KÜRE LogoKÜRE Logo
Ai badge logo

Bu madde yapay zeka desteği ile üretilmiştir.

BlogGeçmiş
Blog
Avatar
Ana YazarMustafa Şamil İleri27 Mayıs 2025 06:37

Yapay Zekaya Yönelik Toplumsal ve Duygusal Tepkiler: Korku, Güven ve Gelecek Perspektifi

fav gif
Kaydet
kure star outline

Yapay zekâ sistemlerinin hayatın her alanına nüfuz etmeye başlaması, yalnızca teknolojik değil aynı zamanda sosyolojik, psikolojik ve etik düzeyde birçok etkileşimi de beraberinde getirmiştir. Artık insanlar yalnızca yapay zekâ uygulamalarını kullanmıyor; aynı zamanda bu sistemlere karşı olumlu ya da olumsuz duygusal bağlar geliştiriyor. Kimi zaman hayranlık, kimi zaman korku, kimi zaman ise derin bir güvensizlik. Bu yazı, yapay zekâ teknolojilerine karşı gelişen toplumsal algıyı, medyanın etkisini ve bireylerin zihinsel süreçlerini çok katmanlı bir perspektifle analiz etmeyi amaçlamaktadır.

Duygusal Yansımaların Haritası

Marmara Üniversitesi’ndeki güncel araştırmalara göre, bireylerin yapay zekâya karşı geliştirdiği duygular oldukça geniş bir yelpazeye yayılmaktadır. Mutluluk, memnuniyet, şaşkınlık, merak ve heyecan gibi olumlu duyguların yanı sıra hayal kırıklığı, korku, öfke ve umutsuzluk gibi olumsuz hisler de sıklıkla dile getirilmektedir. Bu durum, teknolojinin bir araç olmanın ötesinde, zihinsel ve duygusal düzeyde “etkileşimsel bir öge” olarak algılandığını göstermektedir.


Yapay zekânın insan kararlarına müdahil olduğu veya otonom şekilde işlediği sistemlerde bireyler, kontrolün ellerinden kaydığı hissine kapılarak endişe geliştirmektedir. Ancak aynı zamanda, bu teknolojilerin adalet, verimlilik ve tarafsızlık açısından bir umut kaynağı olduğu da belirtilmektedir. Bu ikili yapı, duygusal bağlamda bir çelişkinin varlığına işaret eder: Bireyler, faydasına inandıkları bir sistemi aynı zamanda tehdit olarak da görebilmektedir.

Güven ve Kontrol Dengesizliği

Güven, teknolojik sistemlerin benimsenmesinde en kritik psikolojik faktörlerden biridir. Yapay zekâya duyulan güvenin temeli; algoritmaların doğruluğu, sistemlerin şeffaflığı, kullanıcıya açıklanabilirlik düzeyi ve hatalara karşı duyarlılıkla doğrudan ilişkilidir. Ancak özellikle derin öğrenme gibi karar süreçlerinin iç işleyişinin kullanıcı tarafından anlaşılamadığı sistemlerde, bu güven ciddi ölçüde zedelenmektedir.


Algoritmaların hatasız olduğu algısı, gerçeklikle çeliştiğinde ise bireylerde hem hayal kırıklığı hem de sistemsel bir kopuş yaşanabilir. Bu durum, sadece bireysel değil, kurumsal düzeyde de risklere yol açabilir. Yapay zekâ sistemlerinin karar alma süreçlerine entegre edilmesi, hukuki ve etik sorumlulukların kimde olduğu konusundaki belirsizlikleri de derinleştirmektedir.


Robot ve İnsan İletişimi Temsili Görsel (Yapay Zeka İle Oluşturulmuştur)

Medya Söyleminin Rolü

Yapay zekâ hakkındaki toplumsal algının şekillenmesinde medya söyleminin etkisi yadsınamaz düzeydedir. Özellikle ChatGPT ve benzeri gelişmiş dil modellerinin popülerleşmesiyle birlikte, medyada sıkça karşılaşılan “işimizi elimizden alacak”, “insanlık için tehdit oluşturuyor”, “kontrol edilemez hale geliyor” gibi başlıklar; teknolojiyi gerçek potansiyelinden ziyade korku ve paranoya çerçevesinde yansıtmaktadır.


Bu tür haberler, bireylerin teknolojiye karşı olan tepkilerini şekillendirmekte ve duygusal düzeyde olumsuz bir atmosfer yaratmaktadır. Akademik çalışmalarda bu tarz söylemlerin “distopik medya etkisi” olarak tanımlandığı ve özellikle düşük teknoloji okuryazarlığına sahip bireyler üzerinde daha belirgin etkiler yarattığı gözlemlenmiştir.

Yönetim, Etik ve Algısal Sınırlar

Yapay zekâya yalnızca yardımcı araç olarak değil, aynı zamanda karar verici ya da yönetsel bir aktör olarak bakılmaya başlanması, yeni bir tartışma alanı doğurmuştur. Bazı bireyler, tarafsız ve veri odaklı bir yapay zekâ sisteminin mevcut politik ya da kurumsal yapılardan daha etkin olabileceğini düşünmektedir. Ancak bu görüş, insan sezgisi, ahlak anlayışı ve empati gibi değerlere sahip olmayan sistemlerin, insani karar alma süreçlerinin yerini almasının yaratacağı etik problemleri göz ardı edebilmektedir. Yönetimsel süreçlerde yapay zekâya artan ilgi, aynı zamanda yeni bir “otorite” algısı da yaratmaktadır. Geleneksel otoritelerin yerine algoritmik otoritelerin yerleştirilmesi, bireylerin özgürlük alanları ve demokratik katılımları açısından yeni sınavlar doğuracaktır.


Yapay zekâya yönelik toplumsal ve bireysel tepkiler, yalnızca teknolojiye değil, insana dair çok daha derin sorulara işaret eder. Duygular, algılar, korkular ve beklentiler; aslında insan zihninin, bilinmezliğe ve kontrol kaybına verdiği çok katmanlı yanıtlardır. Yapay zekâ sistemlerini doğru anlamak, yalnızca teknik bir beceri değil; aynı zamanda etik, psikolojik ve sosyolojik bir farkındalık gerektirir. Bu bağlamda, teknolojiyi anlamak aslında insanı anlamak demektir.

Kaynakça


Çelebi, Ömer Faruk, Nilşah Çavdar Aksoy, Alev Kocak Alan, ve Ebru Tümer Kabaday. “İleri Teknolojiler, Yapay Zekâ Temelli Çözümler: Duygu Odaklı Bir Yaklaşım.” Öneri Dergisi 21, no. 78 (2023): 367–395.

https://dergipark.org.tr/en/pub/maruoneri/article/1189209


İşgüzar, Seda. “Çelik İrade: Güven Bağlamında Yapay Zekâ Üzerine Bir Değerlendirme.” muharrembalci.com, Son Erişim : 27 Mayıs 2025. https://www.muharrembalci.com/hukukdunyasi/alintilar/2086.pdf


Kaprol, Aslı. “Yapay Zekâ Haberleri Aracılığıyla Medyada Distopyanın İnşası ve Hegemonik Etkileri: ChatGPT Özelinde Yaygınlaşan Korku Söylemi Üzerine Bir İnceleme.” Qualitative Social Sciences 6, no. 1 (2024): 75–99. https://dergipark.org.tr/en/pub/nsb/issue/84719/1392059

Sen de Değerlendir!

0 Değerlendirme

Blog İşlemleri

KÜRE'ye Sor