KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

Ulucanlar Cezaevi Müzesi

Genel Kültür+2 Daha
fav gif
Kaydet
kure star outline
Müze Olarak Açıldığı Tarih
15 Haziran 2011
Konum
AltındağAnkaraTürkiye
İlk İşlev
Cezaevi (1925–2006 yılları arası)
Cezaevinin Açıldığı Yıl
1925
Cezaevinin Kuruluştan Sonraki İsimleri
Cebeci TevkifhanesiCebeci Umumi HapishanesiAnkara HapishanesiAnkara Cebeci Sivil CezaeviAnkara Merkez Kapalı CezaeviUlucanlar Cezaevi Müzesi
Restorasyon Başlangıcı
2009 yılı
Tescil Durumu
Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından “Korunması gereken Yapı”
Turizm Şekli
Hüzün turizmi (Dark tourism)
Cezaevindeki Tanınan Bazı Kişiler
Adnan CemgilAhmet ArifBülent EcevitDeniz GezmişFakir Baykurtİskilipli Âtıf HocaMuhsin YazıcıoğluNazım HikmetNecip Fazıl KısakürekYılmaz Güney

Ulucanlar Cezaevi Müzesi, Türkiye’nin ilk kapalı cezaevi olma özelliğini taşıyan ve 1925 yılında hizmete açılan Ulucanlar Cezaevi’nin restore edilerek müzeye dönüştürülmüş hâlidir. Ankara’nın Altındağ ilçesinde yer alan yapı 81 yıl boyunca farklı suç gruplarından mahkûmların yanı sıra siyasal, düşünsel ve kültürel nedenlerle tutuklanmış kişileri barındırmıştır. 2006 yılında kapatılan cezaevi, aslına uygun biçimde restore edilip 2011 yılında Ulucanlar Cezaevi Müzesi adıyla ziyarete açılmıştır. Bu müze Türkiye’nin siyasal, sosyal ve kültürel yapısına tanıklık eden tarihî bir mekândır.


Ulucanlar Cezaevi Müzesi (Anadolu Ajansı)

Kuruluş ve Tarihsel Süreç

Ulucanlar Cezaevi’nin temeli 1924 yılında atılmış, 1925 yılında Cebeci Tevkifhanesi adıyla hizmete girmiştir. Kurum, kuruluşundan itibaren farklı dönemlerde çeşitli isimlerle anılmış; sırasıyla Cebeci Umumi Hapishanesi, Ankara Hapishanesi, Ankara Cebeci Sivil Cezaevi, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi ve son olarak Ulucanlar Cezaevi adlarını almıştır.


Cezaevi, dönemin iç güvenlik ve adalet politikaları çerçevesinde modern ceza infaz kurumlarının ilk örneklerinden biri olarak tasarlanmıştır. Cezaevinin bulunduğu alanın o dönemde şehir merkezinden uzak ve tarımsal faaliyetlere uygun bir bölgede seçilmesinin nedeni mahkûmların üretime katılarak ıslah edilebileceği düşüncesidir. Açılışını izleyen yıllarda Ankara ve çevresinde işlenen suçların yanı sıra siyasal suçlardan hüküm giyen kişilerin de gönderildiği bir merkez hâline gelmiştir. 1925 yılından 2006 yılına kadar aralıksız hizmet veren cezaevi, bu süreçte çok sayıda infazın gerçekleştirildiği, yargılamalara tanıklık eden ve farklı dönemlerde ünlü isimleri barındıran bir kurum olmuştur.


Cezaevinin 2006 yılında kapatılmasının ardından hükümlüler Sincan Cezaevi’ne nakledilmiş, 2009 yılında yapı Altındağ Belediyesi’ne devredilmiştir. Aynı yıl Kültür ve Tabiat Varlıkları Koruma Kurulu tarafından yapı kompleksi ve çevresi “korunması gereken kültürel miras alanı” olarak tescillenmiştir. 2009 yılında başlatılan restorasyon ve müzeleşme çalışmaları dönemin cezaevi yaşamını belgeleyen arşiv kayıtları ve tanıklıklardan yararlanılarak gerçekleştirilmiştir. Amaç, yapının tarihî kimliğini koruyarak cezaevi yaşamını belgelemektir. 16.000 metrekarelik bir alanı kapsayan müze farklı dönemlere ait eşyaların, belgelerin ve fotoğrafların sergilendiği bir bellek mekânına dönüştürülmüştür.


