölmüştür. 1991’de Somaliland bölgesi tek taraflı bağımsızlığını ilan etmiş ancak uluslararası toplum tarafından tanınmamıştır.
Birleşmiş Milletler insani müdahale amacıyla 1992’de Umut Operasyonunu başlatmış, ardından ONUSOM I ve ONUSOM II barış güçlerini konuşlandırmıştır. Ancak yerel halk arasında BM birliklerinin emperyalist amaçlar taşıdığı yönünde algı oluşmuş ve bu durum operasyonun başarısızlığına neden olmuştur.
3 Ekim 1993’te Mogadişu’da yaşanan çatışmada 18 Amerikan askerinin öldürülmesi (“Black Hawk Down olayı”) uluslararası müdahalenin sonunu getirmiş, ABD ve diğer ülkeler birliklerini geri çekmiştir. 1995’e gelindiğinde BM askerleri tamamen ülkeden ayrılmış, çatışmalar ise devam etmiştir
Bu süreçte Somaliland (1991) ardından Puntland bölgesinde (1998) özerklik ilan edilmiş, ancak uluslararası düzeyde tanınmamıştır.
ABD Deniz Kuvvetleri subaylarının Somali'deki Baidao'da Umut Operasyonu sırasında ABD Kongre üyesine eşlik ettiği hava pistine doğru çekilmiş fotoğrafı (Nara Getarchive)
Geçici Federal Hükümet ve İslami Mahkemeler Birliği (2000–2012)
2000 yılında Birleşmiş Milletler gözetiminde dört büyük kabilenin katılımıyla Geçici Federal Hükümet (GFH) kurulmuştur. 2004’te Abdullah Yusuf Ahmed başkan, Ali Muhammed Gedi başbakan seçilmiştir. Aynı yıllarda İslam Mahkemeleri Birliği (İMB) ülkenin geniş kesimlerinde kontrol sağlamış, ancak 2006’da ABD ve Etiyopya destekli güçlerin müdahalesiyle dağıtılmıştır.
2006’da İMB güneyden başlayarak ülkenin büyük bölümünü kontrol altına almış, başkent Mogadişu’yu ele geçirmiştir. ABD, bu oluşumun El-Kaide ile bağlantısı olduğunu ileri sürmüş ve Etiyopya desteğiyle İMB’ye karşı askeri operasyon başlatmıştır. 2007’de Afrika Birliği Somali Misyonu (AMISOM) güvenliği devralmış, 2012’de yeni anayasa çerçevesinde Somali Federal Hükümeti (SFG) kurulmuştur.
El-Kaide Bağlantılı eş-Şebab Örgütü (Stamp World History)
Federal Dönem ve Günümüz (2012–Günümüz)
2012’de Somali Parlamentosu Mogadişu’da yeniden toplanmış, geçici yönetim yerini Somali Federal Hükümeti (SFG)’ne bırakmıştır. Aynı yıl Hasan Şeyh Mahmud cumhurbaşkanı seçilmiş, ülke federal bir yapıya kavuşmuştur. 2017’de yapılan seçimlerde Muhammed Abdullahi Muhammed (Farmajo) göreve gelmiştir. Ülkenin yeniden yapılanma süreci uluslararası toplumun ve özellikle Türkiye’nin desteğiyle sürmektedir.
Somali’de yönetim, “4,5 klan sistemi” olarak bilinen temsile dayanmaktadır: Hawiye, Darod, Dir ve Rahanweyn (Digil-Mirifle) büyük klanları oluştururken diğer küçük gruplar “0,5” oranında temsil edilmektedir. Ülkenin yeniden yapılanma süreci uluslararası toplumun ve özellikle Türkiye’nin desteğiyle sürmektedir. Ancak, Somali Ulusal Ordusu’nun güçlendirilmesi, el-Kiade terör örgütü bağlantılı El-Şebab ile mücadele, anayasa reformu ve doğrudan seçim sistemine geçiş çalışmaları Somali’nin güncel başlıca sınamaları olmaya devam etmektedir.
Coğrafya
Konum ve Genel Özellikler
Somali, Afrika kıtasının doğu ucunda, Afrika Boynuzu olarak bilinen bölgede yer alır. Doğusunda Hint Okyanusu ve Aden Körfezi, batısında Etiyopya, kuzeybatısında Cibuti ve güneybatısında Kenya bulunur.
Ülke, 10° kuzey enlemi ve 49° doğu boylamı üzerinde konumlanmış olup toplam 637.657 km² yüzölçümüne sahiptir; bunun 627.337 km²’si kara, 10.320 km²’si sudur. Bu büyüklükle Somali, Afrika’nın orta ölçekli ülkeleri arasında yer almakta ve yüzölçümü bakımından ABD’nin Texas eyaletinden biraz küçüktür.
Somali, 3.025 km uzunluğundaki kıyı şeridiyle Afrika kıtasının en uzun sahil hattına sahip ülkelerinden biridir. Bu kıyı, Aden Körfezi üzerinden Bab el-Mendeb Boğazı ve Süveyş Kanalı yoluyla Akdeniz’e açılan stratejik bir deniz geçidinin güney yaklaşımında yer alır. Bu konum, Somali’yi tarih boyunca hem ticari hem de jeopolitik açıdan önemli bir geçiş noktası haline getirmiştir.
Somali Coğrafyası (Stamp World History)
Yeryüzü Şekilleri ve Jeomorfoloji
Ülkenin kuzeyi, Somali Platosu olarak adlandırılan yüksek ve dağlık bir bölgeden oluşur. Bu plato, Aden Körfezi’ne genellikle dik yamaçlarla iner ve Shimbiris Dağı (yaklaşık 2.460 m) ülkenin en yüksek noktasını oluşturur. Güney ve doğuya doğru ilerledikçe arazi giderek alçalır, yerini düzlük ve hafif dalgalı plato alanlarına bırakır. Bu yapı, ülke yüzeyine genel olarak monoton ve geniş bozkır karakteri kazandırır. Ortalama yükselti 410 metredir.
Somali’nin en verimli toprakları, ülkenin orta kesimlerinde yer alan Şebelle ve Cûbâ nehirlerinin suladığı vadilerde bulunur. Bu iki akarsu Etiyopya’nın yüksek bölgelerinden doğar, Somali topraklarından geçerken yüksek buharlaşma nedeniyle sularının büyük kısmını kaybeder. Tarıma en elverişli alanlar bu nehirlerin arasındaki deltalar ve taşkın ovalarıdır.
