İstanbul’un Fatih ilçesinde gerçekleştirilen Yenikapı kazıları sırasında, kentin denizcilik tarihine ışık tutan batık gemi kalıntıları bulunmuştur. 5. ile 10. yüzyıllara tarihlenen toplam 36 batık, Bizans Dönemi’ne ait gemi tipleri ve denizcilik teknolojisi hakkında bilgi verirken, dönemin ticaret faaliyetlerine dair de önemli ipuçları sunmaktadır. Kazılarda ele geçirilen denizcilik araçları, çapalar, halatlar ve çeşitli malzemeler, dönemin denizcilik anlayışını ve uygulamalarını gözler önüne sermiştir. Yenikapı batıkları, İstanbul’un tarihî dokusunu anlamlandırmaya katkı sağlayan önemli arkeolojik buluntular arasında yer almaktadır.
Yenikapı Batıkları Kazı Alanı - (İstanbul Valiliği)
Kazı Süreci ve Tarihçe
Yenikapı Kurtarma Kazıları, İstanbul’un ulaşım altyapısını güçlendirmek amacıyla Marmaray ve Metro projeleri kapsamında, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü başkanlığında 2004 yılında başlatılmıştır. Bu çalışmalar, antik Theodosius Limanı’nın gün yüzüne çıkarılmasını sağlayan kapsamlı arkeolojik araştırmaları da içermektedir. Roma İmparatorluğu tarafından 4. yüzyılda yeniden başkent ilan edilen İstanbul, tarihî süreçte üç büyük imparatorluğa başkentlik yapmış ve günümüzde Türkiye’nin en büyük, en kozmopolit şehirlerinden biri olmuştur. Marmaray Demiryolu ve Metro hatlarının inşası öncesinde, Üsküdar, Sirkeci, Sultanahmet ve Yenikapı istasyonları çevresinde arkeolojik kurtarma kazıları gerçekleştirilmiştir. Özellikle Yenikapı’da, Bizans Dönemi’ne ait Theodosius Limanı’nın ortaya çıkarılması, bu kazıların en önemli sonuçlarından biri olmuştur.
Kazı Alanı ve Bulgular
Toplam 58.000 metrekarelik bir alanda yürütülen kazılar, yaklaşık 12 metre kalınlığındaki dolgu tabakasında gerçekleştirilmiştir. Çalışmalar sonucunda bölgenin tarih öncesi Neolitik Çağ’dan Osmanlı Dönemi’ne kadar uzanan çeşitli kültür katmanlarına sahip olduğu anlaşılmıştır. Theodosius Limanı’nın doğal bir koyda kurulduğu, Lykos (Bayrampaşa) Deresi’nin taşıdığı alüvyonlarla zamanla dolduğu ve günümüz sahil çizgisinin yaklaşık 300 metre içinde kaldığı belirlenmiştir.
Bilimsel İşbirlikleri
Kazılar, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Müdürlüğü öncülüğünde, yerli ve yabancı üniversiteler ile araştırma enstitülerinin katkılarıyla yürütülmüştür. Gemi arkeolojisi, konservasyon, osteoarkeoloji, arkeobotanik, jeoloji, filoloji, dendrokronoloji, prehistorya ve antropoloji gibi çeşitli disiplinlerden bilimsel destek alınmıştır.
Öne Çıkan Bulgular
Kazılarda sayıları yüz binleri bulan organik ve inorganik eser ile mimari kalıntı gün yüzüne çıkarılmıştır. Özellikle 5. ile 10. yüzyıllar arasına tarihlenen 36 adet batık gemi, Erken ve Orta Bizans Dönemleri’ne ait dünyanın en büyük ve en iyi korunmuş toplu gemi buluntusu olma özelliğine sahiptir. Bu buluntular arasında yer alan galea tipi kadırgalar, Bizans donanmasında kullanılan kürekli savaş gemilerine ait bilinen ilk arkeolojik örneklerdir.
