Travnik Kalesi, Lašva vadisine hâkim, nehrin yukarısındaki ulaşılması güç kayalık bir tepede yer alan, kökeni büyük olasılıkla 1430’lardaki çatışmalara inen Ortaçağ tahkimatıdır. 1463’te Fâtih Sultan Mehmed’in Bosna seferi sonrasında Osmanlı egemenliğine girmiş, başlangıçta 1 hektardan küçük bir alanı kaplayan tepe kalesi iken 1480’deki saldırılar üzerine içine garnizon yerleştirilmiş ve II. Bayezid tarafından kalenin içine ahşap bir cami yaptırılmıştır. Söz konusu cami bir yangında yok olmuş, günümüze yalnız minaresi ulaşmıştır. Kale, Osmanlı döneminde şehrin siyasî gücünü yansıtan ihtişamlı bir simgeye dönüşmüş; savunma, idarî ve dinî işlevleri bir arada barındıran bir düzen kazanmıştır. İçindeki eski gözetleme kulesi/baruthane bugün müze olarak kullanılmakta; yapı, Travnik’in tarihsel gelişimini ve Osmanlı şehir-mimari sentezini en görünür biçimde temsil etmektedir.

Travnik Kalesi (Fotoğraf: Duygu Şahinler)
Konumu
Saraybosna’ya yaklaşık 1,5 saatlik mesafede yer alan Travnik, mimarisi, camileri ve kalesiyle Osmanlı şehir dokusunu günümüze taşıyan yerleşimlerden biridir.
Erken Dönem ve Kaleye İlk Kayıtlar
Travnik’in bulunduğu bölge tarih öncesi dönemlerden itibaren yerleşime açıktır. Arkeolojik buluntular, sikkeler ve yapı kalıntıları Roma dönemine uzanan bir sürekliliği gösterir. VI–VII. yüzyıllardaki Slav akınlarıyla boşalan alan, XIII. yüzyıldan itibaren yeniden iskana sahne olmuştur. 1244’te Lašva bölgesi Macar Kralı II. Bela’nın hâkimiyetindeydi; 1371 ve 1380 kayıtları, bölgenin Ortaçağ Bosna Devleti’ne bağlı olduğunu doğrulamaktadır.
Travnik adına ilk açık atıf, Fatih Sultan Mehmed’in 1463 Bosna seferi bağlamında yapılır. Bu tarihte Travnik, nehrin yukarısındaki ulaşılması güç kayalık tepede küçük bir kale olarak anılır. Halk geleneği kaleyi Kral II. Tvrtko’ya atfetse de kaynaklar bunu doğrulamaz; yapı büyük olasılıkla 1430’lardaki savaşlar sırasında şekillenmiştir.
Osmanlı Fethi ve İmar Süreci
Travnik, İstanbul’un fethinden on yıl sonra, 1463’te Fâtih Sultan Mehmed tarafından alınmış ve Osmanlı eserleriyle hızla imar edilmiştir. Osmanlı döneminin başlarında kale, tepe üzerindeki 1 hektardan küçük bir alanı kaplıyordu. Başlangıçta sürekli bir askerî birlik bulunmuyordu. 1480’de Vuk Grgurević’in Saraybosna’ya yönelik yıkıcı saldırısı üzerine kaleye garnizon yerleştirildi. II. Bayezid tarafından bir cami inşa ettirildi. Kalenin eteklerinde sursuz bir yerleşim (varoş) belirdi. 1485 tarihli Bosna İcmal Defteri’nde “nefs-i Pazar-ı Travnik tâbii-Lašva” olarak 47 hânelik küçük bir merkezdi.
Sınır hattının 1528’de Jajce ve Banaluka’nın fethiyle kuzeye itilmesi Travnik’in büyümesini hızlandırdı. 1516–1562 arasında kasaba beş kat büyüyerek Hristiyan çoğunluklu bir beldeden, altı Müslüman mahallesi, bir cuma camii (1549’da Dizdar Hasan) ve beş mescidiyle olgun bir Müslüman kasabasına dönüştü. 1562–1604 arasında üç yeni mahalle, dört cami ve beş mescid daha eklendi. 17. yüzyıla gelindiğinde Travnik, Bosna’nın en büyük ikinci şehri konumuna yükseldi.
Travnik Kalesi
Travnik’in fethinden sonra Osmanlı, siyasi kudreti ve yeni idari düzeni yansıtacak görkemde bir kale inşa ettirdi. Savunma işlevinin yanı sıra, kalenin içerisine ahşap bir cami yaptırıldı. Ne var ki bir yangın sonucu bu cami günümüze ulaşamadı; yalnızca minaresi ayaktadır. Kale bünyesinde eski bir gözetleme kulesi/baruthane bulunur; bugün müze olarak kullanılan bu bölüm, ziyaretçilere hem askerî mimarinin hem de şehir tarihinin somut izlerini sunar.
Kale, topografyasının sağladığı doğal savunma avantajını taş ve ahşabın dengeli kullanımına dayalı bir Osmanlı tahkimatıyla birleştirir. Sur hatları ve iç düzenlemede işlevsellik esastır. Dış tehditlere karşı gözetleme, içeride idari ve dinî ihtiyaçları karşılayacak mekân örgütlenmesi mevcuttur. Tepe üzerindeki hâkim konumu, cami minaresiyle birlikte hem bir güvenlik odağı hem de şehir siluetinin kimlik unsuru olmuştur.

Travnik Kalesi'nden Travnik'in Görünümü (Fotoğraf: Duygu Şahinler)