İklim
Somali’nin iklimi genel olarak sıcak ve kurak çöl iklimi niteliğindedir. Yağışların miktarı ve mevsimsel dağılımı, özellikle göçebe nüfusun yaşam biçimini belirleyen başlıca faktördür
Ülke genelinde dört belirgin mevsim yaşanır:
- Gu (Nisan–Haziran): İlk yağış mevsimidir; ülkenin büyük bölümü kısa süreliğine yeşerir, otlaklar canlanır.
- Hagaa (Temmuz–Eylül): Kurak ve sıcak dönemi temsil eder.
- Day (Ekim–Kasım): İkinci yağış mevsimidir, kısa süreli sağanak yağışlar görülür.
- Jiilaal (Aralık–Mart): En kurak ve çetin dönemdir; göçebe çobanlar için en zor mevsim olarak bilinir.
Yıllık ortalama yağış miktarı 500 mm’nin altındadır; kuzey ve kuzeydoğu bölgelerinde 50–150 mm’ye kadar düşerken, güneybatı kesimlerinde 330–500 mm arasında değişir. Bazı yüksek bölgeler ve kıyı alanları ise 500 mm’yi aşan yağış alabilir. Yağışlar genellikle kısa süreli, yerel karakterli sağanaklar biçimindedir.
Sıcaklık değerleri ülke genelinde yüksek olup ortalama en yüksek sıcaklıklar 30–40°C, en düşük sıcaklıklar 20–30°C arasında değişir. Kuzey Somali, sıcaklık farklarının en belirgin olduğu bölgedir; Aralık ayında yüksek bölgelerde sıcaklık sıfırın altına inerken, Temmuz’da Aden Körfezi kıyısında 45°C’yi aşar. Güneyde ise sıcaklık farkları daha azdır ve Şubat–Nisan en sıcak dönemdir. Kıyı bölgelerinde denizel etki nedeniyle sıcaklıklar iç kesimlere göre 5–10 derece daha düşüktür.
Nispi nem oranı kuzeyde %40–85, kıyılarda ortalama %70 civarındadır. Özellikle Aralık–Şubat döneminde yüksek kesimlerde sık sis oluşur. Yaz aylarında toz fırtınaları ve yağışlı mevsimlerde sel baskınları sık görülen doğal tehlikelerdendir.
Bitki Örtüsü ve Doğal Kaynaklar
Kıyı boyunca dar orman şeritleri bulunmakla birlikte, ülkenin büyük kısmı bozkır ve çalılık bitki örtüsüyle kaplıdır. Somali’nin topraklarının yaklaşık %70’i tarım ve otlak alanıdır; bunun %68,5’i kalıcı otlak, %1,8’i ekilebilir arazi niteliğindedir. Ormanlık alan oranı %9,3’tür.
Somali topraklarında büyük ölçüde işletilmemiş doğal kaynak rezervleri mevcuttur. Bunlar arasında uranyum, demir cevheri, kalay, jips, boksit, bakır, tuz, doğal gaz ve muhtemel petrol rezervleri sayılmaktadır. Başlıca yeraltı su sistemi Ogaden–Cûbâ havzasıdır.
Ulaşım ve Ekonomik Coğrafya
Ülke sanayi açısından sınırlı gelişmiştir. Karayolu ağı yaklaşık 22.100 km uzunluğundadır. Başlıca liman şehirleri Benderkāsım, Berbera, Kismayu ve Makdişudur. Başkent Mogadişu’da uluslararası havaalanı bulunur.
Tarım ve hayvancılık ekonominin temelini oluşturur. Şeker kamışı, pirinç, pamuk, yer fıstığı, tahıllar, baklagiller, sebze ve meyveler (özellikle muz ve greyfurt) başlıca ürünlerdir. Koyun, keçi, sığır ve deve yetiştiriciliği ülke ekonomisinde büyük paya sahiptir. Balıkçılık da kıyı bölgelerinde önemli bir faaliyettir.
Ekonomi
Somali ekonomisi, onlarca yıl süren iç savaş, siyasi istikrarsızlık ve kuraklık gibi doğal afetlerin etkisiyle uzun süre kırılgan bir yapıya sahip olmuştur. 1991 yılında Siad Barre yönetiminin devrilmesinin ardından yaşanan çatışmalar ülke ekonomisini ciddi biçimde zayıflatmış, özellikle Mogadişu, Kismayo, Bosaso ve Berbera gibi liman kentleri Doğu Afrika ticaret ağındaki önemini kaybetmiştir.
Bağımsızlık sonrası dönemde (1960–1991) bölgesinin önemli ticaret merkezi konumunda olan Somali, 1990’lı yıllardan itibaren altyapı yıkımı ve üretim kapasitesinin azalmasıyla ekonomik çöküş sürecine girmiştir. Günümüzde ekonomi; tarım, hayvancılık, diaspora kaynaklı döviz transferleri ve telekomünikasyon sektörlerine dayalıdır. Tarım ve hayvancılık millî gelirin ve istihdamın yaklaşık %65’ini oluşturur.
Ülkenin ekonomik faaliyetleri büyük ölçüde informal (kayıt dışı) sektör içinde yürümektedir. Küçük ölçekli ticaret, göçebe hayvancılık ve yurt dışındaki Somalililerden gelen havaleler, ekonomiyi ayakta tutan başlıca gelir kaynaklarıdır. Resmî bankacılık hizmetleri sınırlı olup, finansal işlemlerde mobil para transfer sistemleri yaygınlaşmıştır.
Makroekonomik Göstergeler
Somali, düşük gelirli ülkeler sınıfında yer almakta ve temel ekonomik göstergeleri bakımından büyük oranda dış yardımlara ve döviz girişlerine bağımlıdır. DEİK verilerine göre Somali’nin gayrisafi yurt içi hasılası (GSYİH) 2020’de 6,9 milyar ABD Doları, 2021’de 7,3 milyar ABD Doları, 2022 tahminiyle 8,5 milyar ABD Doları seviyesindedir.
- Büyüme oranı: 2020’de COVID-19 salgını etkisiyle %0,3 daralan ekonomi, 2021’de %2, 2022’de ise yaklaşık %3 oranında büyümüştür.
- Kişi başına gelir: 2022 tahmini 544 ABD Dolarıdır.
- Enflasyon: 2022 itibarıyla %9,4 seviyesindedir.
- İşsizlik oranı: %19,9; genç nüfusta ise bu oran erkeklerde %61, kadınlarda %74 olarak ölçülmüştür.
- Cari açık: 2021’de GSYİH’nin %14,9’u, 2022’de %12,7’si düzeyindedir.
- Bütçe dengesi: 2021’de GSYİH’nin %1,1’i kadar açık verilmiştir.