Kazılarda Bulunan Arkeolojik Buluntular - (AA)
Theodosius Limanı
Theodosius Limanı, Bizans İmparatoru I. Theodosius (379-395) tarafından İstanbul’un XII. bölgesinde Marmara Denizi kıyısında inşa ettirilmiştir. Dönemin ikinci büyük ticaret limanı olan bu yapı, mevcut limanların ihtiyaca cevap verememesi üzerine, Lykos Deresi’nin Marmara Denizi’ne döküldüğü derin bir koyda kurulmuştur. Limanın güneyinde batıdan doğuya uzanan bir mendirek yapılmış ve doğusunda, IX. bölgede Horrea Alexandrina (İskenderiye Hububat Ambarı) ve Horrea Theodosiana gibi büyük tahıl depoları yer almıştır. Bu ticaret merkezi, Mısır’ın 641 yılında Araplar tarafından alınmasına kadar önemini korumuştur.
Fonksiyon ve İşleyiş
İskenderiye başta olmak üzere çeşitli limanlardan gelen tahıl ve inşaat malzemeleri bu limandan kente taşınırdı. Büyük tonajlı gemilerin Çanakkale Boğazı geçişinde karşılaştığı zorluklar nedeniyle, İustinianos döneminde Bozcaada’da ara depolar kurulmuş ve sevkiyat buradan küçük teknelerle devam ettirilmiştir. 7. yüzyılda Mısır’dan tahıl sevkiyatının sona ermesiyle liman eski önemini kaybetmiş, fakat 7-11. yüzyıllar arasında küçük yük ve balıkçı tekneleri tarafından kullanılmaya devam etmiştir. 12. yüzyıldan sonra Lykos Deresi’nin taşıdığı mil nedeniyle işlevini tamamen yitirmiş ve moloz döküm alanına dönüşmüştür.
Günümüzdeki Durum
Günümüzde Theodosius Limanı’nın kalıntıları, Aksaray’dan Marmara sahiline inen Mustafa Kemal ve Namık Kemal caddeleri arasında, eski adıyla Langa semtinde yer almaktadır. Bölge, Bizans ve Osmanlı dönemlerinde önemli kentsel dönüşümlere sahne olmuş, 13. yüzyıldan itibaren Yahudi yerleşimiyle de anılmıştır.
Arkeolojik Buluntular
Yenikapı Kazıları’nda Neolitik ve Demir Çağı’na ait çanak çömlek, taş ve ahşap aletler; Klasik Dönem’den seramik kaplar; Roma ve Bizans Dönemleri’nden sikkeler, cam eserler, amforalar, deri sandaletler, fildişi objeler ve Osmanlı dönemi çinileri bulunmuştur. Bu eserler, bulundukları tabakalar sayesinde dönemlerin gündelik yaşamını, ekonomik ilişkilerini ve teknoloji anlayışını belgelemiştir.
Denizcilik ve Ticaret Bulguları
Kazılarda, gemi sahiplerinin isimlerinin yer aldığı pişmiş toprak levhalar, taş ve demir çapalar, makaralar, halatlar ve amforalar gibi denizcilik objeleri ele geçirilmiştir. Özellikle 10. yüzyıla ait bir amfora üzerine işlenmiş gemi betimi dikkat çekicidir. Ayrıca limanın batısında bulunan MÖ 5-3. yüzyıl Samos, MÖ 4. yüzyıl Thasos ve Khios amforaları, limanın antik ticaret bağlantılarını belgelendiren önemli buluntular arasındadır.
Kazılar Esnasında Gün Yüzüne Çıkarılan Batık Gemi - (İstanbul Valiliği)
Batık Gemi Üzerinde Bulunan Yükler - (İstanbul Valiliği)
Arkeozooloji
Kazılarda ele geçirilen hayvan kalıntıları, antik İstanbul’un faunası ve hayvancılık ekonomisi üzerine önemli bilgiler sunmuştur. 100 Ada ve 3. Bölge’de yürütülen kazılarda ise Bizans ve Osmanlı liman yerleşim tarihini belgeleyen mimari kalıntılar bulunmuştur. Aralarında horasan harçlı duvarlar, mendirek taşları, iskele kazıkları, tonozlu yapılar ve Bizans kilisesi kalıntıları yer almaktadır.
