Sultanhanı Kervansarayı, Anadolu Selçuklu Devleti’nin siyasi, ekonomik ve kültürel etkinliğini artırdığı 13. yüzyılda, sultanların ticaret yolları üzerindeki güvenliği sağlamak ve sefer hâlindeki tüccar ile yolcuların ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla inşa ettirdiği kervansaraylar zincirinin önemli bir halkasını oluşturur. Günümüzde Türkiye'nin Aksaray il sınırları içerisinde, tarihî İpek Yolu güzergâhı üzerinde yer alan bu yapı, mimari planı, süsleme unsurları ve işlevsel düzeniyle Selçuklu taşra mimarisinin gelişmiş örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.
Konum ve Genel Bilgiler
Sultanhanı Kervansarayı, Türkiye’nin Aksaray iline bağlı Sultanhanı ilçesinde, Aksaray-Konya kara yolu üzerinde yer almaktadır. Anadolu Selçuklu sultanlarından I. Alaeddin Keykubad döneminde 1229 yılında inşa edilmiştir. Yapı, dönemin önemli mimarlarından Muhammed bin Havlan el-Dımışkî tarafından yapılmıştır. Anadolu’daki en büyük kervansaray yapılarından biri olan Sultanhanı, hem mimari özellikleri hem de sosyal işlevleri bakımından Selçuklu dönemi taşra mimarisinin önemli bir örneğidir.
Mimari Yapı ve Plan
Sultanhanı Kervansarayı, açık ve kapalı alanları içeren dikdörtgen planlı bir yapıdır. Yaklaşık 4.900 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilmiştir. Avlulu plan tipine sahip olan yapı, doğu cephesinde yer alan anıtsal taçkapı ile dikkat çeker. Taçkapı, Selçuklu mimarisine özgü mukarnas dolgulu niş, geometrik ve bitkisel bezemeler ile süslenmiştir. Kervansarayın dış duvarları kesme taşlarla örülmüş olup, sağlam ve korunaklı bir yapı sergiler.
Yapı, iki ana bölümden oluşur: Avlu ve kapalı mekân (barınak). Avlu kısmı yaz aylarında, kapalı mekân ise kış aylarında konaklama ve ticari faaliyetler için kullanılmıştır. Avlunun ortasında küçük bir mescit yer alır. Bu mescit kare planlı olup dört sütun üzerine oturan kubbeyle örtülüdür. Yapının kuzeyinde hizmet yapıları (ambar, ahır, depo) yer alırken, avlunun doğu ve batısında çeşitli odalar bulunmaktadır. Kapalı bölüm, revaklı bir hol ile ulaşılan beş sahınlı bir düzene sahiptir. Tonozla örtülü bu bölüm, hayvanlarla birlikte konaklama amacıyla kullanılmıştır.

Sultanhanı Kervansarayı Revaklı Beş Sahınlı İç Mekân Görseli (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)
İşlev ve Tarihsel Süreç
Sultanhanı Kervansarayı, Selçuklu döneminde doğu ile batı arasındaki ticaret yolları üzerinde önemli bir menzil noktası olarak işlev görmüştür. Kervansaraylar, tüccarların güvenli konaklamasını sağlamanın yanı sıra, sosyal hizmetleri de (yemek, sağlık, ibadet) sunan komplekslerdir. Sultanhanı da bu işleviyle hem ticari hem de sosyal bir merkez konumundadır.
Yapının kitabesine göre, 1278 yılında III. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde onarım görmüştür. Selçuklu sonrası dönemde de kervansaray işlevini sürdürmüştür. Osmanlı döneminde önemini büyük ölçüde yitirmesine rağmen, yapının genel bütünlüğü korunmuştur.
Arkeolojik Bulgular ve Araştırmalar
1971 ve 1972 yıllarında Kutlu Emre başkanlığında Sultanhan Höyük'te yapılan kazılar, kervansarayın bulunduğu bölgenin tarihî yerleşim geçmişine dair önemli veriler sunmuştur. Höyükteki tabakalanma, Tunç Çağı’ndan Roma ve Bizans dönemlerine kadar kesintisiz bir yerleşimi işaret eder. Bu bağlamda, Sultanhanı Kervansarayı'nın inşa edildiği coğrafya sadece Selçuklu değil, daha eski uygarlıklar için de önemli bir yerleşim alanı olmuştur.【1】

Sultanhanı Kervansarayı Taçkapı Görseli.(T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı)
Sultanhanı Kervansarayı, Anadolu Selçuklu döneminin mimari ve toplumsal yapısını yansıtan işlevsel bir merkez olarak hem tarihî hem de kültürel açıdan önemli bir miras niteliği taşımaktadır. Ticaret yolları üzerindeki stratejik konumu, gelişmiş mimari planlaması ve çok yönlü kullanımıyla yalnızca bir konaklama yapısı olmanın ötesine geçerek, dönemin sosyal, ekonomik ve dinsel hayatına dair kapsamlı bilgiler sunar. Farklı dönemlerde yapılan onarımlar ve koruma çalışmaları sayesinde günümüze büyük ölçüde sağlam ulaşan yapı, hem bilimsel araştırmaların hem de kültürel turizmin odak noktalarından biri olmayı sürdürmektedir.