Sektörel Dağılım
Tarım ve Hayvancılık
Somali ekonomisinin temelini tarım ve hayvancılık oluşturmaktadır. Tarım sektörü GSYİH’nin %50’sinden fazlasını oluşturmakta olup, başlıca ürünler şeker kamışı, mısır, sorgum, manyok, meyve ve sebzelerdir. Kuraklık ve altyapı yetersizlikleri nedeniyle sektör son derece iklim koşullarına bağımlıdır. Keçi, koyun, deve ve sığır yetiştiriciliği ülke gelirine büyük katkı sağlar. Hayvansal ürünler ve canlı hayvan ihracatı, toplam ihracatın yaklaşık %25–30’unu oluşturur.
Somali’de Yapılan Tarımsal Alanlardan Bir Görüntü (IOM)
Sanayi
Sanayi sektörü sınırlı gelişmiştir ve GSYİH içindeki payı yaklaşık %13 düzeyindedir . Faaliyet alanları şeker rafinasyonu, tekstil üretimi, un ve gıda işleme tesisleriyle sınırlıdır. Uzun süren iç savaş, sanayi altyapısının büyük kısmını tahrip etmiştir. İnşaat sektörü, savaş sonrası yeniden yapılanma süreciyle birlikte büyüme potansiyeli taşımaktadır.
Hizmetler ve Finansal Sistem
Telekomünikasyon, ticaret ve taşımacılık faaliyetleri hizmet sektörünün başlıca unsurlarıdır. Özellikle mobil para transferi uygulamaları, bankacılığın yaygın olmadığı kırsal bölgelerde ekonomik işlemleri mümkün kılmaktadır.
Dış Ticaret ve Cari Denge
Somali’nin dış ticareti uzun süredir açık vermektedir. 2016–2021 döneminde ihracat %74 azalarak 165 milyon ABD dolarına düşerken ithalat %10 artarak 3,2 milyar ABD Dolarına yükselmiştir.
- İhracat ürünleri: canlı hayvanlar (%25), yağlı tohumlar, bitkisel ürünler, balık ve deniz ürünleri (%43).
- İthalat ürünleri: şeker ve şeker mamulleri, sebzeler ve hububat (%30).
- Başlıca ihracat ortakları: Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Umman, Hindistan, Cibuti.
- Başlıca ithalat ortakları: Çin, Hindistan, Türkiye, Umman ve Etiyopya.
Uluslararası Destek ve Ekonomik Reformlar
Somali’nin yeniden yapılanması, uluslararası toplumun desteğiyle yürütülmektedir. 2013–2016 yılları arasında “New Deal / Yeni Düzen” süreci kapsamında kalkınma yardımları yapılmış, 2017–2020 döneminde Somali Federal Hükûmeti ile “Yeni Ortaklık Anlaşması” imzalanmıştır.
IMF ile ilişkiler 2013’te yeniden tesis edilmiş, 2015’te 25 yıl aradan sonra İzleme Programı başlatılmıştır. 2020 yılında Somali, HIPC (Ağır Borçlu Yoksul Ülkeler) girişimi kapsamında borç hafifletme yardımı almaya hak kazanmış; Paris Kulübü ülkeleri Somali’nin 1,4 milyar ABD Doları tutarındaki borcunun %67’sini silmiştir. Avrupa Birliği ise Somali’ye 100 milyon avro bütçe desteği sağlamıştır.
Bu gelişmeler, mali disiplinin güçlendirilmesi ve kamu gelirlerinin artırılması yönünde ilerleme sağlanmasına katkıda bulunmuştur. Ancak, ülke ekonomisi hâlâ kuraklık, güvenlik sorunları ve dış yardımlara bağımlılık nedeniyle kırılgan bir yapı sergilemektedir.
Türkiye-Somali Ekonomik İlişkileri
Türkiye, Somali’nin dış ticaretinde önemli bir ortak konumundadır. Türkiye’nin Somali’ye ihracatı 2016 öncesinde 100 milyon ABD Doları’nın altında iken, 2021’de 355 milyon ABD Doları’na ulaşmıştır. 2022’nin ilk beş ayında bu rakam bir önceki yıla göre %29 artarak 156 milyon ABD Doları olmuştur.
- Türkiye’nin Somali’ye ihracat kalemleri: un ve pastacılık ürünleri (%33), demir–çelik (%12), değirmencilik ürünleri (%8), eczacılık ürünleri (%6).
- Somali’den ithalat: yağlı tohumlar (%92).
Türkiye’nin Somali’ye yönelik yatırımları altyapı, inşaat, lojistik ve gıda sanayi alanlarında yoğunlaşmıştır.
Demografi, Eğitim ve Kültür
Nüfus Dağılımı ve Şehirleşme
Somali, Afrika Boynuzu’nda yer alan ve 637.657 km² yüzölçümüne sahip bir ülkedir. 2025 yılı itibarıyla ülke nüfusu yaklaşık 15,9 milyon olup, bu sayı 1975’teki 8,3 milyon nüfusun neredeyse iki katıdır. Nüfusun %47,9’u şehirlerde yaşamaktadır ve şehirleşme oranı yıllık ortalama %4,2 düzeyinde artmaktadır. En yoğun nüfuslu bölgeler başkent Mogadişu (2,61 milyon) ve Hargeysa (1,12 milyon) şehirleridir. Nüfusun önemli bir kısmı ülkenin güney ve kıyı bölgelerinde toplanmıştır; kuzeydoğu, orta ve Kenya sınırına yakın bölgeler en seyrek yerleşim alanlarıdır.
Etnik Yapı
Somali nüfusunun yaklaşık %85’i etnik Somalilerden oluşur. Geri kalan nüfus ise ağırlıklı olarak ülkenin güneyinde yaşayan azınlık topluluklarıdır. Bu gruplar arasında Benadiri, Bravanese, Bantu, Etiyopyalı, Hint, Fars ve İtalyan kökenliler bulunur. Bantular, tarihsel olarak Arap köle tüccarları tarafından getirilen kölelerin soyundan gelmektedir.
Dinî Dağılım
Somali halkının %99,9’u Müslümandır; bunun %98,1’i Sünni, %1,2’si Şii, %0,6’sı ise farklı İslamî eğilimlere mensuptur. Ülkede Şâfiî mezhebi yaygındır ve dinî hayat, tarih boyunca etkili olmuş tarikatlar aracılığıyla şekillenmiştir. En yaygın tarikat Kādiriyye’dir; bu tarikat kuzey bölgelerinde Şeyh Abdurrahman Zeylaî, güneyde ise Şeyh Üveys b. Muhammed ve Abdurrahman b. Abdullah eş-Şâşî tarafından yayılmıştır. Bunların yanında İdrîsiyye tarikatının Somali kolu olan Sâlihiyye ve Rifâiyye tarikatları da etkili olmuştur.