Mimari Buluntular
Yenikapı Kazıları, İstanbul’un Marmaray ve Metro Projeleri kapsamında 2004 yılından itibaren yürütülen arkeolojik çalışmalardır. Bu çalışmalar sonucunda, özellikle 100 Ada (2. Bölge) ve 3. Bölge’de ortaya çıkarılan mimari kalıntılar, kentin Bizans ve Osmanlı dönemi liman yerleşim tarihi hakkında önemli veriler sağlamıştır.
100 Ada (2. Bölge) Kazıları
Bu alanda, MS 4. yüzyıldan 13. yüzyıla kadar uzanan farklı dönemlere ait, iç içe geçmiş mimari kalıntılar gün yüzüne çıkarılmıştır. Tespit edilen başlıca kalıntılar şunlardır:
- 51 metre uzunluğunda ve 4.20 metre genişliğinde, horasan harç sıvalı ve bağlayıcı kesme taşlardan inşa edilmiş bir duvar.
- 11 metre uzunluğunda bölümü açığa çıkarılan tonozlu bir yapı.
- Limana ait mendirek ve rıhtım taşları.
- 43 metre boyunca, iki sıra halinde uzanan ve rıhtımın devamı olan bir iskeleye ait olduğu belirlenen ahşap kazıklar.
- 11. yüzyıla tarihlenen bir hipoje (yeraltı mezar odası).
- II. Theodosius Dönemi’ne (MS 5. yüzyıl) ait sur kalıntıları.
Bu buluntular, 100 Ada’nın antik limanın kara bölümünde ve kıyıya oldukça yakın bir noktada yer aldığını ortaya koymuştur. Alan, ilgili koruma kurulu kararıyla “korunacak ve arkeolojik park olarak değerlendirilecek alan” ilan edilmiştir. Korumaya yönelik proje çalışmaları devam ederken, alan geçici olarak ziyarete kapatılmıştır.
3. Bölge Kazıları
3. Bölge kazılarında ise şu buluntular tespit edilmiştir:
- 25’in üzerinde ahşap iskele kalıntısı.
- MS 8. yüzyıla tarihlenen iki adet taş iskele.
- Üst tabakalarda, limanın karaya katılması süreciyle birlikte inşa edilen ve 12-13. yüzyıllara tarihlenen üç nefli bir Bizans Dönemi kilisesi.
- Kilisenin çevresinde yer alan 23 özgün mezar.
Kilisenin kalıntıları, ilgili bölge koruma kurulu kararı uyarınca belgelenmiş ve yeniden kurulmak üzere taşınmıştır.
Konservasyon ve Restorasyon
Yenikapı Batıkları, Lykos Deresi sedimentleri içerisinde son derece iyi korunmuş halde bulunmuş Ortaçağ ve Bizans Dönemi'ne ait gemi kalıntılarıdır. Ancak binlerce yıl suya doymuş halde kalan ahşap malzemeler, gün ışığına çıkarıldıkları andan itibaren biyolojik bozulmaya uğrama riski taşır ve doğrudan sergilenemez. Bu nedenle konservasyon işlemleri, batıkların kazı sırasında ortaya çıkarılmasıyla birlikte başlamaktadır.
Kazı alanlarında, batıkların bulunduğu ortamın nem oranı %100’e yakın tutulur ve kuruma riski önlenir. Kazı sonrası batıklar koruma havuzlarına alınarak, deniz tuzlarından arındırılır. Ahşap üzerindeki demir bileşikleri çeşitli kimyasal yöntemlerle temizlenir. Daha sonra polietilen glikol (PEG) emdirme, dondurarak kurutma ve özel reçine uygulamaları gibi işlemlerle ahşaplar güçlendirilir. Bu uzun soluklu konservasyon süreci tamamlandıktan sonra batıklar, müzelerde sergilenebilir hale getirilir.
