Alev Alatlı'nın Viva La Muerte! Yaşasın Ölüm! adlı eseri, yazarın Or’da Kimse Var mı? serisinin ilk kitabı olup, Türkiye toplumunun entelektüel ve kültürel yapısını derinlemesine sorgulayan önemli bir yapıt olarak öne çıkmaktadır.
Konu
Roman, Günay Rodoplu adlı bir aydının yaşamı üzerinden, bilgi ve bilinçliliğin birey üzerindeki baskısını ve toplumun bu baskıya karşı tutumunu irdeler. Alatlı, "Bu toplumda 'biliyor olmak' mutlak surette bir haksızlığa maruz kalmak demektir," diyerek, bilgiyi bir yük ve sorumluluk olarak sunar. Günay'ın yaşamı, Lao Tzu'dan Hazreti Muhammed (sav.)'e, Kropotkin'den Baudelaire'e kadar geniş bir yelpazede düşünürlerle şekillenen bir entelektüel yolculuktur. Ancak bu bilgi birikimi, onu toplumun hoyratlığı karşısında yalnızlaştırır ve pasifize eder. İyilik ve direnç, bu baskılara karşı durmaktan doğar.
Anlatım Tarzı ve Üslûp
Alatlı, romanında belgesel nitelikli bir anlatım kullanarak, bireysel hikayeyi toplumsal bir panoramaya dönüştürür. Gerçek isimler ve mekânlar arasındaki geçiş, eserin kurgu ile gerçek arasındaki sınırları bulanıklaştırır. Roman, entelektüel birikim ve toplumsal eleştiriyi harmanlar.
Toplumsal Eleştiri
Viva La Muerte!, 1990'lı yılların Türkiyesinin entelektüel iklimini yansıtarak, dönemin kültürel ve siyasi yapısını eleştirir. Alatlı, bu eseriyle sadece dönemin entelektüel dünyasını değil, aynı zamanda toplumun genel ruh halini de çözümlemeyi amaçlamıştır. Roman, bireysel ve toplumsal çatışmaların iç içe geçtiği bir yapıya sahiptir ve bu yönüyle günümüzde de geçerliliğini koruyan temalar işler.