Ulucanlar Cezaevi Müzesi'nin Eski Hali (Altındağ Belediyesi)

Ziyaret güzergâhı cezaevi giriş kapısından itibaren düzenlenmiş olup ziyaretçiler girişten iç avluya, oradan da koğuşlara yönlendirilir. Cezaevi planı ve bölümleri, dönemin koşullarını yansıtan biçimde yeniden düzenlenmiş; sergileme düzeni, ziyaretçilere infaz kurumunun tarihini kronolojik bir anlatım içinde sunacak şekilde yapılandırılmıştır. Restorasyon süreci aslına uygun biçimde yürütülmüş, kapalı alanları, koğuşları, avluları ve infaz alanları tarihsel dokusu korunarak yenilenmiştir. Ulucanlar Cezaevi 15 Haziran 2011 tarihinde müze olarak açılmıştır.


Ulucanlar Cezaevi Müzesi İçi (Altındağ Belediyesi)

Mimari Özellikler

Ulucanlar Cezaevi, erken Cumhuriyet dönemi kamu yapılarında görülen sade ve işlevsel mimari anlayışa sahiptir. Kompleks, yüksek duvarlarla çevrili dikdörtgen planlı bir yerleşim düzeni üzerine kurulmuştur. İç avlular, ana koridorlar ve koğuş blokları belirli bir simetriye dayanır. Restorasyon çalışmaları sırasında yapıların özgün planı korunmuş; duvar dokusu, kapılar, parmaklıklar, zemin taşları ve tavan düzenleri orijinaline uygun olarak onarılmıştır. Cezaevi kompleksinde koğuşlar, hücreler, idari binalar, hamam, mutfak, infaz alanı, görüş odaları ve açık avlular yer almaktadır. Bu bölümler, müzeye dönüştürülme sürecinde kronolojik ve tematik bir düzen içinde yeniden işlevlendirilmiştir.

Bölümler ve Gezi Durakları

Ziyaretçiler cezaevi kompleksine ana kapıdan girdiklerinde ilk olarak “Hilton Koğuşu” olarak bilinen bölüme ulaşmaktadır. 9. ve 10. koğuşlardan oluşan bu bölüm, edebiyat ve düşünce dünyasından birçok ismin kaldığı kısımdır. Belgelerde Bülent Ecevit ve Necip Fazıl Kısakürek gibi isimlerin burada tutuklu kaldığı belirtilmektedir.


Ulucanlar Cezaevi Müzesi İçi (Türkiye Kültür Portalı)

Hilton Koğuşu’nun hemen yanında “Müteferrika” adıyla bilinen tek kişilik hücreler yer almaktadır. Bu hücrelerde, mahkeme kararı kesinleşmemiş tutuklular ile disiplin cezası alan veya diğer mahkûmlardan ayrı tutulması gereken kişiler kalmıştır. Koğuşların yanında yer alan avlular, açık hava sergisi niteliğinde düzenlenmiştir. Bu alanlarda cezaevine ait fotoğraflar, belgeler ve dönemin tanıklıklarını yansıtan materyaller sergilenmektedir.


Ulucanlar Cezaevi Müzesi Disiplin Hücresi (Altındağ Belediyesi)

Cezaevinin bir diğer gezi durağını ünlü mahkûmlara ait bilgi, belge ve eşyaların bulunduğu koğuşlar oluşturmaktadır. Bu bölümler, cezaevi tarihine ilişkin bir arşiv işlevi görmekte; araştırma sonucu elde edilen belgeler kronolojik biçimde ziyaretçilere sunulmaktadır. Ayrıca müze bünyesinde bir kütüphane de yer almaktadır. Kütüphanede çeşitli dönemlere ait yayınlar, mahkeme kayıtları, mahkûmiyet evrakları ve nadir eserlerin ilk baskıları bulunmaktadır.


Ulucanlar Cezaevi Müzesi Sergi Alanı (Altındağ Belediyesi)

Cezaevine ait hamam bölümü de restore edilerek ziyarete açılmıştır. Hamam, yalnızca mahkûmların banyo yaptığı bir alan değil özgürlük ve tutsaklık arasındaki sınırı simgeleyen bir mekân olarak düzenlenmiştir. Ana binada ayrıca sanat galerisi yer almakta; bu alan günümüzde çeşitli sergilere ve etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.

Darağacı ve İdam Alanı

Müze alanında cezaevinde infazların gerçekleştirildiği darağacı sergilenmektedir. Belgelerde bu darağacında 18 kişinin idam edildiği belirtilmektedir. İdamların geçmişte “Ulu Kavak” adıyla anılan bir ağacın önünde yapıldığı bilinmektedir. Günümüzde darağacı bu ağacın arkasına yerleştirilmiş ve çevresi demir parmaklıklarla çevrilmiştir. 2004 yılında Türkiye’de idam cezasının kaldırıldığına dikkat çekmek amacıyla darağacının üzerine artık bu cezanın uygulanmadığını belirten bir yazı eklenmiştir.


