Köken
Arapça “tereddî” kelimesinden Türkçeye geçmiştir. Arapçada "aşağı düşmek", "alçaltılmak", "çöküş yaşamak" anlamlarına gelir. Fiil kökü “r-d-y” olup genellikle olumsuz durumlara işaret eder. Osmanlı döneminde hem bireysel hem toplumsal düşüşleri nitelemek için yaygın olarak kullanılmıştır.
Kullanım Alanları
Tarih: Osmanlı’nın Batı karşısında yaşadığı uzun süreli gerileme dönemi tanımlanırken “tereddi devri” ifadesiyle kullanılır.
Felsefe ve Ahlak: Ahlaki bozulmalar ve bireysel yozlaşmaların betimlendiği metinlerde yer alır.
Din: İslamî metinlerde, bireyin günaha sapması ya da manevi değerlerden uzaklaşması anlamında geçer.
Siyaset Bilimi: Devletlerin ya da rejimlerin yapısal zayıflamaları anlatılırken kullanılır.
Edebiyat: Özellikle Tanzimat ve Servet-i Fünun dönemlerinde bireyin ya da toplumun çözülüş sürecini anlatan eserlerde mecaz olarak geçer.
Örnek Cümleler
- Osmanlı devleti artık bu iki temel dayanağın zaafı ve tereddisi yüzünden yıkılır hale gelmişti.
- Tanzimat’la birlikte bu tereddi sürecine son verilmek istenmişti.
- Şair, şiirinde insanlığın tereddiye sürüklenişini hüzünle anlatır.
- Tereddi, yalnız maddi çöküş değil, ruhsal ve düşünsel dağınıklığın da adıdır.
- Toplumlar, tereddiye karşı ancak eğitimle direnebilir.