Yaş Yapısı ve Nüfus Özellikleri
2024 yılı itibarıyla Somali nüfusunun %41,4’ü 0–14 yaş, %55,8’i 15–64 yaş, %2,8’i 65 yaş ve üzerindedir. Ortalama yaş 19,1 yıl olup, erkeklerde 19,3, kadınlarda 18,9 yıldır. Doğum oranı binde 37,4, ölüm oranı binde 11,2 düzeyindedir. Kadın başına düşen doğurganlık oranı 5,12 çocuk olup, bebek ölüm oranı binde 83,6’dır. Yaşam beklentisi ortalama 56,5 yıl (erkeklerde 54,1; kadınlarda 59,0) olarak hesaplanmaktadır. Göç oranı -0,7/1000 düzeyindedir; bu da ülkenin net göç veren bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
1990’lı yıllarda yaşanan iç savaşlar ve siyasî istikrarsızlık, özellikle eğitimli ve nitelikli nüfusun önemli bir kısmının ülke dışına göç etmesine yol açmıştır. Diaspora toplulukları, ülke dışında özellikle Orta Doğu, Avrupa ve Kuzey Amerika’da yoğunlaşmıştır. Kırsal kesimlerde süregelen kuraklıklar ve yetersiz altyapı da iç göçleri artırmıştır.
Eğitim
Somali’de eğitim sistemi, uzun yıllar süren iç savaşlar nedeniyle ağır biçimde etkilenmiştir. Bununla birlikte son dönemlerde devlet kurumlarının yeniden yapılanmasıyla birlikte eğitim alanında ilerleme sağlanmıştır. Eğitim faaliyetleri hem resmî kurumlar hem de sivil toplum ve dinî kuruluşlar tarafından yürütülmektedir.
Somali’de ilköğretim düzeyinde Kur’an kursları yaygındır. Kültür Bakanlığı’na bağlı Eğitim Müdürlüğü, okul öncesi ve ilköğretim düzeyinde Kur’an öğretimi dâhil temel eğitim faaliyetlerini denetlemektedir. Ortaöğretim kurumları genellikle büyük şehirlerde yer almakta, meslekî ve teknik eğitim veren okulların sayısı sınırlı bulunmaktadır.
Yükseköğretim alanında, özellikle Mogadişu Üniversitesi ve Hargeysa Üniversitesi gibi kurumlar son yıllarda yeniden yapılandırılmıştır.
Kültür
Somali kültürü, İslamî değerlerle şekillenmiş köklü bir gelenek taşır. Somali dili, ülke genelinde ortak kimliğin en güçlü unsurlarındandır. Halk edebiyatı, şiir, atasözleri ve sözlü gelenekler Somali toplumunda önemli yer tutar. Sanat alanında geleneksel müzik, dans ve halk hikâyeleri kültürel yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Somali kültüründe misafirperverlik, aile bağları ve toplumsal dayanışma temel değerler arasında yer alır. Dinî bayramlar, toplu ibadetler ve yerel festivaller kültürel hayatın sürekliliğini sağlamaktadır.
Turizm
Somali, Afrika Boynuzu’nun doğu kıyısında yer alan ve Hint Okyanusu boyunca uzanan geniş sahil şeridiyle dikkat çeken bir ülkedir. Zengin tarihî mirası, doğal güzellikleri ve kültürel çeşitliliğiyle Somali, yeniden yapılanma sürecine paralel olarak turizm potansiyelini geliştirmeye başlamıştır. Ülkenin farklı bölgelerinde tarih öncesi kaya resimlerinden sahil kentlerindeki mimari eserlere kadar uzanan geniş bir kültürel ve doğal çeşitlilik bulunmaktadır. Turizm altyapısının gelişmekte olmasına rağmen Somali, tarihî, kültürel ve ekoturizm açısından önemli destinasyonlara sahiptir.
- Mogadişu: Somali’nin başkenti Mogadişu, ülkenin tarihî ve kültürel merkezidir. Ziyaretçiler, Somali Gençlik Birliği Anıtı, Dhagaxtuur Obeliski ve Bilinmeyen Asker Anıtı gibi ulusal sembolleri görebilirler. Şehrin sahilinde yer alan Liido Plajı, Hint Okyanusu’nun turkuaz sularıyla çevrili olup başkentin en popüler rekreasyon alanlarından biridir.
Başkent Mogadişu (Somali Devleti Turizm Bakanlığı)
- Baidoa: Güneybatı Somali Eyaleti’nin başkenti olan Baidoa, ülkenin merkezî bölgesinde yer alır. Kent, tarihsel olarak ticaret yollarının kesişiminde bulunmuş ve günümüzde bölgesel yönetim merkezi konumundadır.
- Kismayo: Kismayo, Jubba Nehri’nin Hint Okyanusu’na döküldüğü noktada kurulmuş bir liman kentidir. Doğal güzellikleriyle öne çıkan şehir, özellikle Goobweyn Kavşağı bölgesiyle ziyaretçilerin ilgisini çeker.
- Laas Geel: Laas Geel, Afrika Boynuzu’nda keşfedilen en eski mağara resimlerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır. Bu alan, tarih öncesi çağlara ait insan yerleşimlerinin izlerini taşıyan mağara odaları ve yeraltı geçitleri ile ünlüdür. Duvarlardaki resimler, hayvan figürleri ve av sahneleriyle Somali’nin tarih öncesi sanat geleneğini gözler önüne serer.
- Iskushuban: Iskushuban, 19. ve 20. yüzyıllarda Afrika Boynuzu’nun kuzeyinde hüküm süren Majeerteen Sultanlığı’nın başlıca merkezlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bölgedeki kalıntılar, Somali’nin geleneksel yönetim biçimlerinin ve yerel hanedanlık yapısının tarihsel izlerini taşır.
- Garoowe: Garoowe, ülkenin kuzeydoğusundaki Nugaal Vadisi’nde yer alır. Çevresini çevreleyen yüksek platolar 500 ila 1.000 metre arasında yükselmekte, bölge çok sayıda vadi ve kuru akarsu yatağıyla karakterize edilmektedir. Doğal topoğrafyası sayesinde Garoowe, jeomorfolojik ve ekoturizm açısından öne çıkan bir destinasyondur.
Dış Politika ve Güvenlik
Somali dış politika ve güvenliği, egemenlik ve toprak bütünlüğünü koruma, terörle mücadele ve bölgesel istikrarın sağlanması ekseninde şekillenmektedir. Ülke, özellikle El-Şebab tehdidine karşı uluslararası askeri ve diplomatik işbirliğini sürdürürken, ABD ve Türkiye ile güvenlik alanında yakın ilişkiler geliştirmektedir. Afrika Birliği’nin ATMIS misyonuyla koordinasyon, Etiyopya ve Kenya ile sınır güvenliği ve deniz yetki alanları konularında denge politikası izlenmekte; aynı zamanda BAE, AB ve Arap ülkeleriyle ekonomik ortaklıklar güçlendirilmeyi hedeflemektedir.