Darağacının yakınında yer alan bir diğer düzenleme “Anı Ağacı”dır. Bu ağaç üzerinde cezaevinde kalmış ünlü isimlerin adlarının ve fotoğraflarının bulunduğu küçük alüminyum levhalar yer almaktadır. Anı Ağacı, cezaevinde yaşanan tarihsel olayların ve kişisel hikâyelerin sessiz bir simgesi olarak kabul edilmektedir.

Tanınmış Mahkûmlar

Ulucanlar Cezaevi Türkiye’nin yakın tarihine yön veren birçok siyasetçi, gazeteci, yazar ve şaire ev sahipliği yapmıştır. Belgelerde adı geçen kişiler arasında Bülent Ecevit, Muhsin Yazıcıoğlu, Necip Fazıl Kısakürek, Deniz Gezmiş, Yılmaz Güney, Nazım Hikmet gibi tanınmış isimler bulunmaktadır.


Tanınmış Mahkûmlar (Altındağ Belediyesi)

Tanınmış kişilere ait eşyalar, belgeler ve fotoğraflar müzede özel bölümlerde sergilenmektedir.


Tanınmış Mahkûmlara Ait Sergilenen Eşyalar (Altındağ Belediyesi)

Müze ve Hüzün Turizmi

Ulucanlar Cezaevi Müzesi, Türkiye’de hüzün turizmi olarak da bilinen ve uluslararası literatürde “dark tourism” (karanlık turizm) şeklinde adlandırılan turizm türünün örneklerinden biridir. Cezaevinde yaşanan dramatik olaylar, idamlar ve ünlü mahkûmların hikâyeleri müzeyi hem tarihsel hem de duygusal bir ziyaret mekânı haline getirmiştir.


Müze, ağırlıklı olarak yerli turistler tarafından ziyaret edilmekle birlikte yurt dışındaki benzer karanlık turizm merkezleri örnek alınarak düzenlenmiştir. Ayrıca çeşitli sanatsal etkinlikler ve eğitim programları aracılığıyla ziyaretçilere tarihsel farkındalık kazandırmayı amaçlamaktadır. Öğrencilere yönelik geziler ve eğitim faaliyetleri, müzenin yalnızca turistik değil, kültürel ve eğitsel bir işlev de üstlendiğini göstermektedir.

Kaynakça

Anadolu Ajansı. "1 Milyon Ziyaretçiden Ulucanlar'da Tarihe Yolculuk." YouTube. Erişim 12 Kasım 2025. https://www.youtube.com/watch?v=HzMpf8appas

Akyurt Kurnaz, Hande, Alper, Kurnaz, ve Ceren, Tatlıoğlu. "Hüzün Turizmi Destinasyonlarına Bir Örnek: Ulucanlar Cezaevi." Avrasya Bilimler Akademisi Sosyal Bilimler Dergisi (2017): 193-200. Erişim 12 Kasım 2025. https://www.researchgate.net/profile/Ece-Giray/publication/334784306_Document/links/5d4144e4a6fdcc370a6f0fa4/Document.pdf#page=202

Altındağ Belediyesi. "Ulucanlar Cezaevi Müzesi." Altındağ Belediyesi. Erişim 12 Kasım 2025. https://altindag.bel.tr/?ref=xranks#!ulucanlar_cezaevi_muzesi

Bayram, İsmail, Serhan, Oral, Taşkın, Erdoğan, ve Yusuf, Bayraktar. "Hüzün Turizmi Kapsamında Seyahat Eden Bireylerin Motivasyon Düzeylerinin İncelenmesi: Ulucanlar Cezaevi Müzesi Örneği." Social Sciences Studies Journal (SSSJournal) 7, no. 80. (2021): 1144-1155. Erişim 12 Kasım 2025. https://sssjournal.com/index.jsp?mod=makale_tr_ozet&makale_id=60172

Tükiye Kültür Portalı. "Ulucanlar Cezaevi Müzesi - Ankara." Türkiye Kültür Portalı. Erişim 12 Kasım 2025. https://www.kulturportali.gov.tr/turkiye/ankara/gezilecekyer/ulucanlar-cezaev-muzes

Ayrıca Bakınız

Yazarın Önerileri

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Yazar Bilgileri

Avatar
Ana YazarNursena Güller12 Kasım 2025 14:08
KÜRE'ye Sor