Yenikapı Batıkları’nın korunması amacıyla, 2008 yılında İstanbul Üniversitesi’nde Sualtı Kültür Kalıntılarını Koruma Anabilim Dalı kurulmuş ve aynı kapsamda Gemi Konservasyon ve Rekonstrüksiyon Laboratuvarı hizmete girmiştir. Konservasyon sürecinin tamamlanmasının ardından, batıklar arasından seçilecek 10-15 geminin sergilenmesi planlanmaktadır.
Yenikapı 12 Replikası ve Denizle Buluşması
Yenikapı 12, MS 9. yüzyıla tarihlenen bir Ortaçağ ticaret gemisi batığıdır. Theodosius Limanı’nda gerçekleştirilen arkeolojik kurtarma kazılarında bulunmuş ve 37 batık arasında en iyi korunmuş örneklerden biri olarak değerlendirilmiştir.
Yenikapı 12 Replikası - (AA)
Batığın replikası, orijinal buluntulara ve yapım tekniklerine sadık kalınarak inşa edilmiştir. Avrupa Birliği destekli “LİMEN: Ege’den Karadeniz’e Kültürel Limanlar” projesi kapsamında, İstanbul Üniversitesi’nin partnerliğinde yürütülen çalışmayla 5 Ekim 2017’de RMK Marine Tersanesi’nde tanıtılmıştır. Projede, yaklaşık 10 yıl süren çalışmalar sonunda teknenin orijinal yapım tekniği, ahşap türleri ve mühendislik hesaplamaları belirlenmiş, rekonstrüksiyon süreci tamamlanmıştır. Yenikapı 12 replikası, İstanbul’un denizcilik tarihini somutlaştıran ilk tam ölçekli, denize indirilen tarihî gemi modeli olma özelliğini taşımaktadır.
Yenikapı 12 Replikası - (İstanbul Üniversitesi)
Sergileme ve Müzecilik
Yenikapı, Marmaray, Metro ve Sultanahmet kazılarında ortaya çıkarılan mimari kalıntılar, taşınabilir kültür varlıkları ve batık tekneler, hem ulusal hem uluslararası platformlarda çeşitli sergilerle tanıtılmıştır. Başlıca sergiler şunlardır:
- “Saklı Limandan Hikayeler: Yenikapı’nın Batıkları” (2013): Yenikapı kazılarında bulunan ve MS 5-10. yüzyıllar arasına tarihlenen teknelerin yükleri, inşa teknikleri ve kaptanlara ait kişisel eşyalar sergilendi.
- “Ege’den Karadeniz’e Ortaçağ Limanları” Fotoğraf Sergisi (2013): OLKAS Projesi kapsamında İstanbul’da düzenlenen sergiyle, bölgedeki 45 Ortaçağ limanı ve deniz ticareti kültür turizmi çerçevesinde tanıtıldı.
- “Gün Işığında İstanbul’un 8000 Yılı” (2013): Marmaray, Metro ve Sultanahmet kazılarında ortaya çıkarılan 8 bin yıllık kültür varlıkları, Bizans, Roma, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerle birlikte sergilendi.
- “Bizans: İhtişam ve Günlük Hayat” (2010, Bonn): Almanya’da düzenlenen sergide, Yenikapı batıklarına ait 600’den fazla eser yer aldı. Ayrıca, Yenikapı 12 numaralı batığın birebir röprodüksiyonu sergilendi.
- “Bizans’tan İstanbul’a: İki Kıtanın Limanı” (2009-2010, Paris): Grand Palais’de gerçekleştirilen sergide, Yenikapı Theodosius Limanı kazıları ve Neolitik insan yerleşimi, ilk kez yurt dışında geniş bir kitleye tanıtıldı.