Türkiye ile İlişkiler
Türkiye–Somali ilişkileri, Osmanlı dönemine kadar uzanan tarihî temellere sahiptir. Modern dönemde diplomatik ilişkiler 1979’da tesis edilmiş, ancak 1991’de Somali’de iç savaşın başlamasıyla Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçiliği kapatılmıştır. Bu temsilcilik 1 Kasım 2011’de yeniden faaliyete geçerek iki ülke arasındaki ilişkilerin yeniden canlanmasını sağlamıştır. Aynı zamanda 2014’te Hargeysa Başkonsolosluğu açılarak Türkiye’nin ülkedeki diplomatik temsiliyet alanı genişletilmiştir.
2011 Ziyareti ve İnsani Dönüm Noktası
Türkiye–Somali ilişkilerinde dönüm noktası, 19 Ağustos 2011’de dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Mogadişu ziyareti olmuştur. Bu ziyaret, uzun süredir uluslararası toplum tarafından izole edilen Somali’nin dünya gündemine yeniden taşınmasını sağlamıştır. Ziyaretin ardından Türkiye, TİKA, Türk Kızılayı, AFAD ve sivil toplum kuruluşları aracılığıyla geniş kapsamlı insani yardım operasyonu başlatmış; Somali’ye 1 milyar doların üzerinde yardım sağlamıştır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın 2011 yılındaki Somali Ziyaretinden Bir Görüntü (AA)
Bu yardımlar gıda, sağlık ve altyapı alanlarının yanı sıra eğitim, kamu yönetimi ve yeniden yapılanma süreçlerini de kapsamıştır. Türkiye’nin bu yardımları, Batılı donörlerin kısa vadeli insani yardım modellerinden farklı olarak, uzun vadeli ve kurumsal kapasite geliştirmeye odaklanmıştır.
Eğitim, Sağlık ve Kalkınma İş Birliği
Türkiye, Somali’de yeniden devlet inşasına katkı sağlamak amacıyla hastaneler, okullar, yollar ve kamu binaları inşa etmiştir. Bu kapsamda Mogadişu Recep Tayyip Erdoğan Eğitim ve Araştırma Hastanesi, ülkenin en gelişmiş sağlık tesislerinden biri hâline gelmiştir.
Türkiye Maarif Vakfı ve YTB burs programları aracılığıyla yüzlerce Somalili öğrenci Türkiye’de eğitim görme fırsatı elde etmiştir. 1992’den bu yana 1.092 Somalili öğrenci Türkiye Bursları kapsamında yükseköğrenim almış; 2019–2020 döneminde 98 yeni burs tahsis edilmiştir. Bu süreçte Türkiye’nin Somali’deki eğitim faaliyetleri, iki ülke ilişkilerini insani diplomasi zemininde derinleştirmiştir.
Askerî İş Birliği ve TURKSOM Üssü
Türkiye’nin Somali’deki askerî varlığı, güvenlik yardımı ve kurumsal kapasite geliştirme ilkeleri çerçevesinde şekillenmiştir. 2017 yılında açılan TURKSOM Askerî Eğitim Üssü, Türkiye’nin yurt dışındaki en büyük askerî eğitim tesisidir ve Somali ordusunun profesyonelleşmesinde kilit rol oynamaktadır.
Yaklaşık 50 milyon dolar maliyetle kurulan üs, 400 hektarlık bir alanda yer almakta ve yılda 500’ün üzerinde Somali askerinin eğitimini hedeflemektedir. Bu eğitimler, Somali ordusunun AMISOM sonrası güvenlik sorumluluğunu üstlenmesine katkı sağlamakta; aynı zamanda El-Şebab’a karşı mücadele kapasitesini artırmaktadır.
TURKSOM, aynı zamanda Türkiye’nin “kapasite aktarımı yoluyla istikrar inşası” anlayışının somut bir uygulamasıdır. Türk subayları tarafından verilen eğitimler, sadece askerî tekniklerle sınırlı kalmamakta; liderlik, disiplin ve ulusal ordu bilinci konularını da içermektedir. Türkiye bu yönüyle Somali’nin güvenlik kurumlarının ulusallaşmasına katkı sağlamaktadır.
Ekonomik ve Ulaşım Alanında İş Birliği
Türkiye, Somali’nin yeniden yapılanma sürecine ekonomik açıdan da destek olmuştur. THY’nin 2012 yılında başlattığı doğrudan Mogadişu uçuşları, Somali’yi uluslararası havacılık ağına yeniden dâhil etmiştir. Mogadişu Limanı ve Uluslararası Havalimanı Türk firmaları tarafından işletilmekte, bu sayede ülkenin dış ticaret gelirleri artırılmaktadır. 2020 itibarıyla iki ülke arasındaki ticaret hacmi 280 milyon dolar düzeyindedir ve Türkiye, Somali’nin öncelikli ticaret ortakları arasında yer almaktadır. Türk özel sektörünün yatırımları Somali’nin altyapı ve hizmet ekonomisinin yeniden inşasında önemli rol oynamıştır.
Arabuluculuk ve Bölgesel Diplomasi
Türkiye, Somali’nin iç istikrarını desteklemenin yanı sıra bölgesel barış süreçlerinde arabulucu rol üstlenmiştir. 2024 yılında Türkiye’nin arabuluculuğunda yürütülen Ankara Barış Görüşmeleri, Somali ve Etiyopya arasında süregelen sınır ve deniz erişimi krizine diplomatik çözüm üretmiştir.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Somali Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh Mahmud ve Etiyopya Başbakanı Abiy Ahmed arasında varılan Ankara Mutabakatı, iki ülke arasında “barış, iş birliği ve karşılıklı saygı temelli yeni bir dönem” başlatmıştır.
Bu süreç, Türkiye’nin Somali nezdinde yalnızca askerî bir aktör değil, aynı zamanda güvenilir bir arabulucu ve diplomatik denge unsuru olarak konumlanmasını sağlamıştır.
Afrika Birliği Misyonu (AMISOM)
Afrika Birliği Misyonu (AMISOM), 2007 yılında Birleşmiş Milletler onayıyla kurulmuş, Somali’deki güvenlik boşluğunu gidermeyi ve El-Şebab tehdidini bertaraf etmeyi amaçlamıştır. Misyon, Uganda, Burundi, Etiyopya, Kenya, Cibuti ve Sierra Leone askerlerinden oluşan yaklaşık 22.000 kişilik bir kuvvet yapısına ulaşmıştır.
