Yaşamak diyorum işte, yaşamak
Bir perdenin ardında değil
Adını dahi bilmediğim maskeler ardında hiç değil
Yaşamak diyorum
Cesurca ve pek sahici…
Karnında uçuşan kelebeklerle birlikte
Bazen ise hissetmek
Yaşamak diyorum
Öylece, her şeyden bir haber değil
Doludizgin atların bozkırda aldığı yol misali
Yaşamak diyorum
Keşkesiz, meğersiz ve iyikili bir yaşamak
Her sabah tekrar tekrar edilen şükürler ışığında
Bir yağmur damlasının camın üzerine düşüşü gibi
O denli mahzun, o denli çılgınca yaşamak
Bir arının her gün kovanından çıkıp bin bir çiçeğe uğraması sanki
Bir sincabın ilkbaharda açan çiçekleri koklaması gibi
Öyle içten öyle sahici yaşamak
Kırların üzerinde koşmak ve yuvarlanmak çimlerin ıslaklığıyla
Ardından birkaç kuş cıvıltısı işitmek
Yaşamak olabilir mi tüm bunlar?
Dinlemek, tüm doğayı, kuşları, nehrin gürül gürül akışını
Ve ansızın yabancı bir ses ile irkilmek
Kulaklarında çınlayan bir saat
Ardından uyanmak
Yaşamak diyorum ya belki de böyle işte…