AMISOM’un operasyonel yapısı büyük ölçüde dış finansmana bağımlı olmuştur. Avrupa Birliği asker maaşlarının önemli bir bölümünü karşılamış, Birleşmiş Milletler ise lojistik desteği sağlamıştır. Bu durum, misyonun kurumsal sürdürülebilirliğini dış kaynaklara bağımlı hâle getirmiştir.
Zamanla Etiyopya ve Kenya gibi bölgesel aktörler, hem kendi güvenlik çıkarları hem de sınır ötesi tehdit algıları doğrultusunda misyon kapsamında faaliyet göstermiştir. Bu durum, yer yer AMISOM’un tarafsızlığı konusunda kamuoyunda soru işaretleri oluşturmuştur. AMISOM’un karşılaştığı başlıca sorunlar arasında; siyasi koordinasyon eksikliği, teçhizat yetersizliği (özellikle hava desteği ve helikopter eksikliği), yerel meşruiyet zafiyeti ve El-Şebab’ın sürekli yeniden örgütlenebilme kapasitesi yer almıştır.
1 Nisan 2022 itibarıyla AMISOM’un görevi resmen sona ermiş, yerine Afrika Birliği Geçiş Misyonu (ATMIS) kurulmuştur. Bu değişiklik, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 31 Mart 2022 tarihli kararıyla onaylanmış; Somali güvenlik güçlerinin ülke güvenliğinde kademeli olarak liderliği üstlenmesi hedeflenmiştir.
Yeni misyon iki yıllık bir geçiş süreci için planlanmış olsa da, ATMIS’in finansmanı henüz garanti altına alınmamıştır. Afrika Birliği’nin Çin, Rusya ve Orta Doğu ülkelerinden alternatif fon arayışına girdiği belirtilmiştir. AMISOM’un bütçe yetersizliği nedeniyle kapanış töreni düzenleyememesi, bu geçişin ekonomik zorluklar altında gerçekleştiğini göstermektedir.
ABD ile İlişkiler
Somali–Amerika Birleşik Devletleri ilişkileri, Soğuk Savaş sonrası dönemde büyük ölçüde güvenlik ekseninde şekillenmiştir. 1993 yılındaki Mogadişu Savaşı sonrasında ABD, Somali’de doğrudan askerî varlıktan kaçınarak, güvenlik politikalarını dolaylı araçlar üzerinden yürütmeyi tercih etmiştir. Bu çerçevede Somali, ABD’nin terörle mücadele stratejisinde merkezî konuma sahip olmakla birlikte, uzun yıllar boyunca diplomatik, askerî ve istihbarî düzeyde vekil mekanizmalar üzerinden yönetilen bir ilişki biçimine konu olmuştur.
ABD’nin Somali’de yürüttüğü operasyonlar büyük ölçüde özel güvenlik şirketleri ve üçüncü taraf askerî güçler aracılığıyla sürdürülmüştür. Bancroft Global Development adlı ABD merkezli özel şirket, Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) bünyesindeki birliklere taktik eğitim sağlamış; ABD Dışişleri Bakanlığı bu faaliyetleri dolaylı biçimde finanse etmiştir. Bunun yanı sıra CIA, Somali Ulusal İstihbarat Servisi’ni desteklemiş ve Mogadişu Havalimanı yakınında “Pink House” olarak bilinen bir istihbarat tesisi kurmuştur. Pentagon, Somali’ye doğrudan asker göndermek yerine Uganda ve Burundi ordularına askerî ekipman ve mali yardım sağlamıştır.
ABD’nin Somali’ye yönelik desteği, 2007’den itibaren Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) ve sonrasında Somali Ulusal Ordusu (SNA) üzerinden sürdürülmüştür. Bu dönemde ABD, Danab Özel Kuvvetleri’nin eğitimi ve teçhizatının sağlanması konusunda temel rol oynamıştır. AMISOM’un çekilmeye başlamasıyla birlikte ABD, Somali ordusuna yönelik doğrudan kapasite geliştirme faaliyetlerini yoğunlaştırmış; hava saldırıları, keşif operasyonları ve istihbarat paylaşımı yoluyla El-Şebab’a karşı mücadelede Somali hükümetine destek vermeye devam etmiştir.
Buna karşın Somali’deki güvenlik ortamı son derece kırılgan kalmıştır. ABD Dışişleri Bakanlığı’nın 2023 tarihli CountryReports belgesinde, ülkenin tamamı için “yüksek riskli” güvenlik uyarısı sürmekte; Mogadişu dâhil olmak üzere tüm bölgelerde El-Şebab saldırıları, adam kaçırma ve silahlı gasp olaylarının devam ettiği belirtilmektedir. Bu nedenle ABD’nin Somali’deki diplomatik hizmetleri Nairobi (Kenya) ve Cibuti elçilikleri üzerinden yürütülmekte; Somali’de resmî bir elçilik veya konsolosluk faaliyet göstermemektedir.
ABD’nin Somali politikasında yeni tartışma alanı Somaliland olmuştur. Somaliland, 1991’den bu yana fiilî bağımsız yönetim altında bulunmakta ve 2024 Kasım seçimleriyle demokratik geçiş sürecini sürdürmektedir. ABD iç siyasetinde özellikle Cumhuriyetçi kanatta, Somaliland ile ilişkilerin derinleştirilmesi yönünde görüşler güçlenmiştir. Ancak mevcut ABD yönetimi (Biden dönemi) “Tek Somali Politikası”nı korumakta, Somaliland’a tanıma yerine “gelişmiş ortaklık” düzeyinde ilişkiler kurmayı tercih etmektedir.Biden yönetimi, Somali’nin toprak bütünlüğüne bağlı kalarak, ülkeyi Afrika Boynuzu’nda güvenlik iş birliği ve terörle mücadelede ana ortak olarak görmektedir.
ABD, 2022 sonrasında Somali’ye yeniden asker konuşlandırmış, Danab kuvvetlerinin eğitimini genişletmiş ve El-Şebab’a karşı operasyonları artırmıştır. Bununla birlikte, Somaliland’ın Aden Körfezi üzerindeki stratejik konumu nedeniyle, Washington yönetimi gelecekte bu bölgeyle ilişkileri dikkatli biçimde derinleştirme eğilimindedir.
Etiyopya ile İlişkiler
Etiyopya, Somali’nin komşuları içinde ülkenin güvenlik yapılanmasında en etkili aktörlerden biridir. 1990’lardan itibaren Somali’deki iç savaşın bölgesel yansımaları nedeniyle iki ülke arasında zaman zaman çatışmalar ve sınır ötesi operasyonlar yaşanmıştır.
2007 yılında Etiyopya ordusu, El-Şebab’a karşı yürütülen mücadele kapsamında Afrika Birliği Misyonu (AMISOM) çatısı altında Somali’de konuşlanmış; daha sonra bazı birlikleri bu misyona entegre edilmiştir.
Etiyopya’nın Somali’deki askerî varlığı, güvenlik gerekçesiyle meşrulaştırılsa da zaman zaman “tek taraflı operasyonlar” eleştirilerine yol açmıştır. Somali kamuoyunda, Etiyopya birliklerinin AMISOM içinde kendi ulusal çıkarları doğrultusunda hareket ettiği yönünde algılar oluşmuştur. Bu durum, misyonun tarafsızlığı konusundaki tartışmaları güçlendirmiştir.
2024 yılı başında Etiyopya, Somaliland ile deniz erişimi ve üs anlaşması imzalayarak Somali’nin egemenlik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle ciddi bir diplomatik krize neden olmuştur. Somali Federal Hükümeti bu adımı yasadışı ilan etmiş ve ilişkilerde askeri ve diplomatik iş birliği askıya alınmıştır.
Krizin ardından Türkiye’nin arabuluculuğuyla yürütülen görüşmeler sonucunda 2024 Aralık ayında Ankara Deklarasyonu imzalanmış, iki taraf egemenlik ve toprak bütünlüğüne saygı temelinde ilişkileri yeniden tesis etmiştir . 2025 yılı Ocak ayında ise Addis Ababa’da düzenlenen toplantıda, ülkeler arasında tam diplomatik temsilin yeniden başlatılması kararlaştırılmıştır.
Bu süreç, Somali–Etiyopya ilişkilerinde bölgesel rekabetten diyalog temelli normalleşmeye geçişin önemli bir göstergesi olmuştur. Ancak iki ülke arasındaki güvenlik iş birliği, El-Şebab tehdidi, sınır güvenliği ve deniz erişimi konularında karşılıklı temkinli yaklaşım devam etmektedir.
Kenya ile İlişkiler
Somali–Kenya ilişkileri, sömürge döneminden miras kalan sınır düzenlemeleri, güvenlik kaygıları ve göç hareketlilikleri nedeniyle tarihsel olarak karmaşık bir nitelik taşımaktadır. Kenya’nın kuzeyinde yoğun Somali kökenli nüfusun varlığı, bağımsızlık sonrası dönemde iki ülke arasında güvensizliğin sürmesine yol açmıştır.
1990’larda Somali iç savaşının derinleşmesiyle birlikte yaklaşık 400 bin Somalili mülteci, Kenya’daki Dadaab ve Kakuma kamplarına yerleşmiştir. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkileri insani ve güvenlik ekseninde etkilemiştir.
2011 yılında Kenya ordusu, El-Şebab’ın sınır ötesi saldırılarına karşı Operation Linda Nchi adıyla Somali’nin güneyine askerî operasyon başlatmış ve ardından birliklerini AMISOM çatısı altına entegre etmiştir. Bu süreçte Kenya, sınır güvenliğini gerekçe göstererek Somali topraklarında uzun süreli askerî varlık tesis etmiştir.
Somali ile Kenya arasındaki başlıca anlaşmazlık, Hint Okyanusu’nda yaklaşık 100 bin km²’lik deniz yetki alanı üzerindedir. Kenya paralel hat yöntemini savunurken, Somali eşit uzaklık ilkesini öne sürmüştür. 2021’de Uluslararası Adalet Divanı’nın Somali lehine karar vermesi Kenya tarafından reddedilmiş ve Nairobi duruşmalara katılmamıştır. 2020–2021 döneminde askıya alınan diplomatik ilişkiler ise Katar’ın arabuluculuğunda 2021 Mayıs’ında yeniden tesis edilmiştir. Buna rağmen sınır güvenliği, mülteci politikaları ve ekonomik rekabet gibi konular iki ülke arasında temel gerilim alanları olmaya devam etmektedir.
Birleşik Arap Emirlikleri ile İlişkiler
Somali–Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ilişkileri, 2010’lu yıllardan itibaren karşılıklı güven eksikliğinin belirlediği dalgalı bir seyir izlemiştir. İki ülke arasındaki gerilimin temelinde, BAE’nin Somaliland bölgesinde yürüttüğü askerî ve ekonomik faaliyetlerin, Somali Federal Hükûmeti tarafından egemenlik ihlali olarak değerlendirilmesi bulunmaktadır.
Somali–BAE ilişkilerinde 2018 yılı önemli bir kırılma noktası olmuştur. Somali güvenlik güçlerinin Mogadişu Havalimanı’nda bir BAE uçağında 9,6 milyon dolar nakit para ele geçirmesi üzerine BAE, Somali ordusuna yönelik eğitim programını sonlandırarak faaliyetlerini Somaliland ve Puntland üzerinden sürdürmeye başlamıştır. Bu olay iki ülke arasında diplomatik gerilim oluşturmuş, Mogadişu yönetimi BAE’nin Somaliland ile askerî temaslarını ülkenin iç işlerine müdahale olarak değerlendirmiştir. 2025 itibarıyla BAE, Somaliland ile askerî iş birliğini derinleştirerek Berbera Limanı çevresinde askerî varlık ve teknik destek faaliyetlerini sürdürmektedir.
Ordu ve Savunma Kapasitesi
Somali’nin askerî gücü, uzun yıllar süren iç savaşlar, ekonomik zorluklar ve kurumsal zayıflıklar nedeniyle sınırlı bir kapasiteye sahiptir. Ülkenin savunma yapısı büyük ölçüde kara kuvvetleri ve paramiliter unsurlardan oluşmakta, hava ve deniz kuvvetleri ise operasyonel düzeyde etkili olamamaktadır. Somali ordusunun temel önceliği, ulusal güvenliğin sağlanması, iç istikrarsızlığın kontrol altına alınması ve terör örgütlerine karşı mücadele olarak belirlenmiştir.
Finansal Göstergeler
2025 yılı itibarıyla Somali’nin satın alma gücü paritesi (PPP) 26 milyar 351 milyon ABD doları, savunma bütçesi 171 milyon ABD doları, döviz ve altın rezervi 16 milyon 747 bin 500 ABD doları, dış borcu ise 5 milyar 830 milyon ABD dolarıdır.
Coğrafi ve Stratejik Konum
Somali, 637.657 km² yüzölçümüne ve 3.025 km uzunluğunda bir kıyı şeridine sahiptir. 2.385 km uzunluğundaki kara sınırları Etiyopya, Cibuti ve Kenya ile paylaşılmaktadır. Ülke, Afrika Boynuzu üzerinde yer alması nedeniyle stratejik öneme sahiptir; ancak altyapı eksiklikleri ve deniz güvenliği problemleri nedeniyle bu konum tam anlamıyla avantaja dönüştürülememektedir. Ülkede kullanılabilir su yolu bulunmamaktadır.
İnsan Gücü ve Seferberlik Kapasitesi
2025 yılı itibarıyla Somali’nin nüfusu 13 milyon civarındadır. Bunun yaklaşık 3 milyonu (%23) askerî hizmete elverişli olarak kabul edilmekte, 1,8 milyonu (%13,8) aktif hizmet için uygun görülmektedir.
Toplam askerî personel sayısı 17.000 olup bunun 15.000’i aktif, 2.000’i paramiliter birliklerden oluşmaktadır. Ülkede yedek asker bulunmamaktadır. Kuvvet dağılımı içinde kara ordusu yaklaşık 10.000, hava ve deniz kuvvetleri ise yaklaşık 300’er personel ile temsil edilmektedir.
Yıllık askerlik çağına gelen nüfus ortalama 130.000 kişi civarındadır. Seferberlik potansiyeli yıllık ortalama 128.000 yeni askeri kapsamakta olup, dört yılın sonunda toplamda 530.000 civarında kişilik bir potansiyele ulaşabilmektedir. Ancak bu teorik kapasite, ekonomik ve lojistik sınırlılıklar nedeniyle fiilen kullanılmamaktadır.
Kara, Hava ve Deniz Unsurları
Hava Kuvvetleri
Somali Hava Kuvvetleri, fiilen operasyonel durumda değildir. Envanterinde savaş uçağı, nakliye uçağı, helikopter veya taarruz platformu bulunmamaktadır.
Kara Kuvvetleri
Somali kara ordusu, ülkenin en aktif ve en büyük askerî birimidir. Envanterinde 682 zırhlı araç bulunmakta, bunların yaklaşık 307’si aktif kullanımdadır.
Ülkede ana muharebe tankı, kundağı motorlu obüs, çekili topçu veya çok namlulu roketatar bulunmamaktadır. Kara birlikleri daha çok hafif zırhlı araçlar, kamyonlar ve piyade tüfekleriyle donatılmıştır. Somali ordusunun kara gücü, genellikle iç güvenlik operasyonları ve asimetrik tehditlerle mücadele görevlerinde kullanılmaktadır.
Deniz Kuvvetleri
Somali Deniz Kuvvetleri, 10 adet devriye gemisinden (offshore patrol vessel) oluşmaktadır. Donanmada uçak gemisi, denizaltı, fırkateyn, korvet veya mayın harbi gemisi bulunmamaktadır.
Deniz gücü, esas olarak kıyı güvenliği, kaçakçılıkla mücadele ve korsan faaliyetlerinin engellenmesi gibi görevleri yürütmektedir. Somali kıyılarının uzunluğu (3.025 km), deniz güvenliği açısından önemli bir sorumluluk alanı oluşturmaktadır; ancak donanmanın kapasitesi bu alanı etkin biçimde denetlemeye yetmemektedir.
Lojistik Altyapı
Somali’nin toplam iş gücü 3,27 milyon kişidir. Ülkede 4 ticari deniz gemisi, 6 liman, 38 havalimanı ve 15.000 km kara yolu bulunmaktadır. Demiryolu ve kullanılabilir su yolu altyapısı bulunmamaktadır.
Somali’de ham petrol üretimi bulunmamaktadır. Günlük petrol tüketimi 6.000 varil düzeyindedir. Ülkenin doğal gaz rezervi yaklaşık 5,7 milyar m³ olarak tahmin edilmektedir. Ancak bu rezerv henüz işletilmemektedir. Kömür üretimi, tüketimi ve rezervi mevcut değildir. Enerji bağımlılığı, Somali’nin savunma ve ulaşım kapasitesini doğrudan etkilemektedir.
Uluslararası Askerî İş Birlikleri ve Eğitim Programları
TURKSOM Askerî Eğitim Üssü
Somali Türk Görev Kuvveti Komutanlığı (STGK), Türkiye ve Somali arasında 2010 yılında imzalanan Çerçeve Anlaşması, 2012’deki Askerî Eğitim İş Birliği Anlaşması, 2014 Türk Görev Kuvveti Protokolü ve 2015 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı doğrultusunda kurulmuş, 30 Eylül 2017’de faaliyete geçmiştir.
TURKSOM Askeri Birliği (AA)
Mogadişu’daki Anadolu Kışlası bünyesinde Somali Silahlı Kuvvetlerinin teşkilatlanması, askerî eğitim, altyapı, lojistik ve danışmanlık alanlarında faaliyet yürütülmektedir. Türkiye’nin eğittiği “Kartal Tugayları” ve Özel Kuvvet Taburları, Galguduud ve Hirshebelle bölgelerinde 2023’ten itibaren devlet otoritesini yeniden tesis etmeye yönelik operasyonlarda görev yapmaktadır. TURKSOM bünyesindeki Türk danışmanlar, Somali Cumhurbaşkanlığı, Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı ile Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri düzeyinde danışmanlık görevleri yürütmektedir.
Somali’de Türkiye dışında BM, ABD, BAE, Afrika Birliği, İngiltere, Avrupa Birliği Eğitim Misyonu (EUTM) ve çeşitli kuruluşlar da faaliyet göstermektedir. Afrika Birliği Somali Destek ve İstikrar Misyonu (AUSSOM) kapsamında Uganda, Burundi, Etiyopya, Kenya ve Cibuti birliklerinden oluşan 11.467 asker Eylül 2025 itibarıyla görev yapmaktadır.
Somali Polis Gücünün Yeniden Yapılandırılması
Türkiye, Somali polis teşkilatının yeniden yapılandırılmasına yönelik çalışmalarını 2018 yılından bu yana yürütmektedir. Bu faaliyetler, Mogadişu Büyükelçiliği bünyesindeki İçişleri Müşavirliği ve Türk kolluk kurumlarının bilgi birikimi çerçevesinde sürdürülmektedir.
İki ülke arasında imzalanan güvenlik anlaşmaları uyarınca 2012’de kısa süreli kurslar, 2015’ten itibaren ise Polis Akademisi, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi düzeyinde lisans ve yüksek lisans programları başlatılmıştır.
Türkiye’de eğitim alan Somalili polisler, mezuniyetlerinin ardından ülkelerine dönerek aktif görevlerde bulunmaktadır. Somali Polis Özel Harekât Birimi (Haramcad / “Çıta”), 2019 yılından itibaren rehine kurtarma, bomba yüklü araçlara müdahale ve tesis savunması gibi yüksek riskli operasyonlarda görev yapmaktadır.